SAĞLIK - 08 Mart 2018 Perşembe 20:02

Canan Karatay: “Şeker ve kanser genetik değil”

A
A
A
Canan Karatay: “Şeker ve kanser genetik değil”

Prof.

Prof. Dr. Canan Karatay, diyabet (şeker) ve kanser hastalığının bilinenin aksine genetik değil, yanlış beslenme ve zararlı besinlerden dolayı ortaya çıktığını söyledi. Karatay, bu hastalıklardan doktor kontrolünde kurtulabilineceğinin altını çizdi.


Prof. Dr. Canan Karatay, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlediği programa katıldı. Programa İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Alev Ofluoğlu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Ayrıca üniversitesinin fuaye alanında Çek ressam ve grafik sanatçısı Mucha’nın ‘kadın’ konulu eserleri sergiye açıldı.


Karatay öğrencilerden yoğun ilgi gördü. Konferansın yapılacağı salon öğrencilere dar geldi. Bir kısım öğrenci Karatay’ı dinlemek amacıyla sahneye kadar taştı. Prof. Dr. Canan Karatay, diyabet (şeker) ve kanser hastalığının bilinenin aksine genetik değil, yanlış beslenme ve zararlı besinlerden dolayı ortaya çıktığını söyledi. Karatay, bu hastalıklardan doktor kontrolünde kurtulabilineceğinin altını çizdi.


Karatay, “Bu hastalıklar 1980’den sonra mantar gibi arttı. Son 20-25 senede artan hastalıklar genetik olur mu? Bu nasıl olur; genler mutasyona uğrarsa olur. Genlerin mutasyona uğraması da 150-200 sene alır” dedi.


“İlaçlarını bırakan çok şeker hastası var”


Bu hastalıkların genetik olmadığını, yanlış yaşam ve beslenme biçiminden kaynaklandığını söyleyen Karatay, “Şeker hastası olunca hayat boyu çekmiyorsunuz. Doktor kontrolünde ilaçlarını bırakan çok şeker hastası var” şeklinde konuştu.


Türkiye’de çok aşırı ekmek kullandığının altını çizen Karatay, “2006 yılında Dünya Sağlık Organizasyonu’nun raporu var elimde. Diyor ki; Türkiye’de yılda kişi başına en az 200 kilo ekmek tüketiliyor. Kusura bakmasınlar Türkiye’de en kötü cins ekmek üretiliyor. Ve rapor diyor ki; Türkiye’de ekmek tüketimi azaltılırsa görülen bu hastalıklar yüzde 30 azalır” ifadelerini kullandı.


Karatay, şekersiz içeceklerin içerisinde zehir olduğunu ve diyabet hastalığına sebebiyet verdiğini kişinin beynini ve kişiliğini bozduğunu öne sürdü.


Karatay’tan kadınlara: “Makarna ve pirinç almayın”


Prof. Dr. Karatay, Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara pirinç ve makarna pişirmeyin uyarısında bulundu. Karatay, pirinç ve makarnanın içerisinde şeker bulunduğunu ve vücuda zarar verdiğini belirtti. Karatay, meyvenin de içerisinde şeker olduğundan dolayı yenmemesi gerektiğini söyledi.


Endüstriyel gıdaların en zararlı gıdalar olduğunu belirten Karatay, “Endüstriyel gıdalar en kötü gıdalardır. Çünkü endüstri sizi beni düşündüğü için üretmiyor neyi düşünüyor; cebini düşünüyor. Böyle düşünün. Doğal bir şeyin ilan edildiğini gördünüz mü? Bir kuzu çıkıp da televizyonda benim etimi yağımı yiyin diyor mu?” dedi. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Alev Ofluoğlu konuşmanın ardından Prof. Dr. Canan Karatay’a hediye takdim etti. Program sonrasında Prof.Dr. Karatay, üniversite korosunun daveti üzerine sahneye çıkarak şiir okudu. O anlar öğrenciler tarafından alkış topladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Halk ozanı Ali Ekber Çiçek, dualar ve türküler ile anıldı Balıkesir’in Edremit ilçesinde Türk Halk Müziği ve TRT sanatçısı Ali Ekber Çiçek’in vefatının 18’inci yılında kabri başında anma etkinliği düzenlendi. Kazdağları eteklerinde kırsal Tahtakuşlar Mahallesi Mezarlığı’nda düzenlenen programda konuşan Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, Çiçek’i ölümünün üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen her yıl daha da kalabalıklaşan bir kitle ile andıklarını söyledi. Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, "Ölümünün 18. yıl dönümünde büyük üstadı sevgi ve saygıyla, özlemle anıyoruz. Benim kendisiyle tanışma, çalışma fırsatım olmuştu. Bu vesileyle her geçen yıl bakıyorum katılım daha da artarak devam ediyor. Sevgi daha da büyüyerek devam ediyor" dedi. Babasının anma etkinliğine katılanlara teşekkür eden Ali Ekber Çiçek’in kızı Türk Halk Müziği sanatçısı Ebru Çiçek ise, "Çok teşekkür ediyorum. Varlığınız o kadar güç veriyor ki bana. Acımızı paylaştığınız için gerçekten çok teşekkür ediyorum. Bizim için çok zor. 18 yıl belki 18 gün gibi. Buraya kimseyi zorla getiremeyiz. Hepinizin ayaklarına sağlık. Gönülden geldiğinizi o kadar iyi biliyorum ki. Gönülden babamı sevdiğinizi o kadar iyi biliyorum ki. Hepinize teker teker sarılıyorum gönülden. Eminim babam da aynı şekilde düşünüyordur. Hep birleştiricilikten, hep sevgiden, hep saygıdan yana oldu. Şu anda da aradan 18 yıl geçmesine rağmen hala onun istediği gibi hepimiz biriz işte. Bu bizi çok mesut ediyor. Babamın deyimiyle çok bahtiyar oldum. Hepiniz Allah’a emanet olun. Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun" dedi. Sanatçının kabrine karanfil bırakan, dua eden katılımcılar, etkinliğin sonunda Çiçek’in yakın arkadaşı Adil Asker Yıldız ve Türk Halk Müziği Sanatçısı Ender Balkır ile birlikte ona ait türküleri seslendirdi.
Yozgat İç Anadolu’da kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık ve yağış yetersizliği bazı bölgelerde ekili hububat alanlarında sararmaya yol açarken çiftçiler verim endişesi yaşıyor. Yozgat’ta yağışların mevsim normallerinin altında kalması kuraklık endişesini artırdı. Hava sıcaklıklarının artması ve yağış yetersizliği ile Yerköy ilçesinde bazı alanlarda ekinler sararmaya ve kurumaya başladı. Kış mevsimini yağışsız geçiren çiftçiler Mayıs ayında da yağmur yağmaması durumunda buğdayın boy atmadan sararıp kurumasından endişe ediyor. Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Yozgat’ta birçok bölgede çiftçiler yağmur duasına çıkıyor. “Bitkiler kurumaya yüz tuttu” Orta Anadolu’da ciddi anlamda kuraklığın etkisinin hissedilmeye başlandığını belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Yozgat ve ilçelerinde arazilerin büyük kısmında tahıl ürünlerinin hakim olduğunu söyledi. Yılmaz, “Tabi bu yıl yeterince kar yağmadı, miktar olarak çok azdı ve ancak toprak yüzeyini kapladı, bıraktığı su miktarı da çok fazla olmadı. Nisan ayı itibariyle hem sıcaklıkların artması hem de yağışın olmamasıyla çok ciddi anlamda kuraklığın etkisini hissetmeye başladık. Arazide ve tahıl alanlarında gördüğümüz gibi yağışın yetersiz, sıcaklığın yüksek ve sulama imkanının olmadığı yerlerde bitkiler adeta kurumaya yüz tuttu. Bu aşamadan sonra bu tür tarlalardan ürün, verim almak mümkün değil. Ama yeterince sulayanlar için hiçbir problem yok. Ancak suyunuz yoksa şu an da Orta Anadolu üreticisi kuraklığın pençesinde ve büyük ölçüde buğday ve arpadan ya verim alamayacak ya da çok az verimle yetinecek gibi gözüküyor.” dedi.