GENEL - 14 Eylül 2020 Pazartesi 12:09

Küçükçekmece Kütüphaneleri’nde Mehmet Erte ile yazarlık atölyesi başlıyor

A
A
A
Küçükçekmece Kütüphaneleri’nde Mehmet Erte ile yazarlık atölyesi başlıyor

Küçükçekmece Belediyesi, yazıya gönül veren ve kendini ifade etmekte kalemine inanan edebiyat tutkunlarını, Halkalı Çamlık’taki Millet Kütüphanesi’nde Varlık Dergisi Editörü Şair ve Yazar Mehmet Erte ile “Kurmacanın Doğası” Yazarlık Atölyesi’nde bir araya getiriyor.

Küçükçekmece Belediyesi, yazıya gönül veren ve kendini ifade etmekte kalemine inanan edebiyat tutkunlarını, Halkalı Çamlık’taki Millet Kütüphanesi’nde Varlık Dergisi Editörü Şair ve Yazar Mehmet Erte ile “Kurmacanın Doğası” Yazarlık Atölyesi’nde bir araya getiriyor.


Sahte, Suyu Bulandıran Şey, Alçalma gibi eserleriyle günümüzün popüler yazarlarından olan Mehmet Erte, sanat, editörlük ve yayıncılık üzerine bilgi ve deneyimlerini yazarlık atölyesinde Küçükçekmecelilerle paylaşacak.



Katılım 20 kişiyle sınırlı


19 Eylül’de başlayacak ve dört hafta boyunca devam edecek atölyede yazar, "Postmodern doğdu diye modern öldü mü?", "Olay örgüsü öyle gerektiriyor diye cinayet işlenir mi?”, “Kurmaca karakterler için gözyaşı dökebilir miyiz?” gibi başlıklarla kurmacanın temel kavramlarını, katılımcılarla disiplinlerarası ilişki içinde tartışarak, sanatın öyküsüyle birlikte ele alacak.



Son başvuru 17 Eylül


Pandemi koşullarına uygun olarak gerçekleştirilecek atölyeye başvurular, 444 43 60/8985 numaralı telefondan gerçekleştirilecek. Son başvuru tarihi 17 Eylül olan atölye, pandemi kuralları çerçevesinde sosyal mesafeye uygun olarak 20 kişiyle gerçekleştirilecek. Yazarlık atölyeleri, alanında tanınmış yazarların katılımıyla yıl boyunca devam edecek.



Atölye programı:


19 Eylül Cumartesi


Saat 17.00- 19.00 Postmodern doğdu diye modern öldü mü?


Özgün bir sanata gerçekten hazır mıyız? / Deneyselin geleneği


26 Eylül Cumartesi


Saat 17.00- 19.00 Olay örgüsü öyle gerektiriyor diye cinayet işlenir mi?


Kurmacanın matematiği: Sözleşme, olay örgüsü, çatışma, vd.


03 Ekim Cumartesi


Saat 17.00- 19.00 Kurmaca karakterler için gözyaşı dökebilir miyiz?


Özdeşleşme sorunu / Karaktere dair mitler / Gerçek karakterler ile kurmaca karakterler arasındaki farklar / Yazarın ölümü, anlatıcının doğuşu


10 Ekim Cumartesi


Saat 17.00- 19.00 Hasta olarak yazar, hastalık belirtisi olarak edebiyat


Etkin okuma / Psikanalitik okuma / Metin çözümlemesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir MÜSİAD İzmir’den kan bağışı kampanyası Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesinin gençlik kurulu, kan stoklarında yaşanan azalma nedeniyle "Sen Kan Ver, Kızılay Can Versin" sloganı ile kan bağış kampanyası düzenledi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesinin gençlik kurulu, Kızılay’ın kan stoklarında son günlerde yaşanan azalma üzerine bağış programı düzenledi. Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezinde düzenlenen kampanyaya; Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş, MÜSİAD İzmir Başkanı Gökhan Temur, Gençlik Kurulu Başkanı Alper Atlı, MÜSİAD ve Genç MÜSİAD üyeleri katıldı. “Bütün vatandaşlarımızı kan bağışlamaya davet ediyorum” Kan bağış kampanyasında konuşan MÜSİAD İzmir Başkanı Gökhan Temur, “MÜSİAD olarak her zaman devletimizin ve milletimizin yanında olmaya çalıştık. Her konuda çalışmaya devem ediyoruz ve edeceğiz. Bugün üyelerimizle kan bağışında bulunarak gönüllere can ve nefes oluyoruz. Kan, hayati bir maddedir. Hiç beklemediğimiz bir anda kana ihtiyaç duyabiliriz. Çünkü kan acil değil sürekli bir ihtiyaçtır. Bu doğrultuda bizler de sivil toplum kuruluşu olmanın verdiği sorumluluktan hareketle üyelerimizin ve üye firma çalışanlarımızın katılımlarıyla Türk Kızılay’ı işbirliğinde kan bağışı kampanyası gerçekleştiriyoruz. Yaz aylarına girmemiz nedeni ile kan bağışının düşük olduğu bir döneme giriyoruz. Buradan bütün vatandaşlarımızı kan bağışlamaya davet ediyorum” ifadelerine yer verdi. Türk Kızılay’ı Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş da kan bağışının önemine dikkat çekerek, yeterince kan bağışı alamadıkları zaman hastanedeki ihtiyaç sahiplerinde de ciddi bir mağduriyetin ortaya çıktığını vurguladı.
Elazığ Türkiye’nin en büyüğü: Üretilen çantalar 26 ülkeye ihraç ediliyor Elazığ’daki Organize Sanayi Bölgesi’nde 12 bin metrekare alan üzerine kurulan dünyanın 3’üncü, Türkiye’nin ise en büyük çanta fabrikası, ürettiği çantaları 26 ülkeye ihraç ederek, 700 kişiye istihdam sağlıyor. Elazığlı iş adamı Gürkan Talo, Organize Sanayi Bölgesi’nin 6’ncı bölge teşviklerinden yararlanmasının ardından İstanbul’da bulunan iş yerini Elazığ’a taşıyarak, 12 bin metrekare alan üzerine dünyanın 3’üncü, Türkiye’nin ise en büyük çanta fabrikasını kurdu. Burada üretilen ürünler diğer illere gönderilirken, 26 ülkeye de ihraç edilmeye başlandı. 700 vatandaşa ekmek kapısı olan Türkiye’nin en büyük çanta fabrikasında üretilen ürünler, başta Almanya, Fransa ve Belçika’ya ihraç edilerek Elazığ ekonomisine ciddi bir katkı sağlıyor. Talo Çanta Fabrikası sahibi Gürkan Talo, bundan sonraki hedeflerinin dünyada birinci sıraya yükselmek olduğunu ifade etti. Çanta fabrikasının Organize Sanayi Bölgesi’nde 12 bin metrekare kapalı alanda kurulu olduğunu belirten Talo, ’’Yaklaşık 700 personel ile Elazığ’dan yaklaşık 26 ülkeye çanta ihracatı yapan bir fabrikayız. Kapasite olarak Türkiye’de birinci, dünyada ise 3’üncü sıradayız. Bir rakibimiz Çin’de, bir diğeri ise Pakistan’da var. Onların dışında dünyada kapasite olarak 3’üncü sırada biz varız. 700 çalışanımızdan 650’si kadın istihdamından oluşmaktadır. Kadınlara istihdamda öncelikli olarak yer vermemizin nedeni ise kadınların iş gücüne olan katkılarında inanılmaz bir bereket gördük. Bundan dolayı da çalışanlarımızın çoğunluğunu kadın tercih ettik. Bu fabrikada kedi çantasından kadın kol çantasına, seyahat çantasından elbise çantasına, kısaca çantayla ilgili bütün ürünlerin üretimini gerçekleştiriyoruz. Elazığ’da üretmiş olduğumuz çantalarımızı dünyanın üç kıtasına yollamanın gururunu yaşıyoruz. Bütün lojistik merkezlere Elazığ müthiş derecede yakın konumda. Elazığ’a yatırım yapmamızın en büyük nedenlerinden bir tanesi de 6’ıncı bölge teşviklerinden yararlanmasıdır. 6’ncı bölge teşviklerinden faydalandığımız için imalatımızı İstanbul’dan Elazığ’a taşıdık. Bundan dolayı da çok memnunuz. Bundan sonraki hedeflerimiz, nasip olursa dünyada birinci olmayı planlıyoruz. Şu anda ilk üç firma arasındaki üretimlerde çok büyük farklılıklar yok, ulaşılabilir bir fark var. Nasip olursa bu gururu Elazığ’a kavuşturacağız” dedi.