GÜNDEM - 23 Ağustos 2025 Cumartesi 13:51

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir"

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş soykırımcı siyonistlerin müslümanlar için en büyük tehdit olduğunu söyledi.


Dünya Müslüman Alemler Birliği ve İslam Âlimleri Vakfı işbirliğinde, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda "İslami ve İnsani Sorumluluk: Gazze" temalı Müslüman Alimler Buluşması gerçekleştirdi. Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Bugün soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir. İnsanlık için en büyük musibettir. Evrensel değerleri yok eden inatçı bir mikroptur" dedi.


Programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, Türkiye Müslüman Alimler Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrallah Hacımüftüoğlu, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği Kudüs Komitesi Başkanı Şeyh Mervan Ebu Ras, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Şeyh Ali Muhammed El Sallabi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkan Yardımcısı Şeyh Muhammed el-Hasan el-Daddo ve dünyanın dört bir yanından 50’den fazla ülkeden 100’ün üzerinde ilim heyeti temsilcisi ve çok sayıda tanınmış İslam alimi katıldı. Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılışta ayrıca Gazze’de gerçekleştirilen soykırıma karşı dünya genelinde gösterilen tepkileri anlatan kısa bir film izletildi. Dünyanın birçok noktasından gelen temsilciler ve alimler, sırasıyla yaptıkları konuşmalarda İsrail’in Gazze’deki zulmüne karşı tepkilerini dile getirdi. Konuşmalarda ayrıca Gazze ve Filistin meselesi ele alındı, İslam dünyasının ortak sorumlulukları münazara edildi.



"İslam ümmetini ve tüm dünyayı zulme karşı seferber etmek için buradayız"


Programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İslam ümmetini ve tüm dünyayı zulme karşı seferber etmek için buradayız. Mazlumların sesi olmak için buradayız. Bu önemli buluşmaya vesile olan Dünya Müslüman Alimler Birliği ile İslam Alimleri Vakfı’na teşekkür ediyorum. Öncülük eden değerli kardeşim, kıymetli dostum, Muhyiddin Ali Karadaği Beyefendiye çok teşekkür ediyorum. Yüce Allah’tan bu çalışmamızı hayırlara vesile kılsın. Gazze, Kudüs, sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Mü’minler için bir iman ve izzet meselesidir. İnsanlık için bir ahlak ve vicdan meselesidir. Bugün soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir. İnsanlık için en büyük musibettir. Evrensel değerleri yok eden inatçı bir mikroptur. Filistin topraklarını bu mikroptan temizlemek zorundayız" dedi.



"İşgalci zalimler, Müslümanların dağınıklığından istifade ediyor. Parçalanmışlığından cesaret buluyor "


Alemi İslam’a seslendiğini söyleyen Erbaş, "İşgalci zalimler, Müslümanların dağınıklığından istifade ediyor. Parçalanmışlığından cesaret buluyor. Gafletinden faydalanıyor. Biliyoruz ki işgalci siyonistler korkaktır. Ama Müslüman ülkeler gerekli tepkiyi gösteremediği için cesurmuş gibi davranıyorlar. Bu zulmün sebebi zalimlerin gücü değil Müslümanların dağınıklığıdır. Bu dağınıklık ve gaflet sebebiyle âlem-i İslam büyük bir vebal ve günah içerisindedir. Bunun için diyorum ki; Ey Müslümanlar; Birleşelim. Uyanık olalım. Fitne ve tefrikadan kurtulalım. Tüm gücümüzle zalimlerden hesap soralım. Zira Filistin’i işgalden kurtarmanın yolu; İslam ümmetinin somut ve kararlı adımlar atmasıdır. Ortak tavır almasıdır. Caydırıcı tepkiler ortaya koymasıdır. Açıkça ifade etmek isterim ki; Yegane çözüm, ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır" şeklinde konuştu.



"Filistin’e barış gelinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Filistin özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir"


Bugün tüm dünyada sivil toplum örgütleri, farklı inanç mensupları, akademisyenler, sanatçılar, sporcular, vicdan sahibi insanlar terör devletine tepki gösterdiğini dile getiren Başkan Erbaş, "İnanıyorum ki bu küresel duruşun karşısında zalimler yenilecektir. Dolayısıyla hep beraber dünyanın her yerinde adaletin yanında ve zulmün karşısında olan yürekleri birleştirmek ve güçlendirmek için çalışmalar yapacağız. Filistin’e barış gelinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Filistin özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir. İşgalcilere karşı daha güçlü ve planlı şekilde mücadele etmek zorundayız. Zira konuşarak, kınayarak geçirdiğimiz her dakika, Gazzeli bir masum daha hayata veda ediyor. Caydırıcı ve gerçekçi olmayan her tepki, zalimlere yeni katliamlar için cesaret veriyor. İnanıyorum ki İslam ümmeti olarak birbirimize kenetlendiğimiz gün, başta Gazze ve tüm Filistin olmak üzere ümmet coğrafyamız huzura kavuşacaktır. Kudüs, Gazze, Filistin kurtulduğunda, bölgemizde ve tüm dünyada yıllardır özlemle beklenen barış ve huzur egemen olacaktır. Sonsuz bir ümitle inanıyorum ki bu zor günler elbette sona erecektir. Zalimlerin zulmü mutlaka bitecek, mazlumların yüzü gülecektir. Nihayetinde zafer inananların olacaktır" diye konuştu.


Sekiz gün sürecek buluşmada çalıştaylar, paneller ve basın toplantılarıyla Gazze’ye yönelik insani yardımın güçlendirilmesi, ümmetin birliği ve uluslararası sorumlulukların hatırlatılması hedefleniyor. Program, 29 Ağustos Cuma günü Ayasofya Camii’nde kılınacak cuma namazının ardından açıklanacak sonuç beyannamesi ile tamamlanacak. Bu bildirge, alınan kararların uluslararası kamuoyuna ve insanlığa duyurulmasını sağlayacak.



Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Soykırımcı siyonistler Müslümanlar için en büyük tehdittir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.