SPOR - 14 Kasım 2019 Perşembe 11:26

Ali Koç: "Bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüyoruz"

A
A
A
Ali Koç: "Bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüyoruz"

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, sarı-lacivertli takımın bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüdüğünü söyledi.

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, sarı-lacivertli takımın bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüdüğünü söyledi.


Sarı-lacivertli kulübün kasım ayı sayısında Başkan Ali Koç camiaya seslendi. Koç, "Teknik Direktörümüz Ersun Yanal ve ekibinin liderliğinde, futbolcularımızın sergilemiş olduğu takım ruhu, aidiyet duygusu ve birbirine olan bağlılıkları ile en önemli gücümüz olan taraftarımızın coşkulu desteği sayesinde bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüyoruz" dedi.


Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un yazısı şöyle:



"Sevgili Fenerbahçeliler,



Kasım ayı ülkemiz için bambaşka bir anlam ifade ediyor.



Atamızın aramızdan ayrıldığı günün 81. yıl dönümünde, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak hüzün, gurur, sevgi ve bağlılık duygularını bir arada yaşadığımız özel bir adım attık.



10 Kasım sabahı, yönetimimiz, üyelerimiz, sporcularımız ve çalışanlarımızla birlikte Fenerbahçe ailesi olarak Kadıköy’den bir vapura binerek Atamızın hayata gözlerini kapayıp ebediyete intikal ettiği Dolmabahçe Sarayı’nın açıklarında yerimizi aldık.



Saat 9’u 5 geçe Ulu Önderimizi saygı ve özlemle andık.



Hep birlikte bir kez daha gördük, yaşadık ve hissettik ki üzerinden geçen 81. yılda ona duyduğumuz hasret her geçen gün artıyor. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bizlere emanet olan ilkelerini, değerlerini, geride bıraktığı her şeyi daha güçlü sahipleniyor, kıymetini daha da iyi anlıyoruz.



Fenerbahçe sadece 10 Kasım’larda değil her gün Atasını yaşar, ilke ve değerlerine sahip çıkar. Bu, kulübümüzün DNA’sının bir parçası, değişmez bir değeridir.



Futbol Takımımız, ligin 11. haftasında Kasımpaşa’yı yenip son 4 maçta 9 puan toplayarak milli araya ligin ikinci sırasında girdi.



Sezonun 10. haftasındaki Kayserispor maçında hem pek çok gol fırsatlarından yararlanmamamız hem de bize göre kabul edilemez hakem kararları neticesinde farklı kazanmamız gereken maçta çok değerli üç puan kaybı yaşadık.



Futbolun matematiği tüm değerlerde rakiplerimizin çok önünde olduğumuzu göstermesine rağmen oyun kalitesi anlamında istikrarı maç boyunca sürdüremememiz ve dış saha performansımız sebebiyle bugün puan açısından olmamız gereken yerde değiliz.



Beklentimiz her maçın kritik önem taşıdığı sezonun geri kalan kısmında takımımızın dış saha maçlarında da seri galibiyetler alarak şampiyonluk yolunda başarıyla yürümesidir.



Uzun lig maratonunda inişli çıkışlı dönemler futbolun doğal ortamında tabii ki olacaktır.



Teknik Direktörümüz Ersun Yanal ve ekibinin liderliğinde, futbolcularımızın sergilemiş olduğu takım ruhu, aidiyet duygusu ve birbirine olan bağlılıkları ile en önemli gücümüz olan taraftarımızın coşkulu desteği sayesinde bu sezon şampiyonluğa daha emin adımlarla yürüyoruz.



Bizler camia olarak tamamen sahaya ve şampiyonluğa odaklanmışken hiç arzu etmememize rağmen son haftalarda saha dışında yaşanan tartışmaların parçası yapıldık.



Bu noktada ligin 10.haftasında bizi hiç ilgilendirmeyen bir maçta yapılan hakem hataları ile ilgili bir spor kanalında cereyan eden tartışmalarda yakışıksız yorum ve ithamlarla kulübümüz adreslendi, hakemler baskı altına alındı. Futbolda oluşturulan bu algı, bir kez daha taraftarlar arasında gerginliğe ve sosyal medyada çirkin atışmalara sebep oldu.



Her fırsatta futbol ortamındaki güven, adalet eksikliğine ve bu durumun toplumumuzda neden olduğu olumsuz ve son derece ayrıştırıcı etkilerine dikkat çeken bir kulübüz.



Bu doğrultuda sorumsuzca bu yorum ve algıları üreten şahıslar hakkında bir açıklama yaparak 6222 sayılı yasa kapsamında savcılarımıza çağrıda bulunduk.



Bununla beraber Fenerbahçe olarak da bu kişiler hakkında 6222 sayılı kanuna istinaden şikayetimizi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerçekleştirdik.



Öte yandan, her daim Fenerbahçe’nin en büyük savunucusu olan taraftarlarımız kulübümüze karşı yapılan bu haksız söylem ve ithamlar karşısında devreye girerek refleks göstermiş, bu kişilere karşı ‘izleme izlettirme’ boykot çağrısında bulunmuşlardır.



Taraftarlarımızın demokratik haklarını kullanarak Fenerbahçe’lerini müdafaa etmek adına göstermiş oldukları bu değerli tavırları için teşekkür ederiz.



Ancak buna mukabil bu mücadelemizde haklı olmaktan çok haklı kalmanın önemli olduğunu hatırlatır; her türlü şiddet, hakaret ve yakışıksız ifadelerden uzak durmalarını önemle rica ederiz.



Bunların dışında aynı açıklamamızda Türkiye Futbol Federasyonu’na da bir çağrı yaparak hakem atamaları ve tüm kamuoyunda tartışma konusu olan hakem hataları konularında Türk futbolunun geleceğini de düşünerek kendilerini göreve davet etmiştik.



Akabinde bizzat TFF’yi ziyaret ederek de endişelerimizi aktardık.



Özellikle hakem atamaları konusu bizim açımızdan önem teşkil ediyordu. Zira bu sezon kazandığımız maçların hakemlerine bir sonraki hafta görev verilmiyor; puan kaybettiğimiz maçlarda ise bu durum yaşanmıyordu.



Bir de bu yetmiyormuş gibi 10. haftada en çok tartışılan üç hakemden ikisi dinlendirilirken Kayserispor maçımızın hakemine 11. haftada görev verildi.



Hakemlere mesaj verme riski barındıran bu atama süreçleri bakalım bundan sonra nasıl gerçekleşecek?



Kulübümüzün internet sitesinden yaptığımız bu açıklama hiçbir şekilde saygısız bir üslup, söylem, hakaret içermemesine rağmen ’sportmenliğe aykırı açıklamalar’ gerekçesiyle kulüp başkanı olarak PFDK’ya sevk edildim. Bunu şaşkınlıkla karşıladım.



Bu noktada federasyonumuzdan beklentimiz ifade özgürlüğünü kısıtlayacak cezalar yerine kurallar çerçevesinde dile getirdiğimiz saptamalar karşısında gerekli incelemelerin ve tatmin edici açıklamaların yapılmasıydı.



Zaten çağrımız da bu yöndeydi.



Ekim ayı içerisinde yaşadığımız en önemli gelişmelerden biri kongre üyeliğimizde 25. yılını tamamlayarak Yüksek Divan Kurulu Üyemiz olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantımıza iştirak etmesiyle tarihi bir gün yaşamamız olmuştur.



Cumhurbaşkanımızın Yüksek Divan Kurulu Üyemiz olması, asırlık çınar Fenerbahçemizin çatısı altında ilk defa bizlerle bir araya gelmesi, camiamız için çok büyük bir gurur kaynağıdır.



Bu toplantıda Fenerbahçe’yi ve kendi Fenerbahçeliliğini en samimi duygularla anlatan Cumhurbaşkanımızın ’Ne dışarıdan gelen ne de içimizden çıkan düşmanlar, bu kulübümüzü ülkesine ve milletine hizmet yolundan asla döndürememiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde de Fenerbahçe aynı kararlılıkla yoluna devam edecektir’ sözlerini burada bir kez daha paylaşmak istiyorum. Zira her bir Fenerbahçeli’nin hislerini ifade eden ve de kulübümüzün tarihsel duruşunu net bir şekilde anlatan bu tanımlamayı çok değerli buluyorum.



Bu vesileyle Cumhurbaşkanımızı, şahsım ve camiamız adına bir kez daha gönülden tebrik ediyor, davetimizi kırmayarak toplantımıza teşrif ettikleri ve yaptıkları tarihi konuşma için kendilerine şükranlarımı sunuyorum.



İlk olarak Başkanımız Aziz Yıldırım’ın başlattığı ve 17 senedir devam eden Kenan Evren Lisesi arazisinin kulübümüze devrinin tamamlanması ekim ayı içerisinde yaşadığımız en önemli gelişmelerden biri olmuştur.



Kulübümüz bu anlaşma kapsamında tüm sorumluluklarını yerine getirmiş; 3784 öğrenciye 106 derslikte eğitim imkanı sağlayacak 3 farklı okul ile liselerarası yarışmalara ev sahipliği yapacak standartta 700 kişilik 1 adet spor salonu yapmıştır. Bahsi geçen okullarda 6 yıldır eğitim ve öğretim sürmektedir. Bunun yanında yeni yapacağımız 600 kişilik bir okul ilave ile toplamda 4384 öğrencinin öğrenim göreceği eğitim tesislerini ülkemize kazandırmış olacağız.



Kulübümüzün uzun yıllardır beklediği bu konuda süreci nihayete erdiren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ilgili bakanlıklara bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.



Camiamız için çok önemli olan bu alanın çevremizin ihtiyaçları ve kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda en iyi şekilde değerlendirilmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz.



Göreve geldiğimiz ilk günden bu yana vurguladığımız ‘tam şeffaflık’ ilkesi doğrultusunda, kulübümüzle ilgili tüm gelişmeleri en yalın çerçevede FBTV’de dönem dönem yaptığımız yayınlarla kamuoyuna aktarmaya çalıştık.



Bu yayınların en son halkasında ise bu sefer yayıncı kuruluşa konuk olarak gündeme dair soruları yanıtladım.



Futbolun en önemli paydaşlarından biri yayıncı kuruluş yayıncı kuruluştur. Ligimizin yayıncı kuruluşu kim olursa olsun yatırımlarının başarılı olması her zaman Türk futboluna katkı sağlayacak, bir sonraki yayın ihalesini de olumlu etkileyecektir.



Bu bağlamda yayıncı kuruluşun daha muvaffak olması, ligimizin cazibe merkezi olarak değerinin yükselmesi için Fenerbahçe Spor Kulübü olarak her türlü yapıcı işbirliğine sıcak baktığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.



Bununla beraber programda da ifade ettiğim gibi futbolun kitlelere açılan penceresi olan yayıncı kuruluşun da Türk futbolunda adil rekabet ve güven ortamının sağlanmasında ciddi sorumluluklarının bulunduğunu hatırlatmak isterim.



Şahsıma bu imkanı sağlayarak, başarılı bir yayının gerçekleşmesine vesile olan yayıncı kuruluşa ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.



Önemli bir hususu daha dikkatlerinize bir kez daha getirmek istiyorum. Bizim gibi olimpik şubelere önem veren, sporcular yetiştiren, yetiştirdiği sporcular ile uluslararası yarışmalarda ülkemiz adına önemli başarılara imza atan yani spor kulübü olma misyonunu layıkıyla yerine getirmek için çaba sarf eden her kurumu olumsuz etkileyecek yeni bir kanun teklifi çalışması gündemdedir.



Geçen sene yürürlüğe konulan ve profesyonel futbolcuların gelir vergisi stopaj iadelerinin olimpik şubelerde kullanılmak üzere kulüplere iade edilmesi kanunu, özellikle bizim gibi kulüpler için devrimsel nitelikte bir uygulama idi.



Bugün hazırlanan yeni tasarı ise geçen sene uygulamaya konan kanunun ruhu ile taban tabana zıttır.


Dolayısıyla bazı kulüp başkanları ile yaptığımız değerlendirmeler sonucunda da mutabık kaldığımız gibi bu kanunun uygulamaya konulması amatör sporların geleceğini tehlikeye atacağını vurgulamak istiyorum.



Biz spor kulübü olma misyonumuzu devam ettirmek istiyoruz. Finansal anlamda yönetmeye çalıştığımız kötü tabloların yanında bu yeni tasarının kanunlaşması bizlerin ve dolayısıyla ülke sporunun hedeflerini çok olumsuz etkileyecektir.



Umarım el birliğiyle bu soruna bir çözüm bulabiliriz.



Bildiğiniz gibi kulübümüze kurulan 3 Temmuz kumpası davasının yargılaması devam ediyor. 2-27 Eylül tarihleri arasında devam eden yargılamalar sonucunda sadece 3 sanığın savunması tamamlanmadı. Mahkeme bu sanıkların ifadelerini aldıktan sonra şikayetçilerin, mağdurların ve tanıkların ifadelerine geçecek. 14. duruşma haftası 6-17 Ocak arasında gerçekleşecek.



Belirtilen tarihlerde yapılacak olan yargılamalarda kulübümüz adına söz alarak bu davayla ilgili görüşlerimi paylaşmayı planlıyorum.



Biliyor ve inanıyoruz ki; bu süreç sona erdiğinde vicdanlarda zaten aklanmış olan Fenerbahçemizin masumiyeti hukuken de resmiyete kavuşacaktır.



Fenerbahçemizin bulunduğu bölgelerdeki temsilcileri olan derneklerimizin camiamıza katkıları bizler için önemlidir. Geçtiğimiz sene büyük bir katılımla düzenlediğimiz yurt içi dernekler buluşmamızı bu yıl 15 Kasım’da gerçekleştireceğiz. İlk toplantımızda fikir alışverişinde bulunduğumuz dernek temsilcilerimizden aldığımız öneriler birçok projemizde bizlere kılavuzluk etti. Bu yıl gerçekleştireceğimiz toplantımıza tüm derneklerimizin temsilcilerinin katılımını özellikle rica ediyorum. Yeni projelerimiz ile ilgili yapacağımız istişarelerle gelecek dönemlerimizi şekillendireceğiz.


Sözlerime son verirken hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, sarı lacivert başarılarımızla dolu günler diliyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu. “iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz” Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.
Manisa CHP Genel Başkanı Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi: “Kimse istiyor diye kimseyle kavga etmem" CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi. Özel, “Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, esnaf için emekliler için ederim.” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesini ziyaret etti. İlçe ziyaretinde Kent Meydanında coşkulu bir kalabalığa hitap eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün ilk kez yıllardır gelip gittiğim Sarıgöl’de CHP Genel Başkanı olarak kucaklaşıyorum, hepinize çok teşekkür ediyorum. CHP’nin Genel Başkanı olacağıma ilk inanan ilçe bunu ilk söyleyen ilçe yıllardır Sarıgöl’dür. Biraz önce onlarca büyüğüm ‘Ben sana 10 sene önce ne dedim, 8 sene önce ne dedim’ diye hatırlattılar. Biliyorsunuz büyük bir kötülükle mücadele ettik, siz de ettiniz, hala ediyoruz, edeceğiz. Bizim gücümüz iyiliktir, iyi insanlardır. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Biz bir zaman bu belediyeyi çok hak etmeyerek hepimizin ufak tefek kusurlarıyla kaybettik. Yıllarca MHP’nin elinde kaldı biz sabrettik ama üzdüler bizi. Sarıgöl’ün en yardımsever insanını otobüs üstlerinde yuhalattılar. Tek suçu partisine sahip çıkmaktı. Hüseyin abinin elini tuttum o ağladı ben ağladım dedim ki ‘Merak etme bir gün bu belediyede seninle birlikte oturacağız’ dedim. Şimdi belediyede beni bekliyor. Aramızda olmayanları rahmetle olanları minnetle anıyorum Allah onlardan razı olsun. 23-24 köyümüz var, 35 mahallemiz var. Hepsini tek tek gezdik. Belediye Başkanımız Tahsin Akdeniz güzel anons yapar. Biz çok zorluk çektik. MHP belediyesi çok eziyet etti. Dışlandık. Bugün biz geldik ama gün bize edileni etme günü değildir. Tahsin Başkanım ve CHP’lilerin hepsi ne kadar MHP’li varsa ne kadar AK Parti’li varsa kucaklıyoruz. Ben milletvekili oldum, çok çeşitli görevler yaptım, genel başkan oldum. Herkes hemşehrimize sahip çıkacağız diyerek oy verdiler. Verenlerden de vermeyenlerden de Allah razı olsun. Atatürk’ün partisi kin gütmez, intikam almaz, affeder, kapısını açar buyur eder. Bu parti baba evidir. Herkesin bir zamanlar baba evi burasıydı. Herkes bilir ki baba evinin bacası tütmektedir. Bu CHP’liler o bacayı tüttürenlerdir. AK Parti’lilere, MHP’lilere, Gelecek’lilere, İYİ Partililere bütün partililere kapımız her zaman açıktı. Baba evinin tapusu ne Özgür Özel’dedir ne de bir başkasında bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O yüzden ‘Ben MHP’liyim şimdi ne çekeceğim’ demeyin. Biz sana hizmet edeceğiz, hürmet edeceğiz, saygı sevgi göstereceğiz. Madem ki kutuplaştırmaları kaldıracağız, Sarıgöl’den başlatacağız, kucaklaşacağız” dedi. "Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor" Seçimlerde halkın hem iktidara hem de kendilerine önemli mesajlar verdiğini dile getiren Özel, "Biz bu seçimde Sarıgöl’de Manisa’nın 15 ilçesinde Türkiye’de yüzde 38 oyla bir zafer kazandık ama şımarmadık, biz büyük bir görev üstlendik. Sırtımızda eşit ve ayrımsız hizmet etmenin, çiftçilere, emeklilere, emekçilere ve gençlere sahip çıkmanın sorumluluğu vardır. Onların sorunlarını dile getirmenin yükümlülüğü vardır. Onlarla birlikte yürüyüp onların dertlerini çözecek CHP’yi iktidar yapma sorumluluğumuz vardır. İşte bunun için çok çalışacağız. Sorumluluğun farkında olacağız ve yakaladığımız fırsatı değerlendireceğiz. Bu fırsat evlatlarımızı işe sokma fırsatı değil, yandaşları zengin etme fırsatı değildir. Bu fırsat Türki’nin tarihini yeniden yazma, Atatürk’ün partisini yeniden iktidar yapma fırsatıdır. bu nedenle tüm kadrolarımız çok çalışacak. Örgütümüz başkanlara sahip çıkacak. Başkanlarımızda tüm partilerin belediye başkanları orada üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek. Önümüzdeki seçimler için CHP’nin iktidarı için herkes sabredecek, herkes fedakârlık yapacak, kusur görürse üstünü örtecek, yanlış görürse uyaracak, doğruyu alkışlayacak, herkese anlatacak hepimiz bu ülkenin makûs tarihini yeneceğiz, yoksulluğu, işsizliği yeneceğiz, çiftçiyi, ‘Al ananını da git’ dediklerini yine Gazi’nin dediği gibi milletin efendisi yapacağız. Bugün burada sizinle birlikte geldiğimiz oturduğumuz sohbet ettiğimiz bu şirin ilçeden bütün ülkeye bir kez daha seslenmek istiyorum. 31 Mart seçimleri yeni bir siyasi hat, yeni bir siyasi iklim, yeni bir sorumluluk, yeni bir dönem başlattı. İktidara da mesaj verdi bize de mesaj verdi. Bizi 47 yıl sonra kullandığımız pozitif dili bizim halkın gerçek sorunları ışında sorunlarla ilgilenmeyeceğimize ilişkin irademizi, istedikleri kadar hakaret etsinler, küfretsinler buna karşı sadece gerçek meseleleri konuşma iradesini ödüllendirdi. Bize bir kredi açıldı. Bu kredi Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan bir yatırım kredisiydi. Bugün tüketmek için verilen bir tüketici kredisi değil. Eğer iyi yönetirsek seçmen bize yönünü döndü. Seçmen kendisinden oy alıp onu unutanlara, zenginlerle paylaşanlara, bir avuç zengin için hepimizin cebine el atanlara da sırtını döndü. Önümüzde sorumluluklarımız var. Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Bizden mücadele ederken müzakereyi de sürdürmemizi istiyor. Şunu biliyor ki Özgür Özel konuşurken suni gündemlere takılmaz, birilerinin isteklerinin peşine düşmez ama kendi gündeminden de birilerini düşürmez, kimi düşürmez, çiftçiyi, atanmayan öğretmenleri, staj mağdurları, esnafı dilinden düşürmez, Özgür Özel 10 bin Liraya geçin dedikleri emeklinin derdini dilinden düşürmez. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, işçi için, esnaf için, halk için, emekliler için ederim. İlk günden bugüne bana sahip çıkan Sarıgöl’e minnet ediyorum. Belediye Başkanımızı örgüte, Başkanımızı Sarıgöllülere, Sarıgöllüleri de Allah’a emanet ediyorum. Yine görüşeceğiz. Hepinizi çok seviyorum.” şeklinde konuştu. Özel, halka hitap etmesinin ardından CHP’li Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz’i ziyaret için belediyeye geçti.