Ali Babacan “sağlam Güvenilir Bir Yargı Sistemi İş Dünyamız İçin Olmazsa Olmaz”

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sağlam, güvenilir, hızlı çalışan ve tutarlı kararlar alan bir yargı sisteminin iş dünyası için olmazsa olmaz olduğunu söyledi. Türkiye’de şeffaflık konusunda eksikler olduğunu da belirten Babacan, “Seçimden sonraki dönemde bütün bu konular bizim en önemli meselelerimiz olacak” dedi.
Ali Babacan, Swissotel’de düzenlenen “VI. AVM Yatırımları Konferansı”na katıldı. Konferansta konuşan Babacan, geçen hafta G-20 toplantıları için Sydney’e gittiğini hatırlatarak, “Türkiye gelecek sene G-20’nin dönem başkanı seçilmiş durumda. Bu seçimle yapılıyor. Biz bundan yaklaşık 1,5 ene önce yapılan seçimlerde 2015 için buna hak kazandık ve oy birliğiyle dönem başkanı seçildik. Şimdiden de Troyka Sistemi içerisine girdik. Mevcut dönem başkanı, bir önceki dönem başkanı ve bir sonraki dönem başkanının yer aldığı üçlü yönetim yapısı içerisinde artık yerimizi aldık. Masanın daha başkalarında oturmaya başladık bu toplantılarda. 2015 yılı o açıdan çok önemli olacak. Çok sayıda bakanların katıldığı toplantılara ev sahipliği yapacağız. Türkiye gelecek sene G-20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Küresel ekonomik konulara, sorunlara ve çözümlere Türkiye’nin katkı yapması açısından da son derece önemli bir fırsat olacak” dedi.
Dışardan finansmanın Türkiye’ye sıhhatli bir şekilde girmeye devam etmesi için akıllı ve dikkatli politikalar uygulanması gerektiğinin altını çizen Babacan, “Çünkü bu finansmanı sağlayanlar sadece bugüne bakmıyor, 3 sene sonra, 5 sene sonra, 10 sene sonra ben parayı geri alabilecek miyim’ hesabını yapıyor. Şu hesabını yaptıklarında Türkiye ile ilgili risk algısının çok çok makul olması lazım. Güveni mutlaka korumaya devam etmemiz lazım. Bizim orta vadeli programında ortaya koymuş olduğumuz duruş, Merkez Bankamızın, BDDK’nin uygulamaları güven üzerine inşa edilmiş durumda. Güven olduğunda işler kolaylaşıyor. Güven sıkıntıya girdiğinde de problemler büyüyor” şeklinde konuştu.
“SİYASİ İSTİKRAR VE GÜVEN EKONOMİMİZ İÇİN OLMAZSA OLMAZ KONULAR”
Babacan, güvenin sadece ekonomik programla ve finansal göstergelerle değil, aynı zamanda ülkenin yargı ve hukuk sistemi ile siyasi istikrara güvenle olduğunu söyledi. Siyasi istikrar ve güvenin ekonomi için olmazsa olmaz konular olduğunu vurgulayan Ali Babacan, şunları söyledi: “Hele hele güven dediğimizde hukuki güvenlik en önemli meselelerimizden bir tanesi. Şu son haftalarda yaşadıklarımızı özellikle dikkate almamız lazım. Sağlam, güvenilir ve yargı sistemi, hızlı çalışan, tutarlı, kararlar alan ve güvenilir kararlar alan bir yargı sistemi iş dünyamız için olmazsa olmaz. Yine hukukun üstünlüğü, hukuk devleti olabilmek iş dünyamız açısından kurallı bir piyasa ekonomisi, bunlar çok önemli konular. Kuralların olmadığı yerde adaletsizlikler vardır, haksız kazanç vardır, yanlış bir rant paylaşımı vardır. Dolayısıyla mutlaka açık, şeffaf kurallar ve o kuralların adil bir şekilde uygulanıyor oluşu. Bu noktalarda da eksiklerimiz var ve bunları da tamamlamak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Özellikle seçimden sonraki dönemde bütün bu konular bizim en önemli meselelerimiz olacak ve problemlerin çözümü için yoğun bir gayret içerisinde olacağız.”
Perakendecilik sektörünün çok hızlı bir değişim içerisinde olduğunu da belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Çok ciddi bir dönüşüm söz konusu. Geleneksel perakendecilikten hızla organize bir perakendeciliğe geçiş söz konusu. Ama bu geçişte tabii ki bazı sancıları, bazı problemleri beraberinde getiriyor ve pek çok konuda bizim düzenlemelerimiz aslında sektörün peşinden gelmeye çalışıyor. Perakende sektörü değişiyor, bu değişime göre arkadan nereye, ne kadar, nasıl bir düzenleme getirelim diye konuya bakıyoruz. Son Perakendecilik Yasası da böyle” dedi.
Babacan, halkın bol çeşide kolay ulaşması ve iyi bir hizmetle kaliteli ürünleri mümkün olduğunda ucuza alabilmesinin temel öncelikleri olduğunu ifade ederek, “Burada kimi ne kadar, nasıl koruyacağız sorusunun cevabı öncelikle tüketiciyi korumaktan geçiyor. Burada rekabetin iyi işlemesi önemli. Rekabeti kısıtlayıcı ve kısıtlanmış rekabet sebebiyle yükselmiş maliyetler bizim görmek istediğimiz bir tablo değil” ifadelerini kullandı.