GÜNDEM - 03 Ekim 2010 Pazar 14:08

"Tek parti ve CHP tarihin çöplüğüne gömüldü"

A
A
A
"Tek parti ve CHP tarihin çöplüğüne gömüldü"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde kendisine hayatı zindan edenleri bile affettiğini belirterek, "Ona eziyet edenler, tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Tek parti ve CHP zihniyeti de o tarihin çöplüğüne gömülmüştür" dedi.

YÜKSEL ŞİMŞEK
İSTANBUL

 

Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "9. Uluslararası Risale-i Nur Sempozyumu"nda konuşan Hüseyin Çelik, Bediüzzaman'ın ortak değerlerde buluşmanın, kardeşliğin sembolü olduğunu vurguladı. Çelik, statükocuların sıkılmadan Bediüzzaman'ı Kürtçülükle itham ettiğini ifade ederek, "Hayatının hiçbir safhasında şiddete, kaba kuvvete başvurmadı.

 

Bütün talebelerini de bundan uzak tuttu. Müspet hareket dediğimiz hareketi gerçekleştirdi. Eserleri ile de bu tavrını ortaya koydu. Buna rağmen statükocu tek partili zihniyet, kendisine sürgünü, cezaevini uygun gördü. Bediüzzaman'a hayatında tahammül edemeyenler, onun mezarına dahi tahammül edemedi. Belki de Bediüzzaman'ın bir mezara ihtiyacı yoktu. O zaten müminlerin gönlünde istisna bir yer edinmişti" şeklinde konuştu.


Çelik, tarih boyunca önemli insanların değerli insanlara hayatı zehir ettiklerini belirterek, "Önemli adamların önemi, değeri, makamı olduğu sürecedir. Ama değerli insanlar yaşadığı zamanın merhametsizliğine uğrasalar bile, onların önemi anlaşılmasa bile Bediüzzaman gibi hapishanelere, zindanlara atılsalar, zehirlenseler, işkence görseler bile onlar gömülen bir hazine gibi her zaman değerini korurlar. İşte bu görüntü, bunun en büyük kanıtıdır" diye konuştu.


Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde kendisine hayatı zindan edenleri bile affettiğini anlatan Hüseyin Çelik, "Ona eziyet edenler, tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Tek parti ve CHP zihniyeti de o tarihin çöplüğüne gömülmüştür" dedi.


Hüseyin Çelik, 1995'te yine benzer bir sempozyuma akademisyen sıfatıyla bir tebliğ sunduğunu ifade ederek, o dönemde Türkiye'de büyük gazetelerden birisinin "Çelik'in söylediğine bakın" şeklinde manşet attığını hatırlattı. Sempozyumda "Cumhuriyetin başındakiler Bediüzzaman'ı dinleselerdi bugün doğudaki Kürt gençlerin Kürtçülük, batıdaki Türk gençlerin Türkçülük diye bir kavgası olmazdı" dediğini anlatan Çelik, "Bediüzzaman Said Nursi, ortak değerlerde buluşmanın, kardeşliğin sembolüdür. Bugün kardeşliğimize gölge düşüren insanlara karşı Bediüzzaman'a daha çok ihtiyaç vardır" dedi.


Çelik, Bediüzzaman'ın talebelerine bugüne kadar hak etmedikleri halde yaftayı yapıştıranların bunu cehaletlerinden yaptıklarını belirterek, "Bediüzzaman'ın tarihçesini ve hayatını bilmedikleri için yapmışlardır. Bilmeyenleri bilmeye, anlamayanları anlamaya davet ediyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.