GÜNDEM - 09 Aralık 2025 Salı 12:30

Dijital dolandırıcılıkta yeni dönem: Sesi bile saniyeler içinde klonluyorlar

A
A
A
Dijital dolandırıcılıkta yeni dönem: Sesi bile saniyeler içinde klonluyorlar

Türkiye’de dijital dolandırıcılık yöntemleri yapay zeka teknolojileriyle birlikte tehlikeli bir seviyeye ulaştı. Banka görevlisi, polis veya savcı kılığına giren dolandırıcılar, ses klonlama yöntemiyle tuzağa düşürdükleri vatandaşlara milyonlarca liralık mağduriyet yaşatabiliyor.


Türkiye’de son dönemde artış gösteren dijital dolandırıcılık vakaları, yapay zeka destekli yöntemlerle yeni bir boyut kazandı. Özellikle banka müşteri temsilcisi, polis, savcı veya kurum görevlisi kılığına girilerek gerçekleştirilen ses klonlama dolandırıcılıkları, vatandaşları mağdur ediyor. Yapay zeka teknolojisiyle tanıdık bir kişinin sesinin saniyeler içinde taklit edilebilmesi, dolandırıcıların işini kolaylaştırırken mağduriyetleri de artırıyor. Arayan kişinin sesine güvenerek işlem yapan vatandaşlar, kısa sürede yüksek maddi kayıplarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye’de hukuken ‘bilişim sistemleri kullanılarak nitelikli dolandırıcılık’ neticesinde değerlendirilen bu yöntemler, Türk Ceza Kanunu bakımından ağır yaptırımlar içeriyor. Ancak suçun teknolojik boyutu, mağdurların kısa sürede tepki verme şansını azaltmakla beraber maddi kayıpların büyümesine de sebep oluyor.



"Vatandaşların en çok yaptığı hataların başında paniğe kapılmak geliyor"


Son dönemde bahse konu olaylara ilişkin artan başvurulara dikkat çeken Avukat Burak Evci, "Yapay zeka ile üretilen ses ve görüntülerin kullanıldığı dolandırıcılık vakaları, toplumumuz için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Vatandaşlarımızın, kendilerini arayan kişinin sesine güvenerek işlem yapması artık büyük risk taşımaktadır. Bu nedenle hiçbir kamu görevlisinin telefonda para talep etmeyeceği ve banka işlemi yaptırmayacağı unutulmamalıdır. Mağduriyet yaşanması halinde vakit kaybetmeden savcılığa başvurulması gerekmektedir. Vatandaşların en çok yaptığı hataların başında hızlı karar vermek, teyit almamak ve paniğe kapılmak gelmektedir. Yapay zeka ile üretilen seslerin ayırt edilmesinin güçleşmesi, dolandırıcıların işini kolaylaştırmaktadır. Bu sebeple gelen her çağrının kurum numaralarıyla karşılaştırılması, geri arama yapılması ve doğrulama istenmesi büyük önem taşımaktadır. Dijital güvenlik uzmanları, Türkiye’de yapay zeka ile işlenen siber suçların kısa sürede daha da yaygınlaşabileceğini belirtmektedir. Bu sebeple hem vatandaşların bilinçlenmesi hem de ilgili kurumların teknik takip süreçlerini güçlendirmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır" dedi.



Dijital dolandırıcılıkta yeni dönem: Sesi bile saniyeler içinde klonluyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Maradit "Düzce’nin en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor" Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kentin yıkımdan doğan güçlü bir hafızaya ve geleceğe sahip olduğunu vurguladı. Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yapan KGK Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, 9 Aralık 1999 tarihinin kent için yalnızca idari bir karar değil, aynı zamanda bir yeniden doğuşun miladı olduğunu ifade etti. 12 Kasım 1999 depremiyle büyük bir yıkım yaşayan Düzce’nin, 1 ay sonra il statüsüne kavuşmasının tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Maradit, bu kararın enkazın ortasında umudu ayakta tutan güçlü bir irade olduğunu söyledi. Düzce’nin geçen 26 yıl boyunca acının içinden dayanışmayı, kaybın içinden üretimi çıkardığını vurgulayan Maradit, "Bu şehir, yaşadığı felaketleri karakterine dönüştürmüş, dayanıklılığıyla kimliğini yeniden inşa etmiştir" ifadelerini kullandı. Bugün Düzce’nin sanayisi, doğası, üniversitesi ve genç nüfusuyla sadece büyüyen değil, kendini yeniden tanımlayan bir il konumuna geldiğini belirten Maradit, şehrin potansiyelini her geçen yıl daha cesur kullandığını dile getirdi. Açıklamasında kente emek veren tüm devlet büyüklerini, yöneticileri ve kurumları saygıyla andığını ifade eden Maradit, en büyük teşekkürü ise her şartta Düzce’ye sahip çıkan Düzcelilere sundu. Maradit, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Düzce’nin hikayesi bitmedi. Aksine, en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor. İl oluşumuzun 26’ncı yılında daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir gelecek diliyorum."
Diyarbakır Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor Diyarbakır’ın tescilli Karacadağ pirinci, 6 yılda bir nadasa bırakılan volkanik arazilerde yetiştirilirken, zengin mineral oranıyla Lyra markasıyla istenildiği kadar paketlenip talep edilen yerlere gönderiliyor. Diyarbakır’ın Karacadağ bölgesinde nadasa bırakılan volkanik arazilerde 6 yılda bir yetiştirilen tescilli pirinç, mineral oranıyla dikkat çekiyor. Glisemik endeksi düşük olan, sporcular, çocuklar ve diyabet hastaları için olabildiğince protein oranı yüksek olan bu pirinç, Lyra markasıyla paketlenip istenilen adreslere gönderiliyor. Firmanın yöneticisi İclal Beşenk, Karacadağ pirincini Diyarbakır ve eşi sayesinde keşfettiğini söyledi. Kimsenin bu pirincin bilincinde olmadığını fark ettiğini belirten Beşenk, "Bununla ilgili tanıtım ve insanların bu sağlıklı pirinci tadabilmesi için bir girişimde bulunuyorum. Volkanik, verimli topraklarda yetişmiş, kar suyu ile beslenmiş, mineral açısından çok zengin bir pirinç. Uzun yıllardır zevkle kullanıyoruz. Birçok insanın da bunu tanımasını istiyorum. Sağlık açısından analiz raporları sonucunda protein oranı çok yüksek. Glisemik endeksi düşük, diyabet hastaları, çocuklar, sporcular için olabildiğince vitamin kaynağı bir pirinç" dedi. 6 yıllık nadas sonrası ortaya çıkıyor Bunun tanıtılması açısından çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Beşenk, "Lyra markası da bereketli hasadı ifade ettiği için onu seçtik. İnsanların en azında bunu tatmasını istiyoruz. Dünyada, değerinin hak ettiği yere gelmesi için uğraşıyoruz. Nisan-mayıs aylarında ekiliyor, eylül ayı sonu, ekim başı gibi hasat yapılıyor. İlaçsız topraklarda ve ilaçsız bir şekilde üretilen bir pirinç. 6 yıl boyunca nadasa bırakılan topraklarda yetişen bir ürün. Topraklar ve üretim şartları sebebiyle protein oranı çok yüksek" diye konuştu. Beşenk, Karacadağ pirincinin normal pirinçlerden daha koyu bir renge sahip olduğunu ifade ederek, "Şekil olarak da diğer pirinçler gibi düzgün şekilde değil. Bunun sebebi, tarladan alınıp direkt tüketicinin sofrasına iletmek istiyoruz. Fabrika aşamasında her hangi bir beyazlatma, ya da uzun ömürlü olabilmesi için her hangi kimyasal işleme maruz kalmıyor. Siparişle istenildiği kadar paketleyip evlerine gönderilen bir pirinç. Olabildiğince sürecin ve kendisinin doğal kalması için uğraşıyoruz" şeklinde konuştu.