YEREL HABERLER - 28 Ocak 2014 Salı 17:42

Tevekkül Karman "mısır'da Eski Rejimden Sonra Devrim Yapan Halk Bu Rejimden De Kurtulacak"

A
A
A
Tevekkül Karman "mısır'da Eski Rejimden Sonra Devrim Yapan Halk Bu Rejimden De Kurtulacak"

Nobel Barış Ödülü Sahibi ve İstanbul Aydın Üniversitesi Barış ve Demokrasi Merkezi Başkanı Tevekkül Karman, “Mısır’da eski rejimden sonra devrim yapan halk, bu rejimden de kurtulacak. Mısır’da devrim kesintiye uğramadı, dinleniyor ve tekrar harekete geçecek” dedi.
Türk-Yemen İlişkiler ve Arap Baharı Konferansı; Nobel Barış Ödülü Sahibi ve İstanbul Aydın Üniversitesi Barış ve Demokrasi Merkezi Başkanı Tevekkül Karman ile 2012 Yemen Cumhurbaşkanlığı Seçimi Gözlemcisi, Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Gündoğdu'nun konuşmalarıyla gerçekleşti. İstanbul Aydın Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazım İrem’in sunumu ile gerçekleşen konferansa çok sayıda akademisyen ve bilim insanı katıldı.
Açılış konuşmasında, konferansın sosyal ve demokratik olayları gündeme getireceğini vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Tevekkül Karman’ın yaşadıklarını anlatacağı bu konferansta, teorikten ziyade pratiğe dönük, uygulanan ve sonuca ulaşan yöntemler paylaşılacak. Konferansın ülkemize, coğrafyamıza, Arap alemine ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Bu seminerin uluslararası barış ve demokrasi konusundaki ilk seminer olduğunu söyleyen Tevekkül Karman ise, Nisan ayında "Arap Baharı’nın zaferi neydi?" ve "Bu zaferin zorlukları neydi?" konularında daha büyük konferanslar yapacaklarını söyledi. Yemen’deki halkın inancına dair açıklamalarda bulunan Karman, “İnsanlar korkmamaya ve vazgeçmemeye karar verdi. Tunus’ta ne oldu? Zeynel Abidin Bin Ali bir ayda kaçtı. Sonra devrim Yemen’de başladı. Sana Üniversitesi’nin önünde öğrenciler rejime ‘görevi bırak’ diye seslendiler. Ali Abdullah Salih’e dört seçenek sundular; istifa, istifa, istifa, istifa” dedi.
“YEMEN’DE SOSYAL MEDYA KULLANIMI ÇOK AZ”
Yemen’de, Tunus’a oranla sosyal medya üzerinden birleşmenin daha zor olduğunu kaydeden Karman, “Yemen’de Tunus’tan farklı olarak Facebook ve Twitter gibi sosyal medya mecraları çok az kullanılıyordu. Ülke çok fakirdi. Bunu nasıl yapabilirdik? O zamanlarda ben, ‘bir gün milyonlarca insanın sokaklara döküldüğünü göreceksiniz’ dedim. Az kişiydik, bize saldırdılar, öğrencileri tutukladılar ama Yemen’de milyonlarca insanın sokaklara döküldüğünü de gördüler” diye konuştu.
Mısır’da geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur tarafından mareşallik rütbesi verilen Abdülfettah el Sisi’ye cumhurbaşkanı olmanın yolunun açılmasıyla ilgili de açıklamada bulunan Karman, “Sisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesi darbenin demokrasiye karşı yapıldığını gösterdi. Cumhurbaşkanının tutuklu olması demek, demokrasinin tutuklu olması demektir ve orada yapılan darbe Müslüman Kardeşler’e değil, demokrasiye yapılmıştır. Mısır’da devrimin ardından yapılan en önemli değişiklik, kişiye seçme özgürlüğünün verilmesiydi ve Muhammed Mursi bu şekilde başa geçmişti. Dolayısıyla darbe, seçme özgürlüğüne de yapıldı ve binlerce Mısırlı hayatını kaybetti” şeklinde konuştu.
Ortadoğu’da yaşanan baharın tek bir bahar olduğunu ve toplumların tek bir direnişle tek bir başarıya ulaştıklarını söyleyen Tevekkül Karman, “Mısır’da eski rejimden sonra devrim yapan halk, bu rejimden de kurtulacak. Mısır’da devrim kesintiye uğramadı, dinleniyor ve tekrar harekete geçecek. Hürriyetin tadına varan topluluklar ondan vazgeçmeyecek” dedi.
Arap Baharı’nın ortaya çıktığı dönemde TİKA’nın (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) desteği ile Sana Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Yrd. Doç. Dr. İsmail Gündoğdu ise o dönemdeki anılarını katılımcılarla paylaştı. Arap Baharı başladığında Yemen’de oluşan heyecanı ‘yavaş’ bulduklarını söyleyen Gündoğdu, “Sokaklara çadırlar kurarak başlayan hareketlerde inanılmaz artış sağlandı. İnsanların ellerinde silah yoktu ve yürüyüş yaparak liderlerini feshediyorlardı. Sadece ‘barış’ ve ‘defol’ diye bağırıyorlardı. Daha sonra giderek büyüyen topluluğun baştaki diktatör liderlerini göndereceklerine inandık” ifadelerini kullandı. Türk-Yemen ilişkilerinin tarihini ve Yemen’in sosyoekonomik yapısını da değerlendiren Gündoğdu, iki toplumun geçmişten günümüze yakın ilişkiler içinde olduklarını söyledi.
Konuşmacılar, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. Tevekkül Karman, Türkiye’deki kadın haklarını nasıl değerlendirdiği üzerine sorulan soruyu, “Türkiye’de kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip. Anayasanızda kadının sahip olması gereken tüm haklar var ancak ‘kadın karar alma mekanizmasında yer alıyor mu?’ diye sorduğumda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın oranının yüzde 14 olduğunu öğrendim. Özgür bir toplumda bu oranın yüzde 50’nin altında olmaması gerekir. Türkiye’nin özellikle gençler ve kadınlar konusunda olumlu adımlar atacağına inanıyorum” şeklinde cevapladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan: "Hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız" Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyon, yüksek faiz ve döviz fiyatlarındaki uyumsuzlukla mücadele ettiğini, bu yüzden tüm kesimlerden siyasi çekişmeleri geride bırakarak sadece ekonomiye odaklanması gerektiğini söyledi. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksinin nisanda aylık bazda 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin de yüzde 3,60 artış gösterdiğini, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, iş dünyası için en büyük sorunun enflasyon olduğunu, bunun yanı sıra yüksek faiz nedeniyle paraya ulaşmanın zorlaştığını bunun da yatırım ve üretimin önündeki engeller olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki tüm kesimlerin kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak biran önce gerçek gündem olan ekonomiye odaklanmasını gerekiyor. Merkez Bankası, yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladı. Ancak iş dünyası olarak bu yılı yüzde 43-44 bandında tamamlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki dengenin de kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsurdur. Bu da kapatmak için büyük bir mücadele içinde olduğumuz dış ticaret açığımızı olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Yüksek faiz politikası sebebiyle banka kredisi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Hakan Birkan, enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanmasının piyasanın bir gerçeği olduğunu kabul ettiklerini ama ticari faaliyetleri devam ettirmek için de kredi kullanımının zorunlu olduğunu vurguladı. Beklentilerinin enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Birkan, “Elbette kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır. Bu yüzde de el birliği ederek önce enflasyonla topyekûn mücadele etmeliyiz. Türkiye 2 yıldır seçim atmosferinde. Uygulanan seçim ekonomisi bütün dengeleri bozdu. Diğer yandan uzun bir pandemi sürecinin ardından Rusya Ukrayna arasında çıkan savaş dünyada ekonomileri alt üst etti. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi ise ekonomimize büyük bir darbe vurdu. Şimdi el birliği ile bu durumu terse çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden normalleşme adımları atmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Birkan önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmenin ve görüşme sonrasında da iade-i ziyaret yapılacağının açıklanmasının ülkede siyasi tansiyonun düşmesinde olumlu bir adım olarak gördüklerini de söyledi. Birkan, “İş dünyası olarak, sadece üretime odaklanmak istiyoruz. Ülkemizin ilerlemesi, halkımızın refah ve mutluluğu için birlik ve beraberlik içinde olmamız çok önemli. Ekonomideki olumsuzluklara, dünyada devam eden savaşlara rağmen gelecekten umutluyuz” dedi.
Bursa BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, tekrar YESİDEF yönetiminde BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, YESİDEF yönetimine yeniden seçildi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün üst kuruluşu olan YESİDEF’in sektörün gelişmesi için çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Yemek Sanayicileri Federasyonunun (YESİDEF) olağan genel kurulu kısa süre önce İstanbul’da yapıldı. Federasyon Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın güven tazelediği kongrede Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez de bir kez daha Yönetim Kurulu üyesi seçildi. Stratejik öneme sahip olan endüstriyel yemek sektörünün ciddi büyüklüğe ulaştığını söyleyen Coşkun Dönmez, ülke genelinde 6 bin dolayında firmada yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladıklarına dikkat çekti. Günümüzde gıdaya ulaşmanın zorlaştığını ve bu nedenle gıda güvenliğinin daha da önemli hale geldiğini ifade eden Dönmez, “Her sektörde olduğu gibi endüstriyel yemek sektörünün de kendine has zorluları ve sorunları var. Sektörün gelişimini, öncelikle sorunlarımızı çözerek başlamamız doğru olur. Tıpkı yerelde BUYSAD ile yaptığımız gibi, YESİDEF çatısı altında da sorunlarımızı temelden ortadan kaldıracak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Coşkun Dönmez yapmak istedikleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sektörde çoğu işletmenin geleneksel yöntemlerle yemek pişirmeye devam ettiğini fakat enerji verimliliği açısından tüm işletmeleri buharlı pişirme sistemlerine geçmesi gerektiğini söyleyen Dönmez, “Çünkü başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetleri gerçekten can yakıyor. Yemekleri maksimum gıda güvenliği, sıfır tolerans, sıfır risk anlayışı ile tercihen pastörize ederek son tüketim noktalara ulaştırmamak gerekiyor. Temel ihtiyaç olan gıda sektöründeki firmalara yatırım teşvikleri verilmeli. Kaldı ki bizim sektörümüzde her şeyi yerli teknoloji ile yapabiliyoruz. Yani hazır yemek sektörüne verilecek katkı aynı zamanda yerli üreticinin desteklenmesi anlamına geliyor” diye konuştu. Başkan Dönmez, şehirlerin sanayi bölgelerine yakın konumdaki yerlerinde gıda ihtisas alanları oluşturulması, bu alanlar teşvik çerçevesine alınıp gıdaların daha sağlıklı ortamlarda üretilmesinin yolunu açmak gerektiğini de söyledi. Bu alanlarda devletin denetim faaliyetlerinin de daha kontrollü olacağını kaydeden Dönmez, “Her ne kadar işini layıkıyla yapan işletmelerimizde kendilerine ait arıtma sistemleri olsa da, kapsamlı arıtma sistemleri de yapılarak altyapı sorunlarımız giderilebilir” diye konuştu.
Ankara Ankara’da işletmelere yönelik vergi denetimi yapıldı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 2 bine yakın işletmeye yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) denetimi yaptı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, restoran, pastane, fırın, kafe ve eczane gibi işletmelerde KDV denetimi gerçekleştirdi. Denetimler 250’ye gelir uzmanı ile yapıldı. Denetimlerde; KDV oranlarına ilişkin tespitler, ödeme kaydedici cihazlar ve pos cihazı kontrolünün yanı sıra, iş yerinin kira olup olmadığı, iş yeri kiralarının bankalar vasıtasıyla ödenip ödenmediği, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı kontrol edildi. Denetimlere Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman da katıldı. Duman, yaptığı konuşmada, denetimlerin kesintisiz devam edeceğini belirterek, şu konuların kontrol edileceğini aktardı: "Ankara genelinde 250 gelir uzmanımız ile kafe, restoran, pastane, fırın ve eczane işletmeleri nezdinde denetim faaliyetlerini gerçekleştireceğiz. Bu vergi denetimi kapsamında; kayıt dışı faaliyet gösteren işletmelerin bulunup bulunmadığı, yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılmadığı, bir başka ifade ile yeni nesil ÖKC ile bağlantısı olmayan pos cihazların bulunup bulunmadığı." İşletmeye ait olmayan pos cihazının kullanılıp kullanılmadığının da kontrol edileceğini vurgulayan Duman, şöyle konuştu: "Banka hesapları (IBAN) aracılığıyla yapılan tahsilatlara karşılık fatura düzenlenip düzenlenmediği ile başkasına ait banka hesapları üzerinden tahsilat yapılıp yapılmadığı, İşletmede hesap takibinde kullanılan entegrasyon (ROP) sistemi ile ödeme kaydedici cihaz arasında bağlantının kurulup kurulmadığı, işletmede belge düzenine uyulup uyulmadığı, belge düzenlenirken doğru KDV oranının uygulanıp uygulanmadığı, kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, iş yeri kiralık ise kira bedelinin banka kanlıyla ödenip ödenmediği konularında çalışmalar yürütülecektir." Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalar artarak devam edeceğine dikkati çeken Duman, "Vergi Dairesi Başkanlığımızca yapılan çalışmaların yanında vatandaşlarımızdan ricamız, satın aldıkları ürün veya hizmete ait ödeme kaydedici cihaz fişi veya faturaları talep etmeleri ve verilen bu belgeler üzerinde KDV oranlarının doğru olup olmadığını kontrol etmeleridir" ifadesini kullandı. Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman, belge düzenlemeyen veya yanlış düzenleyen firmalar için vatandaşların doğrudan başkanlıklarına ya da CİMER üzerinden şikayet oluşturarak ulaşılabileceğini de kaydetti. Duman bu konuda hassasiyet ile çalışacaklarını da aktardı.
Antalya Antalya’da korkunç cinayet: Müşterilerine çilek satarken silahlı saldırıya uğradı Antalya’da bir kişi, daha önceden aralarında husumet bulunduğu ileri sürülen çilek satıcısını müşterilerine satış yaptığı sırada tabancayla kurşun yağdırdı. Şüpheli şahıs kaçarken, çilek satıcısı olay yerinde hayatını kaybetti. 12 adet boş kovanın bulunduğu yerde ölen şahıstan geriye sattığı çilek kasaları ve kamyoneti kaldı. Olay, Aksu ilçesi Kundu Mahallesi 33001 sokak üzerinde 11.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, toptan çilek satışıyla uğraşan 4 çocuk babası Ahmet Özdakak (46), sabah saatlerinde 07 DBH 74 plakalı kamyonetiyle müşterilerine çilek getirdi. Bu sırada aralarında yıllar öncesine dayanan husumet olduğu öğrenilen T. E. (27), olay yerinde tabancasıyla 12 el ateş edip yaya olarak kaçtı. Olayı görenlerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ekipleri ve çok sayıda polis sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri Özdakak’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Ölüm haberini duyan Özdakak’ın yakınları olay yerinde sinir krizi geçirdi. Sağlık ekipleri fenalaşan kişilere müdahalede bulundu. Özdakak’tan geriye ise sattığı çilekler ile kamyoneti kaldı. Ahmet Özdakak’ın cansız bedeni, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması sonrası otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı. Öte yandan, 2016 yılında Şanlıurfa Viranşehir’de kardeşi S. E.’nin öldürülmesi olayıyla ilgili aralarında husumet olduğu öğrenilen T. E’nin yakalanması için Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışması başlattı.