SAĞLIK - 01 Şubat 2024 Perşembe 10:38

40 yaş sonrası her kadın bu sağlık rutinlerine uymalı

A
A
A
40 yaş sonrası her kadın bu sağlık rutinlerine uymalı

Özellikle 40 yaş sonrası kadınlarda hem fiziksel hem de hormonal birçok değişiklik yaşandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Erhan Cömert bu anlamda sağlık rutinlerinin hayati önem taşıdığını söyledi.


Menopoz yaşı dünya genelinde 45-55 arası olarak kabul ediliyor olsa da artık çok erken yaşlarda da sıklıkla menopoz görülebiliyor. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra kadınlarda hem fiziksel hem de hormonal birçok değişiklik yaşanırken, bazı sağlık sorunları da ortaya çıkabiliyor. Yaşam tarzlarında yapılacak değişimlerin yanında düzenli kontrollerle menopoz sonrası süreç sağlıklı bir şekilde geçirilebiliyor. Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Erhan Cömert, 40 yaş sonrası kadınların dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.


Bir kadının menopoza giriyor olması, hastalıklarla karşılaşacağı anlamına gelmiyor. Her ne kadar menopoz döneminde meydana gelen hormonal değişiklikler fiziksel ya da duygusal farklılıklara sebep olsa da düzenli sağlık kontrolleri ve yaşam tarzında yapılacak düzenlemelerle endişeler sona erebiliyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Erhan Cömert, “Menopozal süreç korkulacak bir dönem değildir. Yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ile bu süreç sorunsuz ve konforlu geçirilebilir. Bir kadının menopoza girmesi hastalıkların ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Hormonal değişiklikler kadınlarda hem fiziksel hem de emosyonel farklılıklara neden olabilmektedir. Bu her kadın için geçerli olan bir durum elbette ki değildir. Bu sürecin nasıl geçeceği tamamen bilinmemekte ve her kadının yaşadığı durum değişkenlik göstermektedir. Menopozal sürece geçiş döneminde adet kanamaları birden kesilebileceği gibi sürede ve miktarda değişiklikler olarak, bir müddet sonra da kesilebilir. Bu durum normal olabilse de patolojik durumları dışlamak adına mutlaka hekime başvurmak gerekmektedir” dedi.



Smear testleri ve rutin jinekolojik muayenelerinizi yaptırın


Menopoz sürecine yakın kadınların bazı bulgularda hekim kontrolünden geçmeleri gerektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Erhan Cömert, “Adet kanama miktarında azalma ya da artma, adet dışında ara kanamalar, adet düzensizliği, kasık ağrıları, geçmeyen vajinal enfeksiyonlar, ilişki sonrası kanamalar, vajinal bölgede lezyonlar önemli bulgulardır. Bu tür bulgularda mutlaka kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına muayene olunmalıdır” şeklinde konuştu. 40 yaş ve sonrasında jinekolojik hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalıkta erken tanının önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Cömert, “Her kadının rutin jinekolojik muayeneyle birlikte smear taraması, meme ultrasonu, mamografi, rutin kan tetkikleri, göz muayenesi, kolonoskopi, endoskopi gibi tetkikleri hekimlerinin yönlendirmesiyle düzenli olarak yaptırması gereklidir” dedi.



Aşırı meyve tüketiminden kaçının


40 yaşından sonra kadınların bazı yaşam tarzı değişikliklerine gitmesinin sağlık açısından önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Cömert, “Bu süreçte beslenme düzenine dikkat edilmeli. Çünkü metabolizma hızı ilerleyen yaşla birlikte yavaşlar. Bu da birtakım önlemleri zorunlu hale getirir. Sağlıklı proteinler, sağlıklı yağlar, az miktarda karbonhidrat, sebze ve meyve beslenme rutinimize eklemeniz gerekenlerin başında gelmeli. Aşırı meyve tüketiminden kaçınılmalı çünkü meyveyle her ne kadar vitamin sağlansa da vücut gereksiz şeker alabilir. Bunun yanında kuruyemiş tüketiminde de porsiyona dikkat edilmeli çünkü kuruyemişler gereksiz yağ alımına neden olabilir. Ayrıca bu dönemlerde kalsiyum içerikli besinler tüketilmeli” şeklinde konuştu.



Yeterli uyku obezite riskini azaltır


Hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için uykunun önemine değinen Dr. Öğr. Üyesi Cömert, “Vücut uyku sırasında kendini yenileme eğilimindedir. Doğru uyku obezite riskini azaltır, beyin fonksiyonlarını olumlu etkiler, konsantrasyon ve performansı artırır. Uykuyla birlikte düzenli egzersiz yapmaya da dikkat edilmelidir. Yaş ilerledikçe vücut daha çok yağ depolar, daha fazla kas kütlesi kaybeder ve kemik yoğunluğu azalır. Vücutta oluşan bu değişiklikler düzenli egzersiz ve sporla dengelenebilir” dedi.



Meme muayenesini ihmal etmeyin


Dr. Öğr. Üyesi Erhan Cömert, 40 yaş sonra kadınların dikkat etmesi gerekenler hakkında sözlerine şöyle devam etti: “40 yaş üstünde menopoz gerçekleşmese bile mutlaka meme ultrasonografi ve mamografi taramalarını yaptırmak gerekmektedir. Her duş alma sırasında mutlaka meme muayenesi yapılmalıdır. Böylece hızlı gelişebilecek değişiklikler kolaylıkla tespit edilebilir. Bunun yanında 40 yaşından sonra, kabızlık, hazımsızlık, kilo değişimi ve sürekli yorgunluk, sağlıksız bir bağırsak nedeniyle karşılaşılabilecek sağlık sorunlarından bazılarıdır. Sağlıklı bir bağırsak, daha iyi sindirime ve enfeksiyonlardan korunmaya yardımcı olur. Ayrıca özellikle 40 yaşın üzerindeki kadınlar için en ciddi sağlık sorunlarından biri de susuzluktur. Yaşlanmaya başlayan vücudun su tutma yeteneği azalır ve daha fazla su kaybeder. Düzenli su içmek vücut ısısını düzenler, kaslara kan pompalar, organların besinleri rahat emmesine yardımcı olur ve vücudu toksinlerden arındırır.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Yozgat Yozgat’ta ilginç geri dönüşüm hikayesi, tabuttan ana kucağı yaptı Kullanılmış tabutlardan kanatlı hayvanlar için ana kucağı yaptı. İstanbul’dan 10 yıl önce memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde uyguladığı farklı yöntemle dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Hasan Şahan, memleketine döndükten sonra tavuk, kaz ve ördek yetiştiriciliğine başladı. Üretimde maliyetleri düşürmek için geri dönüşüme yönelen Şahan, atıl durumdaki tabutu civcivler için ‘ana kucağı’na dönüştürdü. Geliştirdiği bu sistem sayesinde düşük maliyetle civciv üretimi yapan Şahan, küçük üreticilere de önemli bir alternatif sundu. Basit malzemelerle kurulan sistemin, civcivlerin hayatta kalması açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahan, özellikle ısı dengesinin korunmasının hayvanların gelişimi için hayati olduğunu ifade etti. Yüksek maliyetli ekipmanlar yerine geri dönüşümle oluşturulan bu yöntemle üretimin daha sürdürülebilir hale geldiğini dile getirdi. Hasan Şahan konuşmasında şunları söyledi: "Geri dönüşüm gibi düşünün. Bakın efendim bu bir tabut, atıl. Yurt dışından veya Türkiye’nin belli bir bölgesinden cenazemiz gelmiş. Bu atıl vaziyette geçmiş. Biz bunu alıp içerisine iki tane ısıtıcı ampul, bir tane de termostat takarak ana kucağı yaptık. . 1-1 buçuk aylık oluncaya kadar kaz yavrusu, ördek yavrusu ve tavuk civcivi büyütebiliyoruz. Çok basit bir sistemi var. En ucuz sistem bu. İki tane ısıtıcı ampul, bir tane 30 derece ile 100 derece arasında termostat. Bunu elektriğe takıyorsun biri ısıtıcı, biri normal aydınlatma lambası. 30 dereceyi bulduğu anda otomatikman atıyor. Hayvanların ısısı çok önemli. Yani 30 derecenin altına düşürdüğü zaman hipotermiye giriyor, ölüyor. Onu yaşatmamak için hayvana bu şekilde bir sistem kurduk. Yani 20 bin, 30 bin liraya ana kucağı almaktansa bunu kendiniz yapabilirsiniz. Çok uygun bir fiyata, iki tane ampul, 5 metre kablo, bir de termostat. Hepsi bu."
Konya Kalp ağrısı sanılıyor, reflü çıkıyor Modern yaşamın getirdiği stres, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik Gastroözofageal reflü hastalığının görülme sıklığını her geçen gün artırıyor. Reflünün, mide asidi ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan, kronik seyirli bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide yanması olarak algılansa da göğüsten boğaza, solunum yollarından yutma fonksiyonuna kadar pek çok sistemi etkileyen farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı sanılan göğüs ağrılarının önemli bir bölümünün aslında reflüden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Tedavi edilmeyen reflü, yemek borusu kanserine neden olabilir Reflünün temelinde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin yeterince iyi çalışmaması yer alıyor. Mide asidinin, mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın işlev bozukluğu nedeniyle yemek borusuna kaçtığını ve koruyucu tabakası olmayan yemek borusu mukozasında hasara yol açtığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, şu açıklamalarda bulundu: "En sık görülen belirtiler arasında göğüste yanma, ağıza acı-ekşi tat gelmesi, mide ağrısı ve yutma güçlüğü bulunur. Ayrıca ses kısıklığı, kronik öksürük, boğazda yanma ve geceleri artan nefes darlığı da reflü ile ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, kalp ağrısını düşündüren göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık yarısında nedenin reflü olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan göğüs ağrısı, uzun süren mide yanması ve boğaz şikayetleri olan hastaların, kalp kaynaklı bir sorun olmasa dahi reflü açısından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Tedavi edilmeyen reflü hastalığının zamanla yemek borusunda iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, ileri ve uzun süreli vakalarda ise ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebileceğini kaydetti. Uzun yıllar süren reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişebileceğini belirten Doç. Dr. Toka, bu durumun yemek borusu kanseri açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekerek, "Reflü hastalığının tedavi edilmemesi ayrıca kronik farenjit, larenjit, diş çürükleri, sinüzit atakları ve astım benzeri solunum sorunlarına da neden olabiliyor" dedi. "Geç saatte yemek reflüyü artırıyor" Reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, şu bilgileri verdi: "Aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler şikayetleri artırabiliyor. Hazır gıdaların etkisi de yadsınamaz. Geç saatlerde yemek yemek ve tok karna uzanmak da reflüyü kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Reflü hastalığının tanısında hastanın şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekli durumlarda PH incelemelerinin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin ve mide asidini azaltan ilaçların ön planda olduğunu ifade etti. Bazı hastalarda ise endoskopik ya da cerrahi yöntemler gerekebileceğini kaydeden Toka, "Uzun süredir devam eden reflü şikayetleri, ilaçlara yanıt alınamaması, yutma güçlüğü, kilo kaybı veya kanama bulguları olan hastaların gecikmeden sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir’’ diye konuştu.
Tokat Tokat Belediyesi’ndeki dinleme krizinde, ifadesi alınan başkan yardımcısı adli kontrolle serbest bırakıldı Tokat Belediyesi’ne ait Canikli Konağı’nda dinleme cihazı tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturmada ifadesi alınan Başkan Yardımcısı Melik Bingöl hakkında adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Tokat Belediyesi’nde belediyenin güvenlik birimlerince yapılan kontrollerde Canikli Konağı’nda bir dinleme cihazı tespit edilmişti. Durumun bildirilmesi üzerine Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Müdürlüğü koordinesinde adli ve teknik inceleme başlatıldı. Soruşturma kapsamında belediye personellerinin de ifadeleri alındı. Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun özel talebi üzerine göreve başlayan Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden sorumlu Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Melik Bingöl’ün de ifadesi alındı. Olayla ilgili gözaltına alınan dışarıdan belediyeye bilgi işlem hizmeti veren Enes Y. adliyeye sevk edilmesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aynı zamanda olayla bağlantısı olduğu düşünülen belediye bilgi işlem personeli Yusuf Y., de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Başkan Yardımcısı Melik Bingöl ise ifadesinin ardından adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanmasına karar verildi. Soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğü bildirildi.