GENEL - 11 Temmuz 2019 Perşembe 18:30

Avukat Cihat Gökdemir, Suriyeli anne ve bebeğini öldürenlere verilen cezayı değerlendirdi

A
A
A
Avukat Cihat Gökdemir, Suriyeli anne ve bebeğini öldürenlere verilen cezayı değerlendirdi

Sakarya’da Suriyeli kadın ve bebeğini öldüren şahıslara verilen ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 72’şer yıl cezasını değerlendiren Avukat Cihat Gökdemir, “Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, bu kişilerle ilgili tespit ettiği suçlar konusunda Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü cezaları vermiş oldu.

Sakarya’da Suriyeli kadın ve bebeğini öldüren şahıslara verilen ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 72’şer yıl cezasını değerlendiren Avukat Cihat Gökdemir, “Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, bu kişilerle ilgili tespit ettiği suçlar konusunda Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü cezaları vermiş oldu. Bu anlamda cezaların azlığından değil, üst hadden verilmiş olduğundan dolayı uygun cezalar olduğunu düşünüyoruz” dedi.


1 yıl önce ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen 9 aylık hamile Emani Al Rahmun ve 10 aylık bebeği Sakarya’da canice katledilmişti. Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde ormanlık alanda hamile kadın ve kızının canice öldürülmesine ilişkin davada, iki sanığa verilen ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 72’şer yıl hapis cezası Yargıtayca onandı.



“Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü cezaları vermiş oldu”


Verilen kararı değerlendiren Avukat Cihat Gökdemir, “Biliyorsunuz Suriye’deki savaştan dolayı Türkiye’ye sığınan çok sayıda mülteci var. Bu mültecilerden bir tanesi de Rahmun ailesi. Katledilen hanımefendi Emani ve eşi amca çocukları, çok düzgün bir aile. Mahkeme aşaması tek celsede itiraf etmiş oldukları için kararları verilmiş oldu. Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi bu kişilerle ilgili tespit ettiği suçlar konusunda Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü cezaları vermiş oldu. Bu anlamda cezaların azlığından değil, üst hadden verilmiş olduğundan dolayı uygun cezalar olduğunu düşünüyoruz” dedi.



“Hayvani duygulardan öteye tamamen siyasi gerekçelerle yapılmış olabileceğini iddia ediyoruz”


Suriyeli hamile kadın ve çocuğuna karşı işlenen cinayetin araştırılması gerektiğini aktaran Gökdemir, “Suç tespiti noktasında bazı itirazlarımız olmuştu. Bu kişilerin bu suçu işlerken, Suriyeli bir hamile kadına ve çocuğuna karşı işlerken nasıl hareket ettiklerinin araştırılmasını istemiştik. Ama sanırım mahkeme kamuoyunda çıkan infialden dolayı suçlarını da itiraf etmiş oldukları için tek celsede kararını vermiş oldu. Araştırılmasını istediğimiz nokta şuydu; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin daha önce Avrupa’da işlenmiş suçlarda verdiği içtihat var. Orada şunu söylüyor; ‘Bir ülke vatandaşı dışarıdan gelmiş bir göçmene veya turiste karşı bir suç işlerken kendi vatandaşına karşı işleyebilecek rahatlıkta işleyebiliyorsa, bunu çünkü bir turist veya mülteci mağdur olsa bile sınır dışı edilme korkusu ya da başka korkularla bundan kaynaklı eğer fail bu suçu işlerken böyle bir rahatlıkla işliyorsa hem nefret hem de ırkçılık suçuna tabi tutuluyor.’ Türkiye’de ırkçılık diye bir suç TCK’da düzenlenmemiş ama nefret suçu düzenlenmiş. Bu yüzden mahkemeden Emani ve çocuğuna işlenmiş suçun bir nefret suçu kapsamında değerlendirilmesini, siyasi bir saikle işlenmiş olduğunu, çünkü sadece cinsel hayvani bir istekle işlenmiş olmadığının tespitinin yapılmasını istedik. Her iki sanığın da Adli Tıptan gelen sonuçlarında, raporlarında herhangi bir uyuşturucu kullanmadıkları, o esnada ayık bir kafayla bunları yaptığı ortaya çıktı. Ayık bir kafayla böyle vahşice bir suçu işliyor olabilmenin hayvani duygulardan öteye tamamen siyasi gerekçelerle yapılmış olabileceğini iddia ediyoruz. Yerel mahkemeden bizim talebimiz de bunun bir siyasi gerekçe ile işlenmiş olduğunu mahkeme kayıtlarına geçirilmesini, bundan sonra Türkiye’de mültecilere karşı, turist ve yabancılara karşı böyle bir suç işlenirken biraz düşünmeleri gerektiğini, zira sosyal medyada onlara karşı bir düşmanlık pompalanmaya devam ediyor. Bu nedenle bunun mahkeme kayıtlarına geçmesini istemiştik ama geçmedi. Bu suçları işleyecek olanlara moral, motivasyon aşılayanlar biraz daha düşünürler” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.