EKONOMİ - 05 Aralık 2025 Cuma 14:10

Bakan Şimşek: ‘‘Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’

A
A
A
Bakan Şimşek: ‘‘Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Hedefimiz gelecek sene enflasyonu yüzde 20’nin altına düşürmek. Enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek Hükümetimizin nihai amacı kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’ dedi.



Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’nin ikincisi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşti. Bakan Şimşek, yaptığı konuşmada Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programa ilişkin bilgi verdi. Enflasyon rakamları hakkında bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Enflasyonda 2025 yılını büyük ihtimalle yüzde 31 seviyelerinde bitireceğiz. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ dedi.


‘‘Nihai amacımız kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’


Hükümetin nihai amacının kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak olduğunun altını çizen Şimşek, ‘‘Nihai amacımıza ulaşmak için yapısal dönüşümü başarmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu programı uyguluyoruz. Bu programın üç evresi var; birinci evre makro risklerin yönetimi, ikinci evrede mali disiplini tesis ettik cari açığı düşürdük, kur korumalı mevduat mekanizmasından çıktık enflasyon düşmeye başladı. Üçüncü evre ise kazanımların pekiştirildiği tek haneli enflasyonun kalıcı olduğu, cari açığın sorun olmaktan çıktığı, verimlilik ve rekabet gücünün artması için reformların hızlandığı dönem olacak. Üçüncü evreye gelecek sene geçiyoruz’’ şeklinde konuştu.


Temel mallarda enflasyonun yüzde 20’nin altına düştüğünü hatırlatan Şimşek, ‘‘Gıda enflasyonu yüzde 27 civarı. Buna rağmen manşet enflasyon yüzde 31. Çünkü Türkiye’de kira, eğitim ve hizmet enflasyonu hala yüksek seyrediyor. Hizmet enflasyonu yüzde 97’den yüzde 44’e kadar düştü. Bunu düşürmek için deprem bölgesinde konut inşa ediyoruz 350 bin konutu teslim ettik. Gelecek sene 600 bin konut teslim edilecek. Sosyal konut projeleri devam ediyor, kentsel dönüşüm projelerini uyguluyoruz. Bütün bunları bütçeden yapıyoruz. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 90’ı devlet okullarına gidiyor. Yüzde 10’un gittiği özel okullarda ise yüksek rakamlar görüldü, oralarda da makul fiyatlar görülecek’’ ifadelerini kullandı.


‘‘Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’


Önümüzdeki dönemde kamu maliyesinde önemli reformlar planladıklarını dile getiren Şimşek, ‘‘Bütçe açığımız deprem nedeni ile milli gelire oranı yüzde 5’e çıkmıştı. Bütçe açığımız bu sene yüzde 3’e düştü, gelecek senelerde daha düşük seviyelere düşüreceğiz. Tasarruf konusunda kamu giderlerini kontrol altına almada başarılı olduk. 10 yıllık ortalamaya göre bu harcamaların (kamu giderleri) bütçeye oranı yüzde 4,6. Biz geçen sene yüzde 3,1’e indirdik, bu sene 3’ün de altında olacak. Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’ sözlerini ifade etti.


KKM’nin de 143 milyar dolar azaltıldığını da ifade eden Şimşek, "Türkiye’nin bilançosunda 250 milyar doları aşan bir iyileşme var" dedi.


Altın ithalatına ilişkin de bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘Altın ithalatı sadece sanayide kullanmak için yapılmıyor. Altın bir portföy tercihidir, saygı duyuyoruz. Vatandaşımızın ithal ettiği altınları bir kenara bırakırsak Türkiye’de cari açık kalmıyor. Osmanlı’nın son 100 yılına da baksanız, Türkiye’nin ilk 100 yılına da baksanız en büyük darboğaz döviz darboğazıdır. Cari açıkla ilişkilidir. İlk defa biz yapısal olarak biz bu sorunu aşma noktasındayız’’ ifadelerini kullandı.


‘‘Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’


Bakan Şimşek Merkez Bankası rezervlerinin arttığına da dikkat çekerken, ‘‘Çünkü her an bir takım şoklarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle rezerve ihtiyaç var. Biz net rezervlerimizi son 2 yılda programımız dahilinde 118 milyar dolar artırdık. Kur korumalı mevduatı 143 milyar dolar azalttık, bitiyor 400 milyon dolar kaldı vadesini bekliyoruz. Türkiye’nin bilançosunu 250 milyar dolar iyileştirdik. Türkiye’nin risk pirimi son 7,5 yılın en iyi seviyesine geldi. Son 2 yılda Türkiye’nin risk pirimi 472 baz puan düştü. Bize benzer ülkeler 49 baz puan düştü. Türkiye’nin kredi notu en az 2 kademe artırıldı. Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’ açıklamasında bulundu.


Türkiye’nin milli gelirindeki artışa da değinen Şimşek, ‘‘2002’de dünya ekonomisinde 21’inci sıradayken şimdi 16’ıncı sıradayız. Satın alma gücü paritesinde 16’ıncı sıradan 11’inci sıraya yükseldik’’ diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Vali Zorluoğlu ekonomi zirvesinde konuştu: "Kadınları yok sayan kalkınma başarılı olamaz" Diyarbakır, kadın girişimciliğinin bölgesel kalkınmadaki kilit rolünü ele almak üzere önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. DİKAD 2. Ekonomi Kadın Zirvesinde konuşan Vali Murat Zorluoğlu, "Toplumun yarısını oluşturan kadınları dikkate almayan hiçbir kalkınma hamlesinin başarılı olma imkanı yoktur" dedi. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde Diyarbakır İş Kadınları Derneği’nce (DİKAD) bir otelde "DİKAD 2. Ekonomi Kadın Zirvesi" düzenlendi. Yoğun katılımın sağlandığı programda konuşan Vali Murat Zorluoğlu, Diyarbakır’ın 12 bin 500 yıllık tarihiyle üretim, ticaret ve girişimcilik geleneğine sahip kadim bir şehir olduğunu belirtti. Vali Zorluoğlu, hayatın her alanına aklıyla, emeğiyle ve fedakârlığıyla katkı sunan tüm kadınların gününü kutladı. Vali Zorluoğlu konuşmasının devamında, Diyarbakır’ın stratejik konumunu ve potansiyelini özetledi. Diyarbakır’ın Afrika, Ortadoğu, Kafkasya ve Asya pazarlarına olan yakınlığı, bölgesel merkez konumu, dinamik genç nüfusu, güneş enerjisi yatırım potansiyeli, köklü üniversitesi ve dünyaca ünlü tarihi mekanlarıyla yatırımcılara büyük imkânlar sunduğunu ifade eden Vali Zorluoğlu, şehrin ekonomisinde tarım-hayvancılık, sanayi, ticaret ve turizm sektörlerinin ön plana çıktığını kaydetti. Vali Zorluoğlu, Diyarbakır’ın somut ekonomik başarılarını ve hedeflerini ise şöyle açıkladı: "Diyarbakır, 7 milyon dönüme yakın tarım arazisiyle ülkemizin en önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden birisidir. Başta Silvan Barajı olmak üzere sulama projeleri tamamlandığında, sulanabilir arazinin neredeyse tamamı suya kavuşacak, mevcut üretim 2-3 kat artacak ve yarım milyona yakın ilave istihdam imkânı oluşacaktır." Sanayideki yükselişe de değinen Vali Zorluoğlu, 2017 yılında 7 bin 500 kişinin istihdam edildiği Diyarbakır OSB’de 2025 yılında yaklaşık 23 bin kişi istihdam edilmesinin hedeflendiğini Tekstil OSB’de büyük çoğunluğu kadın olmak üzere 4 binin üzerinde kişinin çalıştığını ve Karacadağ OSB’de 10 binin üzerinde istihdam hedeflediklerini belirtti. Vali Zorluoğlu ayrıca turizmin de gelecekteki üçüncü önemli gelişme alanı olacağını ve bu alandaki yatırımların stratejik değerde olduğunu ifade etti. Vali Zorluoğlu, bölgenin yaşadığı terör sorununa rağmen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında yükseliş gösterdiğini de vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin güçlü iradeleriyle yürütülen ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin başarıyla sonuçlanması sonrası, Diyarbakır ve bölge illerinin ekonomilerinin çok kısa sürede çok büyük bir gelişme göstereceği herkesin kabul edeceği bir gerçektir’’ diye konuştu. "Toplumun yarısını oluşturan kadınları dikkate almayan, kapsamayan, hesaba katmayan hiçbir kalkınma hamlesinin başarılı olma imkanı yoktur" diyen Zorluoğlu, bölgede kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 22,7 ile Türkiye ortalamasının altında kaldığını ancak eğitimdeki yükselişin umut verici olduğunu söyledi. Vali Zorluoğlu, zirvenin yeni iş birliklerinin kurulmasına, projelerin doğmasına ve kalıcı bir iletişim ağının güçlenmesine zemin hazırlayan önemli bir platform olduğunu belirterek, programın şehir ekonomisine ve iş kadınlarına hayırlı olmasını diledi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak, kentin Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen "kadın dostu şehirler" arasında yer aldığını hatırlatarak, "Bugün burada bulunan her girişimci kadın, Diyarbakır’ın geleceğinin mimarıdır. Şehrimizin ekonomik ve sosyal dönüşümünün gerçek aktörleridir’’ şeklinde konuştu. Zirveye Vali Murat Zorluoğlu, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak, DİKAD Başkanı Müzeyyen Kaya ve DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk ile çok sayıda kadın girişimci katıldı.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliği yaratıyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın!" Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor. Bölgenin en işlek noktasındaki bu "tehlikeli ihmalin" ne zaman son bulacağı ise merak konusu. (MT-
Ankara Bakan Kurum: "En büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" dedi. Bakan Kurum, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nca düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde konuştu. Deprem bölgesinde inşa seferberliğinin tamamlanma aşamasına geldiğini vurgulayan Bakan Kurum, AK Parti’nin 2002’den bu yana büyümeye ve vatandaşlara hizmet etmeye devam ettiğini belirtti. Bu anlayışla çeyrek asırdır yılmadan çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Kurum, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ‘bu sorun çözülmez, bu engel aşılmaz’ denilen ne varsa aştık, vatandaşlarımızın ne ihtiyacı varsa karşılamaya devam ettik. Milletimize huzurlu yuvalar yapmayı daima eser siyasetimizin baş tacı yaptık" dedi. "Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor" Bakan Kurum, Türkiye’nin şehircilik vizyonu ve konut politikalarına ilişkin, "Yabancı misafirlerimiz de kendi ülkelerinde mutlaka şahit olmuştur. Çünkü bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz. Bu gücümüzü sahada da etkin bir şekilde kullanıyoruz. Bugüne kadar her afette devletimiz yaraları sarmak için gereken her şeyi yapmış, milletimizle el ele afete uğrayan şehirlerimizi ayağa kaldırmıştır. Ama belki de asrın en büyük dayanışmasını ve seferberliğini asrın felaketi sonrasında göstermiştir. 11 ilde 3 bin 481 ayrı şantiyede 200 bin mimar, mühendis, işçi ve emekçi kardeşimiz arı gibi çalışıyor. Bu seferberliğin yaşandığı alan nüfus bakımından Litvanya, yüzölçümü açısından Bulgaristan ve İzlanda kadar bir alandır. Bugün Türkiye, deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut inşa eden adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alanı yeniden kuran bir ülkedir. Elde ettiğimiz bu hızla 2 hafta önce Adıyaman’da 350 bininci konut ve iş yerlerimizi tüm sosyal donatılarıyla, parkları, bahçeleriyle birlikte afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Afetzede kardeşlerimizin neredeyse yüzde 80’ine yakınını evlerine kavuşturduk. İnşallah yıl bitmeden 453 bin konuttan daha da fazlasını teslim edeceğiz. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Türkiye asrın felaketini asrın inşa seferberliğine dönüştüren ve asrın dayanışmasıyla ayağa kalkan bir ülkedir. Bugün dünyaya baktığınızda birçok gelişmiş ülkede bile bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına bırakan bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli, aynı zamanda donatılarıyla örnek şehirler kuran anlayışla tüm dünyada bir numaradır" dedi. "Deprem bölgesindeki bu seferberlik, vatanımızın geleceğini inşa etmiştir" 11 ilde yürütülen çalışmaları öncesi ve sonrası görselleriyle birlikte anlatan Bakan Kurum, "Küresel platformlarda görüştüğümüz herkesin, uluslararası kuruluşların, dost ve kardeş ülke liderlerinin de şahitliğiyle söylüyorum ki deprem bölgesinde; tarihin en kapsamlı konut hareketi başarıyla tamamlanmıştır. Deprem bölgesindeki bu seferberlik, sadece bir ülkenin, bölgenin değil, büyük ve güçlü Türkiye’nin teminatı olmuş, cennet vatanımızın geleceğini inşa etmiştir. Bu süreçten en çok da kadınlarımız ve aileler etkilendi. İlk gün de ailelerimizin yanındaydık, en büyük desteği ve duaları da annelerimizden, ailelerimizden aldık. O acı günlerde konteynerlerde, çadırlarda beraberdik, şimdi de yeni yuvalarında ziyaret ediyor, mutlulukla bir ve beraber oluyoruz. O gün birlikte ağlıyorduk, bugün birlikte gülüyoruz. İnanın bu mutluluğu anlatabilmenin imkanı yok, çünkü mutluluğun bir tarifi yok. Dünyada belki de eşi benzeri görülmeyen, ayakları yere basan ve geleceği öngören en büyük konut politikasını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye başlatmıştır. Devletimizin konut politikalarının merkezinde, vatandaşımızın ev sahibi olma isteği, yeni yuvasına kavuşma hayali vardır; yani doğrudan doğruya sosyal devlet anlayışı vardır. Aileyi koruma bakışı vardır. Bu kapsamda şimdiye kadar TOKİ eliyle 1 milyon 750 bin sosyal konutu milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yüzyılın Konut Projesi 500 bin sosyal konutla, sosyal devlet alanında bir devrim yapıyoruz. Deprem riski olan İstanbul’umuza ise 100 bin konut inşa ediyoruz. Buna ilave olarak 15 bin kiralık konut uygulaması yapacağız. Evlerimizi yatay mimari, geleneksel dokuya uygun şekilde inşa edeceğiz. Hepsinde sosyal donatı alanları mahalle de olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesinin tüm kriterleriyle ihtiyaç sahibi aileleri gözeten sosyal devlet anlayışının önemli bir adımı olduğunu dile getirerek, "Biz bu projeyle şehit ailelerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, emeklilerimizi, engelli vatandaşlarımızı projenin merkezine alarak tüm dünyada gerileyen sosyal devlet anlayışına, Türkiye olarak yeniden soluk veriyoruz. Yüzyılın Konut Projesi’yle 300 sektörü harekete geçirerek istihdamı da büyütüyor; konut arzını artırarak haksız kira artışlarına mani olacağız. İnanıyorum ki asrın inşasında yazdığımız başarı öyküsünü Yüzyılın Konut Projesi’yle zirveye taşıyacağız. Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" dedi. Bakan Kurum, oturumun ardından 81 ilden geleneksel el sanatları ürünleri ve yöresel tatların sergilendiği stantları gezdi.