GENEL - 21 Mayıs 2020 Perşembe 13:56

Bakan Koca: “Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır”

A
A
A
Bakan Koca: “Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır”

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılış töreninde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüs salgınıyla ilgili, “Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır, Türkiye sadece kendi ülkesine değil tüm dünyaya sağlık hizmeti sunmaya adaydır” dedi.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılış töreninde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüs salgınıyla ilgili, “Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır, Türkiye sadece kendi ülkesine değil tüm dünyaya sağlık hizmeti sunmaya adaydır” dedi.


Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştiriliyor. Açılış törenine Japonya Başbakanı Şinzo Abe video konferans ile bağlanırken, sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştirilen törende Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da açıklamalarda bulundu. Koca, hastanelerde yoğunluk oluşmadan yeni tip korona virüs salgınının kontrol altına alındığına dikkat çekti.



“Sağlıkta ülkemizin çağ atladığı bir dönemi yaşadık"


Açılışta konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Sağlıkta ülkemizin çağ atladığı bir dönemi yaşadık. Bu dönemi vatandaşımızın layık olduğu hizmete en üst seviyede kavuşmasını sağlayarak taçlandırmak istiyoruz. Açılışı yapılan bu kompleks sadece bir hastane değil, her biri alanında özelleşmiş 8 hastaneden oluşan bir hastane şehridir. 426 yoğun bakım yatağı toplam 2 bin 682 yatağa sahip. 725 hasta muayene odası var. Tam donanımlı 90 ameliyathaneye sahip. 28 doğum salonu, yatalı 16 yanık ünitesi bulunuyor. Bir günde 35 bin hastaya hizmet verecek kapasitede. 2 bin 800 sismik izolatör ile dünyanın en büyük sismik izolatör binası olma özelliğini taşıyor. Deprem anında bile ameliyatlar ve hizmetler kesintisiz devam edebilecektir” dedi.



“Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır"


Şehir hastanelerine yönelik bilgi veren Koca, “Son dönemde şehir hastaneleri kapasiteleri önemli bir yer tutmakta. 2016 yılından itibaren 10 şehir hastanemiz faaliyete geçmiştir. Başakşehir ile 11’inci şehir hastanesini devreye alıyoruz. 6 şehir hastanesi inşası devam etmekte. Şehir hastanelerimizi sadece günlük hizmet ihtiyacımızı karşılamakla kalmamış, tehlikelere çok önceden set çeken birer tedbir olmuştur. Salgın ile mücadelede yükü ağırlıklı olarak bu hastanelerimiz omuzlamıştır. Covid 19 salgını ile mücadele aşamasında bu yatırımları ne kadar isabetli olduğunu görmüş olduk. Birçok ülkede hastane yatağı ve yoğun bakım kapasitesi yetersiz olurken, ülkemizde sıkıntı yaşanmamıştır. Hastanelerimizde beklenen yoğunluk olmadan hastalık kontrol altında alınmıştır. Şehir hastaneleri sağlıkta gelinen son nokta olarak hedefliyoruz. Amacımız bu hastanelere başvuran her hastanın sağlıkla ilgili sorunlarının tamamını bir merkezde sonuçlandırmasıdır” diye konuştu.



“Sağlık turizminde önde olan her ülkeden daha iyi bir alt yapıya sahibiz"


Türkiye’nin sağlık noktasında iyi bir alt yapıya sahip olduğuna dikkat çeken Koca, “Şehir hastaneleri sadece kamu özel işbirliği ile yapılan hastaneler değil, yeni dönemde en ileri düzeyde sağlık hizmetinin verildiği, hastanın başka bir kuruma sevk edilmediği, eğitim araştırma faaliyetlerini yürütüldüğü müstesna birer üs olacaktır. Bu yolla kaliteli ve özellikle sağlık hizmetleri ile ülkemizi uluslararası sağlık turizminin önemli bir destinasyonu haline getirme yönünde önemli adımlar atıyoruz. Ülkemizin potansiyelini dünyaya açacak, sağlık turizminde önde olan her ülkeden daha iyi bir alt yapıya sahibiz. Sağlık olduğu sağlık tesisleri ve personeli ile Türkiye sadece kendi ülkesine değil tüm dünyaya sağlık hizmeti sunmaya adaydır. Şehir hastanelerimizi donatılan son model teknoloji ve konforu ile hastanecilik alanında ulaşılan en son merhaledir. Ancak bu cihazları ve binaları canlı kılan içinde hizmet verecek kaliteli sağlık personelimizdir. Bugüne kadar doktorundan hasta bakıcısına kadar zorlukları engel görmeyen, mesai sınırı tanımadan hizmet veren sağlık personelimiz bu yeni mekanlara yeni bir ruh verecektir. Bu düzeyde yaygın teknolojik alt yapıya ve bu düzeyde fedakar sağlık personeline dünyada çok az millet sahiptir. Toplumun her ferdini sağlık güvencesine alıp ayrım yapmadan bu hizmeti modern mekanları taşıyan belki de tek ülkeyiz. Sağlık sistemimiz 21. yüzyıl dünyasında Türkiye’nin adını sağlık ülkesi olarak yazdıracaktır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bahar aylarında bu hastalıklar peşinizi bırakmayabilir Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, doktora başvurmanın önde gelen sebepleri arasında yer aldığını belirten Kulak Burun Boğaz (KBB) ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri birçok hastalık gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına da zemin hazırlıyor. Zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin düşmesi, bu dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanmasına neden oluyor" diye konuştu. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, dünyada en çok görülen ve en fazla iş gücü kaybına sebep olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan faktörler virüslerdir. Virüslerin zayıf düşürdüğü bireylerde diğer bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilir. En çok bilinen üst solunum yolu enfeksiyonları nezle ve grip olmakla birlikte, bu hastalıklar sinüzit, tonsillit (bademcik iltihabı), orta kulak iltihabı ve larenjite neden olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı artıran faktörler vardır. Alerjik bünyeye sahip olma, burun kemiği eğriliği veya konka büyüklüğü gibi anatomik sorunlar sebebiyle ağızdan nefes alıp verme, sigara içme, düzensiz beslenme gibi faktörler riski artırabilir. Bu hastalıklar daha çok mevsim geçişlerinde ve kalabalık ortamlarda sık görülür. Damlacık enfeksiyonu biçiminde ortaya çıkar, yani yakın mesafeden konuşma, öpme, öksürme sonucunda bulaşırlar. Bulunulan ortamda havalandırmanın yetersiz olması da bulaşmalarını kolaylaştırır. Virüs, bulaşı olan yüzeylere temas sonrası ellerin yıkanmaması ile de bulaşır. Gereksiz antibiyotik kullanımını önlemek amacıyla üst solunum yolu enfeksiyonlarının tanısında viral hastalık farklarının bulunması gerekir" dedi. Op. Dr. İdil Öztürk, erişkinlerde sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarını şöyle sıraladı: "Nezle birden çok virüsün yol açtığı, kişiden kişiye bulaşan, üst solunum yollarını tutan hafif seyirli bir hastalıktır. Üşütme, soğuk algınlığı olarak da bilinir. Soğuk mevsimlerde daha sıktır. Sigara içenlerde daha sık görülmez fakat ağır seyreder. Bir insan, ömrü boyunca yaklaşık olarak 300 defa nezle olur. 5 yaşın altındaki çocuklar yılda ortalama 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirir. İnfluenza virüslerinin yol açtığı üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüsün 3 tipi vardır. Tip A insanlar, domuzlar ve kümes hayvanlarında, Tip B sadece insanlarda hastalık yapar. Tip C ise insanlarda çok hafif belirtilere yol açar. Sıklıkla ani başlayan yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları, bitkinlik, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile kendini gösterir. Ateş genellikle 5 gün ya da 1 hafta sürer. Tedavide dinlenme çok önemlidir. Ateş düşürücüler, bol sıvı tüketimi ve iyi beslenme önemlidir. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotik verilmez ancak orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi ikincil enfeksiyon, komplikasyon olarak eklenmiş ise antibiyotik kullanılır. Yutak ve bademciklerin ani başlayan enfeksiyonudur. Virüs veya bakteriyel kaynaklı olabileceği için etkene göre tedavi metodu değişiklik gösterir. Belirtileri yüksek ateş, boğaz ağrısı-yutkunma zorluğu, halsizlik-kırgınlık, baş-eklem-kas ağrıları, öksürük ve bazen de boyunda lenf bezlerinin şişmesidir. Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu daha sık görülür. Sıklıkla nezle, grip gibi enfeksiyonları takiben gelişen ikincil bakteriyel enfeksiyon şeklindedir. En sık 6-18 ay asındaki çocukları etkiler. 6 yaşından sonra hastalık sıklığında bariz azalma görülür. Yüz kemiklerinin içerisinde sinüs adı verilen hava boşluklarının iltihabına sinüzit adı verilir. Yine sıklıkla viral üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben gelişir. Vira enfeksiyonlardan sonra 7-10 günde tam iyileşme beklenirken genellikle burun doluluğu ve öksürük artışı olur. Büyük çocuklar ve erişkinlerde baş ve yüz ağrıları görülebilir. Antibiyotik tedavisi gerekebilir." KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Öztürk, söz konusu bu üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için hijyene ve el yıkamaya özen gösterilmesi, kalabalık ortamlardan uzak durulması, kalabalık ortamların sık sık havalandırılması, hasta kişilere mümkünse maske taktırılması ve fazla yaklaştırılmaması, yaşa uygun ve dengeli beslenilmesi, mevsime uygun giyinilmesi gerektiğini söyledi.
Eskişehir Kalem çaldıkları bakkalın duvarına yazdıkları yazıda suçlarını itiraf edip dalga geçtiler Eskişehir’de hırsızların bir bakkaldan çaldıkları kalemle yazdıkları, "Bu kalemi buradan çaldık" ifadesi ve sonrasında çizdikleri ok görenleri güldürürken, esnafı şaşkınlığa uğrattı. İşletme sahipleri o olaydan sonra güvenlik kamerası taktırarak önlem aldı. Tepebaşı ilçesi Eskibağlar Mahallesi’nde bulunan Akmescit Sokak üzerinde bir market işletmesinin yanındaki binanın duvarına yer alan, "Bu kalemi buradan çaldık" ifadesi dikkat çekti. Kimliği bilinmeyen şahıs ya da şahıslar tarafından bir kalem ile yazılan yazı görenleri şaşırttı. Olay karşısında şaşkınlık yaşayan esnaf duruma tepki gösterdi. Bahsi geçen yazının yazılmasından bir gün sonra da dükkanı gösteren bir ok çizilmesinin ardından güvenlik kameraları taktırarak önlem alan işletme sahipleri hırsızlara seslenerek çalınan kalemin geri getirilmesini istedi. "Yazıyı boşversinler, kalemi geri getirsinler" Esnaf Batuhan Alkan, bahsi geçen yazıyı yazanların çocuk ya da üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Yazının dükkandan çalınan bir kalemle yazıldığını belirlediklerini ifade eden Alkan, "Biraz üzerinde araştırma yaptık ama kendilerini bulamadık. Karşımızdaki duvara da aynı yazıyı yazmışlardı, onu sildik. Bildiğiniz trollemişler. Yazının altında bir başka yazı daha var, onu ayrıca yazmışlar. Bu yazıları aynı gün içerisinde yazmıyorlar, ertesi gün tekrar başka bir şey yazıyorlar. Sonradan güvenlik kamerası takdırdık zaten. Ben buradan o kalemi çalanlara seslenmek istiyorum, yazıyı boşverin de kalemi getirin kardeşim. Kalem önemli" dedi.