SPOR - 21 Ocak 2020 Salı 15:38

Ahmet Ağaoğlu: “Limitlere son şeklini veren kulüpler, şimdi bu durumdan şikayet ediyor”

A
A
A
Ahmet Ağaoğlu: “Limitlere son şeklini veren kulüpler, şimdi bu durumdan şikayet ediyor”

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, "Limitlere son şeklini veren kulüpler, şimdi bu durumdan şikayet ediyor" dedi.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, "Limitlere son şeklini veren kulüpler, şimdi bu durumdan şikayet ediyor" dedi. Ağaoğlu, transfer haberleri çıkan Bicakcic’in gündemlerinde olmadığını da açıkladı.


Trabzonspor’da bugün İstanbul’da gerçekleşen imza töreni ile yeni bir sponsorluk anlaşması yapıldı. Başkan Ahmet Ağaoğlu, imza töreninin ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yönetim felsefelerinin altyapı programı üzerine kurulu olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “Geldiğimiz zaman bunu açık ve net olarak ifade ettik ve 3-5 sene sabredilmesini rica ettik. İçinde bulunduğumuz şartlar, bu programımızı tam anlamıyla uygulamamıza biraz engel oldu. Yarışın içindeyiz. Yarışın içinde olduğunuz zaman tamamen altyapı oyuncularından kurulu takımla hedefe yürümeniz pek mümkün olmayabiliyor. Ancak galiba şunu yıkmaya başladık, 20 yaşındaki oyuncunun genç olmadığını gördük. 17 yaşındaki Felix, Avrupa’nın üst düzey takımlarından ilk 11 oynuyorsa, genç oyuncu kavramı 16-17 yaşına çekildi. Genç Serkan’ı, Rahim’i, maçlar elverdiğinde diğer gençleri sahaya sürerek tecrübe kazanmaları ve ileride maddi anlamda gelir sağlamak en önemli hedefimiz. Bir futbol takımı, futbol dışı işlerle fazla uğraşmamalı. Gayrimenkul, enerji, denizcilik işlerine girmemeli. Futbol takımı futbolcu satarak para kazanır. Biz maalesef daha önce futbolcu alıp satarken para kaybetmişiz. Trabzonspor’un ekonomisi 4 bilinmeyenli denklem değil. Altyapıdan yetiştirdiğimiz futbolcularla para kazanan bir kulüp haline geldik. Yusuf Yazıcı 17 milyon Euro artı 3 milyon Euro’yla bu ülkenin altyapısından yetişen ve satılan bu ücretteki ilk oyuncu. Abdülkadir Ömür, 23 milyon Euro teklif gelen bir diğer oyuncumuz. Uğurcan Çakır, 20 milyon Euro teklif aldığımız bir diğer oyuncumuz. Altyapıdan yetişen oyuncuların piyasa değeri 70 milyon Euro’yu buluyor. Bunun içine Serkan, Rahim, Abdülkadir Parmak, Kerem, Sefa’yı dahil edersek daha da artıyor. Bir stopere 3 milyon Euro bonservis ödeyip, yıllık 2,5 milyon Euro maaş verdiğinizde eleştirilirsiniz. O stoper bugün Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde 150 bin Euro’ya oynuyor. Hocamız 40 yaşında ve Trabzonspor altyapısından. Bu arada hocaya da genç diyorlar. 40 yaşındaki hoca genç hocaysa, ben de 63 yaşında genç bir başkanım. Trabzonspor kulübünün hem felsefesi hem planı hem de programı altyapıdan oyuncu yetiştirip, yararlanmak ve pazarlamaktır” diye konuştu.



“Patron Hüseyin hocadır”


Yabancı yardımcı hoca konusuna da değinen Ağaoğlu, “Yabancı yardımcı hoca, Hüseyin hocanın talebi. Dolayısıyla Hüseyin hocaya da yardımcılık yapacak yabancı hocanın kariyerli olması gerekiyor. Boşluk doldurmak için birisi getirilmiyor o noktada. Ama isim konusunda henüz imzalar atılmadığı için bir şey söylemeyelim. Takımın teknik patronu belli. Ünal Karaman’ın ayrılmasının üzerinden 24 saat geçmiş ya da geçmemişti takımın teknik direktörünün kim olacağını söylemiştik. Altyapıdan gelen Hüseyin Çimşir’le yolumuza devam edeceğimizi söylemiştik. Patron Hüseyin hocadır. Nasıl bir formatla çalışacağını ben biliyorum ama bunu uygulayacak olan da hocanın kendisidir. Formatın ne olduğu değil ne kadar verimli olacağı çok önemlidir. Gelecek olan hocanın da özellikle altyapı konusunda birikimli olması çok önemliydi. 11 yabancı oyuncu olduğu düşünülünce, yabancı yardımcının fena olmadığı da ortada. Bizde eskiden yabancı hoca gelirdi, yardımcısı Türk olurdu. Biz de bu durumu tersine çevirdik. Bu durum da herhalde Süper Lig’de ilk uygulama olabilir” dedi.



“Bicakcic gündemimizde değil”


Transferde görüşmelerin sürdüğünü dile getiren Ağaoğlu, “Bicakcic bu isimlerden birisi değil. Bu oyuncu bitmeyen senfoni gibi. Her transfer döneminde gündeme gelen bir oyuncu ama bizim gündemimizde değil. Şu kısa süre içinde görüştüğümüz 2-3 önemli oyuncu var. 450 bin Euro bir boşluğumuz vardı, Ivanildo’nun ayrılmasıyla 250 bin, Denis’in ayrılmasıyla da 150 bin Euro eklediğimiz zaman 800 bin Euro’lara geldik. Diğer kulüp başkanları da bunu söylüyor. Para ne kadarsa ona göre transfer yapılacak. Geçen sene ocak döneminde yapılan transferin şu anda yüzde 20’si yapıldı. O da tam olarak gerçekleşmedi. Limitten dolayı atılmamış olan imzalar var. Geçen sene 100 harcandıysa, bu sene 20 harcanması bekleniyor ve benim tahminimle 15’le kalacak bu. Sistem değişti. Bu ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, ben bunun Türk futbolunun yararına olduğuna inanıyorum. Bunun da bir ekonomik milat olduğunu düşünüyorum. İflasın eşiğine gelen futbolun dönüş yolu olduğunu görüyorum. Dediğim gibi süreç bitmeden anlaşmak istediğimiz oyuncular var” açıklamasını yaptı.



“Trabzon’da Trabzonspor’dan başka takımın şampiyonluğu kutlanmaz”


Türkiye’de herhangi bir takımın şampiyon olması durumunda kutlamaların 80 ilde yapıldığını ve yalnızca Trabzon’da yapılmadığını söyleyen Ahmet Ağaoğlu, “81 ilimiz var ve sadece bir başka takım şampiyon olduğunda sokaklarında kutlama yapılmayan tek şehir Trabzon’dur. Dolayısıyla Trabzon’da ne yenecekse, onun da yüzde 7’si Trabzonspor’un kasasına girecektir. Trabzon’da başka bir şey de yenmez zaten. Trabzon ve Trabzonspor’u diğer şehir ve takımlardan da ayrı tutmak gerekiyor. Hacim, popülerlik olarak baktığınız zaman Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray’ı göz ardı etmek mümkün değil. Ama biz farklı olduğumuz için farklıyız. Kimisi düzene başkaldırıyı görüyor, diğeri zenginlere karşı verilen savaşta elde edilen başarılı görüyor, kimisi bir devrim gibi görüyor. Benim gibi birisi o kulüpte kimlik bulduğunu görüyor. Benim yapımı bir laboratuvara sokup analiz ederseniz, yüzde 98 olarak Trabzonspor’un kattığı değerler ortaya çıkar. Bizim genlerimizde bu var. Eğer Trabzon’da bu restoranlarda 1000 Liralık bir ürün satılacaksa, bunun 70 Lirası Trabzonspor’a gidecek, başka bir takıma değil. Çin’deki restoranlarınızda da bizim menüler zirve yaparsa şaşırmayın. Bizim diğer takımlara karşı avantajımız var. Bugün Kadıköy’de Fenerbahçe menüsü de yersiniz Trabzonspor menüsü de yersiniz. Ama Trabzon’da sadece Trabzonspor menüsü satılır” ifadelerini kullandı.



“Sosa’nın menajeri şubat ayında gelecek”


Sezon sonunda sözleşmesi sona erecek olan Sosa’yla ilgili konuşan Ahmet Ağaoğlu, “Sosa sadece çok yetenekli, kapasiteli, profesyonel, spor etik ve ahlakına harfiyen uyan bir sporcu değil, ayrıca zeki bir sporcu. Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı. Takımımızın kaptanı. Zaman zaman sakat olmasına rağmen özveriyle oynayan çok önemli bir değerimiz. ‘Kulübün başkanı değilim’ diyerek çok zekice bir laf söylemiş ama ben de Sosa’nın menajeri değilim. Zaten menajeri olsaydım çoktan bitirmiştim bu işi. Şubat ayında menajeri Trabzon’a gelecek. Sosa’nın da herhangi bir sıkıntısı yok. Kontratın sezon sonuna kadar olduğunu biliyor ama hiç gitmeyecekmiş gibi oynayan bir oyuncumuz. Novak’a önerdiğimiz bir rakam var. Yapılan bütçe, verilen rakamlar bundan sonra takımın limitleriyle sınırlı olacak. Bunun üzerine çıkmak mümkün değil. Çıktığınız zaman diğer oyunculardan kısmak zorunda kalacaksınız. Kadro mühendisliği denilen şey de herhalde burada devreye girecek. Burada devreye girmemek için de altyapıya önem vermek gerekiyor” dedi.



“Limitlere son şeklini veren kulüpler, şimdi bu durumdan şikayet ediyor”


Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un futboldaki krizle ilgili yaptığı çağrının hatırlatıldığı Ahmet Ağaoğlu, şöyle konuştu:


“Ali Koç’un çıktığı programı izledim. Kulüp başkanları olarak hep bir araya gelip konuşuyoruz. Ama son birkaç hafta içinde olanlara ben de hayret ediyorum. Birbirimizle konuştuğumuz ya da konuşacağımız konuların toplum önünde tartışılması hoş değil. Kulüplerle alakalı olarak kamuoyunda olumsuz gündem oluşturacak söylemlerin içinde olmak hoş değil. Geldiğimizden beri, ortamın yumuşaması, gerginliklerin azalması, futbolun sahada oynanması adına çok büyük çaba sarf ettik. Hiçbir kulüp başkanının hiçbir kulübün hocasının ya da futbolcusunun ismini ağzımıza alarak tartışma ortamına çekmedik. Kulüpler arasında sıkıntılar olabilir. Bu sıkıntılar halledilebilecek sıkıntılardır. Devletler arasındaki meseleler değildir bu. Bunu bu şekilde çözmek yerine farklı yöntemlere başvurduğunuz zaman ülke futbolu ve ülke sporu adına sıkıntılar yaşıyorsunuz. Biz her zaman her yerde, söz konusu olan ülke futboluysa, herkesle bugün de konuşuruz yarın da konuşuruz. Trabzonspor başkanlığı ve yöneticiliği camia adına alınmış bir sorumluluktur. Burada bizim doğrularımız asla öne çıkmaz. Toplumun doğrusu neyse zaten doğrusunu yaparsınız. Bir de hiçbir şekilde kendi eksikliklerinizi, kendi yetersizliklerinizi gözlerden uzak tutmak için dikkatleri farklı noktaya çekmek adına gündem oluşturmak gibi bir yanlışın içine asla düşmeyiz. Biz sadece kendi işimizi yapıyoruz. Tüm rakiplerimize saygı duyuyoruz. Rakiplerinize saygı duymadığınız anda, belki günü kurtarıyorsunuz ama spor adına da en büyük yanlışı yapıyorsunuz. Burada sporun ruhuna ihanet etmiş oluyorsunuz. Belki kurtardığınız o gün sizin geleceğinizi kurtarmıyor olabilir. Dediğim şartlarda, dediğim çizgilerin içinde biz zaten bütün kulüp başkanlarıyla görüşüyoruz ve her türlü görüşmeyi de yaparız. Anladığım kadarıyla yeniden yapılandırma ve limitlerle ilgili bazı kulüplerin bir takım sıkıntıları var. Bunları oturarak konuşarak son şeklini veren kulüpler içinde bugün şikayet eden kulüpler var. Belki ne noktaya geleceğini görememiş olabilirler. Biz eğer ortaya konan şartlara birebir uyuyorsak, burada herhalde en son eleştirilecek kulüp olmalıyız diye düşünüyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.