ASAYİŞ - 10 Mayıs 2021 Pazartesi 13:17

Suriyeli Muhammed Selmo’yu dövüp dereye atan şüpheliler hakkında iddianame hazırlandı

A
A
A
Suriyeli Muhammed Selmo’yu dövüp dereye atan şüpheliler hakkında iddianame hazırlandı

Bahçelievler’de Suriye uyruklu Muhammed Selmo’yu feci şekilde dövüp, gasp ettikten sonra dere yatağına attıkları iddiasıyla yakalan 4 şüpheli hakkında savcılık iddianamesini hazırladı.

Bahçelievler’de Suriye uyruklu Muhammed Selmo’yu feci şekilde dövüp, gasp ettikten sonra dere yatağına attıkları iddiasıyla yakalan 4 şüpheli hakkında savcılık iddianamesini hazırladı. Şüpheliler, ifadelerinde müştekinin dereye düştüğünü beyan ederken Selmo, “Kasıtlı olarak beni attılar” dedi. Savcılık, şüpheliler hakkında 4 ayrı suçtan 52’şer yıl hapse çarptırılmalarını talep etti.


Bahçelievler’de 7 Temmuz 2020 tarihinde Suriye uyruklu Muhammed Selmo’yu mahalleden tanıdığı 4 kişinin otomobil alma bahanesiyle önce gasp edip, sonrasında feci şekilde dövüp dere yatağına attıkları iddia edilen, Ahmet Kürşat Ç., Görkem B., Serkan K. Ve Yakup E. hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesini hazırladı. İddianamede müşteki Muhammed Selmo’nun beyanında başına silah dayanarak, “Sen parayı nereden buluyorsun” deyip, şüphelilerin önce dövdüklerini sonrasında da zorla 5 bin 700 lira parasının, cep telefonu ile boynundaki gümüş kolyesinin gasp edildiğine ve aracına zarar verildiğine yer verildi.


Olay yeri incelemesi sonrası hazırlanan raporda, şüphelinin beyan ettiği gibi arka camın kırık, bagaj kapağı üzerinde de ezikler olduğu belirtildi. Aynı zamanda araçta şüpheliler arasında yer alan Serkan K.’nın da parmak izine rastlanıldığı anlatıldı. İddianamede, tesadüfen bir vatandaşın olay anını kaydettiği video görüntüsüne de yer verildi. Müştekinin, Serkan K.’yı emniyette teşhis ettiği, Ahmet Kürşat Ç.’yı de sosyal medyadan gösterilen fotoğrafıyla teşhis ettiği aktarıldı. Serkan K.’nin alınan ifadesinde diğer iki şüpheli Ahmet Kürşat ve Görkem’in de olay içerisinde olduğunu ifade ettiği anlatıldı.


Şüpheli Ahmet Kürşat Ç., Serkan K. ve Görkem B.’nin savcılıkta alınan ifadelerinde, Muhammed Selmo’yu mahalleden tanıdıklarına ve uyuşturucu sattığı nedeniyle husumetli oldukları yönünde beyanlarına yer verildi. Suçlamaları kabul etmeyen şüpheliler, müştekiyi gasp etmediklerini, silah kullanmadıklarını ve karşılıklı bir kavganın olduğunu belirtti. Şüpheliler aynı zamanda müştekiyi dereye atmadıklarını üzerinde buldukları uyuşturucuyla birlikte polise teslim edecekleri için şüphelinin korkup kendisinin düştüğünün beyanında bulundu.


Müşteki Muhammed Selmo’nun savcılıkta alınan beyanında, “Yakup isimli şüpheli benim kafama silah dayadı. Para ver dedi. Bende vermeyince kafama silahla vurdu. Olay yerinde beni arabadan indirdiler. 5 bin 700 TL paramı, telefonumu, kolyemi ve tesbihimi aldılar. Yüzüğümü almak istediler ben vermek istemedim. Beni arabanın bagajına koymaya çalıştılar. Ben bagaja girmeyince Ahmet Kürşat beni yere attı ve sonrasında aralarından birisi yüzüme tekme attı. Sonrasında iki şüpheli beni omuzlarımdan tutup dere kenarına sürüklediler. Ben arbede sırasında düşmedim. Kasıtlı olarak beni aşağı attılar” ifadelerini kullandı.


Kolluk kuvvetlerinin araştırmaları sonucunda dördüncü şüphelinin Yakup E. olduğuna, yakalanamadığına ve hakkında yakalama kararı çıkartıldığına yer verildi. Müşteki hakkında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, vücudunda orta düzeyde 3 kırığın olduğu belirtildi.


Savcılık, dosya kapsamında delillere bakıldığında şüphelilerin suçtan kurtulmaya yönelik ortak fikir ve eylem birliğinde bulundukları, müştekinin rızası dışında arabasına el konulup, zarar verildiği ve başına silah dayandığı gerekçeleriyle 4 şüpheli hakkında ‘Birden fazla kişi tarafından silahla cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 4 yıldan 14 yıla kadar, ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar ‘nitelikli yağma’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar, ‘mala zarar verme’ suçundan 4 aydan 3 yıla kadar olmak üzere toplamda 52 yıl hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı’dan yeni hasat sezonu ve TMO’nun hazırlıklarına ilişkin açıklama Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Yeni hasat sezonunun başarılı geçmesi için bütün hazırlıklarımız tamam. Randevu sistemi ve planlanan alım ve depolama programlarımızla tüm tedbirleri almış durumdayız” dedi. ANKARA - Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Yeni hasat sezonunun başarılı geçmesi için bütün hazırlıklarımız tamam. Randevu sistemi ve planlanan alım ve depolama programlarımızla tüm tedbirleri almış durumdayız” dedi. Bakan Yumaklı, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Merkez ve Taşra Teşkilatı Eğitim, Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. TMO’nun zor zamanların kadim kurumu olduğuna dikkati çeken Yumaklı, hububat sektörünün ekonomi ve gıda güvenliği açısından stratejik önem taşıdığını vurguladı. “Çiftçilerimizin toprağa verdiği emeğin alın terinin karşılığını alacağı hasat sezonu yaklaşıyor. Bakanlık olarak hububat ve diğer ürünlerin üretim sürecinden alımına kadar her aşamasını titizlikle takip ediyoruz” diyen Yumaklı, hasat sezonu başlamadan önce TMO tarafından gerçekleştirilen ve 3 gün süren toplantıda kurumun alım, depolama ve diğer faaliyetlerinin değerlendirildiğini bildirdi. “Devrim niteliğinde değişiklikler” Geçen yıl Tarım Kanunu’ndaki değişiklikle ülkemiz tarımında çok uzun yıllar söylenen, ancak sadece teoride kalan birtakım hususları hayata geçirdiklerini hatırlatan Yumaklı,şu değerlendirmelerde bulundu: “Devrim niteliğinde oldu bu değişiklikler. Özellikle bitkisel ve hayvansal üretim için stratejik öneme sahip ürünlerde inşallah bu yılın ekim döneminden itibaren planlı üretime geçmiş olacağız. Peki bu devrim niteliğindeki düzenlemeler nelerdi? Özellikle işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması konusu odak noktamız oldu. Tarımsal üretim yapılan tüm alanların kayıt altına alınması bunun başlıklarından bir tanesi. Stratejik ürünlerde planlı üretime geçilmesi yine en önemli başlığımız. Suya göre tarım yapılması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması. Aslında bunlar bilinmeyen şeyler değil. Sadece bu konuda geliştirilen politikaların altlıklarının oluşturulması anından itibaren irade ve kararlılık gerekiyordu. Biz de bunu gösterdik. Bu sayede ne istiyoruz biz? Yeni normale karşı bu ülkenin dayanıklı olmasını, daha fazla tarımsal ürün üretmesini ve ilerleyen yıllarda hem ihtiyacımızın karşılanması hem de çok önemli bir gelir kaynağı olan tarımsal üretim, tarımsal ürün ihracatımızı da her geçen gün artırmak” “Alımda rekor kırıldı” Bakan Yumaklı, 2022 yılı sonunda bitkisel üretimin 129 milyon ton iken, 2023’te asrın felaketinin yaşanmasına rağmen bu ülkenin üreticilerinin 137 milyon ton bitkisel üretimi gerçekleştirdiğini belirterek, şunları söyledi: “Deprem zamanında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bulunduğu deprem bölgelerindeki ajansları, baş müdürlükleri, merkezden oraya giden arkadaşlarımız ortaya çıkan hasarların tespiti ya da yönlendirmesi başta olmak üzere, yaraların sarılmasında çok önemli görevler icra ettiler. Bu açıdan da TMO ailesinin bu yaklaşımını, çabuk aksiyon alması ve etki etmesi açısından tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıl bütün bunlar yaşanırken, daha olayın akut hali devam ederken, hububat fiyatlarının açıklamasını gerçekleştirdi. O andan itibaren Toprak Mahsulleri Ofisi bu görevi üstlendi ve 13,1 milyon tonluk bir alım gerçekleştirdi. Bu bütün zamanların rekoru oldu. Bu başarının arkasında kadim bir kurum olmasının yanı sıra 4,5 ayı aşan bir sürede hafta sonu, bayram seyran dinlemeden, ailelerinin yüzünü görmeden çalışan bütün arkadaşlarımızın çok değerli emekleri vardı. 614 noktada günlük ortalama 200 bin tona ulaşan alımı yapan bütün arkadaşlarımı tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum” "Tarımda teknoloji" Tarımda teknolojinin kullanımının önemine dikkati çeken Yumaklı, şöyle konuştu: “Tahılı kontrol etmek, piyasa ihtiyacına göre pazara sürmek, arz-talep dengesini korumak, lisanslı depoculuk çalışmaları, bütün bunların hepsi teknolojinin bir şekilde bu süreçlere etki etmesiyle ya da bu süreçlerde yer almasıyla mümkün. Geçtiğimiz yıl, başta randevu sistemi olmak üzere, oradaki teknolojiye adaptasyon olmasaydı, herhalde bugün bu rakamları konuşmuyor olurduk. Bu alanda istikrar özellikle özel sektörün de bu alana girmesiyle beraber sağlanmış durumda. İnşallah bundan sonraki dönemde de ülkemizin ihtiyacı olan depolama kapasitesini son takip edilen ve uygulanan teknolojik yeniliklerle birlikte ülkemize kazandırmış olacağız. “Yağışlar rekoltenin gidişini belirleyecek” Arpa ekim alanlarında geçen seneye göre yüzde 4’lük, buğday ekim alanlarında ise yüzde 7’lik artışın söz konusu olduğunun altını çizen Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Mısırda 2023 yılında herkesin beklentisinin aksine Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırdık. Bu sene de benzer bir rakamın geleceğini düşünüyoruz. Buğday ve arpa üretimiyle alakalı malumunuz yağışların önemi var. Mayısın 15’ine kadarki yağışlar rekoltenin gidişatını ve ürün kalitesini belirlemiş olacak. Makrodan baktığımız zaman Ekim 2023- Nisan 2024 arası uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 1,6, geçen seneye göre yüzde 25’in üzerinde yağışlarda fazlalık var” şeklinde konuştu. “Yeni sezona hazırız” Bakan Yumaklı, yeni hasat sezonunun başarılı geçmesi için bütün hazırlıkların tamamlandığını ve yeni sezona hazır olduklarını vurgulayarak “Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da üreticimizin yanında olarak, üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak her türlü adımı atacağız. 2024 hasat döneminde de randevu sistemi ve planlanan alım ve depolama programlarımızla tüm tedbirleri almış durumdayız. TMO, her dönemde olduğu gibi bu sezon da üretimin sürdürülebilirliği ve piyasa istikrarı için başta üreticilerimiz olmak üzere tüm kesimlere hizmet vermeye devam edecek” diye konuştu. Toplantının yeni üretim sezonunda karşılaşılacak sorunların ele alınması, mevcutların çözülmesi ve bundan sonra yinelenmemesi açısından önemli olduğunu kaydederek TMO çalışanlarına yeni sezonda kolaylıklar dileyen Yumaklı “Çiftçilerimize de hayırlı ve bereketli bir sezon diliyorum” ifadelerini kullandı.
Samsun Başkan Sandıkçı: “Canik, kaliteli eğitimin gözde merkezi oldu” Samsun’un Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, eğitim alanına yönelik çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürdüklerini, ilçenin kaliteli eğitimin gözde merkezi olduğunu söyledi. Canik’te eğitime yönelik vizyon projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, ilçeyi kaliteli ve nitelikli eğitimin durak noktası haline getirdiklerini belirtti. Canik’te eğitime yönelik gerçekleştirdikleri çalışmaların, veliler ve öğrenciler tarafından büyük bir ilgi ve memnuniyetle karşılandığını vurgulayan Başkan İbrahim Sandıkçı, “Bilgileri ve tecrübeleriyle ülkemize katkı sağlayacak nesilleri titizlikle yetiştiriyoruz” şeklinde konuştu. Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde öğrencilere bilim ve teknoloji alanında verdikleri eğitimlerin en temelden başladığını ve özel müfredat çerçevesinde uygulamalı ve teorik olarak ilerlediğini ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, “Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsümüzü, öğrencilerimizin bilim ve teknoloji alanında deneyim sahibi olduğu atölyeler, keşif alanları ve laboratuvarlarla dizayn ettik. Özel olarak hazırladığımız eğitim müfredatı ile teorik olarak işlenen her bir konu akabinde uygulama eğitimlerine geçiyoruz. Öğrencilerimiz, uzman eğitmenlerimiz eşliğinde atölye, deney ve gözlem çalışmaları gerçekleştiriyor. Burada eğitim alanına farklı bir bakış açısı kazandıran konsept ve ders modülleriyle eğitimlerimizi sürdürüyoruz” ifadelerine yer verdi. Canik’in kaliteli eğitimin gözde merkezi olduğuna dikkat çeken Sandıkçı, “Canik’teki okullarımızda, Canik akıl ve zekâ oyunları sınıflarının kurulumlarını gerçekleştirdik. Öğrencilerimizin hizmetine sunduğumuz sınıflarımızı, zihinsel gelişime katkılar sunan tarihi zeka ve strateji oyunlarıyla güçlendirdik. Tarihi zeka ve strateji oyunlarıyla öğrencilerimizin karar alma, stratejik düşünme gibi pek çok bilişsel özelliğinin gelişmesine katkılar sağlıyoruz” diye konuştu.
İstanbul Elbistan’da tarlada vurularak ölen Bülent öğretmenin ailesi, fail ya da faillerin yakalanamamasından şikayetçi Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde geçtiğimiz yıl Temmuz ayında hasat için gittiği tarlada nereden geldiği bilinmeyen bir kurşunla vurularak hayatını kaybeden matematik öğretmeni Bülent Koç’un ailesi, fail ya da faillerin hala yakalanamamasına tepki gösterdi. Vurulma anında olay yerinde bulunan bir kişinin üzerinde barut izine rastlanmasına rağmen kimsenin tutuklanmadığını belirten Koç’un kız kardeşi Zerrin Erman, kendilerine dava süreci hakkında bilgi verilmediğini de söyledi. Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde matematik öğretmeni olan ve aynı zamanda çiftçilik yapan 45 yaşındaki Bülent Koç, 2023 yılı Temmuz ayında öğlen saatlerinde hububat hasadı yaptığı sırada kim tarafından ateşlendiği bilinmeyen silahtan çıkan merminin sırtına isabet etmesi sonucu kanlar içinde yere yığılarak olay yerinde hayatını kaybetti. Genç öğretmenin hayatını kaybetmesinin ardından aylar geçmesine rağmen fail ya da faillerinin bulunamamasına Koç’un ailesi tepki gösterdi. Bülent Koç’un Almanya’da yaşayan ve ağabeyinin davası için sürekli Almanya’dan Türkiye’ye seyahat eden kız kardeşi Zerrin Erman, Bülent Koç’un tarlada vurulduğu esnada yanında 5 kişinin bulunduğunu, 5 kişiden birisi olan H.K.’nın üzerinde yapılan incelemede barut izine rastlandığını fakat olaya ilişkin kimsenin tutuklanmadığını ve 5 kişinin de serbest olduğunu iddia etti. Dava süresince kendilerine veya avukatlarına gelişmelere ilişkin savcılık tarafından açıklama veya bilgilendirme yapılmadığını iddia eden Zerrin Erman, aradan aylar geçmesine rağmen fail ya da faillerin bulunamamasına tepki gösterdi. Ağabeyinin sevilen bir öğretmen olduğunu söyleyen Erman, olayın faili meçhul olarak kalmasını istemediklerini belirtti. “Ağabeyim biçerdöverci tarafından tarlaya çağırılıyor. Yarım saat içinde vurulma haberi geliyor” diyen Zerrin Erman, “Olay tarlada oluyor. Yanında 5 kişi bulunuyor. 2’si ağabeyimin kendi köylüsü, 3’ü de biçerdöverci. Biçerdöverci ağabeyimi hasadı almaya çağırıyor. Ağabeyim tarlaya gittiğinde biçer tarlada çamurdan dolayı çökmüş. Aslında ağabeyimin tarlasına girilmemiş. Ama biçerdöverci tarafından çağırılıyor. 15 - 20 dakika sonra da vurulduğu haberi geliyor. Vurulma olayı 28 Temmuz’da oluyor. 29 Temmuz’da da, yanında bulunan 5 kişinin adli tıp raporu gelmeden hemen bırakılması çok enteresan. Önce kaza dediler, domuz kurşunu dediler, yorgun kurşun dediler. Bize pek bir açıklama yapılmadı. Bizler kardeşler olarak 3- 4 ay sonra kendimize gelebildik. Bize adliyeden de jandarma komutanlığından da hiçbir açıklama gelmiyor. Sürekli gidip soruyoruz ‘gizlilik kararı’ deyip bizi gönderiyorlar. Avukatlara da açıklama yapmıyorlar. En son adli tıp raporu geldiğinde, yanında bulunanlardan bir tanesinin üzerinde barut izi çıkıyor. Ve bu kişi hala bu süreye kadar soruşturmaya bile çağırılmıyor. Bizler gidiyoruz ama savcı bize hiçbir açıklama yapmıyor, yardımcı olmuyor. Bizim canımız yandı. 22 yıllık öğretmen, sevilen bir eğitmendi. Bu insan kurşunla vuruluyor. Sürecin neden titizlikle incelenip bize açıklamalar yapılarak peşine düşülmüyor? O kişiler neden serbest dolaşıyor, neden soruşturmalara çağırılmıyorlar? Ben suçlamak amacıyla demiyorum ama benim ağabeyim bu insanların yanında öldürüldü. Açık bir alandı. Kurşunun mısır tarlasından geldiğini teyit ediyorlar ama kimin yaptığını söylemiyorlar. Bu olayda her şey çok çelişkili” dedi. Erman, “Gizlilik kararı deniyor ve bize açıklama yapılmıyor. Ailesi olarak bize ve avukatlarımıza açıklama yapılmamasının nedenini öğrenmek istiyoruz. Bu davada birçok avukat var. Neden gizlilik kararı olduğunu çözemedik. Çok sevilen bir öğretmendi. Kendi parasıyla kimsesiz çocukları okutan bir öğretmendi. Bu öğretmenin olayının faili meçhule çevrilmesini istemiyorum” diye konuştu.