SAĞLIK - 21 Mayıs 2025 Çarşamba 10:19

Covid-19 sadece çocukluğunu değil geleceğini de aldı

A
A
A
Covid-19 sadece çocukluğunu değil geleceğini de aldı

Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, uyarıyor: Pandemi, bir kuşağın sadece bugünü değil, yarınını da tehdit ediyor. Sosyal izolasyon, eğitim eşitsizliği, artan kaygı bozuklukları ve duygusal kopukluk. Covid-19’un çocuklar üzerindeki etkisi görünenden çok daha derin ve kalıcı.


Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 43 ülkeyi kapsayan son raporu, pandeminin çocuklar üzerindeki etkilerini çarpıcı verilerle ortaya koydu. Rapora göre, yüksek gelirli ülkelerde bile Covid-19’un çocuklar üzerinde uzun vadeli etkiler bıraktığı vurgulanırken, Türkiye en olumsuz etkilenen sekiz ülke arasında yer aldı.


Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Aybige Üstüner, gelişim çağındaki çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel ihtiyaçlarının pandemi süresince büyük ölçüde karşılanamadığını belirtti. Üstüner’e göre bu durum, yalnızca kısa vadeli değil, uzun vadeli sonuçlar da doğurdu. Akademik başarıda yaşanan düşüş, psikolojik sorunlardaki artış ve fiziksel sağlıktaki gerileme artık bireysel olmaktan çıkıp toplumsal boyut taşıyan bir krize dönüşmüş durumda.


Bir nesil yalnız büyüdü


Salgın döneminde çocuklar, sosyal etkileşimden büyük ölçüde uzak kaldı. Oyun oynayamadılar, arkadaşlarıyla yeterince vakit geçiremediler, öğretmenleriyle doğrudan temas kuramadılar. Bu da duygularını düzenleme, sorun çözme ve sağlıklı benlik algısı geliştirme gibi temel becerilerin sekteye uğramasına yol açtı.


Yetişkinin kaygısı çocuğa yansıdı


Ev içindeki stresin artması, ekonomik belirsizliklerin derinleşmesi ve aile içi iletişimde yaşanan kopukluklar, çocukların üzerindeki duygusal yükü daha da ağırlaştırdı. Üstüner, yetişkinlerde görülen kaygı, tükenmişlik ve belirsizlik halinin doğrudan çocuklara yansıdığını belirtti. Yaşlarının ötesinde sorumluluklar üstlenmek zorunda kalan çocuklar oldu, bazıları ise ihmal ya da istismar riskiyle karşı karşıya kaldı.


Yoksulun çocuğu daha fazla yara aldı


Sosyoekonomik eşitsizlikler, uzaktan eğitime geçiş sürecinde daha da derinleşti. Düşük gelirli ailelerin çocuklarının internete erişim, uygun çalışma ortamı ve ebeveyn desteğinden mahrum kaldığını belirten Üstüner, bu durumun eğitimdeki adaletsizliği artırdığını söyledi. "Birçok çocuk temel akademik becerilerde geride kaldı, aynı zamanda öğrenmeye dair motivasyonlarını da kaybetti" dedi.


Ekran başında hareketsizliğe mahkum oldular


Pandemi sadece ruhsal değil, bedensel sağlığı da olumsuz etkiledi. Hareketsizlik arttı, ekran süreleri uzadı, uyku düzeni bozuldu. Araştırmalar, pandemi sonrası çocuklarda kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği, depresyon belirtileri ve öfke kontrolü problemlerinde artış olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda sosyal ortamlardan kaçınma, yalnızlık hissi ve kendilik değerinde düşüş gibi davranışsal sorunların da yaygınlaştığı gözlemleniyor.


Çok katmanlı psikososyal destek şart


Çocukların bu sürecin ardından yeniden güçlenebilmeleri için sistemli ve çok katmanlı bir destek mekanizması gerektiğine dikkat çeken Üstüner, okullarda psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının önemine işaret etti. Rehberlik servislerinin duygusal gelişimi önceleyen bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirten Üstüner, ebeveynlerin de duygusal okuryazarlık, travma sonrası destek ve empatik iletişim gibi konularda bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.


Dijital uçurumun ötesine geçmek gerek


Çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; oyun, sanat ve spor gibi alanlarla da gelişimlerini sürdürebilmesi gerektiğine vurgu yapan Üstüner, sosyal-duygusal öğrenmenin eğitim sistemine entegre edilmesi gerektiğini söyledi. Dijital eşitsizliğin giderilmesi, sağlıklı beslenmeye ve sağlık hizmetlerine erişimin artırılması ve her çocuğun güvenli bir öğrenme ortamına sahip olması gerektiğinin altını çizdi.


Pandeminin izlerini aile dayanışması siler


Ailelere yönelik destek politikalarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Üstüner, aile danışmanlığı, ebeveynlik atölyeleri ve ekonomik destek paketlerinin çocuğun iyilik hali açısından kritik öneme sahip olduğunu belirtti. "Pandemi, çocukların hayatında görünmez ama derin bir iz bıraktı" diyen Üstüner, sözlerini şöyle tamamladı:


"Bu kuşağın yeniden ayağa kalkabilmesi için güvenli bağlara, anlayışlı yetişkinlere ve destekleyici bir toplumsal yapıya ihtiyaç var. Her çocuk yeterli destekle iyileşebilir, güçlenebilir ve potansiyelini gerçekleştirebilir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.