EKONOMİ - 08 Haziran 2021 Salı 16:33

Cami Yapı Ekipmanları Fuarı’na geri sayım başladı

A
A
A
Cami Yapı Ekipmanları Fuarı’na geri sayım başladı

12 Haziran tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilere açacak.

12 Haziran tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilere açacak.



Yüzyıllarca Dünya’da çok örneğini görülen Cami yapımı iç dizaynı ile günümüze kadar gelen yetenekli markaların yön verdiği bilgi, birikim ve ustalık örneklerin sergileneceği, Osmanlı-Selçuklu ve günümüz mimarisinin yansıtılacağı, sanatı estetik ile buluşturan birçok sanat erbabı firma bu yılda, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek 9-12 Haziran tarihleri arasında Cami Yapı Ekipmanları Fuarı’nda yeni çalışmaları ve projeleri ile yerini alacak. 132 firmanın katıldığı, sanatsal ve kültürel değerlerle tarihi dokulardan esinlenen, güncellenen ve tarihi bugünle birleştiren en yeni çalışmalar ile tüm dünyadan gelen ziyaretçilere ve katılımcılara sunulacak. Dünya’daki ve Türkiye’de ki çok önemli cami projelerine imza atmış mimarların ve firmaların yer alacağı fuar, bu yılda yurtdışından katılımcı olmak isteyenlerin yoğun başvurusunu karşılamaya devam ediyor.



Türkiye’nin tüm illerinden yoğun katılımla gerçekleşen fuara, özellikle üniversitelerin mimarlık bölümü öğrencilerinin, sektör temsilcilerinin, rektörlerin, mimarlık fakültesi öğretim görevlilerinin, Cami sektöründe çalışan birçok firmanın, firma temsilcilerinin, satış uzmanlarının, özellikle Cami yaptırmak isteyen ve tarihsel, estetik, sanatsal kaygı taşıyan tüm hayırseverlerin çalışmalara ve yeni ürünlere taleplerinin arttığı belirtildi. Gelenekten geleceğe kültürel dokunun bozulmaması misyonunu üstlenen firmaların referanslı, özenli ve el emeği çalışmalarının sergilendiği fuarda ziyaretçilerin, özellikle sektörün dev firmalarının stantlarıyla ve çalışmalarıyla karşılaşacağı belirtildi.



’’Cirosu 1,6 milyar dolar olan cami sektörü 2021 yılının sonuna kadar 1,9 milyar dolar hedeflenmektedir ’’


Cami sektörü hakkında değerlendirmede bulunan Proaktif Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şahin, ’’Ülkemizde, her yıl yüzlerce yeni cami yapılıyor ve bir o kadar da, yenilenen ve tamir edilen cami bulunmaktadır. Her geçen gün daha konforlu hale getirilen bu ibadethaneler, gelişen teknoloji ve artan ihtiyaca paralel olarak, milli ekonomiye canlılık kazandırıyor. Ekonomik hacmi, her yıl katlanarak büyüyen Cami Yapı Ekipmanları sektörü, başta, cami halısı, avize, ahşap, mermer, kurşun, ses teknolojileri, minare mimarisi, tezyinat ( hat sanatı - nakkaş ) temel atımından anahtar teslime yüzlerce sektörü içinde barındırmaktadır. Ortalama bir caminin, ibadete hazır hale getirilebilmesi için gerekli olan yatırımın 6-8milyon olduğu bilinse de, bazı camiler var ki, yatırım maliyetleri 250 milyonlarla ifade edilmektedir. Cirosu 1,6 milyar dolar olan cami sektörü 2021 yılının sonuna kadar 1,9 milyar dolar hedeflenmektedir. Kalitesine 100 yıl garanti verebilen halıların üretilmeye başlandığı Cami Yapı Ekipmanları sektöründe, kayıtlı - kayıtsız yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edildiği Cami Yapı Ekipmanları sektörü, ülkemizin en hızlı büyüyen görünmeyen dev sektörlerinden biri olma özelliğini taşımaktadır’’ açıklamasında bulundu.



Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Proaktif Fuarcılık olarak ,Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, KOSGEB, Türkiye Camii ve Kuran Kursları Dernekleri Federasyonu, Türkiye genelindeki tüm il ve ilçe müftülerimiz, belediye başkanlarımız, cami dernek başkanlarımız, mimarlarımız, her yıl olduğu gibi bu yılda tüm ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor’’.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Tapusuz köyde 57 yıl sonra gelen mülkiyet sevinci Denizli’nin Buldan ilçesinde 1967 yılında baraj yapılacağı gerekçesiyle taşınan 400 nüfuslu 90 haneli Derbent Mahallesi sakinleri, aradan geçen 57 yıl sonra tapularına kavuşmanın sevincini yaşadı. 1967 yılında dönemin Adalet Partisi (AP) iktidarında Derbent köyüne sulama barajı yapılması kararı alındı. Baraj yapılacak olmasından dolayı Derbent Mahallesi baraj alanı içerisinde yani su altında kaldı. Dönemin bakanlar kurulu kararı ile mahallenin baraj alanı dışına taşınması kararı alındı ve uygulandı. Mahalle alınan kararla birlikte baraj alanının yaklaşık 10 kilometre dışından yeniden kuruldu. Mahalle, Fatıma Bağcı isimli şahıstan alınan 46 dönüm arazi üzerine yeniden kuruldu. Fakat farklı gerekçelerden tapunun devir teslim işlemi gerçekleşmedi ve arazi sahibi Bağcı İzmir’e taşındı. Aradan geçen süre içerisinde Bağcı ve eşi vefat edince belli bir süre sonra da arazi hak sahibi olmadığı için hazine arazisi olarak tapulandırıldı. Aradan seneler geçmesine rağmen mahalledeki 90 yapı ve tarım arazilerinin tapuları çıkarılamadı. 2020 yılında yıllardır devam eden tapu sorununu kamuoyu gündemine getiren dönemin mahalle muhtarı Yaşar Öz, “Devir etmek isteyen vatandaşlarımız var. Devir teslim işlemlerini tapu olmadığı için yapamıyorlar. Bu mağduriyetin bir an evvel çözülmesini devlet büyüklerimizden talep ediyorum. Köyümüzde camimiz, sağlık ocağımız, okulumuz hepsi var. Devlet kurumu olarak kurumlarımız var ama bir türlü tapumuz yok. Köyün tapusunu bir an evvel alınmasını talep ediyorum” derken; köyün eski yerleşim yerinden bu yana olan süreci anlatan Mustafa Akten ise “Bu derbent köyümüz 1967 yılında inşaatı biten derbent barajı sonrasında köyümüz buraya geldi. Köyümüz buraya gelmeden önce köy muhtarlığı aracılığıyla üzerinde bulunduğumuz tarla köy muhtarlığı tarafından Buldan’da ki bir şahıstan alındı. Tarlanın tapu işlemleri çeşitli gerekçelerden alınamadı. Daha sonraki yıllar içerisinde diğer muhtarlarda bu sorunu çözemediler. Ancak köyümüzde gerekli olan tüm devlet hizmetleri müracaatlar sonucu olarak geld. Köyümüz var olduğu halde seçimlerde de oy kullandığımız, vergilerimizi de verdiğimiz halde bir türlü köyümüzün tapusu verilmedi. Şu anda da yeni muhtarımız tapuların alınması için gerekli müracaatlarını yapıyor. Bu işlemlerin bir an önce bitirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 53 yıldır köyümüzdeki insanlar mağdur durumdadır. Tapular 53 yıldır alınamadı. Bir türlü köyümüzün tapuları verilmedi. Hazineye geçirildi. Geçmiş dönem muhtarlara kolaylık olur diye ‘hazineye geçsin’ demişler. Tüm ilgililerin bu konuyu göz önünde bulundurarak köyümüzün mağduriyetini gidermek için tapuları bir an öncesi vermeleri gerekmektedir diye düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Tapu sorunu 57 yıl sonra çözüldü Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı, oy kullanılan, vergi verilen hatta okul, sağlık ocağı ve cami gibi devlet kurumlarının bulunduğu köydeki tapu sorunu nihayet mutlu sonla noktalandı. Yaklaşık 88 hak sahibi vatandaş, 57 yıldır yaşadıkları sorunun çözüme kavuşturulmasının ardından tapularını almaya hak kazandı. Buldan Belediye Başkanı Mehmet Ali Orpak, Buldan Tapu Müdürlüğünde hak sahibi vatandaşların tapularını almalarının sevincine ortak oldu. Yıllardan bu yana çekilen sıkıntıların sona ermesinden dolayı büyük sevinç yaşadığını dile getiren Başkan Orpak, “Yılların tapu sorunu artık çözüme kavuşmuştur. Bende vatandaşlarımız gibi bu sorununun çözülmesinden dolayı mutluyum. Artık vatandaşımız kendi evinde barkında, daha mutlu ve daha refah içinde yaşayacaktır. Tapularımız Buldan’ımıza ve Derbent Mahallemize hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Siirt Siirt’te yapılıyor, İstanbul, İzmir, Mersin’de yoğun talep görüyor Siirt’te peynir sezonunun başlamasıyla birlikte yayla peynirine talep arttı. Vatandaşlar kilolarca koyun peynirini alarak kış hazırlığı yapmaya başladı. Siirt’te yapılan yayla peynirinin İstanbul, İzmir ve Mersin’de yoğun talep gördüğü belirtildi. Her yıl ilkbahar mevsimiyle birlikte göçerler tarafından yaylalarda üretilen Siirt’in yöresel peyniri, bu yıl da tezgahlardaki yerini aldı. Peynir sezonunun başlamasıyla birlikte satışların arttığını belirten peynirci Ahmet Toprakçı, "Peynir göçer peyniridir. Kışlık peyniri burada satıyoruz ve herkes kış için peynir alıyor. Kimi 50, 100, 150, 200 kilogram peynir alıyor. Bizim Siirt peyniri meşhurdur. Hepsi koyun peyniridir, göçerlerindir. Çemikari Pervari tarafından geliyor. Tabi şimdi havalar daha sıcak olmamış ama 20 gün 1 aya kadar bütün peynir satılıp biter" dedi. "İl dışından çok yoğun talep var" İl dışından da peynire yoğun talep olduğunu söyleyen Toprakçı, "İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e her yere gidiyor bu peynir. Bizim peynir bir numara çok kalitelidir. Kışlık herkes alıyor bunu. Biz de burada satıyoruz. Yayladan gelen peyniri biz buradan satıyoruz. Kışlık peyniri bazıları yer altına koyuyorlar, bazıları ise soğuk hava deposuna koyuyorlar. Şu anda kilosu 130 TL ama yaz ilerledikçe 200 TL’ye kadar da çıkabilir’’ şeklinde konuştu. Peynir almaya gelen Yasin Toprak, "Peyniri her sene alıyoruz. Market peyniri yenmiyor. Yazın alıp kışın yiyoruz. Fiyatı da 130 TL uygundur. Bu taze peynirdir. 20 veya 25 kilo alıyoruz. Yazın alıyoruz, kışın tüketiyoruz’’ diye konuştu.