EKONOMİ - 14 Haziran 2023 Çarşamba 14:49

Kaçağa karşı ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyası

A
A
A
Kaçağa karşı ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyası

Tütün Sanayicileri Derneği, tütün mamullerinin yasa dışı ticaretinin verdiği ekonomik ve toplumsal zarara dikkat çekmek amacıyla ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyasını başlattı.

Tütün Sanayicileri Derneği, tütün mamullerinin yasa dışı ticaretinin verdiği ekonomik ve toplumsal zarara dikkat çekmek amacıyla ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyasını başlattı. Kampanya kapsamında, yasa dışı tütün ticareti konusunda toplumsal farkındalığın artırılması hedefleniyor.



Türkiye’deki yasal tütün mamulleri piyasasını temsil eden Tütün Sanayicileri Derneği ile üyeleri PM, BAT, JTI ve I T başlattığı kampanya kapsamında, Türkiye’de tütün mamulleri satış lisansına sahip 150 bin bakkalın desteğiyle yasa dışı tütün mamulleri ticaretinin sebep olduğu olumsuzluklara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığın artırılması hedefleniyor.



“Toplumsal farkındalık artırılacak”


‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyası düzenlenen basın toplantısı ile duyuruldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan JTI Türkiye Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Zeynep Öztürk, ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyasının önemli bir başlangıç olduğunu vurguladı. Öztürk, kampanya kapsamında yapılacak çalışmaların hem toplumsal farkındalığı artırmaya hem Türkiye’de tütün mamulleri satış lisansına sahip 150 bin bakkalın bilinçlendirilmesine yönelik tasarlandığını ifade etti.



“Yasa dışı ticaretin devlete faturası 70 milyar TL”


Tütün mamullerinin yasa dışı ticaretinin devlete 70 milyar TL’ye varan vergi kaybına mal olduğunu ifade eden PM Türkiye Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren devletin yürüttüğü başarılı yakalama operasyonlarına ve sürdürülen kararlı mücadeleye rağmen yaşanan vergi kaybının yanında, bu ticaretin toplumsal etkilerine de dikkat çekti. Diren, “Denetimsiz bir şekilde üretilen ve satışı gerçekleştirilen yasa dışı tütün mamulleri 150 bin bakkalın cirosundan yılda milyarlar çalıyor. Yasalara aykırı bir şekilde internet üzerinden veya tütüncü adı verilen ruhsatsız satış noktalarında gerçekleşen yasa dışı tütün mamulleri ticaretinin toplam tütün mamulleri pazarının yüzde 28’ine ulaştığı hesaplanıyor. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) raporlarına göre, yasa dışı tütün ve tütün mamulü ticareti terörizmin önemli finans kaynaklarından birisini oluşturuyor. Yine KOM’un 2021 raporunda ülkemizde tütün mamulleri kaçakçılığında trendin yıllar içinde değişerek, yurt dışından yasa dışı yollarla sokulan sigaradan, doldurulmuş makaron, boş makaron ve açık sarmalık tütüne evrildiği görülüyor” dedi.



“Ana sorun açık tütüne kaydı”


BAT Türkiye, Bulgaristan ve Kuzey Kıbrıs Genel Müdürü Alper Yüce, kaçak sigara ticaretinin 2014’te yüzde 20,7’ye çıkmasını takiben devletin kararlı mücadelesi, mevzuat düzenlemeleri ve etkili saha önlemleri sayesinde 2020 yılı sonunda bu oranın yüzde 1,5’e kadar düştüğünü ancak 2022 yılı sonu itibariyle yüzde 6 seviyesine yükseldiğini belirtti. Yüce, “Son dönemde kaçak sigara trendinde tekrar bir artış görülse de günümüzde yasa dışı tütün mamulleri ticaretinin büyük bir bölümünü 3 ana ürün grubu oluşturuyor: Yasa dışı açık tütün, doldurulmuş makaron ve bandrollü tütünden hazırlanan makaronların toplam yasa dışı tütün ticaretinin yüzde 25,8’ini oluşturuyor. 2016 yılında 6 bin civarında olan yasa dışı açık tütün ve dolu makaron satan noktaların sayısı bugün yaklaşık 20 bin’e ulaştı” diye konuştu.



“Mevzuat düzenlemeleri ile önemli kazançlar sağlanabilir”


I T Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili/Ülke Müdürü Can Menteş de devlet tarafından yürütülen mevcut operasyonların devamının ve kapsamının genişletilmesinin önemine dikkat çekti. Menteş, yapılacak bazı mevzuat düzenlemelerinin ve ilave denetimlerin yasa dışı tütün mamulleri ticaretinin önlenmesinde önemli kazanımlar sağlayacağını belirtti.



Menteş’in altını çizdiği ve ivedilikle hayata geçirilmesi için çağrı yaptığı 3 başlığı şöyle sıraladı: “Birincisi, izinsiz tütün ticareti için öngörülen hapis cezasının yeniden 3-6 yıla çıkarılması. İkinci olarak, yasa dışı tütün mamulü üretim teçhizatlarının internet ortamında satışının engellenmesi. Ve son olarak, yasa dışı ticarette kullanılan araçların müsadere edilmesi.”



Yasa dışı ticaret evrim geçirdi


Tütün Sanayicileri Derneği’nin üyelerinin açıklamasına göre yasa dışı ticaret evrim geçiriyor. Önceki yıllarda yurt dışından gelen kaçak sigaralar söz konusuyken; günümüzde yurt içinde denetimsiz bir sekilde üretilip piyasaya sürülen açık tütün ve makarona doldurulmuş tütün satışıyla mücadele ediliyor. Bu konuda devlet tarafında ciddi denetim ve çalışmalar sürerken, tüketicilere de çok büyük rol düşüyor. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında bu konuda önemli çalışmalar gerçekleştiren dernek üyesi firmalar, toplumun yasa dışı tütün mamulleri konusunda bilinçlendirilmesi konusunda çalışmalarını sürdürüyor.



Her 4 kişiden biri yasa dışı ürün kullandığının farkında değil


Yasa dışı olarak satın alınan tütün ve tütün mamulleri, yasa dışı zincirin terörizme kadar varan farklı halkalarına finansal kaynak oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl Şubat ayında yapılan ‘Kaçak, Sahte ve Taklit Ürünlere Dair Tüketici Algısı’ araştırmasına göre yasa dışı tütün tüketenlerin dörtte biri, yasa dışı tütün veya ürün alırken bunun yasa dışı olduğunun farkında olmuyor. ‘Yasa Dışı Kapı Dışı’ kampanyası ile özellikle bu noktaya dikkat çekilerek hem toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi hem de kayıt altında olmayan bir zincirin önüne geçilmesi hedefleniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Ada Kıyafet Evi Kuşadası’nda dayanışmanın örneği oluyor Kuşadası Belediyesi tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına ücretsiz yeni giysiler sağlamak amacıyla açılan Ada Kıyafet Evi, kentte dayanışma kültürünün sergilendiği en güzel örneklerinden biri oldu. Ada Kıyafet Evi’ne katkıda bulunan bağışçılara teşekkür eden Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, "Çocuklarımızın sıcacık yeni kıyafetlere kavuşması ve yüzlerindeki gülümseme bizi çok mutlu ediyor" dedi. Kuşadası Belediyesi, ihtiyaç sahibi ailelerin 3-12 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz yeni kıyafetler sağlamak amacıyla geçen 25 Kasım’da ’Ada Kıyafet Evi’ni açtı. Sosyal Belediyecilik alanında dikkat çeken proje, kentte gösterilen dayanışma ruhu ve kültürünün de en güzel örneklerinden biri olurken, Ada Kıyafet Evi’nde çocuklar, tıpkı bir mağazada olduğu gibi kendi beğendikleri 3 parça kıyafeti seçebiliyor. Ada Kıyafet Evi’nin sunduğu hizmetten yararlanmak isteyen ihtiyaç sahibi aileler, başvurularını AdaMobil veya belediyenin internet sitesi üzerinden yapabiliyor. Ada Kıyafet Evi’nde yer alan hiç kullanılmamış giysiler ise bağışçıların destekleriyle temin ediliyor. Ada Kıyafet Evi’ne katkıda bulunan bağışçılara teşekkür eden Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, "Öncelikle Belediye Başkanımız Ömer Günel öncülüğünde çok doğru ve değerli bir projeyi hayata geçirdiğimiz için gurur duyuyoruz. Kuşadası halkı da bağışlarıyla projemize sahip çıkıyor. Türkiye’deki ekonomik şartların her geçen gün zorlaştığını düşündüğümüzde çocuklarımızın sıcacık yeni kıyafetlere kavuşması, yüzlerindeki gülümseme bizi çok mutlu ediyor. Sosyal belediyecilikten asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Samsun Türk dünyası Samsun’da buluştu: 9 ülkeden kültür şöleni "Dünya Türk Dili Ailesi Günü", Samsun’da uluslararası nitelikte düzenlenen renkli bir kültür programıyla kutlandı. Samsun Büyükşehir Belediyesi ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin(OMÜ) katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Türk dili ailesine mensup 9 ülkeden gelen katılımcılar kültürlerini Samsunlularla buluşturdu. SBB Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen programda Azerbaycan, Kazakistan, Güney Türkistan gibi birçok Türk dünyası ülkesinin kültürel değerleri tanıtıldı. Halk oyunları gösterileri, geleneksel müzik dinletileri ve yöresel lezzetlerin sunulduğu etkinlik izleyicilerden büyük ilgi gördü. Türk dünyasının ortak dili, kültürü ve tarihine dikkat çekilen programda, sahnelenen gösteriler salondakilere görsel bir şölen yaşattı. Farklı coğrafyalardan gelen sanatçılar, sergiledikleri performanslarla kültürel bağların gücünü bir kez daha ortaya koydu. Program, Türk dünyasının zengin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılması açısından önemli bir organizasyon olarak değerlendirildi. "Kimliksizleştirme çağrısına kollarımızı makas gibi açıyoruz" Programda protokol konuşmaları da yapıldı. Organizasyonun tertip komitesi adına konuşan Emre Başoğlu, "Maalesef kimliksizleşen, köksüzleşen, mazisini ve tarihini unutan bu anlamda küresel güçler tarafından propaganda yapılan bir çağda yaşıyoruz. Biz bu programı bu yüzden çok önemsiyoruz. Diyoruz ki küresel sistemin köksüzleştirme ve kimliksizleştirme çağrısına kollarımızı makas gibi açıyoruz" ifadelerini kullandı. "Bundan yarım asır önce böyle bir manzarayı nesiller belki de hayal edemezdi" OMÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serkan Şen, "Türklük artık dünyanın yükselen yıldızı olarak söylenen değil, söyleyen olma hürriyetine doğru hızla ilerliyor. Samsun ilk adımın şehridir. Samsun başlangıçların şehridir. Bu şehirde böylesinde anlamlı bir günü kutlamanın, dünyanın dört bir tarafından gelen öğrencilerle buluşmanın hazzını yaşıyoruz. Bundan yarım asır önce böyle bir manzarayı nesiller belki de hayal edemezdi" dedi. "Bunun sonuçlarını çok güzel yaşayacağız ve hissedeceğiz" Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, "Belki 1940 yıllarda Türklük kelimesini ifade ettiğimiz zaman, Türk dünyasını ifade ettiğimiz zaman zindanlara atılan büyüklerimizden, bugün salonları dolduran gençlerimize selam olsun. 300 milyonluk bir nüfus. Hangisine giderseniz gidin kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz ülkeler. Bunların bir araya geldiği, diri olduğu, iri olduğu zaman dilimi çok yakın. Bu zaman dilimi müjdesini karşımda görüyorum. Bunun sonuçlarını çok güzel yaşayacağız ve hissedeceğiz" şeklinde konuştu. "Düşmanın ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyecek, Turan olacak" AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Ziya Gökalp, ‘Düşmanın ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyecek, Turan olacak’ demişti. Hasret ve vuslat duyguları vardır; biz bütün hasreti vuslat için yaşarız. Bugün burada görüyorum ki, çok büyük bir hasret artık vuslata ermiş durumda. Ancak buna rağmen hasret duygusu hâlâ canlılığını koruyor." Programa katılan öğrencilere verilen teşekkür belgesi ile organizasyon sona erdi.
Aydın ADÜ’den sürdürülebilirlik odaklı örnek proje Aydın Adnan Menderes Üniversitesi tarafından hazırlanan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen proje ile üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm odağında bir araya gelecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen "Gençlerle Sürdürülebilir Yaşayan Bir Ekosistem İçin El Ele" başlıklı proje, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Buharkent Meslek Yüksekokulu tarafından hazırlanarak onaylandı ve uygulama sürecine alındı. "G-1092 Gençlerle Sürdürülebilir Yaşayan Bir Ekosistem İçin El Ele" adlı proje, ADÜ Buharkent Meslek Yüksekokulu Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Tuba Top yürütücülüğünde hayata geçirilecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın "Gönüllüyüz Biz" Proje Destek Programı kapsamında kabul edilen proje, üniversite ve ortaöğretim öğrencilerini sürdürülebilirlik ve çevresel farkındalık odağında bir araya getirmeyi amaçlıyor. Buharkent Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mehmet Kaya’nın destekleriyle yürütülecek projede, Dr. Öğr. Üyesi Ramiz Boy teknik danışman, Öğr. Gör. Dr. Gözde Çetin ise atık yönetimi danışmanı olarak görev alıyor. Proje kapsamında, atıkların çevreye zarar vermeden önce kaynağında ayrıştırılması ve etkin biçimde yönetilmesi yaklaşımı esas alınıyor. Buharkent İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de katkılarıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde yürütülecek faaliyetlerde, Buharkent MYO bünyesinde oluşturulan "Buharkent Gönüllüleri" ekibi ile Buharkent Anadolu Lisesi öğrencileri ortak çalışmalara katılacak. İl Gençlik ve Spor Müdürlüğünün onayıyla gerçekleştirilecek uygulama sürecinde, lise öğrencilerine üniversite öğrencileri tarafından atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında teorik ve uygulamalı eğitimler verilecek. Eğitimlerin ardından sahaya çıkan öğrenciler tarafından toplanan plastik atıklar, Buharkent MYO Polimer Teknolojisi Laboratuvarı’nda enjeksiyonla kalıplama yöntemi kullanılarak işlenecek. Geri dönüşüm sürecinin sonunda elde edilen plastik malzemeler, anahtarlık ve bardak altlığı gibi günlük kullanım ürünlerine dönüştürülerek geri dönüşüm uygulamalarının somut ve işlevsel çıktıları ortaya konacak. Proje ile gençlerin çevresel sorumluluk bilincinin artırılması, sürdürülebilir üretim anlayışının yaygınlaştırılması ve üniversite-toplum iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Amasya Ferhat diyarı Amasya’da pekmez için dağı deldiler, gören şaştı kaldı Ferhat’ın Şirin uğruna dağları deldiği aşk efsanesinin yaşandığı Amasya’da bu kez pekmez için açılan mağaralar gündem oldu. Yol kenarındaki kayalık alanda kazmayla açılan oyuklar, görenleri şaşkına çevirirken işin aslı sonradan ortaya çıktı. Şeyhcui Mahallesi’nde orman yolu olarak bilinen mevkide üstü ağaçlık kayalık alanda kazılan mağaralar her geçen yıl genişledi. İçerisine birden çok insanın rahatlıkla sığabileceği hale dönüştü. Bölgeden geçenler durumu araştırdı. Mağaraların üzüm pekmezi yapımında kullanılan killi toprağın temini için kazıldığı anlaşıldı. Son 3 yıldır daha da genişledi Zaman zaman insanların buradan toprak götürdüklerini gördüklerini belirten mahalle sakinlerinden Sevgi Taşağıl, "İlk başta toprak kayması gibi düşündüm. Sonra pekmez için kazıldığını öğrendik" dedi. Esra Başkol da, kazılan alanın son 3 yıldır daha da genişlediğini söyledi. "Buraları Ferhat gibi kazmışlar" Üzüm pekmezi yapımında bu tür toprağın kullanıldığını anlatan Ercan Eftelioğlu, "Buraları Ferhat gibi kazmışlar. Ama pekmez toprağı için kazmışlar. Bu toprak kullanılmazsa pekmezin kıvamı istenildiği gibi tutmuyor. Üzüm pekmezinde kullanılıyor. Pekmez aşkı böyle böyle şey" diye konuştu. Yoldan geçerken karşılaştığı bu durumun tehlike oluşturduğuna işaret eden Cem Yeni ise, "Ağaçların kökleri dışarı çıkmış. Eğer biraz daha kazarlarsa ağaçlar yolun kıyısındaki elektrik tellerinin üstüne devrilebilir. Yetkililerin önlem alması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.