YEREL HABERLER - 15 Mart 2014 Cumartesi 18:00

Sancaktepe'de Mustafa Öncel Kültür Ve Spor Kompleksi Açıldı

A
A
A
Sancaktepe'de Mustafa Öncel Kültür Ve Spor Kompleksi Açıldı

Sancaktepe Belediyesi olimpik standartlarda olan Kültür ve Spor Kompleksi'nin açılışını Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın katıldığı bir törenle yaptı.
Mehteran bölüğünün konseri ile başlayan açılış törenine Bakan Akif Çağatay Kılıç, Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, protokol ve çok sayıda vatandaş katıldı.
"GENÇLERİMİZİN ORTAYA KOYACAĞI PERFORMANS ÇOK ÖNEMLİ"
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, yaptığı konuşmasında aileleri ile yürüyen gençlerin önemine değinerek, "Başbakanımızın bize özellikle söylediği çok önemli bir husus var. 'Marifet iltifata tabidir.' dolayısı ile burada yapılmış olan hizmetin karşılığında iltifatta bulunmamız gerekiyor. Bu yapılanların hepsi, sizler için burada yapılan fedakarlıklar, sizlerin bizden daha fazla kendinizi yetiştirebilmeniz ve ülkemizi çok daha iyi temsil edebilmeniz için. Uluslararası müsabakalarda olsun, aynı zamanda yerelde de baktığımızda Sancaktepe Belediyesi'nin sporcusu olan kardeşlerimiz de belediyemizi temsil etme noktasında tabi bununla beraber genç kardeşlerimizin de ortaya koyacağı performans hem kendileri hem aileleri için çok önemli. Ailelerimiz yavrularına sahip çıkmalı. Aileleri ile yürüyen gençlerimizin daha başarılı olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
"SİZLERE HİZMETE DEVAM EDECEĞİZ"
Son meclis çalışmalarında çıkardıkları torba yasasında özel bir madde olduğunu vurgulayan Kılıç, "Bu maddeyi de biliyorsunuz. AK Parti hükümetimizin eğitime yüzde yüz destek kampanyası adı altında bir kampanyamız oldu. Buradaki önemli olan şey şuydu. Vergisi ile devletimizi destekleyen iş adamları, iş kadınlarının, bütün iş dünyasının eğitime yapacakları desteklerin vergilerden düşürülebilmesi noktasında bir inisiyatif kullanılmasıydı. Biz de aynı düşünce ile yola çıkarak gençlik merkezi, gençlik kampları ve izcilik kamplarının bir eğitim merkezi olduğunu düşünerek bu son yasada aynı bu kamplar ve merkezler için yine iş dünyamıza bir ön ayak olalım. Onları bu noktada şevklendirelim diye bunu da meclisten geçirdik. İş dünyasından destek olmak isteyenlerden buralara harcadıkları harcamalarını, maddi desteklerini vergiden düşürebilecekler bu noktada da bir çalışmamız oldu. Ben ümit ediyorum ki; özel sektörümüzle çok güzel hizmetlere imza atacağız. Buradaki bu yatırımların, bu çalışmaların ne kadar önemli olduğunu ve milletin, temsilcileri ile bir arada olduğunda ne kadar başarılı olduğunun en büyük örneğidir. Biz de, sizin bu göstermiş olduğunuz desteğe layık olmak için Allah nefes verdikçe gece-gündüz çalışmaya ve sizlere hizmete devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
ERDEM: "ÇOCUKLARIMIZIN İSTİKBALİNİ DÜŞÜNDÜK"
Mehteran konserinin ardından bir konuşma yapan Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, "Biz gelişimizden bu güne kadar hep çocuklarımızın istikbalini düşündük. Burada açılışını yapacağımız bu kompleksle de çocuklarımızın istikbaline de katkıda bulunacağımızı sanıyorum. Göreve geldiğimiz günden yana başta eğitim, sağlık, kültürel alanlara yaptığımız yatırımlar ile çok önemli mesafeler aldık. Hiçbir ilçe de 5 yıla sığdırılamayacak yatırımları, biz şükürler olsun çocuklara, gençlere kazandırdık. Bugün olimpik bir spor kompleksini hizmete açıyoruz. Bu komplekste 500 kişilik bir konferans salonu ve bir de bilgi evini hizmete açıyoruz. Ben burada emeği geçen herkese yürekten tebriklerimi sunuyor, bu kompleksin tüm Akpınarlı çocuklara, gençler hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Konuşmaların ardından Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem'den bir teşekkür plaketi alan Spor Bakanı Kılıç, kompleksin kurdelasını keserek hizmete açtı. Açılış sonrası spor salonunda kısa bir gösteriye katılan Kılıç, daha sonra tören alanından ayrıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.