ASAYİŞ - 24 Ocak 2022 Pazartesi 13:01

AK Parti İl Başkanlıklarından suç duyurusu

A
A
A
AK Parti İl Başkanlıklarından suç duyurusu

AK Parti İl Başkanlıkları, katıldıkları televizyon programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sarf ettikleri sözleri nedeniyle CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Sedef Kabaş hakkında suç duyurusunda bulundu.

AK Parti İl Başkanlıkları, katıldıkları televizyon programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sarf ettikleri sözleri nedeniyle CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Sedef Kabaş hakkında suç duyurusunda bulundu. AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe açıklamasında, “Türk Milleti ve AK Parti Teşkilatı olarak, bu hakareti yapan ve hakarete sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz. Bu konu artık hukukun ve vicdanın meselesidir Cumhurbaşkanımızı hedef alan bu çirkinliği antidemokratik ve faşizan sözleri, şiddetle kınıyoruz” dedi.


AK Parti İl Başkanlıkları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, televizyon programında söyledikleri sözleri nedeniyle Sedef Kabaş, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ve CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu hakkında 81 ilde eş zamanlı suç duyurusunda bulundu. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde suç duyurusuna ilişkin yapılan açıklamaya AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, ilçe belediye başkanları, il yöneticileri, ilçe başkanları ve partililer katıldı.



Üç kişi hakkında, üç ayrı suç duyurusu sunuldu


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına Erdoğdu hakkında sunulan dilekçede, televizyon programında sarf ettiği sözler nedeniyle ‘Cumhurbaşkanına hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan, Özkoç’un ise aynı programdaki sözleri dolayısıyla ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan cezalandırılması talep edildi. Sözleri nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Sedef Kabaş’ın hakkında savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde de ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan cezalandırılması istendi. Şüpheliler hakkındaki üç ayrı suç duyurusu dilekçesinde, Özkoç, Kabaş ve Erdoğdu’nun beyanlarının eleştiri ile ifade özgürlüğü sınırını aştığı aktarıldı. Şüphelilerin Cumhurbaşkanına, hükümete, devlete ve millete kamuoyu önünde hakarette bulunduklarının belirtildiği dilekçede, demokrasiye, insan haklarına, kişi hak ve özgürlükleri ile halkın iradesine saygılarının olmadığının göstergesi olduğu anlatıldı.



“Testinin içinde ne varsa dışarıya da onun sızdığını görmüş olduk”


Suç duyurusuna ilişkin konuşan başkan Kabaktepe, “Geçen hafta bir televizyon kanalında partimize, Genel Başkanımıza ahlak, hukuk tanımayan hakaretamiz ifadelerle en ağır saldırılar gerçekleştirilmiştir. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ve sözde gazeteci Sedef Kabaş’ın konuk olduğu bu programda Kabaş, AK Parti Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bu defa hiçbir şekilde tahammülü mümkün olmayan ağır bir hakarette bulunmuştur. Daha önce değişik zamanlarda da hakaretlerde bulunmuş bu program ve konukları hakkında sessiz kalmanın artık mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Yine bu yaşanan olayı hadsizlik ve bir itibar suikastı olarak değerlendirdiğimiz gibi, devletimizi ve en üst makamını, milyonlarca insanımızın gönlünde taht kurmuş Cumhurbaşkanımızın seviyesiz bir dille hedef alındığını üzülerek müşahede ettik. Bir kez daha atasözünde duyulduğu gibi, onu da müşahede etmiş olduk, testinin içinde ne varsa dışarıya da onun sızdığını görmüş olduk” ifadelerini kullandı.


“Hiçbir ifade özgürlüğü devlet başkanımıza hakareti meşru gösteremez”


Sözlerinin devamında başkan Kabaş, “Binlerce yıllık devlet geleneğimiz, siyasi tarihimiz galiz ve seviyesiz bir dille maalesef hedef alınmıştır. Hedef alınırken biraz önce de ifade ettiğim gibi, Sayın Kabaş’ın bu ifadelerini kullandığı programda ilgili Grup Başkan Vekili Engin Özkoç ve CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu da hiçbir ses çıkarmayarak tabiri caizse en hafif şekilde suç ortaklığı pozisyonuna düşmüşlerdir. Taraflı tarafsız, herkesin açık bir şekilde haksız bulduğu bu çirkin saldırıya karşı suskun kalan CHP’li vekiller de aziz milletimizin vicdanında en az Sedef Kabaş kadar yaralamış, milyonların teveccühünü kazanmış Cumhurbaşkanımız hakkında sahneye konulmaya çalışılan hadsiz ve ahlaksız oyunun bir parçası olmuşlardır. Hiçbir ifade özgürlüğü savı, devletimize ve devletimizin en üst makamı olan devlet başkanımıza hakareti meşru gösteremez” diye belirtti.



“Cumhurbaşkanımızı hedef alan bu çirkinliği antidemokratik ve faşizan sözleri, şiddetle kınıyoruz”


İfade özgürlüğünün arkasında olduklarını söyleyen başkan Kabaktepe, “Konuşan Türkiye’nin arkasındayız. İfade özgürlüğünü savunan herkesin arkasındayız ancak konuşmanın ve ifade özgürlüğünün ahlak ve etik sınırlarını zorlayan, küfre ve hakarete varan çizginin de herkes tarafından bilinmesi, korunması ve ortak değer olarak savunulmasını da bir kez daha buradan belirtmek istiyorum. Kamuoyunca açık olan malum bu sözü, bir dil sürçmesi olarak görmek mümkün değildir. Ne hazindir ki necip milletimizin değerlerini bir türlü anlayamayan bazı siyasiler de bu ahlaksız vakaya karşı sessiz kalarak adeta bu sürecin bir parçası gibi davranma pozisyonunu seçmişlerdir. Sözde iletişim uzmanı değersiz ruhluğunda pişirmiş olduğu nefreti ve kaba aşı edep sınırlarını da hayasızca aşarak milletimizle paylaşmıştır. Türk Milleti ve AK Parti Teşkilatı olarak, bu hakareti yapan ve hakarete sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz. Bu konu artık hukukun ve vicdanın meselesidir. Cumhurbaşkanımızı hedef alan bu çirkinliği antidemokratik ve faşizan sözleri, şiddetle kınıyoruz” dedi.


Son olarak başkan Kabaktepe, “AK Parti Teşkilatları olarak, Sedef Kabaş ve ilgililerle alakalı hazırladığımız şikayet dilekçesini savcılığımıza vermek üzere buradan savcılığımıza hareket edeceğimizi bildirmek istiyorum. Biz AK Parti olarak milletimizin, gazetecimizin, siyasetçimizin kendi fikirlerini söylemesinin önündeki her türlü engelin ve seddin kalkmasının yanında olduk, bundan sonra da yanındayız ancak ifade özgürlüğü kalkanı oluşturarak, hakaretin meşrulaştırılmasını, insanların ve toplumun sevgisini kazanmış Cumhurbaşkanımıza, akla dahi gelmeyecek hakaretamiz cümlelerin ve ifadelerin kullanılmasının da karşısında olduğumuzu, bu karlı kış gününde de bununla ilgili milletimizin temsilcisi olarak en temel hakkımızı kullanarak, hukuka müracaat ettiğimizi tekrar buradan ifade etmek istiyorum. Yarınların Türkiye’sinde hem insanımızın özgür yaşadığı hem insanımızın özgür konuştuğu hem de insanlarımızın muhalefetle hakareti karıştırmadığı, ifade özgürlüğüyle insanların özlük haklarını ve devletimizin Cumhurbaşkanına, en üst makama küfretmeyi karıştırmadığı günleri yaşamak umuduyla sizlere de teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı Maarif modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı Maarif modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.