YEREL HABERLER - 13 Şubat 2014 Perşembe 11:49

Standard&poor’s Açıklamaları Tarihe Geçecek

A
A
A
Standard&poor’s Açıklamaları Tarihe Geçecek

NİHAL IŞIK-DOĞAN GÜNDOĞDU
İstanbul Ticaret Üniversitesi İtibar ve Derecelendirme Araştırma Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. V. Ferhan Benli, Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviye altında tutan ve negatif görünüme maruz tutan S&P’nin değerlendirmesinin gerçek dışı ifadeler olarak tarihe geçeceğini ifade etti.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Türkiye’nin kredi görünümünü durağandan negatife çevirdi. Konuyla ilgili İHA’ya değerlendirmede bulunan İstanbul Ticaret Üniversitesi İtibar ve Derecelendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. V. Ferhan Benli, S&P’nin Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinin olması gereken dereceden realiteden uzak olduğunu söyledi. Bu değerlendirmeye karşılık uluslararası platformlarda Moody’s ve Fitch’in Türkiye için değerlendirme notunun yatırım yapılabilinir seviye olan BBB olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Benli, “Rating kuruluşlarının derecelendirme yapmasının dışında sanki medya ayrıca bunu tastik edercesine ve yapılan derecelendirme yorumlarının ötesine geçilecek şekilde teknik açıdan anlaşılması zor yorumlara maruz kalınmakta. Basında S&P sanki kredi derecemizi düşürdüler ve düşürecekler gibi bir algı yaratılıyor ve bu çok doğru hakkaniyetli bir algı ve gerçek durumu yansıtan bir olgu değil, buralarda kraldan çok kralcı olmamak lazım. Olayları objektif değerlendirmek lazım” diye konuştu.
"TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ 10 KAT BÜYÜDÜ"
BB kategorisi denildiği zaman yüzde 0,68 ile yüzde 1,15 seviyesinde bir temerrüte düşme ihtimalinin anlaşılması gerektiğini söyleyen Benli, “Yani bugün 10 senede yaklaşık 10 kat bankacılık sektörünü büyütmüş bir Türk ekonomisinden bahsediyoruz. Bu gelinen 10 senelik büyümede toplam banka aktiflerinin gayri safi milli hasılaya olan oranı yüzde yüz beş seviyelerine çıkmış durumda. 1,4 trilyonları konuştuğumuz bir bankacılık sektörlerinin olduğu bir ülkede 10 senede inanılmaz büyümüş bir ekonomi, inanılmaz başarılara imza atmış bir bankacılık sektörüne ve sürekli yabancı yatırımcının giriş yaptığı bir ülkeye siz diyorsunuz ki: ‘yatırım yapılabilir seviyede değilsin.’ S&P rating komitesinde bu kararı aldıran kredi insanların hangi modellerle hangi modellerin varsayımlarıyla ciddi analizler yapıp yapmadıkları konusunda bende soru işareti oluyor” dedi.
"YATIRIMCILAR HER ADIMI DÜŞÜNÜR"
Yatırımcıların çıkan haberlerle aklının karışabileceğini fakat yatırımın tek bir parametreye göre yapılmadığını belirten Benli, yatırım yapan grupların, işi enine boyuna düşünen, her türlü yatırım kararının altında politik ve ekonomik riskleri ciddi anlamda incelediklerini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Benli, “Tekrar negatif görünümle ilgili yorumlara dönersek BB + 0,68 ile 1,15 arasında bir temerrütte düşme ihtimaline denk geliyor. Zaten bu olasılık oldukça düşüktür. Bu kadar düşük bir ihtimalin bile Moody’s modellerinde karşılığı yatırım yapılabilir seviyedir. Burada S&P’nin modellerinin ve bu modeller çerçevesinde bizim kategorideki ülkelere tanımlamış olduğu temerrütte düşme ihtimalinin ne olduğu Moody’s dilinde Baa3 yani yatırım yapılabilir seviyedir. Burada bir tür S&P model riski bulunmaktadır ve bu risk Türkiye aleyhine kullanılacak şekilde yorumlara açıktır” dedi. Kurumların ve yönetişim istikrarının bu modellerin içerisinde bir girdi olduğunu belirten Benli, “Türkiye’deki hangi kurum bu parametreyi negatif etkilemiştir bu S&P tarafından açıklanmadan negative görünüm payesi verilemez, bu da Avrupa Birliği denetim ve rating standartlarına aykırıdır. Bu konuda ayrıca S&P Amerika’da ciddi hukuksal problem yaşadı bunun benzerini Avrupa’da yaşamasını istemeyiz” dedi.
"STRES TESTİ YAPILMALI"
S&P’ye göre negatif görünüme sahip olunduğunun söylenebilmesi için orta seviyede bir stres testinin ilgili ülkeye yapılması gerektiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Benli, “Orta seviyede bir stres testini yaptınız mı, yapmadınız mı? Eğer yaptıysanız orta seviyede stres testi ne anlama geliyor. İfade etmemiz gerekirse işsizlik oranı yüzde 10, gayri safi milli hasıladaki küçülme oranı da yüzde 3. Eğer yüzde 3’lük bir düşme ve yüzde 10 işsizlik oranına geldiyseniz bu orta seviyede bir stres testidir ve bu stres testine bağlı olarak da siz negatif görünüm ibaresini alabilirsiniz. Türk ekonomisinin yüzde 3 küçüldüğü falan ortada söz konusu değil. Türk ekonomisinde ise tüm Avrupa’nın aksine yüzde 4 ortalama büyümeyi ön görüyoruz” şeklinde konuştu.
S&P tarafından ortalama bir büyümede özellikle Türk bankacılık sistemindeki aktif yapı ve kalitesinde değişiklik olacağının varsayıldığını ifade eden Benli, “Bu birazda Türkiye’deki bankacılığın bilinmemesinden kaynaklanıyor. Türk bankaları da bunları karşılayacak derecede teminat ve sermaye yeterlilik oranlarına sahiptir. Daha yeni takipteki kredilerin düştüğünün açıklandığı bir dönemde bu tip derecelendirme yorumları bence çok ileriye dönük ve gerçek dışı ifadeler olarak tarihe geçecektir ve Türk bankacılık sistemi de bunu ispat edecektir” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.