SAĞLIK - 11 Mayıs 2021 Salı 10:22

Dişeti hastalıkları sistemik hastalıkların belirtisi olabilir

A
A
A
Dişeti hastalıkları sistemik hastalıkların belirtisi olabilir

Dişeti hastalıklarındaki temel faktörün, mikrobiyal plak tabakası olduğunu söyleyen Dr.

Dişeti hastalıklarındaki temel faktörün, mikrobiyal plak tabakası olduğunu söyleyen Dr. Dilek Mamaklıoğlu, aynı zamanda, “Mikrobiyal plağa bağlı olmayan dişeti hastalıkları sistemik hastalıkların belirtileri olabilir” dedi.


dişeti hastalıklarına karşı korunma yöntemlerini anlatan Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Mamaklıoğlu, sözlerine dişeti hastalıklarına neden olan temel faktörün, mikrobiyal plak tabakası olduğunu belirterek başladı. Dilek Mamaklıoğlu, ’’Diş ve kök yüzeylerinden uzaklaştırılmayan diştaşı ve plak tabakası zamanla dişeti iltihabına ve ardından kemik kaybına neden olur’’ dedi.



Belirtileri nelerdir


Dişeti hastalığının belirtileri arasında dişetlerinde kanama, şişlik ve renk değişikliği bulunduğunun altını çizen Mamaklıoğlu, “Dişi çevreleyen dokularda aynı değişikliklere neden olan başka durumlar da mevcuttur. Bazı sistemik durumların veya hastalıkların belirtileri ilk olarak dişetinde görülebilir. Mikrobiyal plağa bağlı olmayan dişeti hastalıkları sistemik hastalıkların belirtileri olabilir, aynı zamanda dişeti dokularıyla sınırlı patolojik değişiklikleri de içerebilir” bilgisini aktardı.


Mamaklıoğlu, dişetinde görülen farklılıkların olası nedenlerine de değinerek, “Genetik veya gelişimsel bozukluklar, bakteri, virüs veya mantar kaynaklı spesifik enfeksiyonlar, immün hastalıklar, deri ve mukoz membranların otoimmün hastalıkları, travmatik lezyonlar veya dişeti renkleşmeleri olabilir. Bu hastalıklarda ağız boşluğu ilk etkilenen bölge olabilmektedir” ifadelerini kullandı.


Bazı kanser türlerinde de lezyonların ağız boşluğunda veya dişetinde belirti verebildiğine dikkat çeken Mamaklıoğlu, “Lezyonların görünümleri farklılık gösterebilir, kesin teşhis için alınan biyopsi örneğinin histopatolojik incelemesi gereklidir. Diş hekimleri dişetinde görülen değişikliklerin teşhisini koyma ve tedavi planını düzenleme konusunda ilk başvurulması gereken sağlık profesyonelleridir. Dişetinde normalin dışında görünüm veren lezyonların tespit edildiği durumlarda en yakın diş hekimi ziyaret edilmelidir” önerisinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da Yenidoğan Canlandırma Programı uygulama eğitimi düzenlendi Elazığ İl Sağlık Müdürlüğü tarafından doğumda gelişebilecek yenidoğan mortalitesini ve asfiksinin yol açacağı sekelleri en aza indirebilme konusunda önemli bir yer tutan Yenidoğan Canlandırma Programı (Neonatal Resusitasyon Programı) uygulama eğitimi düzenlendi. 7-9 Mayıs 2024 tarihleri arasında olmak üzere üç gün sürecek olan uygulayıcı eğitimine İl Sağlık Müdürlüğü hizmet başkanları, idareciler, Elazığ Fırat Üniversitesinden akademisyenler, hastane başhekimleri, Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen yetkili eğitimciler ile Elazığ genelindeki sağlık kurumlarından toplam 48 kursiyer sağlık çalışanı katıldı. Elazığ İl Sağlık Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen eğitimin açılış konuşmasını yapan ve eğitim konusu hakkında bilgi veren İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Emrah Gecekuşu, "Yeni bir yaşamın başlangıcı olan doğum her ne kadar doğal bir olay olsa da bazen dışarıdan müdahale ve destek gereksinimi gösterebilmektedir. Bilindiği üzere doğumda karşılaşılan en büyük zorluklardan birisi su içinde yaşayan bebeğin hava solumaya başlaması için gerçekleşen geçiş sürecidir. Bebeklerin çoğunluğu bu geçiş sürecini sorunsuz atlatırken bir kısmı yardıma gereksinim duyabilmektedir. İşte bu noktada sağlık çalışanlarımızın atacağı hayati adımlar büyük önem taşımaktadır. Doğumun ardından soluk almakta güçlük çeken bebeğe yaşamın ilk birkaç dakikasında yapılan girişimlerin sonuçları bebeğin bundan sonraki yaşamının niteliğini doğrudan etkileyerek tüm bir yaşam boyunca sürecek sonuçlar doğurur" dedi. Dünyada her yıl ölen 4 milyon bebekten 3 milyon bebeğin doğumun ilk haftasında kaybedildiğini belirten Dr. Gecekuşu, "Bu ölümlerin yaklaşık yüzde 23’ünü ise asfiksi oluşturmaktadır. Asfiksiden kaynaklı ölümlerin önemi, bu ölümlerin önlenebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle asfiksiye bağlı ölümlerin ve sekellerin önlenmesi amacıyla 1998 yılından bu yana Yenidoğan Canlandırma/Neonatal Resüsitasyon Programı yürütülmektedir. Program kapsamında ülke çapında doğum salonunda çalışan ve yenidoğana yönelik girişimde bulunan tüm sağlık çalışanlarının standart bir canlandırma uygulayabilmesi için Yenidoğan Canlandırma Uygulayıcı Eğitimleri gerçekleştirilmektedir. İlimizde de yenidoğana dokunan tüm sağlık personeline bu eğitimleri vermeyi hedefliyoruz. Üç gün sürecek olan sertifikalı eğitim programımızın tüm katılımcılara faydalı olmasını dilerken, sonuçlarının ilimiz ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Katılımlarınız için teşekkür ediyorum. Tekrar hoş geldiniz" diye konuştu.