POLİTİKA - 27 Mayıs 2022 Cuma 12:20

AK Parti, 27 Mayıs’ın 62. yılında Adnan Menderes’in kabrinde basın açıklaması düzenledi

A
A
A
AK Parti, 27 Mayıs’ın 62. yılında Adnan Menderes’in kabrinde basın açıklaması düzenledi

AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Yıldız Konal Süslü, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 27 Mayıs askeri darbesinin 62’inci yılı dolayısıyla 81 ilde düzenlenen basın açıklamasını Adnan Menderes’in anıt mezarında gerçekleştirdi.

AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Yıldız Konal Süslü, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 27 Mayıs askeri darbesinin 62’inci yılı dolayısıyla 81 ilde düzenlenen basın açıklamasını Adnan Menderes’in anıt mezarında gerçekleştirdi.


AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı, demokrasi tarihine kara bir leke olan 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin vicdanlarda açtığı yaraların unutulmaması amacıyla 81 il teşkilatı tarafından eş zamanlı ortak basın açıklaması düzenledi. İstanbul Teşkilatı, basın açıklamasını saat 11.00’de Topkapı’daki Adnan Menderes Anıt Mezarında gerçekleştirdi. Anma programında Sabri Ülker Anadolu İmam Hatip Lisesi 12. Sınıf öğrencisi Emirhan Uzun, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dua okudu.


Basın açıklamasını okuyan AK Parti İl İnsan Hakları Başkanı Yıldız Konal Süslü, “Aziz Milletimiz, medeniyet tarihi boyunca türlü fedakarlıklarla devlet olarak kalmak uğruna birçok bedel ödemiştir. Bağımsızlığı uğruna her şartta mücadele eden Milletimiz, hukukun ve demokrasinin vesayet altına alındığı birçok dönemden geçmiş ve bu günlere gelmiştir. Vesayet, hüküm sürdüğü her dönemde haksız ve hukuksuz olarak masum insanların kanına girmiş, vatansever milletin evlatlarını postallarıyla ezmiştir. Türkiye birçok kez darbelere maruz kalmıştır. Bu darbeler milletimizin bünyesindeki demokrasi, ekonomi, insan hakları, sivil ve sosyal hayat unsurlarına zarar vermiştir” dedi.



“Vesayetin namlusunu Çankaya Köşkü’ne çevirmişlerdir”


Süslü açıklamanın devamında, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, hukukun askıya alındığı, toplumsal ve siyasal düzene ilk darbe; 27 Mayıs 1960’ta, Başbakan Adnan Menderes ile yol arkadaşlarının tutuklanması ve idam edilmesiyle gerçekleştirilmiştir. 27 Mayıs Darbesi, milli irade ile arasına perde çekenlerin demokrasiye, vicdanlara, hukuka ve insanlığa yönelik ihaneti olarak hafızalarımıza kazınmıştır. 1950 yılında dönemin tek parti hegemonyasını geride bırakarak milli iradenin teveccühü ile iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, kısa zamanda ortaya koydukları yatırımlar ve hayata geçirdikleri projeler ile Türkiye’yi bir adım ileri taşımışlardır. Milletimizin milli ve manevi değerlerini Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan CHP iktidarının antidemokratik uygulamalarını rafa kaldıran merhum Menderes, milletimizin bağrında büyük bir yara olan, tek parti rejiminin en büyük ayıplarından Türkçe Ezanı uygulamasını kaldırarak Anadolu’nun Ezan-ı Muhammedi’ye olan özlemini gidermiştir. Ülkenin ve milletin yararına olan gidişatın önünü tıkamak isteyen vesayetçi odaklar çeşitli yalan ve iftiralar ile 1960 yılında, vesayetin namlusunu Çankaya Köşkü’ne çevirmişlerdir” ifadelerini kullandı.



“Masum insanları hukuk dışı şekilde darağacına göndermiştir”


1980 yaşananların yer verildiği açıklamayı okuyan Süslü, “Millet iradesine savaş açan, milli ve manevi değerleri yok etmeye çalışan zihniyet, demokratik yollarla seçilen yönetime antidemokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış, tiyatrovari yargılamalar ile masum insanları hukuk dışı şekilde darağacına göndermiştir. İdam edilenler yalnızca Başbakan, Bakan, Milletin Vekilleri değil bilakis demokrasi ve milli iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti olmuştur. Üzerinden yıllar geçse de vesayetçi odaklar varlığını devam ettirerek en son 15 Temmuz’da da benzer bir senaryoyu devreye sokmaya çalışmışlardır. Ancak Milletimiz darbeler ve darbeciler karşısında liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşuyla bu kez millet iradesi üzerinde tahakküm kurmak isteyenlerin oyunlarını bozmuştur. Millete ve hizmete sevdalı kadrolar ile Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir. Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının aziz hatıralarının yaşatılması amacı ile milletin evlatlarının yargılanarak idam edildiği Yassı Ada, ismi değiştirilerek ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ olmuş, darbeci, vesayetçi odaklar ise tozlu raflara gömülerek tarih olmuşlardır. Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının aziz hatıraları burada yaşatılmaya devam edecektir” dedi.



“Tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz”


Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının anıldığı açıklamayı okuyan Süslü, “Bu vesile ile; 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların, 15 Temmuzların Anadolu feraseti karşısında zavallı kalacağını, bu ülkede darbeler döneminin artık kapandığını, her türlü vesayete karşı var olan mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtiyor; demokratik ve müreffeh bir Türkiye’de yaşayabilmemiz için serden geçen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.