YEREL HABERLER - 11 Ocak 2014 Cumartesi 14:38

Öztürk Serengil'in Ölümünün Üzerinden 15 Yıl Geçti

A
A
A
Öztürk Serengil'in Ölümünün Üzerinden 15 Yıl Geçti

BANU EZBER
"Abidik Gubidik Twist, Kelaj, Yeşşe, Temem, Abijim, Babalık, Patlangoz" replikleri ile hafızalarımıza kazınan ve "Adanalı Tayfur" karakteri ile Türk sinemasının en önemli isimleri arasında yer alan Öztürk Serengil, 15 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.
Fikret Hakan’ın, “Kendine yazık ediyorsun, sonunda pişman olma” uyarısına karşılık, “Benim senin gibi gür saçlarım yok ki, elime geçen fırsatı değerlendiriyorum” cevabını veren Öztürk Serengil’in macera dolu hayatı 11 Ocak 1999’da sona erdi. Ardında 300’ü aşkın film ve kendisi ile özdeşlemiş eğlenceli söyleyişler bırakan Serengil, kendine özgü üslubuyla söylediği “Yeşşe”, “Kelaj”, “Temem” gibi kelimeleri argo kültürüne sokması ile de sıkça eleştirildi. Türk dilini bozduğu ve yozlaştırdığı yönündeki iddialara rağmen, bu söyleyişleri her geçen gün yayıldı, hatta dönemin popüler isimlerinden İsmet İnönü bile bir olay karşısında “Yeşşe” kelimesini kullandı.
Özel kanallarının yayın hayatına başladığı 90’lı yıllarda televizyon programlarına da konuk olan Öztürk Serengil, rahat tavırları ile dikkatleri üzerine çekiyordu. 1994 yılında TGRT’ye konuk olan Serengil, hayatı ile ilgili açıklamalar yaparken gençlik hatıralarının aklına gelmesiyle duygulandı. Canlı yayında arkadaşlarının ölümünü hatırlayan Serengil, gözyaşlarına hakim olamayarak ağlamaya başladı. Ayrıca Serengil, ekran karşısındaki samimi ve içten tavırları nedeniyle de izleyicilerin sevgisini kazandı.
MACERA DOLU BİR HAYAT
Türk sinemasının en önemli isimlerinden Öztürk Serengil, 2 Mayıs 1930’da dünyaya geldi. Ailesi Artvinli olan Serengil’in çocukluğu ve gençliği Giresun’da geçti. Giresun Lisesi’ni 2. sınıfta bırakarak İstanbul’a gelen ve ilk olarak Bab-ı Ali’de resim ile ilgilenen Serengil, ardından vestiyer görevlisi olarak çalıştığı Oda Tiyatrosu'ndaki bir oyunda küçük bir rol aldı. Bu rol ile Muhsin Ertuğrul'un dikkatini çekerek Şehir Tiyatrolarının aranan ismi olan Öztürk Serengil, 1957 tarihli Orhan Elmas'ın yönetmenliğindeki “Üçüncü Kat Cinayeti” adlı filmle ise 35 yılını vereceği sinemaya adım attı. İlk dönemlerdeki “kötü adam” tiplemesini, 300’e yakın film izledi ancak bir fenomene dönüşmesi “Adanalı Tayfur” rolü ile gerçekleşti. 1966’da sinema oyunculuğunun yanı sıra sahneye de çıkarak şovmenlik yapmaya başlayan Serengil, Avrupa’da dönemin en popüler dansı olan Twist’i Türkiye’de sahneleyerek “Twist Kralı” olarak da anılmaya başlandı. Politik güldürü tarzında çeşitli 45’lik plaklar çıkaran Öztürk Serengil, televizyonda da adından sıkça söz ettirdi. Serengil, çeşitli dizilerde yer almasının yanı sıra “Gülünüz Güldürünüz” adlı yarışma programını da hazırladı ve sundu.
Dönemin sinema dünyasını ve hayatını anlattığı, “Yeşilçam benden sorulur” isimli kitapta, kumara ve kadınlara karşı zaafı olduğunu söyleyen Serengil, kumar nedeniyle 27 daire ve bir gecede 100 bin mark yitirdiğini yazdı. 1961 yılında Türkiye'nin ikinci büyük gece kulübü Abidik Gubidik’i açan Serengil, bir yandan büyük bir servet kazanırken diğer taraftan kazandıklarını hızla yitiriyordu. Gazino yatırımları kapsamında Libya’da da faaliyet göstermek isteyen Öztürk Serengil, dönemin lideri Muammer Kaddafi'nin emri ile tutuklandı ve buradan kurtulmak için de büyük paralar harcayarak Türkiye’ye döndü.
Dört kez evlenen Öztürk Serengil’in aşk hayatı, en az kariyeri kadar karmaşık ilerledi. İlk evliliğini Mevhibe Hanım ile yapan Öztürk Serengil, başka bir eşinden ise üç gün içinde boşandı. Kızı Seren Serengil’in annesi Nevin Teoman ile evlendikten sonra boşanan ve ardından tekrar evlenen sanatçı son evliliğini ise Finlandiyalı Seija Mirja ile yaptı ve bu evlilikten iki erkek, bir kız çocuk sahibi oldu.
Beyin ödemi nedeniyle iki kez ameliyat olan 68 yaşındaki Serengil, antiödem tedavisine yanıt alındığı halde bir türlü sağlığına kavuşamadı. Ölümüne kısa bir süre kalan yanında sadece kızları Seren ve Seray Serengil, eski eşi Nevin Teoman ve yeni eşi Seija Mirja’nın bulunduğu Öztürk Serengil, sanatçı dostlarının vefasızlığından da yakınıyordu. Serengil’in, solunum sisteminin durması sonucu 11 Ocak 1999 tarihinde İstanbul’daki evinde vefatının ardından, siyaset, sanat ve iş dünyasının önde gelen isimleri telefon ve telgrafla taziyelerini iletti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.