EKONOMİ - 03 Aralık 2025 Çarşamba 12:45

Bakan Bayraktar’dan Avrupa’ya LNG çağrısı: "Bizim depolama tesislerimizde saklayabilirsiniz"

A
A
A
Bakan Bayraktar’dan Avrupa’ya LNG çağrısı: "Bizim depolama tesislerimizde saklayabilirsiniz"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Avrupa ülkelerinin yeniden gazlaştırma terminallerimiz aracılığıyla LNG satın alması için harika bir alternatif oluşturduk. Avrupalılara LNG kargolarını bize getirerek altyapımızı kullanmaları noktasında uzun vadeli veya kısa vadeli taahhütlerde bulunabiliriz. Avrupa, LNG’yi getirip bizim depolama tesislerinde saklayabilir" dedi.


Dünya LNG Zirvesi, ilk kez İstanbul’da düzenlendi. Bu yıl 25’incisi gerçekleştirilen zirve, küresel LNG şirketlerini bir araya getirdi. Tedarikçi ve üretici ülkeler, teknoloji sağlayıcıları, finans kurumları ve akademisyenler de zirveye ilgi gösterdi.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katılımıyla gerçekleşen zirve kapsamında BOTAŞ 2 yeni LNG anlaşması imzaladı. Bakan Bayraktar, zirvenin açılışında Avrupa ülkelerine "LNG’yi getirip bizim depolama tesislerimizde saklayabilirsiniz" çağrısında bulundu. Bayraktar konuşmasında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyümeye, nükleer enerji projelerine, doğal gazın ekonomik ve enerji üretimindeki kritik rolüne de dikkat çekti.


BOTAŞ da Alman SEFE ve İtalyan ENI şirketleriyle 2028’de başlayacak ve 10 yıl sürecek iki anlaşma imzaladı. Anlaşmalara göre; SEFE ile 6 milyar metreküp, ENI ile 5 milyar metreküp LNG kış aylarında BOTAŞ’ın tesislerine teslim edilecek.


Bakan Bayraktar zirvede yaptığı konuşmada enerji sahnesinde hızlı değişimlerin yaşandığını, küresel enerji talebinin hızla büyüdüğünü belirterek; yapay zeka, veri merkezleri ve elektrikli araçların bu talebi daha da arttırdığını söyledi.


"Enerji talebi önümüzdeki 30 yılda 3 katına çıkacak"


Bayraktar, benzer trendlerin Türkiye’de de yaşandığını söyleyerek "Enerji talebi son 20 yılda 3 kat arttı ve önümüzdeki 30 yılda da 3 katına çıkacak" diye konuştu. Yapay zekâ, ısıtma ve soğutma sistemleri ile ilkim değişikliği gibi etkenlerin etkisinin ölçülemediğini de vurgulayan Bayraktar, Türkiye’nin COP 31’de dönem başkanı olduğunu ve emisyonların azaltılması hedefinin gündemlerindeki en önemli maddelerden biri olduğunu kaydetti.


Bayraktar, 2053’te net sıfır emisyona sahip bir ekonomi olma hedefleri olduğunu anımsatarak bunun için stratejiler geliştirdiklerine değindi. Vatandaşlara uygun fiyatlı, güvenilir enerji sağlamaya çalıştıklarını belirten Bayraktar, Türkiye’nin enerji görünümünü anlattı.


"Yenilenebilir enerji kurulu gücümüz ile Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız"


Yenilenebilir enerjide büyük bir potansiyele sahip olduklarını dile getiren Bayraktar, "Yenilenebilir enerji kurulu gücümüz ile Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız. Toplam kurulu kapasitemizin yüzde 61’inden fazlası yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Önümüzdeki 10 yıl boyunca kurulu gücümüze her yıl en az 8-10 gigavatlık yenilenebilir kapasite eklemeyi hedefliyoruz" dedi.


Bayraktar, Akkuyu NGS’de 2026 yılında ilk elektriği üreteceklerini vurgulayarak, "2050 yılına kadar 20 gigavatlık nükleer kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun için Sinop ve Trakya’da 8 ek reaktör inşa etmeyi planlıyoruz. Ayrıca SMR’ları yani küçük modüler reaktörleri gelecekteki enerji miksimizin önemli bir unsur olarak görüyoruz ve 5 bin megavatlık SMR kapasitesine sahip olmayı planlıyoruz" diye konuştu.


"Doğal tüketimi 60 milyar metreküplere geldi"


Doğal gazı; hanelerde, sanayide ve elektrik üretiminde kullandıklarının ve buradaki talebin de hızla arttığının altını çizen Bayraktar, 22 yıl önce yıllık 17 buçuk milyar metreküp olan tüketimin bugün 60 milyar metreküplere geldiğini söyledi. Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası’nda birinci fazı tamamladıklarını ve 4 milyon haneye buradan gaz ulaştırdıklarını anlatarak 2026’da bu rakamı ikiye, 2028’de de 4’e katlayacaklarına değindi.


"Karadeniz’de 6 yeni sondaj yapılacak"


Türk enerji filosundaki 6’ncı geminin bugün Türkiye’ye geldiğini ve 2026’da faaliyete geçeceğini açıklayan Bayraktar, Karadeniz’de keşif amaçlı 6 yeni sondaj yapacaklarını ifade etti. Bayraktar, petrol ve doğal gaz arama ve üretim bağlamında Pakistan’da 3’ü açık deniz, 2’si kara olmak üzere 5 lokasyon için anlaşma yaptıklarını anımsatarak tüm dünyada daha fazla ortaklığa açık olduklarını duyurdu.


"Tüketimin yüzde 25’i depolanacak"


Doğal gaz altyapısına yatırım yaptıklarını, Tuz Gölü’ndeki depolama tesisinin 1,7 milyar metreküp olan kapasitesini 2030’da 8 buçuk milyar metreküpe çıkaracaklarını, Silivri’deki depolama tesisinin kapasitesinin de 2028’de 6 milyar metreküpe yükseleceğini söyleyen Bayraktar, yıllık tüketimin yüzde 20-25’i kadar bir depolama kapasitesine sahip olmak istediklerini kaydetti.


Bayraktar, 2016 yılında ABD’de LNG arzında artış yaşanacağını öngördüklerini ve buna göre bir strateji geliştirdiklerini dile getirerek bu doğrultuda yeniden gazlaştırma kapasitesini arttırmaya karar verdiklerini ve kısa bir süre içerisinde bunu 5 kat arttırarak günlük 161 milyon metreküpe çıkardıklarını bildirdi.


"Gaz ihracatçısı olduk"


Küresel LNG tedarikçileriyle uzun vadeli sözleşmeler yapmaya başladıklarını dile getiren Bayraktar, LNG’nin Türkiye’nin gaz ithalatının önemli bir bölümünü oluşturduğuna işaret ederek Karadeniz gazı ile birlikte çeşitlendirilmiş tedarik portföyüne sahip bir gaz ihracatçısı olduklarını söyledi.


Bu yıl sadece büyük LNG anlaşmaları imzalamadıklarını, Türkmenistan’dan ilk kez gaz getirdiklerini anlatan Bayraktar, "Şebekemize iki yeni ara bağlantı noktası ekledik. Iğdır-Nahçıvan ve Kilis-Suriye bağlantılarını tesis ettik. SOCAR ve Katar ile birlikte Suriye’ye gaz tedarik etmeye başladık" dedi.


Avrupa’ya çağrı


Bayraktar, Avrupa’da Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Yunanistan’a boru hattı ile ve Kuzey Makedonya ve Sırbistan’a LNG kamyonları ile gaz tedarik ettiklerini anlatarak, "Avrupa ülkelerinin yeniden gazlaştırma terminallerimiz aracılığıyla LNG satın alması için harika bir alternatif oluşturduk. Avrupalılara LNG kargolarını bize getirerek altyapımızı kullanmaları noktasında uzun vadeli veya kısa vadeli taahhütlerde bulunabiliriz. Avrupa, LNG’yi getirip bizim depolama tesislerinde saklayabilir" şeklinde konuştu.


Türk Yolu politikası


Türkiye olarak dengeli, çeşitlendirilmiş, ileriye dönük bir enerji politikaları olduğunu ve buna "Türk Yolu" dediklerini hatırlatan Bayraktar, "Bu stratejik yaklaşım, Türkiye’yi bölgesel ve küresel enerji ortamında güvenilir bir ortak haline getiriyor. Türkiye, esnek ve güçlü enerji pazarları inşa etmek için bugün burada temsil edilen tüm ortaklarla çalışmaya hazırdır" ifadelerini kullandı.


11 milyar metreküplük 2 yeni LNG anlaşması


Zirve, Türkiye açısından iki yeni anlaşmaya da ev sahipliği yaptı. BOTAŞ, Alman devlet şirketi SEFE ile yıllık 6 milyar metreküp, İtalyan ENI şirketi ile de yine yıllık 5 milyar metreküp olmak üzere toplamda 11 milyar metreküplük LNG tedariki için el sıkıştı. Bakan Bayraktar, anlaşmaların imza törenlerine refakat etti. Anlaşmalar, 2028 yılında başlayacak ve 10 yıl sürecek. SEFE ve ENI, doğal gaz tüketiminin yoğunlaştığı kış dönemlerinde bu sevkiyatları gerçekleştirecek.


Bakan Bayraktar, anlaşmaların imzalanması ve zirvenin açılışı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. SEFE ve ENI anlaşmalarıyla birlikte 2025 yılında 106 milyar metreküp, 2024 Eylül ayından itibaren ise 155 milyar metreküplük uzun dönemli LNG anlaşması imzaladıklarını ifade eden Bayraktar, boru hattıyla gelen gazın yanına alternatif olarak LNG’yi koyarak rekabetçi fiyatlarla ürün çeşitlendirmeye gittiklerini söyledi.



Bakan Bayraktar’dan Avrupa’ya LNG çağrısı: "Bizim depolama tesislerimizde saklayabilirsiniz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.