KÜLTÜR SANAT - 27 Eylül 2024 Cuma 11:08

Fatih Camii’ndeki dış cepe temizliğinde İttihat Terakki’nin kurşun izlerinin silinme endişesi

A
A
A

Fatih Camii’nde 31 Mart Vakası’nda Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun sıktığı 110 kurşunun izi bulunuyordu. Tarihi camide gerçekleştirilen dış cephe temizlik çalışmalarında kapatılan mermi izlerinden geriye kalan yaklaşık 50 tanesi ortadan kaldırılıyor. Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü temizlik faaliyetlerini müteahhit aracılığıyla yürütüyor. Tarihe kara bir leke olarak düşen olay hakkında konuşan İstanbul’daki tarihi yapılar uzmanı Süleyman Zeki Bağlan, “Selanik’ten gelen Hareket Ordusu, hep bir ağızdan şöyle bağırıyordu; ‘Biz ne idik, ne olduk, saye-i hürriyette şeriattan kurtulduk’ diyorlardı. Camiye bastılar mermiyi. Fatih Camii’nin duvarında 110 tane mermi çekirdeği işte o günlerden duruyor. Şimdi burada restorasyon yapıyorlar. Maalesef 50 tanesi silindi” dedi.

Fatih Camii’nin Fevzipaşa Caddesi’ne bakan batı cephesinde yer alan abdest alma yerinin üst bölümündeki pencerelerin etrafında 110 kurşun izi bulunuyordu. İstanbul’daki tarihi yapılar uzmanı Süleyman Zeki Bağlan ile Gazeteci Tolga Saçıkara tarafından izlerin, 31 Mart Vakası’nda, Selanik’ten İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun sıktığı mermiler olduğu belirtildi. Oldukça derin olduğu gözlenen kurşun izlerinden bazılarının, Fatih Camii’nde gerçekleştirilen restorasyonlar esnasında kapatıldığını iddia edilirken, geriye yaklaşık 50 tane mermi izi kaldı. Hareket Ordusu’nun sıktığı kurşunlardan kalan izleri, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’nün ihale ettiği temizlik faaliyetlerini yürüten müteahhit aracılığıyla kapatma çalışmaları sürdürdüğü öğrenildi.

“Camiye bastılar mermiyi”

Fatih Camii’nde bulunan 110 kurşun izini anlatan Tarihçi Süleyman Zeki Bağlan, “Sizlere yakın tarihimizle alakalı fevkalade mühim bir vakayı anlatacağım. Sultan 2. Abdülhamid Han tahta geçti ve devleti güzel idare etti. Fakat ‘Genç Osmanlılar’ hareketi başladı. Sonra Jön Türklerin hareketi başladı. Memlekette 2. Meşrutiyeti ilan ettirmek için çalıştılar. Sultan Abdülhamid’e karşı ayaklandılar. İstanbul’da hadiseler oldu. Bu hadiselerde 31 Mart Vakası diye tarihte andığımız olay meydana geldi. Selanik’ten Hareket Ordusu çıktı. İstanbul’da ‘avcı taburları’ vardı, onlar hadiseyi bastırmaya çalışıyorlardı. Avcı taburları hadiseyi bastırmasın diye Selanik’ten Hareket Ordusu geldi. Hareket Ordusu’nun yüzde 60’ı Yahudi’dir. Bu durum basında yayınlandı. Merhum Mehmet Şevket Eygi devamlı yazdı. Gelen Hareket Ordusu’nun içinde Sırplar vardı. Kısmen Hırvatlar vardı. Hareket Ordusu’nun için de Mustafa Kemal Bey de vardı. Silivri’ye geldiklerinde Mustafa Kemal’i sebebini bilmiyorum ama saf dışı bıraktılar. Mahmut Şevket Paşa idareye el koydu. Edirnekapı’dan şehre girdiler. Malta Çarşısı’na geldiler. Ardından Fatih Külliyesi’nin etrafını sardılar. Burada yakaladıkları şahitleri süngüyle öldürdüler. Mermiyle dahi öldürmüyorlardı. Hep bir ağızdan şöyle bağırıyorlardı; ‘Biz ne idik, ne olduk, saye-i hürriyette şeriattan kurtulduk’ diyorlardı. Camiye bastılar mermiyi. Fatih Camii’nin duvarında 110 tane mermi çekirdeği işte o günlerden duruyor. Şimdi burada restorasyon yapıyorlar. Maalesef 50 tanesi silindi. Çekirdekler şu anda duvarın içerisinde. Caminin içerisinde de delikler vardı. Merhum Müderris Emir Saras Hoca Efendi o günleri yaşayanlardan biliyor. Mermi çekirdekleri kubbenin içerisinde, caminin içerisinde de vardı. 1 hafta da Sahn-ı Seman Medreselerinde talebe okuyamadı. Buraya yakınlığım şundan dolayı; dedem Hafız Mehmet Rüştü Efendi o sırada burada talebeydi. Baş Kurşunlu Medresesi’nin ikinci odasındaydı. 31 Mart Vakası 1909 yılında burada adamlar terör estirdiler. Yakaladığını süngüyle öldürdüler. Gece cesetleri alıp götürdüler, defnettiler. Yıldız Sarayı’na gidip, Sultan Abdülhamid’i tahttan indirdiler” ifadelerini kullandı.

“Bir haftadır restore ediyorlar, kullanılan kimyevi maddeler var”

31 Mart Vakası’nda Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun tarihi camiye sıkılan kurşunların izlerinin şu anda yapılan çalışmalarla silindiğini belirten Bağlan, “Burası birkaç defa restorasyona girdi. Bundan takriben 10 sene evvel esaslı bir restore edilirken, o zamanlar duvarları temizlemek için püskürtme kum ile temizliyorlardı. Tazyikli kumda, duvarın yüzündeki detayları siliyordu. Resimleri ve belgeleri de var. Şu anda bazı yerlerde çekirdekler duvarın içerisinde duruyor. Bunları çıkarıp, kalibresini ölçmek lazım. Bu da bizim askeri müzemize düşen bir vazifedir. Birkaç gündür restore ediyorlar, içerisinde kimyevi maddeler var. Onunla temizlik yapıyorlar. Kimyasal madde, taşı aşındırır. İstanbul üzerinde Bizans hayali ile alakalı korkunç çalışmalar var. İstanbul’da en ufak bir Bizans, Roma dönemine ait bir şey kaybolmasına tahammül edemiyorlar. Bu durum da bizim tarihimizin mühim bir noktası. Tarih kitaplarında yer alması gerekiyor ama tarih kitaplarında maalesef yer almıyor” diye konuştu.

“Kalan mermi izlerinin restorasyonla kapatıldığını öğrendik”

Fatih Camii’nde bulunan kurşun izlerinin restorasyonla kapatıldığını ifade eden Gazeteci Tolga Saçıkara, “23 Temmuz 1908 yılında 2. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Sultan Abdülhamid Han’ın devlet içindeki yetkileri son derece azalıyor. Aslında bir nevi yönetime İttihat ve Terakki Partisi geliyor. İttihat ve Terakki’nin attığı birkaç tane önemli adım var. Halk arasında bu hamleler pek iyi karşılanmıyor. Bir tanesi alaylı askerlerin ihraç edilmesi, 7 bin 600 tane alaylı asker görevden alınıyor. Bu büyük bir tepki ile karşılanıyor. Bir de medrese talebeleri o tarihe kadar askerlikten muaf tutuluyordu. İttihat ve Terakki Partisi medrese talebelerini askere almak istiyor. Bu halk tarafından rahatsız edici bir durum olarak görülüyor. Halk arasında bir kargaşa çıkıyor. Sultan Abdülhamid Han’ın bir noktada bu durumlara seyirci kaldığını dair iddialar var ama esasen çok da bir yetkisi kalmıyor. Askeriye ve birçok kurum İttihat ve Terakki’nin yönetimine girmiş durumda. Halkın bu hareketliliği bir isyana dönüşüyor. 31 Mart Vakası diye bildiğimiz isyana dönüşüyor. Bu isyanı bastırmak için İttihat ve Terakki’nin en güçlü olduğu ordu yani 3. Ordu Selanik’ten harekete çıkıyor. Bu ordunun başında Mahmut Şevket Paşa, Resneli Niyazi Bey ve Kol ağası Kurmay Başkanı olarak Mustafa Kemal Bey var. Ordunun 50 bin civarı askeri var. 25 bin civarında da gönüllü bir asker ordusu var. İstanbul’a toplam 75 binlik bir kadroyla geliyorlar. 13 Nisan’da isyan başlıyor. Tam 10 gün sonra Hareket Ordusu İstanbul’a girmiş oluyor. 23 ve 25 Nisan arasında ciddi çatışmalar çıkıyor. 400 civarında isyancı öldürülüyor. 49 civarında İttihat ve Terakki kadrolarından ölen insan var. Ardından olağanüstü hal ilan ediliyor ve Sultan Abdülhamid Han tahttan indiriliyor ve Selanik’e sürgüne gönderiliyor. Bu evrede yaşanan çok acı bir vaka var. İttihat ve Terakki tarafından Fatih Camii kurşunlanıyor. İttihat ve Terakki’nin içerisinde çok farklı gruplar var. Yahudiler, Rumlar çok farklı milletlerden insanlar var. 110 civarında kurşunun Fatih Camii’nin Fevzipaşa Caddesi’ne bakan duvarında olduğunu biliyoruz. Yalnız bunu dönem içerisinde farklı tadilatlarda büyük bir kısmı kapatıldı. Bugün 40-50 mermi izinin kaldığını biliyoruz. Son dönemde bu kalan mermi izlerinin de restorasyonla kapatıldığını öğrendik. Maalesef bu tarihi hafızanın silinmesi noktasında elim bir hadise. İnşallah bu izler silinmez. Tarihi hafızanın diri tutulması için o izleri biz evlatlarımıza tekrar tekrar gösteririz. Yaşanan vakaların unutulmamasını sağlamış oluruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 110 tane mermiden kalan 40-50 mermiyi restorasyonla kapatmaya çalıştığını öğrendik. İnşallah bu meseleden vazgeçilir. Caminin estetik yönü açısından çok iyi değil ama tarihi hafızanın silinmemesi için önemlidir” şeklinde konuştu.

Semanur Kaygısız - Davut Has

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi 2025 yılında 780 adet işletmeye ruhsat verdi İlçede esnafın her zaman yanında olan esnaf dostu Melikgazi Belediyesi, 1 yıl içerisinde 780 adet işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verdi. İlçe genelinde ekonomik hayatın canlanmasına katkı sağlayan ve gerekli yükümlülükleri yerine getiren işletmelere ruhsat verdiklerini söyleyen Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Esnaflarımız, şehrimizin ekonomik ve sosyal hayatının temel yapı taşlarından biridir. Bizler de belediye olarak bu yapının düzenli, güvenli ve sürdürülebilir şekilde işlemesini sağlamak zorundayız. Melikgazi Belediyesi olarak esnaf kardeşlerimizle her zaman iletişim ve iş birliği içindeyiz. Aynı zamanda esnafımızın talep ve ihtiyaçlarını dinleyerek çözüm odaklı çalışmalar da yürütüyoruz. Yapılan çalışmalar kapsamında gerekli denetim ve incelemeleri tamamlanan işletmelerimize ruhsatlarını veriyoruz. 2025 yılında ilçemizde hizmet veren 780 adet işyerine ruhsat verdik. Ruhsatlandırma süreçlerimiz hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütülüyor. En çok ruhsat verdiğimiz işletmelerin başında yeme içme mekanları yer alıyor. Ayrıca 5 yıldır "e-İşyeri Ruhsat" modülümüzle vatandaşlarımız kolaylıkla internet üzerinden ruhsat başvurusunda bulunuyor. Verdiğimiz ruhsatlar hem istihdama hem de yerel ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Girişimciliği her zaman destekleyen belediyemiz, istihdamın artmasına ve yerel ekonominin güçlenmesine, düzenli, güvenli ve sürdürülebilir ticari hayatın devam etmesine katkı sunmayı kararlılıkla sürdürecek" dedi.
Bilecik Bozüyük’te okul duvarları sanatla hayat buldu Bilecik’in Bozüyük ilçesinde, Yavuz Sultan Selim Ortaokulunun duvarları dev birer tuvale dönüştü. Grafiti Sanatçısı Adil Çal, gerçekleştirdiği sanatsal dokunuşlarla hem okul çevresini güzelleştirdi hem de mahalle sakinlerine görsel bir şölen sundu. Estetikten yoksun karalamalarla kötü bir görünüme sahip olan okul duvarı bu çalışma sayesinde rengarenk bir hâle döndü. Bozüyük sokakları, grafiti sanatının en estetik örneklerinden birine ev sahipliği yapıyor Yavuz Sultan Selim Ortaokulunun bahçe duvarlarına uygulanan "Stalker" ve "Ghost" temalı çalışmalar, bölgeye modern ve dinamik bir hava kattı. Doğal manzaralarla harmanlanan sevimli karakter figürleri, özellikle çocukların ve gençlerin büyük ilgisini çekiyor. Ön yargıları sanatla kırmak Sanatçı Adil Çal, bu projenin sadece bir boyama çalışması olmadığını, temel amacın grafiti sanatına yönelik bakış açısını değiştirmek olduğunu vurguladı. Sanatın sokakla buluştuğu bu noktada; gri ve soğuk duvarların yerine renkli, enerji dolu ve estetik bir çevre oluşturulması hedeflendi. Mahalle sakinlerinden tam not Okul çevresinden geçen vatandaşlar ve öğrenciler, karşılaştıkları bu manzara karşısında memnuniyetlerini dile getirdi. Bu tür sanatsal faaliyetlerin, çocukların hayal dünyasını geliştirdiği ve çevreye karşı aidiyet duygusunu artırdığı belirtiliyor. Grafiti sanatının sadece bir "duvar yazısı" değil, bir ifade biçimi ve şehre değer katan bir sanat dalı olduğu, Bozüyük’ün bu renkli duvarlarıyla bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Kayseri Altında yükseliş beklentisi Kayseri’de sarraflık yapan Murat Polat, 2025 yılında altının tahminlerden daha hızlı yükseldiğini söyleyerek, "Altın yeni yılda da yükselmeye devam edecek diye düşünüyoruz" dedi. 2025 yılında altının beklentilerinin üzerinde yükseldiğini söyleyen Sarraf Murat Polat, "2025 yılı altın için yine zirve oldu diyebiliriz. Tahminlerimizin üzerinde Eylül ayı ile başlayan ciddi anlamda bir yükseliş oldu. Bu yükseliş her zaman oluyordu ama Eylül ayı ile olan yükselişe ekstra da diyebiliriz. Hem beklentimiz vardı hem de şaşırttı diyebiliriz. Yükselişine ciddi anlamda devam etti ve 2026’ya kadar bekliyoruz. 2026 yılı eğer 2025’teki hızı ile devam edecek mi diye düşünürsek ki öngörüler o yönde. Altının ons anlamındaki yükselişi hızla devam edecek gibi görünüyor. 2025 yılında olan bu hızını kaybetmeden daha da hızlı devam edecek diye tahminde bulunabiliriz" dedi. Polat, altına korkmadan yatırım yapılabileceğini söyleyerek, "Artıları ve eksileri ne olacak dersek de altının bu hızla yükseldiğini düşünürsek insanların eskisi gibi alım gücü yok. Altın da yükselmeye devam ettikçe bu daha da zorlaşacak. Bir çeyrek altın bugün 9 bin 500 TL bandında ve bunun 2026’da 15 binlere çıktığını düşünelim insanlar nasıl altın alacak? Bizim için iş anlamında mutlaka düşüşler olacaktır. İnsanların alım gücü düştükçe ve altında yükseldikçe bizi zor günler bekliyor diyebiliriz tabi ki. Altın suni düşüşleri mutlaka olmuştur ama reelde her zaman yükseldi. ‘Benim boşta param var, yatırım olarak bir şey almak istiyorum’ derseniz kesinlikle altın her zaman güvenli bir yatırım. Altına hiç korkmadan yatırım için devam edebiliriz diyebilirim" ifadelerini kullandı.
Artvin Artvin’de endemik yayla çayı çiçeği kaçakçılığına Jandarma engeli Artvin’de endemik Yayla Çayı Çiçeği’ni yasa dışı yollarla Gürcistan’a çıkarmaya çalışan bir şahıs jandarma ekiplerince yakalanarak hakkında adli ve idari işlem uygulandı. Artvin İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince yürütülen titiz çalışmalar neticesinde, yurt dışına çıkarılması yasak olan endemik bitki türlerinden Yayla Çayı Çiçeği ile Gürcistan’a geçmeye çalışan bir şahıs yakalandı. Edinilen bilgilere göre, bir şahsın endemik bitkiler arasında yer alan Yayla Çayı Çiçeği’ni yasa dışı yollarla Gürcistan’a çıkaracağı yönünde istihbari bilgiye ulaşan jandarma ekipleri harekete geçti. Yapılan operasyon kapsamında şüpheli şahıs, Artvin’in Kemalpaşa ilçesi Sarp köyü sınırlarında bulunan 1’inci Derece Askeri Yasak Bölge içerisinde yakalanarak gözaltına alındı. Şahsın üzerinde yapılan kontrollerde, 35,23 gram Yayla Çayı Çiçeği olduğu değerlendirilen bitki ele geçirildi. Olayla ilgili olarak adli makamlara sevk edilen şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Ayrıca Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından Çevre Kanunu kapsamında endemik türleri bulundurma kabahatinden 557 bin 212 TL idari para cezası uygulandı. Artvin İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, sorumluluk bölgesinde bulunan doğal güzelliklerin korunması ile halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması amacıyla suç ve suçlularla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.