KÜLTÜR SANAT - 30 Ekim 2023 Pazartesi 09:47

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi aslına uygun güncellenecek

A
A
A

Evliya Çelebi’nin 51 yıllık serüvenini büyük bir tarih anlatısına dönüştüren ’Seyahatname’ eseri güncelleniyor.

Evliya Çelebi’nin 51 yıl boyunca Osmanlı coğrafyasında 40’a yakın ülkeyi gezerek hazırladığı ‘Seyahatname’ Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi bünyesindeki Evliya Çelebi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde aslına uygun olarak güncellenmesi için hazırlıklara başlandı. Hazırlık sürecinin bitmesinin ardından 2024 yılında başlayacak ve 4 yıl sürmesi planlanan çalışmalar kapsamında 10 ciltten oluşan bir eserin ortaya çıkarılması hedefleniyor. Geçmiş yıllarda yayınlanan seyahatnamelerdeki eksilikler nedeniyle böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Evliya Çelebi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Duman 4 yıl içinde 10 ciltlik eseri tamamlayarak akademik dünyaya sunacaklarını söyledi. Eserin bilim çevrelerine kaynak bir metin olarak yeniden yazılacağını ifade eden Duman, 3 hedefleri olduğunu belirterek, “Birincisi filolojik esaslara göre ilmi bir neşri, ikincisi bu neşri esas alan popüler bir neşir, üçüncüsü dijital bir seyahatname” dedi. 338 yıllık eserinin akademik dünyaya kazandırılması için bilim dünyasından Prof. Dr. Robert Darkoff, Nuran Tezcan, Hayati Develi, Nurettin Gemici, Zekeriya Kurşun, Slobodon Ilic ve Marta Andric gibi pek çok benzer isimler seyahatname çalışma grupları içinde yer alacak.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi aslına uygun güncellenecek

“Seyahat deyince akla gelen Evliya Çelebi’dir, Evliya Çelebi deyince Seyahatnamesi akla gelir”

Evliya Çelebi’nin kim olduğunu ve seyahat sürecinin nasıl başladığını anlatan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Duman, “Seyahat deyince akla gelen Evli Çelebi’dir. Evliya Çelebi deyince Seyahatnamesi akla gelir. Herkesin yüzeysel de olsa bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum. Esasında kim bu adam? 10 ciltlik kocaman bir seyahatnamesi var. Biz okumaktan yoruluyoruz. Bir çırpıda okuyamıyoruz. O günün şartlarında böyle bir eseri nasıl yazdı? Bütün Osmanlı coğrafyasını nasıl gezdi, dolaştı? İçinden 40’a yakın devlet çıkmış bir coğrafyadan bahsediyoruz. Evliya Çelebi 1611 yılında Unkapanı’nda doğmuş bir Türk aydını. Baba tarafından bir bürokrat çocuğudur. Dolayısıyla o günün şartlarında saraya yakın ve ilim çevrelerinde adı olan bir Osmanlı bürokratının oğlu olarak dünyaya geldi. Evliya ile ilgili ne söylersek kaynağımız Seyahatnamedir. Evliya Çelebi kendisiyle ilgili neyin öğrenilmesini istiyorsa onları seyahatnamesine not etmiş. Bir olay ve anekdot vesilesiyle iliştirmiş. Böylece kendisini de eserinin içine yerleştirmiş. Evliya Çelebi’nin yine kendi ifadeleriyle belli bir yaşa geldikten sonra bir seyahat etme arzusu olmuş. Hatta İstanbul’a Orta Asya’dan gelen giden dervişler var. İşi gezmek olan. Bu dervişleri dinleyerek, onlardan yeni bilgiler öğrenerek seyahat arzusu daha da şiddetleniyor. Böylece o günün şartlarında rahat bir aile ortamı diyebileceğimiz bir ortamda yetişip ve eğitimiyle ilgili de hafızlık yapıyor. Arapça öğreniyor. Dini ilimleri ve bilgileri öğreniyor. Hat sanatını öğreniyor. Tecvit ilmini öğreniyor. Zaman içinde okçuluk, ata binme bunlar zaten rutin işler o zamanlar. Elinden her iş gelen birisi olarak yetişiyor. Diğer taraftan Evliya’nın mizacı çok önemlidir. Şen şakrak, şakacı, bulunduğu yere kasvet götürmeyip neşe götüren bir yanı var. Bu sayede gittiği her yerde itibar, saygı ve kabul görüyor. 4. Murad’ın huzuruna gittiğinde de onunla ilişkilerinde de bu özelliğini görüyoruz. Dolayısıyla Evliya Çelebi hem yetişme şartlarıyla hem de doğuştan getirdiği mizacıyla tam bir toplumda aranan, beğenilen bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Yirmili yaşları aşana kadar. Sonra seyahat durumları başlıyor. Bir de rüya meselesi var. Evliya Çelebi’nin rüyadaki birtakım yaşadıklarına bağlı olarak seyahate çıktığına dair bilgimiz var. Rüyasında Hz. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) ile karşılaştığında heyecandan şefaat dilemek yerine seyahat dilemesi sonucu Peygamber Efendimizden dua almış oluyor. Yani karşısına çıkıp heyecanından ’Şefaat Ya Resulallah’ diyecek ama ’Seyahat Ya Resulallah’ diyor. Rüya bahsini kitabın başlarında anlatmaya başlar. Bu rüya seyahatlerin başlamasına aynı zamanda bir manevi icazet alma uygulanması gibidir” dedi.

“Evliya Çelebi’nin dilinin de yansıtıldığı bilimsel bir neşre hep ihtiyaç vardı”

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nin 1896 yılından itibaren çeşitli yayınlar tarafından yazıldığını söyleyen Duman, “Bu eserin 1685’lerde yazıldığını düşünüyoruz. 51 yıl sürmüş bir seyahatin sonrasında. İstanbul’dan Kabe-i Şerif’e Hac için yolculuğa gidip oradan dönmeyerek Mısır’a geçti. Ve 10. cildi de Mısır ve çevresinin olaylarını vs. anlatarak yazdı. Dolayısıyla ilk cildi İstanbul ve çevresi son cildi de Mısır, Kahire ve çevresi anlatarak oluşturdu. Bu eser de bizim. Türk kültürünün bir parçasıdır. Unkapanı’nda doğmuş, İstanbullu bir Türk aydının kaleminden çıkmış bir eserdir. Bu eserle ilgili pek çok çalışma yapılması iyi olurdu. Hiçbir şey yapılmadı mı? Yapıldı. 1896’da matbaacı ve İkdam Gazetesi sahibi Ahmet Cevdet, seyahatnamenin neşrini yapıyor. İlk 6 cildi eski harflerle neşrediyorlar. Neşir işi oradan başlıyor. Daha öncesinde ünlü Avusturyalı Tarihçi Hammer, bu eseri kendi çalışmalarında kullanıyor. Makalede yazıyor. Sonradan bununla ilgili seçmeler yayınlıyor. 1800’lü yıllarda Avrupa ilim çevreleri de eserden haberdar oluyor. 1916’larda 2 cildi daha sonra daha sonra 8’e tamamlandı. 9. ve 10. ciltlerde en son 1936’larda yeni harflerle neşredilerek takım tamamlanmış gibi oldu. Bu çalışmalar kıymetli çalışmalardır. Fakat bunlar o günün şartlarında olabilecek çalışmalardır. Bunların bilimsel niteliklerinde zafiyet olduğu çok yeterli olmadığını herkes gördü. Çünkü 17. Yüzyılda seyahatname Evliya Çelebi’nin ağzından, kaleminden o dönemin Türkçesini yansıtıyor. Dolayısıyla seyahatnamenin içinde Türkçe dil ve diller, dünya dilleriyle, Türkçe’nin ağızlarıyla ilgili pek çok malzeme var. Bizzat müşahedeye dayanan alıntılar var. Dolayısıyla Evliya Çelebi’nin dilinin de olduğu şekliyle yansıtıldığı bilimsel bir neşre hep ihtiyaç vardı. Bu aşamada 3 hedefimiz var. Birincisi filolojik esaslara göre ilmi bir neşri, ikincisi bu neşri esas alan popüler bir neşir, üçüncüsü dijital bir seyahatname. Artık dijital verilerin çokça kullanıldığı, günümüzde çokça işe de yarayan bir yöntemi seyahatname içinde kullanmak istiyoruz. İlgili kurumun istifadeye sunacağı seyahatnamedeki bilgileri görüntüleriyle orijinal metni ve ilave bilgileriyle dijital ortamda kolaylıkla ulaşılabilecek bir dijital yayını da sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi aslına uygun güncellenecek

“4 yıl içinde ilk yıldan itibaren ciltler yayına hazır hale gelmiş olacak”

Bilim dünyasından pek çok ismin yer aldığı çalışmasının süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Musa Duman, “Şu an için 2024’ten başlamak üzere 4 yıllık bir hazırlık süremiz olacak. 4 yıl içinde ilk yıldan itibaren ciltler yayına hazır hale gelmiş olacak. 4 yılda da hem sadeleştirme hem ilmi neşir tamamlanacak. Seyahatnameyle ilgilenen neşir yapmış pek çok meslektaşımız olacak. Prof. Dr. Robert Darkoff, Nuran Tezcan, Hayati Develi, bendeniz, Nurettin Gemici, Zekeriya Kurşun, Slobodon Ilic ve Marta Andric daha pek çok benzer isimler seyahatname çalışma grupları içinde değişik pozisyonlarda yer alacak ve bu çalışmaya katkı sunacak isimler. Zaten bilim dünyasında böyle bir beklenti var. Diğer bahsettiğimiz yayın 20 yıla yaklaştı. 20 yıl zarfında bunu kullanan ve yakinen bu neşirlere bakan meslektaşlarımız bu yayının bilim dünyasına bu neşrin sunulması gerekliliği konusunda hemfikir. Seyahatname sadece Türklerin bir kaynağı değil. Seyahatnameyi kullanan 40’a yakın ülkenin kimisinin yegane bilgi kaynağı olmak üzere ilgilendiği bir metindir. Zaten onlar kendileriyle ilgili bir kısmı yayınladılar. Hırvatlar kendilerinin anlatıldığı yeri yayınlıyor. Gürcüler kendi bölgelerinin anlatıldığı yeri yayınlıyor. Biz böyle yapamayız. Biz bu eseri bütün olarak yayınlamak ve eseri bilim dünyasının istifadesine sunmak gibi bir yükümlülüğümüz olduğu düşüncesindeyiz. Popüler neşrini yaparak da Evliya Çelebi’ye ulaşmak isteyen her kesimden insanı doğru nüshaya dayanan bir metne kolaylıkla ulaşmasını sağlamış olacağız. Biz bir merkez kurduk. Evliya Çelebi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Üniversite çatısı altında 2 yıl önce kuruldu. Çalışmalarımızı Evliya Çelebi Araştırma Merkezi adına yapıyor olacağız. Evliya ile ilgilenen meslektaşlarımızı içeriden veya dışarıdan araştırma merkezine hem katkı sunmaya hem de buradan yararlanmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Semanur Kaygısız - Emre Sertdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis Eren Üniversitesi, 201 üniversite arasında ilk 10’da yer aldı Bitlis Eren Üniversitesi, YÖK tarafından yayımlanan 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’na göre 201 üniversite arasından ilk 10’da yer aldı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, 67 farklı gösterge doğrultusunda Türkiye’deki 201 üniversiteye ait analizleri içeren "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Yükseköğretim ekosisteminin en kapsamlı analiz belgelerinden biri olan rapor, eğitim ve öğretim, araştırma-geliştirme, proje ve yayın, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ve topluma hizmet ve sosyal sorumluluk olmak üzere 5 ana kategori altında toplam 67 göstergeye dayanmaktadır. Rapor kapsamında Bitlis Eren Üniversitesi, akademik başarılarına bir yenisini daha ekleyerek, Türkiye genelinde değerlendirilen 201 üniversite arasında, TR Dizin tarafından taranan dergilerde öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı göstergesinde 9. sırada yer alarak ilk 10 üniversite arasına girdi. Bu başarı, Bitlis Eren Üniversitesi’nin akademik alanda gösterdiği istikrarlı yükselişi ve bilimsel üretkenliğini ortaya koyuyor. Üniversite öğretim üyeleri, bilimsel çalışmalarını ulusal ve uluslararası saygın dergilerde yayımlayarak hem akademik görünürlüğü hem de bilimsel etki gücünü artırıyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, elde edilen başarının üniversitenin akademik vizyonunun ve kalite odaklı yönetim anlayışının bir sonucu olduğunu belirterek, "YÖK tarafından yayımlanan 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üniversitemizin, TR Dizin kapsamındaki yayın performansında Türkiye genelinde ilk 10 üniversite arasında yer alması bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu başarı, akademik kadromuzun özverili çalışmaları ve bilimsel üretime verdiğimiz önemin somut bir göstergesidir. Bitlis Eren Üniversitesi olarak nitelikli araştırma, yayın ve topluma katkı odaklı çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. Bitlis Eren Üniversitesi, önümüzdeki dönemde de araştırma, yayın ve proje faaliyetlerini güçlendirerek ulusal ve uluslararası düzeyde akademik başarısını artırmayı hedefliyor.
Samsun Samsun Balkan Türkleri’nden geleneksel dayanışma gecesi Samsun Balkan Türkleri Derneği’nce kuruluşunun 38’inci yıl dönümü vesilesiyle Geleneksel Dayanışma Gecesi gerçekleştirildi. İlkadım Belediyesi Derebahçe Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen geceye protokol üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Samsun Balkan Türkleri Kültür Haberleşme ve Dayanışma Derneği Başkanı Adem Tuğral, derneğin 38 yıldır kültür alanında misyonuna uygun faaliyetler yürüttüğünü belirtti. ’Asırlık Mübadil Lezzetler’ üçüncü baskıya hazırlanıyor Başkan Adem Tuğral, 7 yıldır sürdürülen Asırlık Mübadil Lezzetler projesi kapsamında hazırlanan yemek kitabının ikinci baskısının dağıtıma başladığını ve üçüncü baskı için çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Halk oyunları başarısı Adem Tuğral, "Türkiye Halk Oyunları Federasyonu ve Gençlik Spor Bakanlığı’yla yaptığımız çalışmada artık halk oyunları yarışmalarında Balkan Türkleri oyunları olarak yarışmaya girme hakkı kazandık. Bu çalışmayı da kendilerine ilettik, onlar da onayladılar. Önümüzdeki yıldan itibaren halk oyunları yarışmalarında kendi oyunlarımızı sahneleyebileceğiz" dedi. Dayanışma artacak Başkan Tuğral, bu gecede masalara yerleştirilen karekodlar aracılığıyla üyelerin bilgi, istek ve önerilerini toplayacaklarını, ayrıca yapılacak çalışma ile Balkan Türklerinin mesleki bilgilerin toplanarak bir iletişim ve dayanışma ajandası oluşturulacağını belirtti. Ata toprakları ziyareti Tuğral her yıl Temmuz ayında düzenlenen ata toprakları seyahatiyle ilgili bir müjde de paylaşarak, "Bu sene de inşallah Temmuz ayında üçüncüsünü yapacağız ve dedelerimizin geldiği köyleri, toprakları tekrardan ziyaret edeceğiz" diye konuştu. CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, geçmiş dönem Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü, Tekkeköy Belediye Başkan Yardımcısı Halil İnci, Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel’i vekaleten katılan Nakif Yılmaz ve İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz da yaptıkları konuşmada Balkan Türkleri ve kültürünün Samsun için önemine vurgu yaptı. "Bunun sırrı buradaymış" Başkan Kurnaz, "Mübadil kazan pilavı niye bu kadar lezzetli diye merak etmiştim. Derecik’te bir bayram münasebetiyle program yapılmıştı ve o akşam ikram edilecek kazan pilavının bir tanesini demlemek bize nasip oldu. Ve gerçekten birkaç saatte pişen bir pilavmış bu. Bunun sırrı buradaymış. Dolayısıyla mübadil hemşehrilerimizin yemekleri gerçekten çok lezzetli ve herkes tarafından sevilen yemekler. Bizzat bir tanesini de ben yaparak bunu öğrenmiş oldum" dedi. Eğlenceli dakikalar Protokol üyelerinin katılımıyla kesilen pastanın ardından Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korusu Ses Sanatçısı Bahar Çalık Yener ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Yener Balkan ezgileriyle sahne aldı. Balkan Türkleri arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmayı güçlendiren gece katılımcılara eğlenceli dakikalar yaşattı.