SAĞLIK - 12 Ekim 2025 Pazar 09:03

Ardı ardına aldığı ağrı kesiciyle hastanelik oldu, karaciğer nakliyle yaşama tutundu

A
A
A

Esenyurt’ta yaşayan 20 yaşındaki Kübra Yılmaz, karnında hissettiği ağrı sonrası iddiaya göre kısa süre aralıkla 2 ağrı kesici alınca fenalaşarak hastaneye başvurdu, karaciğer değerleri hızla kötüleşen genç kız, kadavradan yapılan karaciğer nakliyle yaşama tutundu. Yaşadıklarını şaşkınlıkla karşıladığını söyleyen Yılmaz, "Ağrıyı kessin diye 2 tane aldım. Herhangi bir ilaç, ağrı kesiciyle bu duruma düşmek insanı çok şaşırtıyor, şok oldum. Her şey doktor kontrolünde yapılmalı, kesinlikle herkes organ bağışı yapmalı" dedi.

Esenyurt’ta yaşayan 20 yaşındaki Kübra Yılmaz, karnında hissettiği ağrı sonrası iddiaya göre önce bir ağrı kesici aldı sonra kısa süre içinde bir tane daha alınca fenalaşarak Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Acilde yapılan tetkiklerin ardından karaciğer değerleriyle ilgili sorun olduğu öğrenilince hemen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erdem Kınacı ve ekibiyle görüşüldü. Kınacı ve ekibi değerleri hızla kötüleşen Yılmaz’ı yoğun bakıma aldı. Karaciğer nakli gerekliliği oluşan genç kız için Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi’ne acil kodlu istemde bulunuldu. 6’ncı günün sonunda ise vefat eden bir kişinin organlarının bağışlandığı haberi sonrası ekip gece saatlerinde yola çıktı. Bu süreçte Yılmaz da ameliyata hazırlanırken ekibin gelmesiyle hemen operasyona girildi. Başarılı geçen ameliyat ise hem aileyi hem sağlık ekibini mutlu etti. Prof. Dr. Kınacı, hastasının durumu ve tedavisine ilişkin bilgi verirken vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Kübra Yılmaz ve annesi Arzu Yılmaz ise yaşadıkları zorlu süreci anlattı, organ bağışında bulunmak istediklerini de ifade etti.

"Herhangi bir ilaç, ağrı kesiciyle bu duruma düşmek insanı çok şaşırtıyor"

Yaşadıklarına kendisinin de çok şaşırdığını söyleyen 20 yaşındaki Kübra Yılmaz, "Bir dönem mide rahatsızlığım vardı, o gün de bundan kaynaklı ağrı çekiyordum. Ağrı kesici içtim, kısa süreli ağrıyı kessin diye bir nevi dozunu biraz fazla içtim, 2 tane aldım. Öyle olunca da yan etki yaptı, sonrasını hatırlamıyorum zaten ailem beni direkt hastaneye kaldırmış, ayıldığımda hastanedeydim. Hiç kimsenin aklına böyle bir şey gelmez. Herhangi bir ilaç, ağrı kesiciyle bu duruma düşmek tabi ki de insanı çok şaşırtıyor, şok oldum. Hiç beklemediğim bir şey yaşadım ve bu süre zarfında kadavranın çıkması benim için çok önemliydi. Başıma gelmez diye düşünmemek gerekiyor, bir anda her şey olabilir ve hayatımı kadavraya borçluyum. 1-2 kişi, benden ne olacak diyoruz, önemsemiyoruz ama kesinlikle organ bağışı çok önemli. Kısa süreli dönemde ağrıyı kessin diye kesinlikle vücudumuza, organlarımıza uzun süreli zararlar bırakmamalıyız. Bir doktor kontrolünde her şey yapılmalı. Beklenmedik bir anda hayat farklı şeyler sunuyor, yakınlarımızın bile organları uyuşmayabilir, bu durumlarda bizi uçurumun kenarından alıyor, o organ bağışı o yüzden kesinlikle herkes yapmalı" dedi.

Ardı ardına aldığı ağrı kesiciyle hastanelik oldu, karaciğer nakliyle yaşama tutundu

"Karın ağrısı şikayetiyle birkaç ilacı yakın aralıklarla kullanmıştı"

"Bizim gibi referans merkezlerin rastlayabildiği bir vaka" diyerek sözlerine başlayan ve hastasının durumuna ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Erdem Kınacı, "Normalde masum olan bazı ilaçlar, antibiyotikler çok miktarda ya da birlikte alındığında ciddi karaciğer yetmezliğine sebep olabiliyor, buna karaciğer intoksikasyonu diyoruz. Böyle bir vaka ile karşılaştık, kendisi çok da görülen bir karın ağrısı şikayetiyle birkaç ilacı yakın aralıklarla kullanmıştı. Daha sonra tam anlayamadığı bir şekilde ciddi rahatsızlanarak acile başvurmuştu. Tetkiklerinde karaciğer yetmezliğine dair bulgular oluşması üzerine karaciğer nakli ekibi olarak bize haber verildi. Karaciğer yetmezliği hızlı ilerleyebiliyor, yoğun bakım desteği gerekecek kadar bir ciddi tablo gelişmişti. Çam ve Sakura Şehir Hastanemizde karaciğer, organ nakline ait bir yoğun bakımımız var, oraya aldık, bu özel bir bölüm, çok tecrübeli hocalarımız var. Yoğun bakım altında, özel cihazlarla karaciğerin fonksiyonlarının yerine getirmediği işleri tamamladık. Hayatta kalmasını sağlayarak ülkemizin Ulusal Organ Bilgi Sistemi’ne acil olarak karaciğer isteminde bulunduk. 6’ncı gün duyarlı bir vatandaşımızın duyarlı ailesinin fedakarlığıyla beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastamızdan karaciğer organ bağışı yapıldı, ekibimizi uçakla göndererek ki; yaklaşık bin kilometre bir mesafe, organı gece aldılar. Sabah saatlerinde getirdiler, o sırada hastamızı hazırlamıştık. Hasta olan organı çıkarıp yeni karaciğeri yerleştirdik. Şu anda hastamız sağlıklı, mutluyuz" dedi.

"Çok fazla ağrı kesici kullanımına meyil var"

Karaciğer yetmezliğine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Kınacı, "Akut karaciğer yetmezliği; böyle ani özellikle ilaçlara bağlı olanlar, zaten daha önce herhangi bir şikayeti olmayan hastalarda oluyor. Bu sadece ilaç kullanımı değil, akut Hepatit B’nin C’nin kapılmasıyla da olabilir. Bazen piyasada zayıflama ilaçları olarak bilinen ilaçlar, mantar sezonu yaklaşıyor; uyarmış olayım, bunlar neden olabiliyor. Tamamen sağlıklı bireylerin saatler içerisinde yoğun bakımlık hale gelmesi, komaya girmesine kadar giden bir süreç çünkü karaciğer çalışmayınca beyne hasar veriyor, ölümle sonuçlanabilecek bir süreç. Bir anda sabah normal güne başlayıp ertesi gün ‘size bir karaciğer lazım’ denmesi çok insanların hayal edebileceği bir şey değil. Güzel bir sistemimiz var, ülkemizde organ nakliyle ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Organ bağışında eksikliğimiz var; daha çok organ nakillerini canlı vericiden yapıyoruz. Beyin ölümü gerçekleşen insanların organ bağışlamış olması çok önemli. Bilinçsiz ilaç kullanımı, antibiyotik de ağrı kesici de dahil ülkemizde çok fazla ağrı kesici kullanımına meyil var" ifadelerini kullandı.

Ardı ardına aldığı ağrı kesiciyle hastanelik oldu, karaciğer nakliyle yaşama tutundu

"Çoklu organ bağışı yaptığınızda, 5-6 kişinin hayata tutunmasına sebep oluyor"

Karaciğer sağlığının korunmasına yönelik tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Kınacı, sözlerine mantar tüketimiyle devam ederek, ‘Ben mantardan çok iyi anlarım’ diyenler genelde zehirleniyor, çok iyi anlanmıyor. Doğadaki bulduğunuz mantardan zehirlenme riskinin çok yüksek, ölümüne bir riske girdiğini insanımızın bilmesi lazım. Çoklu organ bağışı yaptığınızda, kaybettiğiniz yakınınız 5-6 kişinin hayata tutunmasına sebep oluyor, bu sonucu görmek çok güzel, vatandaşlarımızın görmek isteyeceğini düşünüyorum. Kendimizin doktoru olmanın dışında bir de internetten bilgiye ulaşım kolaylığı var, ulaşım dışında yorumlayabilmek lazım, o da hekim işi. Hekimlerimize yorumlatarak hayatımıza uygulamamız lazım, yoksa karaciğer nakline kadar giden bir sürece girebilirsiniz. Yüksek kalori alıp düşük kalori harcama olduğu zaman o kalori karaciğerde toplanan yağ şeklinde size geri dönüşü oluyor. Günümüzde alkolden çok karaciğer yağlanmasına bağlı siroz görüyoruz. Karaciğer yağlanması olması için obez olmanız şart değil, eğer iyi beslenmiyorsanız yüksek kalori tüketiyorsanız, özellikle bunu şekerli içeceklerle yapıyorsanız sonra da yeteri kadar egzersiz yapmıyorsanız karaciğeriniz risk altındadır" dedi.

"Organlarımı bağışlamak istiyorum"

Kızının yaşadıkları sonrası ailecek çok korktuklarını söyleyen 42 yaşındaki anne Arzu Yılmaz, "Bir anda olduğu için anne olarak kötü şeyler hissettim. Allah hiçbir kimsenin, annenin başına getirmesin, çok zor bir süreçti. Çaresizliğimize çare oldular, mümkünatı olmayan bir yerdeydik. Minnet doluyum, Rabbim kızımı bana bağışladı. Ben de organlarımı bağışlamak istiyorum. Bire bir yaşadığın için daha duyarlı oluyorsun, can kurtarmak gerçekten de çok önemliymiş. Ağrısı geçer, geçici bir şeydir demiştim, ilacı alması, bünyesinin zayıf olması, gerçekten bizim için de korkunç bir şeydi" diye konuştu.

Hasibe Karadağ - Batuhan Toprak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Sorgun’da kadınların gücüne güç katacak üçüncü Hilal Ev açıldı Sorgun Belediyesi, kadınların sosyal hayata katılımını desteklemek ve aile ekonomilerine katkı sağlamalarına imkan tanımak amacıyla hayata geçirdiği ‘Hilal Evleri’ projesinin üçüncüsünü Agah Efendi Mahallesi’nde hizmete açtı. Yaklaşık 400 kadına hizmet vermesi hedeflenen yeni Hilal Evi, içerisinde bulunan Çocuk Kütüphanesi ile de annelerin hayatını kolaylaştıracak önemli bir detaya sahip. Bu sayede kadınlar, çocuklarını güvenle yanlarında getirerek hem kendileri kurs ve etkinliklerden faydalanabilecek hem de çocuklarının kültürel gelişimine katkıda bulunabilecekler. Hilal Evlerden sorumlu Çini Öğretmeni Hale Ekim, çini işleme, ahşap, sepet, dikiş-nakış, kuaförlük, fitness, yemek ve pasta kursları olduğunu söyledi. Kadınların sosyalleşirken ev ekonomisine de katkı sağladığını belirten Ekim, "Hanımlar Hilal Evlerden oldukça memnun. Onlar için burası bir terapi niteliğinde. Sosyalleşme ve etkinlik için kültür evi olarak burayı tercih ediyorlar" dedi. Öğretmen Fatma Özkaya ise Hilal Evlerin, Kadın Kooperatifi özelliğine değindi. Özkaya, "E-ticaretle uğraşıyoruz. Satışlarımız var. Bayanlar oradan parça başına ücret alıyorlar. Hilal Evlerde üretilen ürünlerin satışını e-ticaret üzerinden yapıyoruz" ifadelerini kullandı. "Ödüllü projemiz 2019’dan bu yana devam ettiriliyor, üçüncüsü açılıyor" Açılışta konuşma yapan Sorgun Belediye Başkanı Erkut Ekinci, Malatya’da belediyelerin projelerinin yarıştığı bir yarışmada Hilal Evler projesinin birinci olduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Başkan Ekinci sözlerini şöyle sürdürdü: "Ödül alan bir projenin 2019’dan bu yana devam ettiriliyor olması ve bugün de burada üçüncü Hilal Evi hayata geçiriyor olmamız bizim için çok büyük bir gurur kaynağı. Buralar bir tedavi merkezi. Bu mekanları açıyoruz ki depresyon rahatsızlığı olan hastalarımızı tedavi edelim. Çocukların kullanabileceği alanlar oluşturuyoruz ki anneler biraz olsun rahat etsin." "Dördüncü Hilal Ev ve ikinci Bebek Kütüphanesi açılacak" Sıradaki Hilal Evin müjdesini veren Başkan Ekinci, dördüncü Hilal Evin, Aydınlıkevler Mahallesinde açılacağını duyurdu. Kış şartlarında çocukların sosyalleşmesinin zor olduğunu belirten Ekinci, "Millet Bahçesi içinde faaliyete geçirdiğimiz kapalı alan çocuk oyun grubumuz var. Bir müjde daha vereyim. İl Özel İdaresi eski binasının tahsisi Sorgun Belediyesi’ne yapıldı. Orada en kısa zamanda kış aylarında çocukların gidebileceği alanı oluşturacağız. Alt katına da ikinci bebek kütüphanesi yapacağız" dedi. Açılış kurdelesinin açılması ve sınıfların gezilmesiyle program sona erdi.
Manisa Dolandırıldıklarını iddia eden kuyumcu mağdurları dükkan önünde toplandı Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde bir grup vatandaş, altın ve emanet para verdikleri kuyumcu tarafından dolandırıldıklarını iddia ederek iş yeri önünde toplandı. Olay, Şehzadeler ilçesi Dr. Ahmet Sadık Caddesi üzerinde faaliyet gösteren kuyumcuda yaşandı. İddiaya göre, çok sayıda vatandaş kuyumcuya senet ve kaşeli kartvizit karşılığında altın ve nakit para emanet etti. Ancak bir süre sonra iş yerinin kapalı olduğunu gören vatandaşlar, dolandırıldıklarını öne sürerek hukuki yollara başvurdu. Mağdurlar, verdikleri altın ve paraların geri ödenmediğini, hukuki sürecin de sonuçsuz kaldığını ifade etti. Sorumluların halen dışarıda serbestçe dolaştığını söyleyen vatandaşlar, adaletin bir an önce tecelli etmesini istediklerini belirtti. Kuyumcu önünde bir araya gelen mağdurlar, yaşadıkları mağduriyeti basın mensuplarına anlatarak yetkililerden yardım talebinde bulundu. Kuyumcu T.Ö. ile bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığını söyleyen mağdurlardan İbrahim Karahan, "Bir arkadaş vasıtasıyla tanıştım. T.Ö.’ye gelerek altın almak için para verdik. Yüklü olduğu için dedi ki ‘Bir süreç olması gerekiyor bir 10 gün, 15 gün içinde ben veririm’ dedi. Biz de verdik buna. Ondan sonra bir duyum aldım. Sıkıntılar olmuş. Geldim buraya bizzat kendisiyle konuştum. WhatsApp görüşmeleri de var yazılı olarak. ‘Benim altınım var, benim gümüşüm var, benim malım, mülküm var. Ben bir yere kaçmıyorum. Kaçan şerefsizdir, namussuzdur’ bu terimleri kullanan şahıs. Bir zamandan sonra bizi oyaladı, oyaladı. Bir süreden sonra emniyet güçleri tarafından gözaltına alındı bu şahıs" dedi. "Biz paramızı verdikten sonra para uçtu gitti" Kuyumcudan herhangi gelir beklemediğini kendisinde emanet olan parayla altın almak istediğini söyleyen Karahan, "Ben kuyumcuya herhangi bir gelir sağlasın diye vermedim. Bunlar emanet malı. Bundan ablamdan gelen ondan sonra baldızımdan gelen emanetler ‘Biliyorum. Sıkıntı yok. Ben her türlü halledeceğim’ dedi. Biz paramızı verdikten sonra para uçtu gitti" diye konuştu. 170 kişinin şikayetçi olduğunu belirten Karahan, yasal yolların ilerlemediği iddiasında bulunarak "Resmi olarak 170 kişi şu anda şikayette bulunan var ama gayri şikayet etmeyenler toplamında 300’ü geçkin mağdur olan şahıs var. Ondan dolayı bu mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz. Yasal yollar ilerlemiyor" ifadelerini kullandı. "Bizi daha mağdur duruma sokmak niyetinde" Dükkanı kapatan kuyumcu T.Ö.’nün avukatları tarafından kendilerini rahatsız ettikleri gerekçesiyle haklarında suç duyuruları açıldığını savunan Karahan, "Şahıslar biz mağdurken bizi halen daha mağdur duruma sokmak niyetinde. Kendi avukatlarıyla, kendi yakın çevresindeki akrabalarıyla bizim adımıza halen suç duyurusunda bulunuyorlar. Suç duyurusundan ziyade bizden halen para istiyorlar. İşte şu kadar para verin bu mahkememizden vazgeçelim. Şu kadar para verin şu mahkememizden vazgeçelim. Bu yollara başvurmuşlar. Biz tehdit etmişiz. Biz onların yerinden yurdundan etmişiz. Kendi verdikleri ikram ettikleri meyveden bile bizi hırsızlıkla suçlamaya başladılar. Bundan dolayı yani biz de artık ne yapacağımızı bilemedik" dedi. "Bir türlü sonuca ulaşamıyoruz" Bugüne kadar böyle bir şey yaşamadığını söyleyen Karahan, "Şimdi Kuyumcular Çarşısı’na girdiğin zaman bir mal almaya gidiyorsun. Kartvizit veriyorlar. Kartvizitin arkasında ya da senet veriyorlar. Senedin meblağı neyse onu veriyorlar. Orada yazılı çizili alacağın emanet yazıyor. Onu verdiler. Biz de tabii böyle bir şey başımıza gelmemişti bugüne kadar. Gelmediği için de biz de bilmiyoruz. Sadece iyi niyetle gittik. Dediler ‘40 40 yıllık 50 yıllık esnaftır. Bütün insanlar bundan alışveriş yapıyor. Güvenle gidip malınızı teslim edebilirsiniz, verip de alabilirsiniz’ diye terimlerde bulundular. Ben de bir arkadaşın tavsiyesiyle geldim zaten o malı verdim emaneti almak için. Ama bir türlü sonuca ulaşamıyoruz" diye konuştu. Oğlunun tazminat parasını kuyumcuya emanet ettiğini ancak geri alamadığını iddia eden mağdurlardan İsmail Vural ise mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini istedi. Bir başka mağdur ise kendilerinin sürekli oyalandığını sahte senetlerle dolandırıldıklarını iddia etti.