KÜLTÜR SANAT - 16 Ekim 2025 Perşembe 19:37

Beyoğlu Belediyesi’nde "Beyhude Bir Tutku" sergisi

A
A
A
Beyoğlu Belediyesi’nde "Beyhude Bir Tutku" sergisi

Beyoğlu Belediyesi tarafından 6. Daire Sanat Galerisi’nde "Beyhude Bir Tutku" sergisinin açılışı yapıldı.


Beyoğlu Belediyesi koordinesinde 6. Daire Sanat Galerisi’nde "Beyhude Bir Tutku" sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Küratör Burçe Saraçoğlu’nun hazırladığı "Beyhude Bir Tutku" sergisi 16-31 Ekim 2025 tarihleri arasında açık olacak. Sergi Albert Camus’un felsefi yaklaşımından ve Yunan mitolojisinin karakterlerinden olan Sisifos’un hikayesinden yola çıkarak insanın yaşamın anlamsızlığına karşı direnme gücünü sorguluyor.



‘"Beyhude Bir Tutku’ sergisi derin bir anlam taşıyor"


Sergi açılışında konuşan Belediye Başkan Vekili Sefer Karaahmetoğlu, "Beyoğlu’nun sanata atan kalbi olan bu mekanda, 6. Daire Sanat Galerisinde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Kadim kentimizin her sokaginda bir hikaye her köşesinde bir itam barındırır. Beyoğlu asırlardır medeniyetin kültürlerin kesiştiği noktadadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi olarak bu kentin her köşesinde sanatı ve kültürü yaşatmaktır. Beyoğlu Belediyesi olarak her zaman sanatçının ve sanatın yanında olduk. Bütün Beyoğlu halkının sanata ulaşabilmesi için çabalıyoruz. Bugün burada açılışını yaptığımız "Beyhude Bir Tutku" sergisi derin bir anlam taşıyor. Bu serginin anlamı yaşamın tüm zorluklarına rağmen direnmek ve var olma kararlılığıdır. Sanatın farklı disiplinlerinden gelen 10 değerli sanatçımızın eseri bu direnişin farklı yüzlerini ortaya koyacak" ifadelerini kullandı.



Beyoğlu Belediyesi’nde "Beyhude Bir Tutku" sergisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Evleri soyan 2 kadın yakalandı: 700 bin TL’lik vurgun yapmışlar Adana’da iki kadın hırsız misafir süsü vererek girdikleri 5 apartman dairesinden 700 bin TL değerinde altın ve döviz çaldı. Yakalanıp tutuklanan iki şüphelide "Eski bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, hırsızlık yapmadık" savunması yaptıkları öne sürüldü. Olay, 29 Kasım’da Seyhan ilçesine bağlı Mithatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. İ.G.(32) ve İ.Y. (26) yüzlerini eşarp ve güneş gözlüğü kullanarak gizledi. Ardından iki kadın misafir gibi bir apartmandan içeri girdi. Ardından 7’inci kata çıkan iki kadın, U.Ş.’ye ait evin kapısını zorlayarak içeri girdi. Kadınlar burada 5 bin TL ve 3 bin TL değerinde 2 kol saati çalarak çıktı. Bir alt kata inen şüpheliler bu seferde K.K.’ın evine girdi. Şüpheliler buradan 50 bin TL değerinde altın çalarak kaçtı. Aynı kadınlar farklı tarihlerde 3 ayrı apartman dairesinden daha aynı yöntemle hırsızlık yaptı. Kadınlar yaptığı 5 farklı hırsızlık olayında 700 bin TL değerinde; altın, döviz ve ziynet eşyası çaldı. İhbarlar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Söz konusu 2 kadın şüpheli saklandıkları adreslerde yakalandı. Şüpheliler emniyetteki ifadelerinde, "Eski bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, görüntülerdeki biziz ama hırsızlık yapmadık" dedikleri öne sürüldü. Binada arkadaşları olmadığı da tespit edilen, yaptıkları hırsızlıkların ardından bir sokak satıcında basküle çıkıp tartıldıkları güvenlik kamerasına yansıyan 2 şüpheli sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
İzmir Üzüntü kalbinizi hasta edebilir Bilimsel çalışmalara göre, yoğun emosyonel stresin kalp kasını geçici olarak felç edebildiğini, ritim bozukluklarını tetikleyebildiğini ve kimi zaman gerçek bir kalp kriziyle neredeyse aynı belirtilere yol açabildiğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Modern kardiyoloji, artık ruhsal durumun kalp sağlığının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve duygusal yüklenmenin biyolojik sonuçlarının göz ardı edilemeyeceğini net şekilde ortaya koymaktadır" dedi. Ani yoğun stres, üzüntü, ayrılık acısı, maddi manevi kayıplar ya da büyük hayal kırıklıkları insan kalbinin duygularla ilişkisi uzun yıllardır metaforlarla anlatılsa da modern tıp, duygusal travmaların kalbi biyolojik olarak da etkilediğini artık çok daha net ortaya koyabiliyor. Günlük hayatta "Kalbim sıkışıyor" diye tarif edilen his, kimi zaman sadece bir duygu değil, tıpta karşılığı olan ciddi bir tabloya işaret edebiliyor. Kırık kalp sendromunun gerçek bir kalp krizini bire bir taklit edebildiği konusunda uyarılarda bulunan Medicana International İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Yoğun stres altında veya ani üzüntüler yaşandığında sıkça kullanılan ‘kalbim sıkışıyor’ ifadesi, aslında tıpta ‘Takotsubo Kardiyomiyopatisi’ ya da daha bilinen adıyla ‘Kırık Kalp Sendromu’ olarak tanımlanan tabloyu düşündürür. Bu sendrom, Japonya’da ahtapot avında kullanılan dar boyunlu, geniş tabanlı kaba benzeyen kalp şekli nedeniyle bu adı alır. Genellikle sevilen birinin kaybı, ayrılık, büyük bir tartışma, iş kaybı, ekonomik kriz veya trafik kazası gibi yoğun emosyonel ya da fiziksel streslerin hemen ardından ortaya çıkar. Bu tür durumlarda vücutta aşırı miktarlarda adrenalin ve katekolamin ortaya çıkar ve kalp kasında geçici süreyle kasılma kusuru oluşmasına neden olur. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve baş dönmesi gibi kalp krizinde de görülen şikâyetler görülebilir. Belirtilerin kalp krizini birebir taklit etmesi ise sıkça acil başvurusuna yol açar. Çünkü EKG bulguları ve kimi zaman kan değerleri bile kalp kriziyle karışabilir; ancak anjiyografi yapıldığında koroner damarların tıkalı olmadığı anlaşılır. Bu noktada doğru tanının konması ve uygun tedavinin planlanması için kardiyoloji uzmanlarının değerlendirmesi büyük önem taşır" diye konuştu. Duygular ve hormonlarla şekillenen denge Takotsubo’nun çoğu zaman geçici bir tablo olması ve birkaç hafta içinde kalp fonksiyonları normale dönmesinin hafife alınacak bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Özellikle ileri yaş kadınlarda daha sık görülmesi, ritim bozuklukları ve kalp yetersizliği gibi komplikasyonlara yol açabilmesi nedeniyle dikkatle izlenmesi gerekir. Modern kardiyoloji, artık ruhsal durumun kalp sağlığının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve duygusal yüklenmenin biyolojik sonuçlarının göz ardı edilemeyeceğini net şekilde ortaya koymaktadır. Stres hormonlarının kalp üzerindeki etkileri yalnızca Takotsubo’yla sınırlı değildir. Yoğun stres dönemlerinde aritmiler, tansiyon yükselmeleri, belirgin çarpıntılar ve mevcut kalp hastalıklarının alevlenmesi sık karşılaşılan durumlardır. Bu nedenle stres yönetimi, düzenli fiziksel aktivite, kaliteli uyku, sosyal destek sistemleri ve psikolojik dayanıklılığı artıran yaşam alışkanlıkları, uzun vadede kalbi koruyan önemli faktörler hâline gelir. Günümüzde şehir yaşamının getirdiği yoğun tempo, ekonomik kaygılar ve duygusal yüklerin görünürlüğünün artması, kırık kalp sendromunun daha fazla konuşulmasına neden olurken, bize kalbin sadece biyolojik bir pompa olmadığını; duygular ve hormonlarla şekillenen kırılgan bir denge içinde çalıştığını hatırlatır" ifadelerini kullandı. Kalbi koruyucu alışkanlıklar edinin Takotsubo’nun belirtileri ve bulguları gerçek bir kalp kriziyle neredeyse bire bir aynı olduğunun altını çizen Prof. Dr. İstemihan Tengiz, göğüste baskı, sıkışma, yanma hissi, nefes darlığı, çarpıntı, kola, boyna ya da çeneye yayılan ağrı, terleme, bulantı ve baş dönmesi gibi belirtilerde acilen hastaneye başvurulmasında fayda olduğunu söyledi. Prof. Dr. İstemihan Tengiz, "Tanı sürecinde EKG, kalp kası enzimleri ve kalp ultrasonu gibi yöntemler kullanılır; gerekli görüldüğünde anjiyografi yapılır. Hastaların çoğu erken dönemde ritim bozukluğu, akut kalp yetmezliği veya kapak hastalığı gelişebileceği için yoğun bakım ya da kardiyoloji servisinde kısa süre izlenir. Tedavi kişiye göre planlanmakla birlikte genellikle kalp hızını azaltan ilaçlar, kalp kası fonksiyonunu destekleyen tedaviler ve gerekirse kan sulandırıcılar tercih edilir. Tıkalı damar olmadığı için balon veya stent uygulanması gerekmez" diye konuştu. İyileşme süreciyle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. İstemihan Tengiz, sözlerini şöyle tamamladı: "İyileşme döneminde ağır fiziksel aktivitelerden uzak durmak, kafein ve nikotin gibi uyarıcıları azaltmak, düzenli kontrol yaptırmak ve stres kaynaklarının yönetilmesine özen göstermek önem taşır. Kalbi koruyucu yaşam tarzı alışkanlıkları arasında ise düzenli egzersiz, nefes çalışmaları, meditasyon, bilişsel davranışçı terapi yöntemleri, uyku hijyeninin düzenlenmesi ve güçlü sosyal bağlar kurmak öne çıkar. Araştırmalar, yalnızlığın kalp hastalığı riskini belirgin şekilde artırabildiğini, düzenli egzersiz ve gevşeme tekniklerinin ise stres hormonlarını düşürerek kalp fonksiyonlarını dengelediğini ortaya koymaktadır."