EKONOMİ - 10 Aralık 2020 Perşembe 12:33

ASAŞ 2020 yılını ihracatta 260 milyon dolar ile kapatmayı hedefliyor

A
A
A
ASAŞ 2020 yılını ihracatta 260 milyon dolar ile kapatmayı hedefliyor

ASAŞ, 30’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı çalışmaları ve 2021 hedeflerini gerçekleştirdiği online toplantı ile aktardı.

ASAŞ, 30’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı çalışmaları ve 2021 hedeflerini gerçekleştirdiği online toplantı ile aktardı. Toplantıda konuşan ASAŞ Genel Müdürü Derya Hatiboğlu, iç pazardaki daralmaya rağmen Avrupa pazarındaki talebin devam etmesi sayesinde üretimde bir düşüş yaşamadıklarına dikkat çekti. 2020’nin ilk yarısında 111 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Hatiboğlu, 2020 yılını 260 milyon dolar ihracatla kapatmayı hedeflediklerini söyledi.



Bu yıl 30’uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye’nin lider sanayi kuruluşlarından ASAŞ, 2020 yılının değerlendirmesini yapmak ve 2021 planlarını aktarmak için ASAŞ Genel Müdürü Derya Hatiboğlu’nun ev sahipliğinde online bir basın toplantısı gerçekleştirdi. ASAŞ’ın marka özünü 30 yıllık iş yapma felsefesinden ve tutkusundan yola çıkarak ’Hayatın her alanına değer katar’ olarak belirlediklerini söyleyen Hatiboğlu, pandemi sürecine dair değerlendirmelerde de bulunarak şirketin ihracattaki başarılı çalışmalarına değindi.



Yılın ilk yarısında 111 milyon dolar ihracat


6 kıtada 90’dan fazla ülkeye ihracat yapan ASAŞ, Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçısı arasında 52’inci sırada bulunuyor. Şirket, 2019 İDDMİB İhracatın Metalik Yıldızları Ödül Töreni’nde İDDMİB İhracat Şampiyonları kategorisinde ikincilik, Alüminyum Yassı Ürünler kategorisinde birincilik ve Alüminyum Çubuk ve Profiller kategorisinde ikincilik ödüllerinin sahibi oldu. Bu yıl ihracat odaklı bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirten Hatiboğlu, “2019’da ihracatın tüm satışlarımızdaki oranı yüzde 53 oldu. 2019 yılı toplam ihracat tutarımız 268 milyon dolar iken 2020 yılının ilk 6 ayında 111 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. 2020 yılı sonu rakamımızın 260 milyon dolar olmasını bekliyoruz” dedi.



"Alüminyum Ekstrüzyon’da 2020’nin ilk 10 ayında 2019’a göre ihracat hacmi yüzde 5 arttı"


Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında 65’inci sırada yer alan ASAŞ’ın başarı yolculuğunun 1990 yılında bir aile şirketi olarak Gebze’de alüminyum profil üretimiyle başladığını anlatan Hatiboğlu, bugün alüminyum profil, alüminyum kompozit panel, alüminyum yassı mamuller, PVC profil, panjur ve kepenk sistemleri olmak üzere 5 ana iş kolunda faaliyet gösterdiklerini belirtti. Hatiboğlu, “Ürettiğimiz ürünlerle havacılık, enerji, uzay, otomotiv, raylı sistemler, inşaat, ambalaj, beyaz eşya gibi birçok sektöre hizmet veriyoruz. ASAŞ’ın 30 yıllık istikrarlı büyüme trendinin arkasında yenilikleri takip ederek gelecek trendleri öngörmeye çalışmak, teknolojiye yatırım yaparak müşterilerine her zaman en iyisini sunmak tutkusunun yatıyor" diye konuştu.



İş birimleri bazında değerlendirmede bulunan Hatiboğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Alüminyum Ekstrüzyon İş Birimimizde 2020’nin ilk 10 ayında 2019 yılına göre ihracat hacmimiz yüzde 5 civarında arttı. Özellikle otomotiv, raylı sistemler ve treyler sektörleri özelinde büyüme trendimiz devam ediyor. Yurtiçi satışlarımız ise 2019 yılı ilk 10 ayına göre, pandemi nedeniyle yaşanan daralmadan kaynaklı yüzde 2 düştü. Şu anda 2020 yılını 2019’a göre benzer satış rakamlarında kapatacağımızı öngörüyoruz. Alüminyum Yassı Mamuller İş Birimimizde 2020 yılı ilk on aylık döneminde 68 bin ton seviyesinde sevkiyat gerçekleştirdik. PVC ve Panjur iş birimimizde 2020 ilk 10 ay sonuçlarımız ise 2020’nin aynı dönemine göre tonaj bazında aynı gerçekleşti. Pandemi etkisi ile mart, nisan ve mayıs aylarındaki kayıplarımızı haziran ayından itibaren kapattık ve bir önceki yılı yakaladık. Yılsonuna kadar da bu ivmenin devam edeceğini öngörüyoruz".



Hatiboğlu, 2020 yılında yurtdışı fuarların iptali ve uzun süren seyahat yasaklarının yeni müşteri kazanımları açısından olumsuz bir etki oluşturduğunu ama mevcut müşterilerini korumayı başardıklarını ifade etti. Gümrük kapılarında yaşanan yoğunluğun, tır ve konteyner bulunmasında yaşanan dönemsel problemlerin de sevkiyat süreçlerini zorlaştırdığına dikkat çeken Hatiboğlu, “Bütün bunlara rağmen Ekstrüzyon İş Birimimizde ağırlıklı olarak Almanya ve diğer çevre AB ülkelerine ihracat yaptığımızdan dolayı otomotiv sektöründeki 3-4 haftalık sipariş ötelemeleri dışında herhangi bir sorun yaşamadık. Satışlarımız Eylül ayı itibarıyla normal düzenine döndü" dedi.



"Yurtdışı talepler sayesinde üretimde azalma yaşanmadı"


Pandemi sürecinde yurtiçi pazarında ciddi bir daralma yaşandığının altını çizen Hatiboğlu, 2020’nin ikinci yarısında gerek yurtiçinde inşaat sektöründe gerekse ihracat pazarlarında gerçekleşen toparlanmayla geçen yılki satış tonajına ulaşabileceklerini öngördüklerini ifade etti. Yurtiçinde daralma yaşanan bu süreçte birkaç otomotiv müşterisi hariç Avrupa’daki müşterilerin işlerine devam ettiğini söyleyen Hatiboğlu, yurtiçi ve ihracat pazarlarına yönelik şu değerlendirmede bulundu: “Batı Avrupa, Almanya faaliyet gösterdiğimiz büyük pazarlarımızdan. Mart, nisan aylarında bu pazarlardan az da olsa sipariş almaya devam ettik. Mayıs sonrası siparişlerin artmasıyla yılın bütününde üretim açısından etkilenmediğimizi söyleyebilirim".



"ASAŞ İki yılda 22,5 milyon euro yatırım yaptı"


Büyümenin ancak yatırımla mümkün olacağını söyleyen Hatiboğlu, bu çerçevede şirketin yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini belirtti. 2019 ve 2020 yılında alüminyum sektörüne yönelik hizmet veren iki iş birimi için yaklaşık 22,5 milyon euroluk bir yatırım yaptıklarını söyleyen Hatiboğlu, “Alüminyum Yassı Mamuller Folyo Üretim Tesisimiz için bu yıl Almanya’dan destekleyici nitelikte hat alımlarını gerçekleştirdik. Bu hatları 2021 eylül ayında devreye almayı planlıyoruz. Alüminyum Ekstrüzyon Üretim Tesisimiz için daha hassas ve seri imalat yapabilen tam otomatik CNC tezgahları ve robot makineleri sipariş ettik. 2021 yılı ve sonrası için piyasadaki gelişmelere bağlı olarak, kapasitemizi arttırıcı yatırımlar planlayabiliriz” dedi.



Şirketin 2021 hedeflerine ilişkin bilgiler veren Hatiboğlu, şunları söyledi: “Otomotiv gibi katma değerli sektörlerde 2020 yılında yaptığımız antlaşmalar ve elde ettiğimiz tahminler doğrultusunda, Ekstrüzyon İş Birimi bütçesinde 2021’de yüzde 10’dan fazla büyüme öngörüyoruz. Pandeminin etkisiyle ambalaj ve boyalı ürünler sektörlerinde yeni fırsatlar doğacak. Bu çerçevede folyo, levha, boyalı rulo levha olarak üç ünü ürün grubuna sahip Yassı Mamuller İş Birimimizde ekstrüzyon iş biriminde de benzer bir büyüme hedefliyoruz” dedi.



"Ar-Ge’ye 17 milyon TL harcadı"


Şirketin hem Türkiye’ye hem sektöre değer katmak için çalıştığının altını çizen Hatiboğlu, bu çerçevede Ar-Ge ve inovasyona sürekli yatırım yaptıklarını söyledi. ASAŞ’ın 2020 yılındaki Ar-Ge harcamaları yaklaşık 17 milyon TL olarak gerçekleşti. ASAŞ, Türkiye’nin Ar-Ge Harcamaları En Yüksek 250 Şirketi araştırmasında da sektörün önde gelen kuruluşları arasında yer alıyor. Şirket, yurt dışında ihtiyaç olan yüksek teknoloji ve bilgi birikimi getiren projelerde tasarım ve üretim bağlamında proje ortağı olarak katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını gerçekleştirerek ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlıyor. Şirketin şu anda aktif olarak Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 araştırma ve yenilik programı çerçevesinde gerçekleştirilen FORGE, INOVA, RETROFEED, MARBEL projelerinde yer aldığını hatırlatan Hatiboğlu, bu projelerle sürdürülebilir üretim sistemleri, akıllı fabrikalar, endüstri 4.0, döngüsel ekonomi, geri dönüşüm, elektrikli araç batarya sistemlerinin geliştirilmesi, raylı sistemler sektöründe yüksek performans sağlarken karbon emisyonunun azaltılması gibi alanlarda katkı sağladıklarına dikkat çekti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.