ASAYİŞ - 03 Aralık 2020 Perşembe 23:00

Hakime hakaret ettiği iddia edilen Nagehan Alçı’nın yargılanmasına başlandı

A
A
A
Hakime hakaret ettiği iddia edilen Nagehan Alçı’nın yargılanmasına başlandı

İstanbul Adalet Sarayı’nda görevli hakim Hakkı Yalçınkaya’nın kendisine hakaret ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğu gazeteci Nagehan Alçı Kütahyalı’nın yargılanmasına başlandı.

İstanbul Adalet Sarayı’nda görevli hakim Hakkı Yalçınkaya’nın kendisine hakaret ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğu gazeteci Nagehan Alçı Kütahyalı’nın yargılanmasına başlandı. Duruşmada şikayetçi olduğunu belirten hakim, “Öldüğümde arkamdan Hrant Dink katillerinden biri yorumunun olmasını istemiyorum. Sanığın savcılıkça korunduğunu düşünüyorum” dedi.


İstanbul Adalet Sarayı’nda görevli hakim Hakkı Yalçınkaya, gazeteci Nagehan Alçı Kütahyalı’nın bir yazısında, “Hrant Dink’i ölüme götüren o malum kararı veren hakim Hakkı Yalçınkaya Çağlayan Adliyesi’nde hala asliye ceza hakimi olarak görev yapıyor” dediği için şikayetçi olmuştu. Hakim Yalçınkaya’nın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Nagehan Alçı Kütahyalı hakkında dava açılmıştı. Nagehan Alçı Kütahyalı’nın, ‘sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret’ suçundan 2 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada müşteki hakim Hakkı Yalçın Kaya ile tarafların avukatları hazır bulunurken, tutuksuz sanık Nagehan Alçı Kütahyalı duruşmaya katılmadı.



“İğrenç kararları veren hakimlerle eş düzeyde gösterildim”


Duruşmada tutuksuz sanık Nagehan Alçı Kütahyalı’dan şikayetçi olduğunu belirten müşteki hakim Hakkı Yalçınkaya, “Hakimlik görevim sebebiyle iğrenç karar veren, insan haklarına önem vermeyen, işkencecileri koruyan hakim ve eş düzeyde bir yargı mensubu olarak gösterildim. Hrant Dink’in öldürüldüğü tarihte Malatya İcra Mahkemesi hakimi olduğum halede FETÖ’cü basın tarafından günlerce hedef gösterildiğim için aynı düşüncelerin devamı ve etkisiyle sanığın tarafıma hakaret ettiğini virüs tatilinde internetten yaptığım kontrolde tesadüfen öğrendim” diye konuştu.



“Vicdanım el vermiyor”


Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görevli olduğu esnada Silivri Cezaevinde görülen davadaki hukuksuzlukları ve Türk mitolojisinin kirletilmesine yönelik bir dava konusunda karar yazdığını belirten müşteki hakim Yalçınkaya, “Karar yazdığım için Yargıtay’da çok defa yargılandım, beraat ettim. Aslında Türkiye’mizde ne basının ne mahkemelerin böyle söylemlerle muhatap olmasına vicdanım el vermiyor. Öldüğümde arkamdan Hrant Dink katillerinden biri yorumunun olmasını istemiyorum” şeklinde konuştu.



“Sanığın savcılıkça korunduğunu düşünüyorum”


Ermeni tarihini çok defa okuduğunu söyleyen müşteki hakim Yalçınkaya, “Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görev yaptığım dönemde Mezopotamya’da yaşayan insanların tarihini pek çok kez okudum. Ermeni insanlarla herhangi bir sorunum yoktur. Türk ulusunu çok seviyorum. Sanığın zorla getirilmesini talep ediyorum. Sanığın savcılıkça korunduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, eksik hususların giderilmesini ve katılma talebinin kabul edilmesini talep etti. Sanık hakkındaki aleyhe beyanları kabul etmediklerini dile getiren avukatı, kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını, ifadelerin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını ve sanığın bir sonraki celse duruşmaya katılacağını kaydetti. Mahkeme, sanığın bir sonraki celse hazır edilmesi için süre verdi. Katılma talebinin sanığın savunmasının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.



İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Nagehan Alçı Kütahyalı ‘şüpheli’, hakim Hakkı Yalçınkaya ‘müşteki’ olarak yer aldı. Müştekinin şikayet dilekçesine yer verilen iddianamede, şüpheli Nagehan Alçı Kütahyalı’nın internet ortamında da bulunan yazısında Hrant Dink’in ölümüne neden olduğu yönünde iddialarda bulunduğu, Hrant Dink’in öldürüldüğü tarihte başka bir şehirde çalıştığı, bahse konu yazının hakaret ve iftira içerikli olduğu, kendisinin terör örgütlerine hedef gösterildiği kaydedildi.


Şüpheli Nagehan Alçı Kütahyalı tarafından 15 Haziran 2018’de kaleme alınan köşe yazısına yer verilen iddianamede, “Maalesef bugün hala birey haklarını önemsemeyen hakim-savcı zihniyeti var. Yer yer hükümranlığını sürdürüyor. Sadece İzmir’deki hakim değil, mesela Çağlayan Adliyesi’nde hala, Hrant Dink ve oğlu Arat Dink’i sadece Ermeni oldukları için mahkum eden ve Hrant Dink’i ölüme götüren o malum kararı veren hakim Hakkı Yalçınkaya asliye ceza hakimi olarak görev yapıyor. Bu hukuksuz zihniyetteki yargı personeliyle ilgili gereken süreçlerin işletilmesi için HSK çok önemli bir kurum. Hakimler ve savcılar her siyasi görüşten olabilirler, yeter ki sadece hukuka bağlı ve tarafsız olsunlar” denildi.


Şüphelinin ifadelerinin müştekinin onur ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde olduğunun belirtildiği iddianamede, ‘sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret’ suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.