ASAYİŞ - 16 Temmuz 2025 Çarşamba 14:19

Ekrem İmamoğlu’nun başsavcı ile ailesini tehdit ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 1 yıl 8 ay hapis cezası

A
A
A
Ekrem İmamoğlu’nun başsavcı ile ailesini tehdit ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 1 yıl 8 ay hapis cezası

Görevinden uzaklaştırılan İBB’nin tutuklu eski Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ailesini tehdit niteliğindeki sözleri iddiasıyla görülen davada mahkeme, Ekrem İmamoğlu’nu 2 suçtan toplamda, 1 yıl 8 ay hapis cezasına, 1 suçtan ise beraatına hükmetti. Ayrıca mahkeme, İmamoğlu hakkında siyasi yasak uygulanmasına da karar verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin görevinden uzaklaştırılan tutuklu eski başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesini tehdit niteliğindeki sözleri iddiasıyla 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’de görülen duruşmaya ’yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu. Öte yandan duruşmaya aralarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda CHP’li milletvekili ve partili de katıldı.

"Terörün bitmesine katkı sağlayacak her girişimin arkasında olacağız"

Duruşmada savunma yapan Ekrem İmamoğlu, "20 saniyede bir hakkımda iddianame hazırlanıyor. Burada büyük bir tehdit altında olan, resminden bile korkulan Ekrem İmamoğlu var" dedi. İmamoğlu savunma yaptığı sırada duruşma savcısı İmamoğlu’na, "Neden bana bakarak savunma yapıyorsunuz?" dedi. Bunun üzerine İmamoğlu, "Size bakmam yasak mı?" sorusunu üzerine avukatlar, duruşma savcısına tepki gösterdi ve salonda bulunan seyirciler sloganlar attı. Bunun üzerine mahkeme başkanının, avukatlar ve seyircilere uyarısı sonrası savunmasına devam eden İmamoğlu, "Her türlü iftiraya karşı Ekrem İmamoğlu burada. Mevcut Türkiye zor günlerden geçiyor. Şuan önümüzdeki gündemlerden biri Terörsüz Türkiye. Bu gündem çok önemli. Bizler, ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesini her zaman savunacağız. Onlarca askerimizin şehadete yürümesine neden olan terörün bitmesine katkı sağlayacak her girişimin arkasında olacağız. İktidar, ucuz siyaseti ile bizi süreçten dışlayamaz, biz bunun karşısında duracağız. Ülkemiz bir sabotajın içerisindedir. Ana muhalefetin seçilmiş başkanlarına cezaevi uygulamalarıyla yargılama sürecindeyiz. Asla başarılı olamayacaklar. DEM Parti ve MHP’ye sesleniyorum; Bunu kendine fırsat gören zihniyetten kendinizi ayrıştırın. Kayyumlardan vazgeçilmelidir, aksi halde bu sürecin düzgün ilerlemesi imkansızdır. Siyasi müdahale son bulmalıdır. Yargının, kanunun kötüye kullanılmasına, siyasi aparat yapılmasına karşı mücadele edeceğim. Ben gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünmeye devam edeceğim. Bu davanın Çağlayan’dan buraya taşınmasından üzüntü ve öfke duyuyorum" ifadelerini kullandı. Duruşmada savunma yapan İmamoğlu’nun avukatları, müvekkillerinin beraatını talep ettiler.

2 suçtan 1 yıl 8 ay hapis ve siyasi yasak kararı

Esasa ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ekrem İmamoğlu hakkında, ’kamu görevlisine hakaret’ suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün, ’tehdit’ suçundan ise 2 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Heyet, İmamoğl’nun üzerine atılı ’terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçundan ise beraatına hükmetti. Ayrıca mahkeme, İmamoğlu hakkında siyasi yasak uygulanmasına da karar verdi

Cezalandırma için heyet arası oylama yapıldığı belirtildi

Öte yandan kararında mahkeme, İmamoğlu’nun cezalandırılması için heyet arası oylama yapıldığını, ’kamu görevlisini hedef gösterme’ suçundan 3 hakimde beraatını istedi. ’tehdit’ ve ’hakaret’ suçlarından ise oy çokluğu ile cezalandırılmasına karar verildi. 1 hakim, karşı oy olarak tüm suçlardan beraat etmesi için muhalif şerhi koydu. Ancak diğer 2 hakim ’hakaret’ ve ’tehdit’ suçundan cezalandırılmasını, ’hedef gösterme’ suçundan ise oy çokluğu ile beraatına hükmedildiğini belirtti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ‘mağdur’, Ekrem İmamoğlu ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Terörle mücadele eden kişilerden biri olan Gürlek’i hedef gösterme suçunu işlediği aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, mağdur Gürlek’in geçmişte de terör suçlarına bakmakla görevli Ağır Ceza Mahkemelerinde Başkanlık, Sulh Ceza Hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu, vazife yaptığı dönemlerde ve halen başta DHKP/C olmak üzere çeşitli silahlı terör örgütlerince hedef haline getirildiğinin bilindiği, bu kapsamda terör örgütlerinin çeşitli basın ve yayın organları ile sosyal medya hesaplarında açık kimlik bilgileri ve fotoğrafının yayınlanarak tehdit edildiği anlatıldı. İddianamede İmamoğlu’nun, hakkında adli işlem başlatılan CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın hakkında yaptığı konuşmasının silahlı terör örgütlerine hedef gösterme ve servis etme mahiyetinde olduğu, hukuki koruma altına alınan terörle mücadele eden kişilerden biri olan Gürlek’i hedef gösterme suçunu işlediği kaydedildi.

Düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı ve saygınlığına zarar vermeyi amaçladığı belirtildi

İddianamede, İmamoğlu’nun ’’Bak, bak Başsavcı sana söylüyorum. Senin zihnin çürümüş de...’’ şeklinde söylediği sözle Gürlek’i küçük düşürmeye çalıştığı, sözlerin küçültücü ifade niteliğinde olduğu, düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı, kişinin saygınlığına zarar vermeyi amaçladığı ve görüş açıklama niteliğinde bulunmadığı aktarıldı. Görevinin getirdiği konumunu kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı amaçladığı kaydedildi. İmamoğlu’nun mahkemeler nezdindeki kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı, görevli tek bilirkişi imiş gibi lanse ederek, gerçeğe aykırı şekilde soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef gösterdiğinin belirtildiği iddianamede, ayrıca bu amaçla ismini de açıklayarak yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği, görevinin getirdiği konumu ve nüfusunu basın önünde aleni olacak şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığı ifade edildi.

7 yıl 4 aya kadar hapis talebi

Hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Memuriyet hizmetlerinden yoksun bırakılma talebi

Öte yandan iddianamede, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, ’sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır" maddesinin uygulanması da talep edildi.

Gamze Şenyiğit - Ozan Erturan - Murat Delice

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.