DÜNYA - 25 Ağustos 2013 Pazar 18:42

OTİSTİK MİLLİ SPORCU EGE DENİZ, DÜNYA 5.Sİ OLARAK YURDA DÖNDÜ

A
A
A
OTİSTİK MİLLİ SPORCU EGE DENİZ, DÜNYA 5.Sİ OLARAK YURDA DÖNDÜ

Avrupa Yüzme Şampiyonu otistik milli sporcu Ege Deniz, INASFID Dünya Yüzme Şampiyonasından dünya 5.`si olarak yurda döndü.
Avrupa Yüzme Şampiyonu otistik milli sporcu Ege Deniz 14-25 Ağustos 2013 tarihinde düzenlenen INASFID Dünya Yüzme Şampiyonasından dünya 5`ncisi olarak yurda döndü. Atatürk Havalimanı`na gelen şampiyon sporcu Ege Deniz ve ailesi gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Kızının dünya beşinciliği gibi bir dereceyle yurda döndüğünü belirten Ege Deniz`in annesi Bahar Deniz, ``Orada çok güzel gelişmeler oldu. Kızımız bir kere dünya beşinciliği gibi bir dereceyle döndü. Ama gerçekte bir üçüncülüğümüz de var fakat çok basit bir hatadan yani üç dolfin vurması gerekirken dört dolfin vurduğu için diskalifiye edildi. Bu yüzden üçüncülük madalyamızı alamadık. Bunun nedeni yeterince çalışamamak. Zamanında çok dolaştık havuz bulmak için, antrenör bulmak için çok çabaladık`` dedi.
Ege`nin yüzde seksen otizm raporu olduğunu belirten ve bunun çok ciddi bir başarı olduğunu ifade eden Bahar Deniz, ``Çok dar bir alana sıkıştı bütün çalışmalarımız. Ama elinden geleni yaptı ve şuanda Türkiye`nin en başarılı otizm zihinsel engelli sporcusudur. Ama bir şey daha vurgulamak istiyorum.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Yıldız: "Toroslar’da yerel demokrasiyi hep birlikte inşa edeceğiz" Mersin’in merkez ilçesi Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, 1 Nisan’dan sonra belediyeyi standart belediyecilik hizmetlerinin dışında yerelde demokrasiyi oluşturabilecek bir yönetimle devraldıklarını belirterek, "Yerel demokrasinin inşa edileceği, muhtarların 24 saat belediye hizmetlerinin içerisinde olacağı, fikrini söylediği bir mekanizmayı kurmak bizim temel hedefimiz" dedi. Yıldız, ilçede görev yapan mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. ’Yüzü gülen, nefes alan Toroslar’ için yapılacak çalışmalarla ilgili fikir alışverişinde bulunulan ’Muhtarlar Buluşması’ programı yoğun ilgi gördü. Türkiye Muhtarlar Federasyonu Mersin Şube Başkanı Halil İbrahim Soysal, Toroslar Muhtarlar Derneği Başkanı ve Çamlıdere Mahalle Muhtarı Ali Yılmaz, belediye meclis üyeleri ve mahalle muhtarlarının katıldığı programda, birlik ve beraberlik mesajı veren Başkan Yıldız, her bir muhtarın, her bir vatandaşın sesine kulak vereceklerini, belediyeyi ’ortak akıl’ ile yöneteceklerini söyledi. Programda konuşan Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, tüm muhtarlara önümüzdeki 5 yıl boyunca başarılar dileyerek, “1 Nisan tarihi itibariyle Toroslar’da birçok şeyin ciddi bir şekilde değişmeye başladığını, muhtarlarımız ve Toroslarımızda yaşayan 330 bin hemşehrimiz fark etmiştir. Toroslarımız, 30 yıl önce belediye oldu. En eski ilçe olmasına ve Mersin’in merkezi olmasına rağmen belki bir vizyondan, belki de yönetme alışkanlıklarından kaynaklı hak ettiği değeri bir türlü bulamadı. Toroslar’ın yüzde 50’sinden fazlası herhangi bir mimari ya da mühendislik hizmeti almamış yığma binalardan oluşuyor. Toroslarımızda halen çocuklarımızın rahatça gidip oynayabilecekleri yeterince park imar edilmemiş. Asfaltlar ve kaldırımlar problemli. Muhtarlarımızın da genel şikayeti bu. Bunların mesele olduğunu düşünmüyorum. Çok önceden çözülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çok basit meseleler, bugüne kadar çözülememiş. Yeni Toroslar’da, Toroslar’ın yeni döneminde bu konuştuğumuz problemlerin hiçbiri problem olarak gösterilmeyecek. Bunların hepsi standart belediyecilik hizmetlerinin başında geliyor” dedi. Başkan Yıldız, 1 Nisan’dan sonra belediyeyi standart belediyecilik hizmetlerinin dışında yerelde demokrasiyi oluşturabilecek bir yönetimle devraldıklarını kaydederek, “Belediyecilik dediğimiz şeyin kendisi, bürokratik işlemler toplamıdır. Esas olan şeyin kendisi, yerel demokrasiyi inşa etme halidir. Yani biz yerel demokrasiyi inşa etmeye adayız. Demokrasinin yeniden inşa edilmesi, yerelden inşa edilmesi ve demokrasinin Toroslar’da içselleştirilme meselesi, bizim derdimiz. Bu içselleştirilme yaşama geçilirse, problem diye gösterilen bir dolu mesele kendiliğinden çözülmüş olacak. Her birimiz diğer birimizi dinlemeyi, hakkına hukukuna riayet etmeyi öğreneceğiz. Bunları içselleştirdiğimiz andan itibaren yol yapmak, asfalt dökmek, kaldırım ve park yapmak da aslında kendiliğinden olabilecek bir meseledir” diye konuştu. "Muhtarlar benim mesai arkadaşlarım" Muhtarlarla işbirliği içinde çalışmanın önemine değinen Başkan Yıldız, şu ifadeleri kullandı; “Yerelden demokrasi yaşama geçerse bu belediyeyi, muhtarlarımız ve 330 bin insanımızla beraber yöneteceğiz. Sorunlarımızı hep beraber masaya yatıracağız. Buna ilişkin bütçemiz ve kentimizin durumu belli. Bunları beraber oluşturup, sorunları da çözümleriyle beraber bulacağız. Yerelden demokrasi diye anlatmaya çalıştığımız şeyin kendisi bütçe yapma hakkıdır. Her bir muhtarın mahallesinde yaşayan her bir yurttaş, bu bütçenin sahibidir. Dolayısıyla bu bütçenin nasıl harcanabileceğine ilişkin fikir vermek, katkı sunmak da aslında o mahallenin muhtarının ve o kentte yaşayan insanın hakkıdır. Biz diyoruz ki Toroslar insanına bütçe hakkını tanıyacağız. Buradaki temel görev muhtarlarımıza düşüyor. 67 mahallemiz var. Mersinimizin nüfusunun en kalabalık ilçesi Toroslar’dır. En çok görev de bizim muhtarlarımıza ait. Önümüzdeki günlerde bir stratejik plan hazırlayacağız. Eğer biz bütçe yapma hakkını koruyacaksak, eğer biz vatandaşın aklını, fikrini ortak akıl ve kolektif yönetim haline getireceksek, o zaman stratejik plandan başlamalıyız." Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Toroslar’da ne yapılacaksa, Toroslar halkıyla birlikte karar verileceğini vurgulayan Yıldız, "Birlikte karar vermeliyiz ki bütçeyi nasıl kullanacağımızı buradan çıkaralım. 67 mahallemizin tamamında muhtarlarımızla birlikte mahalle sakinlerimizi çağıralım. Katılmak isteyen herkes gelsin. O mahalleyi, o mahalleliyle birlikte ve o mahallenin muhtarının nezaretinde konuşalım. Tek tek mahallerimizi gezelim, eksiklerimizi tespit edelim. Biz demokratik belediyecilik yapmayacağız. Biz yerel demokrasiyi inşa edeceğiz. Eğer yerel demokrasiyi inşa etme iddiamız varsa, bütçe hakkını yurttaşa verme iddiamız varsa, vatandaşın sadece fiziki ya da sosyal yardımlar konusundaki fikrini almak değil, bir bütün olarak bu mahallede her bir bireyin belediye yönetimine nasıl katkı sunacağını, nasıl kendisini orada ifade edebileceğinin mekanizmalarını oluşturmamız lazım. Belediyenin yetkisini, sadece belediye başkanının ve belediye meclis üyelerinin ukdesinden çıkartıp, yerel demokrasiyi inşa etmek için, o yerelde yaşayan ve katkı sunmak isteyen herkesin yetkisini almak lazım diye düşünüyorum. Benim belediyeyi yönetme anlayışım bu. Ortak fikir oluşturmak dediğim, kolektif yönetim dediğim bu" şeklinde konuştu. "Tüm muhtar arkadaşlarıma mesai arkadaşlarım diyorum" diyerek konuşmasını sürdüren Yıldız, "Çünkü muhtarlık kurumu, yerel demokrasinin işlediği alanlardan bir tanesidir. 1 Nisan’dan itibaren başka bir Toroslar’a uyandık. Yerel demokrasinin inşa edileceği, muhtarların 24 saat belediye hizmetlerinin içerisinde olacağı, fikrini söylediği bir mekanizmayı kurmak bizim temel hedefimiz. 330 bin insanın kendini ifade edebileceği bir belediye oluşturmaya çalışıyoruz. Stratejik Planımızın hazırlık toplantısının ilkini muhtarlarımızla yapmış olduk. Bu toplantı, ’Muhtarlık Çalıştayı’ olarak da değerlendirilmelidir" dedi. Türkiye Muhtarlar Federasyonu Mersin Şube Başkanı Halil İbrahim Soysal da Başkan Yıldız’a teşekkür plaketi takdim ederek, “Tüm muhtarlarımıza hizmetlerinde başarılar diliyorum. Bizim derdimiz hizmet, gücümüz millet” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Halk elinde ıslah 18. yılında Eskişehir’de Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Ülkesel Projesi, gen yerli kaynakların korunması ve geliştirilmesi projesi 18 yıldır uygulanmaya devam ediyor. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü koordinasyonunda başlatılan Proje, Anadolu Merinosu Koyun ırkının halk elinde ıslahıyla başlamış olup halen iki Orta Anadolu Merinosu ve iki ramlıç koyun ırkı ıslahı projesi olmak üzere 4 proje ile devam ediyor. Proje, koyunculuk faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı Sivrihisar, Çifteler ve Mahmudiye ilçeleri başta olmak üzere Eskişehir’in ilçelerinde sürdürülüyor. Proje kapsamında toplamda 63 sürüde 16 bin 255 anaç koyun ve 506 damızlık koç ile projenin faaliyetleri sürdürülmekte olup; Proje kapsamında 2006 yılından bugüne kadar çiftçilere yaklaşık 29 milyon TL destek ödemesi yapıldığı ifade edildi. 2023 yılı destekleme ödemesi kapsamında ise projede yer alan üreticilere 4 Milyon 942 Bin TL destekleme ödemesi yapıldığı aktarıldı. “Damızlık hayvanlarımızla ile ilgili birçok olumlu dönüş almış bulunmaktayız” Başka illerde uygulanan projenin getirilerini dile getiren Eskişehir İl Tarım ve Müdürlüğü, Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Mehmet Yurt, “Halk Elinde Islah çalışmaları kapsamında yer alan sürülerde ikizlik oranları, kuzularda yaşama güçleri, kuzuların doğum ağırlıkları ve sütten kesim ağırlıkları gibi önemli parametrelerde yüzde 20’ye ulaşan önemli artışlar kaydedildi. Proje kapsamında ayrıca Ülkemizin küçükbaş hayvancılık alanında öncü illerinden olan Balıkesir ve Konya başta olmak üzere birçok ilimize, proje sürülerinden elde edilen kaliteli damızlık materyallerin satışları yapılmaktadır. Halk elinde ıslah projelerinin devamının gelmesini, hem çiftçilerimizin hayvancılık faaliyetlerine yönlendirilmesi hem de Eskişehir ilimizin ülkemizin tarımsal üretimine ve ekonomisine katkısı açısından önemli buluyor ve temenni ediyoruz. Projenin geliştirilerek sürdürülmesi için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak yetiştiricilerimizin yanlarında yer alarak çalışmaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi.
Muş Koruyucu anne 4 çocuğu sevgi ile büyütüyor Muş’ta yaşayan Tuba Karakaya isimli vatandaş, koruyucu anneliğini üstelendiği 4 kardeşi, öz çocuklarından ayırmıyor. Muş’ta yaşayan 2 çocuklu Karakaya ailesi, 4 ay önce bir yakınlarından etkilenerek koruyucu aileliğini üstlendiği 4 kardeşi çocuklarından ayırmıyor. 4 kardeşe koruyucu aile olup onları sevgi ile hayata hazırlayan ev hanımı Tuba Karakaya, sevgi ve şefkatli anneliği ile yürekleri ısıtıyor. Çocuklara sadece bir ev değil, aynı zamanda sevgi dolu bir aile ortamı da sunan anne Karakaya, gündelik ihtiyaçları karşılarken, her bir çocuğun duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına da özenle yaklaşıyor. Aile ortamında sevgiyle büyüyen bu çocuklar, Tuba Karakaya’nın koruyucu annelik şefkatiyle hayata sıkı sıkı tutunuyorlar. Kendi çocukları gibi sevdiği 4 çocuğa ev sahipliği yapan Karakaya, çocukları sevgi ile büyütmenin kendisinin en büyük amacı olduğunu ifade ederek, “İki çocuğum var. Dört tane de koruyucu aile olduğum çocuk var. Çocuklar ile beraber burada, bu evde mutlu bir şekilde yaşıyoruz. Sevgi her şeyi iyileştirir. Ben buna çok inanıyorum. Çocuklarıma da bunu elimden geldiğince göstermeye çalışıyorum. İhtiyaçları olsun her şeylerini karşılamaya çalışıyoruz ama belli bir noktada sevgimizi tam göstermeye çalışıyoruz. Benim için koruyucu anne olmak, onları hayata hazırlamak gibi. Kendi çocuklarımdan da herhangi hiçbir farkı yok. Yani çok şükür ki Rabbim o hissiyatı benim kalbime koymuş. Ben bu şekilde hissediyorum. Koruyucu anne olmak benim için gerçekten değişmez bir sorumluluktur. Bu asla değişmeyecek. İnşallah çocuklarımı büyütene kadar bu böyle olacak. Biyolojik çocuğum gibi gördüğüm çocuklara onların geçmişlerinden gelen kötü izleri silmek, onları sarılmak, onları sevgiyle büyütmek benim en büyük amacım. Onları büyütmek, onları iyi bir şekilde hayata hazırlamak benim en büyük amacım. Çocuklarıma güvenli bir yuva olmak, çocuklarıma güvenli bir yuva sunmak beni çok mutlu ediyor. Her çocuğumun benim için ayrı bir yeri ve ayrı bir hikâyesi var” dedi. Anneler Günü’nün kendisi için çok özel bir gün olduğunu söyleyen koruyucu anne Tuba Karakaya, “Bu özel günü ben ve çocuklarım birlikte geçiriyorum. Her çocuk sevgi dolu bir yuvaya ve güvenli bir limana ihtiyaç duyar. Bu nedenle tüm annelere ve koruyucu annelere seslenmek istiyorum. Sevgiyle, sabırla, anlayışla çocuklarımıza yaklaşalım. Onları yıpratmayalım. Onları anlamak ve desteklemek, onların hayatlarını pozitif etkileyecek. Unutmayalım ki, her çocuk sevgiyle büyür ve sevgiyle gelişir. Koruyucu annelerin sevgi dolu yürekleri, anneler gününün anlam ve önemine ışık tutuyor gerçekten. Çocuklara sevgi dolu bir yuva sunan ve onlara sevgiyle sarılan koruyucu anneler, koruyucu aileler gerçek annelik duygusunun en güzel örneklerini sunuyorlar” ifadelerini kullandı. Çocuklarının eğitimlerinden de yakından ilgilendiklerini belirten Karakaya, “Çocukların okulları var ve eksik oldukları kısımlar var. Eğitim hayatları benim için çok önemli. Ev ödevlerinde hepimiz birlikte yardımcı oluyoruz. Bu iş tamamen sevgiyle bitiyor aslında. Bunu iş gibi görmeyeceksin. O çocuğun sana, senin sevgine ihtiyacı var. Biz bunu elimizden geldiğince onlara göstermeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Öte yandan Anneler Günü dolayısıyla koruyucu aileyi evinde ziyaret eden Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ahmet Kırtay da, “Koruyucu ailelerimiz başta olmak üzere tüm annelerimizin anneler gününü kutluyoruz. Muş Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak Muş’ta toplamda 35 koruyucu ailemizin yanında 63 çocuğumuz bulunuyor. Biz de 12 Mayıs günü, bu özel günde Muş’ta bulunan koruyucu ailelerimizi, destek elemanlarımız ile birlikte ziyaret ediyoruz. Tabi devletimiz tüm zamanlarda her şartta yaşlısıyla, genciyle, engellisiyle, çoluğuyla sosyal medya alanını daha da genişletmektedir. Koruyucu aile sistemi de bu anlamda gelişmiş hizmetlerimizdendir. Biz Muş Aile ve Sosyal hizmetler Müdürlüğü olarak koruyucu ailelerimizi daha da yaygınlaştırmayı çocuklarımızın daha sıcak bir ortamda büyümelerini, yetişmelerini, eğitim ve bakımlarını daha iyi anlamalarını sağlamak için çalışıyoruz” dedi.
Erzurum Vali Çiftçi: “Bize düşen görev; annelerimizin rızasını kazanmaktır” Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Anneler Günü vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Vali Çiftçi mesajında, varlıklarıyla hayatımıza anlam katan, nesillerin sağlıklı yetiştirilmesi için ömrünü adayan; sadece bedenimizi değil ruhumuzu, kalbimizi ve zihinlerimizi doyurup evladını her şartta sevgiyle koruyan ve kucaklayan kıymetli annelerimizin Anneler Günü’nü tebrik ederek, “Anne; merhametin, fedakârlığın ve karşılıksız sevginin gönüllerimizde can bulmuş halidir. Her daim yanımızda olarak varlıkları ile gücümüze güç katan, yemeden yediren, giymeden giydiren, bizleri canından bir can olarak gören analarımızın üzerimizdeki haklarını hiçbir zaman ödeyemeyiz. İnancımıza göre anneye hürmet, cennetin kapılarını aralayan bir anahtardır. Peygamber Efendimiz (S.A.S.) bu hususta “Vaktinde kılınan namazdan sonra en sevimli iş, anne-babaya iyilik yapmaktır.” buyurmaktadır. Bize düşen görev; annelerimizin rızasını kazanmak, hayır dualarını almak, yaşam biçimimiz ve davranış şeklimizle yaşamımız boyunca onlara layık olmaya çalışmaktır.” dedi. Vali Çiftçi daha sonra şöyle devam etti, “Yeryüzünün en güçlü duygusu olan sevgi; akıllara ilk olarak şefkat hissiyle örülü çocukluğumuzu, huzurlu bir evi ve her türlü zorluğa sabır ve metanetle göğüs gererek yıllara meydan okuyan annelerimizi getirir. “Açılsa üstüm biraz, duyar da gece yarısı/Kalkar yatağından gelir/Bir mübarek el uzanır yorganıma usulca/Bilirim anamın elidir. /Bir merhamet, bir sıcaklık, bir gurur/Yavrum diyen sesinde /Ve huzurun günde beş vakit nabzı vurur/Beyaz tülbentinde, seccadesinde.” dizeleri gönül dünyalarımızın fazilet timsalleri analarımızı en güzel haliyle anlatmaktadır. Bu vesileyle 1955 yılında ülkemizde kutlanan ilk Anneler Günü’nde “Yılın Annesi” seçilen Nene Hatun başta olmak üzere, geçmişten günümüze vatanımızın zor zamanlarında sorumluluk alarak istiklâl ve hürriyet uğruna mücadele eden kahraman annelerimizi, şehit annelerimizi ve onların şahsında evlat özlemi çeken tüm anneleri hürmetle yâd ediyorum. Her türlü şartta annelik görevlerini eksiksiz yerine getiren annelerimize; aile bireyleriyle birlikte sağlık, huzur ve esenlik içinde geçecek bir ömür temenni ediyorum. Anneler Günümüz kutlu olsun!”