GÜNDEM - 24 Temmuz 2025 Perşembe 11:45

7 kilometreye kadar her türlü tehdidi tespit eden yerli ve milli AESA Radarı

A
A
A
7 kilometreye kadar her türlü tehdidi tespit eden yerli ve milli AESA Radarı

Elektro-optik sistemlerden elektronik harp teknolojilerine, uzaktan komutalı silah sistemlerinden yapay zeka destekli komuta kontrol altyapılarına kadar geniş bir teknoloji ürününe sahip olan Önder Savunma IDEF’te göz dolduruyor. Önder Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Günay Önder, "Ülkemize kazandıracağımız bir AESA Radar ürünümüz var. Bu ürünümüz 7 kilometreye kadar gelebilecek her türlü saldırı ve tehdidi tespit edebiliyor. Ambargolar nedeniyle bir çok ürünü kendimiz geliştirmek zorunda kaldık. Şuan rekabet halindeyiz. Kent Güvenliği Yönetim Sistemi yazılımı bizim kendi yazılımımız" dedi.


Türk savunma sanayinde yenilikçi ve milli çözümleriyle öne çıkan Önder Savunma, 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda, yerini aldı. Firma yerli ve milli ürünleriyle fuarda göz dolduruyor. Fuara gelen ziyaretçiler de 3 boyutlu ekranda ürünlerin test aşaması görüntülerini ilgiyle izliyor. Firma kara, hava ve deniz platformlarında kullanılmak üzere geliştirilen atış kontrol sistemleri, radar sistemleri, PSIM ve I-BEX video yönetim yazılımları, trafik ve ulaştırma güvenliği sistemleri gibi çok geniş bir ürün ailesine sahip.


Firma 12,7 mm Uzaktan Komutalı Silah Sistemi, 25 mm Uzaktan Komutalı Silah Sistemi, 105 mm Obüs Atış Kontrol Sistemi, 155 mm Obüs Atış Kontrol Sistemi, Gelişmiş Entegre Atış Kontrol Sistemi (OMNIS), 76/62 mm Deniz Topu, Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi (GİMBAL) Yakın Hava Savunma Silah Sistemleri İçin Radar ve Elektrooptik Sistemlerin Entegrasyonu, Hidrolik Otofretaj Tezgahı, Kent Güvenliği Yönetim Sistemi (KGYS), IBEX-VMS, Sınır Güvenliği Sistemleri, Kritik Altyapı ve Tesis Güvenliği Sistemleri, Orman Yangını Tespit ve Güvenlik Platformu (OYAP), Sırt Tipi Jammer, Araç Tipi Jammer, Leopard 2A4 Tankı Atış Kontrol Bilgisayarı, Leopard 2A4 Tankı EMES 15 Elektronik Ünitesi,-ORBİTA Radar, Yanar Kap Üretim Hattı üretimlerini yerli ve milli olarak geliştiriyor.


Önder Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Günay Önder, AESA Radara Entegre Yakın Hava Savunma Sistemi’ni de geliştirmeye devam ettiklerini belirterek, radar sistemini 7 kilometreye kadar gelebilecek her türlü saldırı ve tehdidi tespit edebildiğini vurguladı.


Önder Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Günay Önder, "25 yıllık bir kuruluşuz. 15 yıldır da savunma sanayii alanında ciddi kritik ülkemizi ve milli güvenliğimizi ilgilendiren projede hizmet ediyoruz devletimize ve ülkemize. Savunma sanayide hem elektronik tarafta hem yazılım tarafında AESA radar ürünümüz var. Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılardan dolayı dron saldırıları çok ön plana çıkmaya başladı. Özellikle füze saldırıları. Saldırı yöntemleri değişti. Savaş yöntemleri değişti. Bununla ilgili ülkelerin alması gereken önlemlerden birisi de İsrail’de ’Demir Kubbe’ olarak adlandırılan Türkiye’nin de Çelik Kubbe’si dediğimiz kubbe sistemimiz. Bu ülkemize gelebilecek tehlikelere karşı önceden tespit ve gelen saldırıları imhası ile ilgili yapılan çalışmalar. Bu konuda firma olarak çalışmalarımızı tamamladık. Allah nasip ederse testlerine başlıyoruz. Ülkemize kazandıracağımız bir AESA Radar ürünümüz var. Bu ürünümüz 1,8 kilometreden şuan 7 kilometreye kadar gelebilecek her türlü saldırı ve tehdidi tespit edebiliyor" diye konuştu.


Türk Silahlı Kuvvetleri ve yurt dışına yerli ve milli ürün geliştirdiklerinden söz eden Önder, "Atış kontrol sistemleri dediğimiz FIRTINA Obüsü 155 milimetre, BORAN Obüsü 105 milimetre bunların atış kontrol sistemlerini bitirdik envantere dahil oldu. Şuanda da hem yurt dışı satışları hem TSK ihtiyaçları için geliştirmelerimiz devam ediyor. Seri üretime geçtiğimiz ürünler bunlar. BORAN obüsü şuan envanterimizde 155’lik önümüzdeki ay envanterimize giriyor. 125 milimetre kule sistemimiz var. O envanterimizde. 12,7 milimetre kule sistemlerimiz var bunlar tamamen firmamızın tasarımı ve ürünü olup Makine Kimya A.Ş ile birlikte ortak geliştirdiğimiz projeler. Kule sistemlerimiz zırhlı araçlarımızın üzerine entegre edilen atış sistemleri, silah sistemleri. Silah sistemleri tamamen Makine Kimya kurumumuz tarafında üretiliyor. Alt sistemlerini, yazılımlarını , atış kontrol sistemlerini biz üretiyoruz. Bunlar aynı zamanda Silahlı Kuvvetlerimize hem de aynı zamanda yurt dışında bir çok ülkeye yapılan ihracatlarımız" ifadelerini kullandı.


"Kent Güvenliği Yönetim Sistemi yapmış olan firmayız"


Kent Güvenliği Yönetim Sistemi’ni de yaptıklarını belirten Önder, "Romanya Savunma Bakanlığı dün buradaydı. Bakan yardımcıları, genel kurmaydan geldiler. Onlarla imzalamış olduğumuz sözleşmeler var. Aynı zamanda Kent Güvenliği Yönetim Sistemi’ni yapmış olan firmayız. Türkiye genelinde 81 il 950 ilçede kullanılan Kent Güvenliği Yönetim Sistemi yazılımı bizim kendi yazılımımız. Bu yazılımla ilgili de hem NATO ülkelerinin hem Romanya’nın hem Birleşik Arap Emirlikleri’nin talepleri var. Onlarla ilgili sözleşmelerimizi imzaladık. Onlarda yakında hayata geçecek" ifadelerini kullandı.


"Ambargolar nedeniyle bir çok ürünü kendimiz geliştirmek zorunda kaldık, şuan rekabet halindeyiz"


’Kötü komşu kiracıyı mal sahibi yapar’ diyen Önder, "Biz bugüne kadar maalesef yurt dışından ihraç ettiğimiz ürünlerde ciddi sıkıntılar, ambargolar yaşadık. Bu ambargolar nedeniyle bir çok ürünü kendimiz geliştirmek zorunda kaldık. Şuan rekabet halindeyiz tamamıyla Milli Savunma Bakanlığı’mızın değerli kuruşları hem savunma sanayi değerli kuruluşları bizlerde olmak üzere hepsiyle rekabet edebilecek güce geldik. Baykar çok güzel projeler yaptı. Bayraktar TB3, KIZILELMA bunları gururla izliyoruz. Bizler de onların yanında yer alabilmek adına elimizden gelen tüm mücadeleyi veriyoruz" şeklinde konuştu.


(ZA-RU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.