GÜNDEM - 24 Ocak 2025 Cuma 10:46

“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

A
A
A
“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

Gazze’de 15 aydır süren bombardıman ve çatışmanın ardından İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası barış için umut oldu. Ateşkes sürecine ABD Başkanı Trump’ın etkisi olduğunu belirten uzmanlar, Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli bir rolü olacağını söylüyor.


İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası, yaklaşık 15 aydır devam eden insani felaket sonrası bölge barışı için de umut oldu. Ateşkesle birlikte İsrail’e destek veren şirketlerin gemilerinin Kızıldeniz’den geçişine izin vermeyen Yemen’deki Husi güçleri de İsrail’e füze saldırılarını durdurdu. Yaşanan son gelişmelerin ardından, ateşkesin kalıcılığı, harabeye dönen Gazze’nin yeniden imarı, yaraların nasıl sarılacağı, sürecin küresel ekonomiyi nasıl etkileyeceği de merak konusu oldu.


Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Tüzen siyaset, Makro Ekonomi Uzmanı Prof. İbrahim Ünalmış da ekonomi açısından süreci değerlendirdi.



Gazze’de esir takası ve ateşkesin kalıcı barış için umut olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya Tüzen, Trump etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:


“Hamas ile İsrail arasında yaşanan savaşta Gazze yerle bir oldu. Sonrasında bu savaş Lübnan’a taşındı. Bu dönemde, İran ve İsrail arasındaki gerilim, bölge güvenliğini tehdit eden karşılıklı füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yol açtı. Bunlarla birlikte Yemen ve Suriye’deki iç savaşlar, Orta Doğu’nun güvenliğini tehlikeye atan ve 10 yıldan uzun süren başlıca olaylar olarak ortaya çıktı. Bu olayların ardından son iki ayda yaşanan gelişmeler bölgede barışının tesisi için umut ışığı olabilir mi sorusunu gündeme getirdi.”


Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ve Gazze’deki ateşkes anlaşmasının hepsinin Donald Trump’ın seçilmesinin ardından gerçekleştiğine dikkat çeken Tüzen, Trump’ın “savaşları sona erdirme” iradesinin bir göstergesi olarak İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes sağlanmasına destek verdiğini söyledi. Tüzen, şöyle konuştu: “Trump’ın bu politikası başarılı olursa Orta Doğu’daki çatışmaların sona erdirilmesine dair barış sürecine yönelik şimdilik umutları güçlendiren bir gelişme olarak kaydedilecektir.”



“Kalıcı barış için İsrail’in tavrı önemli”


Trump’ın bu “savaşları sona erdirme” politikasının Gazze örneğinde başarılı olmasının önündeki en önemli engellerden birinin İsrail hükümetinin tutumu olduğunu belirten Tüzen, “Öyle ki Başbakan Binyamin Netanyahu iktidarını kaybetme tehlikesiyle karşılaştığında Hamas’ı bahane edip sürekli Gazze’ye saldırarak koltuğunu korumaya çalışmıştır. Bu nedenle bu barış girişiminin başarılı olması için beraberinde Netanyahu’nun ve savaş kabinesinin de iktidardan gitmesi gerekmektedir. Burada İsrail muhalefetine ve yapılacak ilk seçimlerde İsrail halkına çok önemli bir görev düşmektedir” dedi.



“İki devletli çözüm en kritik adım olacaktır”


Batı Şeria’da hüküm süren Filistin Ulusal Yönetimi’nin desteğiyle, Gazze’nin siyasi ve idari yapısının yeniden oluşturulabilmesini temel bir adım olarak gördüğünü belirten Tüzen, “İsrail-Filistin arasında iki devletli çözüme yönelik müzakerelerin başlatılması, bölgedeki barışın temellerini sağlamlaştıracak en önemli adım olacaktır. Bu müzakerelerin başarısı, Gazze’nin yeniden inşası ve yönetimiyle doğrudan bağlantılı olup, kalıcı barışa giden yolda atılacak en kritik adım olacaktır. Uluslararası toplumun desteğiyle taraflar barışı önceliklendirirse, Orta Doğu’da uzun zamandır beklenen istikrar ve güven ortamının inşa edilmesi için bir fırsat penceresi açılmış olur” diye konuştu.



“Ülkemizdeki firmalara önemli görev düşecek”


Makro Ekonomi Uzmanı Prof. İbrahim Ünalmış ise ateşkesin insanlık açısından sevindirici olduğunu söyledi. Gazze’de gıda ve sağlık sorunlarının çözülmesi, yıkılan evlerin, okulların, hastanelerin, sosyal tesislerin yeniden imarının ve alt yapı tesislerinin yenilenmesi gerektiğini belirten Ünalmış, yıkılan yapılarla insanların evlerinde kullanılamaz hale gelen mobilya, elektronik ihtiyacının da önemine vurgu yaptı. Öncelikli ihtiyacın gıda ve sağlık sektöründe bulunduğu belirten Ünalmış, bu süreçte uluslararası toplum ve bölge ülkelerinin desteğinin önemli olduğunu söyledi. İnşaat, mobilya, beyaz eşya sektöründe güçlü olan Türkiye’nin yaraların sarılmasında önemine dikkat çeken Ünalmış, “Türkiye’nin bölgede ekonomik ve kültürel önemli bağları var. Ülkemizdeki firmalara önemli görevler düşecektir” dedi.



Jeopolitik risk yüksek faiz getirdi


Barış sürecinin küresel ekonomiye de etkisine değinen Prof. İbrahim Ünalmış, bölgede yaşanan çatışma ve gerilimin özellikle küresel petrol fiyatlarını etkilediğini belirtti. Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaların, Suriye, İran gibi ülkelere yayılma riskinin Türkiye’yi de etkilediğini belirten Ünalmış, özellikle İsrail saldırılarının devam ettiği 1.5 yıllık süreçte yaşanan çatışmanın yayılma ihtimalinin, ülkemize yatırımlarda ve borçlanmada da olumsuz etki oluşturduğunu söyledi. Savaş, çatışma ve gerilimler sebebiyle jeopolitik risk endeksinin olumsuz olduğunu ifade eden Ünalmış, “Bu olumsuz tablo sebebiyle ülkemiz daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kaldı. Kalıcı barış mümkün olursa süreç jeopolitik riskleri düşüreceği için ülkemizin aldığı borç faizlerini de düşürecektir” dedi.



Kızıldeniz etkisi fiyatları yükseltti


Gazze’deki saldırılara karşı Yemen’deki Husi güçlerinin, İsrail’e destek veren ülke ve firmalara ait gemilerin Kızıldeniz’den geçişine izin vermemesinin de fiyatlara etki ettiğini belirten Prof. İbrahim Ünalmış, “Özellikle Uzak Doğu’dan Avrupa’ya ürün taşıyan birçok gemi Kızıldeniz yerine Afrika’yı dolaşarak yoluna devam etmek zorunda kaldı. Bu rota ise taşıma maliyetlerini artırdı. Bu da özellikle elektronik ve Uzak Doğu’da üretilen ürünlerin Avrupa pazarındaki fiyatını artırdı. Savaşın bitmesi ve barışın tesisi ile taşıma maliyetlerinden doğan fiyat farkının da düşmesi beklenebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.



“Gazze’nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli rolü olacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da imar krizi büyüyor: Yıkım traktörlerle kurulan barikatla durduruldu Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi’nde, Mudanya Belediyesince gerçekleştirilmek istenen yıkım girişimi, mahalle sakinlerinin tepkisi üzerine ertelendi. Yıkımı engellemek isteyen mahalleli, traktörlerle yol kapatarak belediye ekiplerinin geçişine izin vermedi. Edinilen bilgilere göre, Mudanya Belediyesi ekipleri bugün mahallede yıkım işlemi için bölgeye geldi. Bunun üzerine mahalle sakinleri, yıkıma konu olan yapının önüne ve çevresine yaklaşık 30 traktörle barikat kurarak belediye ekiplerinin ilerlemesini engelledi. Kurulan barikat nedeniyle alana giriş yapamayan belediye ekipleri, bir süre bekledikten sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşanan gelişmelerin ardından Hasköy Mahallesi Muhtarı Levent Aşçı, mahallede uzun yıllardır devam eden imar sorunlarına dikkat çekti. Aşçı, 2009 yılında yapılan imar planının aradan geçen 16 yıla rağmen uygulanmadığını, bu nedenle vatandaşların ruhsat alamadığını ve yasal yapı başvurusu yapamadığını söyledi. Hasköy’ün 2005 yılında köy statüsünden mahalleye dönüştüğünü hatırlatan muhtar Aşçı, o dönemde köy tüzel kişiliğine ait 150’den fazla arsanın Mudanya Belediyesi’ne geçtiğini, bu arsaların tamamının satıldığını ifade etti. Satışlardan elde edilen gelirle mahalledeki altyapı ve imar sorunlarının çözülebileceğini belirten Aşçı, bugüne kadar somut bir çalışma yapılmadığını dile getirdi. Bugün yıkım kararı alınan yapının, köy yerleşik alanı içerisinde, vatandaşın kendi ihtiyacı için yaptığı bir yapı olduğunu belirten Aşçı, yıkım kararının belediye encümeni tarafından alındığını, ancak henüz mahkeme süreci tamamlanmadan uygulamaya geçilmek istendiğini ifade etti. Yarın görülmesi planlanan dava öncesinde yaşanan gerginliklerin ardından yıkımın pazartesi gününe ertelendiği öğrenildi. Mahallenin nüfusunun yaklaşık bin 300 olduğunu kaydeden muhtar Aşçı, imar uygulamalarının hayata geçirilmemesi nedeniyle vatandaşların kaçak yapılaşmaya mecbur bırakıldığını savundu. Geçmiş yıllarda tarım arazileri ve zeytinlikler üzerine yapılan yapılarla ilgili işlem yapılmadığını, buna rağmen yerleşik alan içerisindeki yapılara yıkım kararı verilmesinin tepkiye neden olduğunu ifade etti. Mahalle sakinleri ise Mudanya Belediyesi’nden imar uygulamalarının acilen hayata geçirilmesini, yıkımların durdurulmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini talep etti.
Kayseri Kayseri’deki ’yan bakma’ cinayetine ceza yağdı Kayseri’de 1 kişinin öldüğü 1 kişinin de yaralandığı olayla ilgili görülen duruşmada, cinayet zanlısına müebbet ve 10 yıl hapis cezası verilirken, 5 tutuksuz sanığa da 12 yıl 6 hapis cezası verildi. Kayseri’de 12 Ekim 2024 tarihinde Osman Kavuncu Bulvarı üzerindeki bir restoranda gece yarısı meydana gelen ve iki grubunun karşı karşıya geldiği olayda Ahmet E.Ü. tarafından bıçaklanan Hakan K. hayatını kaybetmiş, K.D. de yaralanmıştı. Tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’nün yanı sıra tutuksuz sanıklar A.T., N.B., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’nin yargılandığı davanın karar duruşması Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Ahmet E.Ü., avukatı ve tutuksuz sanıkların avukatları ile Hakan K.’nın yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada son sözlerini sorulan tutuklu sanık Ahmet E.Ü., annesine ve ablasına yönelik küfürler nedeniyle olayın yaşandığını belirterek, öldürmek kastı olmadığını, Hakan K.’nın yakınlarının yüzüne bakamadığı, kendisini affetmelerini istediğini söyledi. Yapılan yargılama sonunda mahkeme heyetini tutuklu sanık Ahmet. E.Ü.’ye Hakan K.’ya yönelik eyleminden dolayı müebbet hapis cezası verirken, K.D.’ye yönelik eyleminden dolayı da 10 yıl hapis cezasına hükmederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar A.T., N.B.Y., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’ye de Hakan K.’nın ölümüyle ilgili olarak ’öldürmeye yardım’ suçlamasıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay, K.D.’nin yaralanması eylemi nedeniyle de 4 yıl 2 ay olmak üzere her bir sanığa 12 yıl 6 hapis cezasına hükmederek, yurt dışı yasağının devamına karar verdi. Taraflar birbirine girdi Duruşmanın ardından Hakan K.’nın yakınları tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’ye tepki gösterirken, duruşma salonunun bulunduğu koridora alınmayan taraf yakınları arasında kavga çıktı. Çıkan kavga polis ekiplerinin müdahalesiyle büyümeden önlendi.
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Ankara CHP lideri Özel: "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" dedi. Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 95. yıl dönümüne değinen Özel, "Bugün eğer bu grup toplantımız olmasaydı, Meclis açık olmasaydı pek çoğumuz gibi ben de her yıl olduğum gibi Menemen’de olacaktım. Bugün Asteğmen Kubilay’ın, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın katledilişlerinin 95’inci yılı. Kubilay Menemen’e asteğmen olarak gitti ve Cumhuriyet’in ay-yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlılarının ellerinde şeriat bayrağı ile dolaştıklarını, Cumhuriyet’e ve kurucusuna meydan okuduklarını, gördükleri yerde Türk bayrağını indirip şeriat bayrağı çektiklerini görünce yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte bunların karşısına dikildi. Gözü dönmüş caniler Kubilay’ı önce yaraladılar. Sonra yaralı bedenine işkence ettiler. Kubilay’ı ölümünün, şehadetinin 95’inci yılında Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz. Kubilay’dan bize emanettir. Cumhuriyet düşmanlarına baş eğmeyeceğiz. Gerekirse baş vereceğiz. Ama baş eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler, artık karşımızda bir iktidar partisi yok" Partisinin iktidara hazır olduğunu ifade eden Özel, "Ben Meclis grubumuzun komisyon ve Genel Kurul performansından memnunum. Tahmin ediyorum Erdoğan da görüyordur. Ben AK Parti’nin performansından da çok memnunum. Doğruya doğru, muhalefete hazırlar. İktidar perspektiflerini kaybetmişler. Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler. Artık karşımızda bir iktidar partisi yok. Müstakbel bir muhalefet partisi var. Ana muhalefet olabilirler mi bilmem ama muhalefete hazırlar. Meclis Genel Kurulu’na baktığımızda ya da Plan ve Bütçe Komisyonu’na baktığımızda bir tarafta sorunu gören, isyan eden, edilen isyanı duyan ve çözüm öneren bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Öbür tarafta eleştiriyi ya duymayan ya da duyduğu eleştiriye hakaretle cevap veren, kendilerine verilen 70-80 dakika kürsüye çıkıp hakaret eden, muhalefete muhalefet eden, ülkenin ana muhalefet partisine muhalefet eden bir partiyle karşı karşıyayız; Adalet ve Kalkınma Partisi" dedi. "Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar" AK Parti’nin 2025’te işçiyi, emekliyi yüksek enflasyon ve faize ezdirdiğini dile getiren Özel, "2025 enflasyon hedefi yüzde 17,5 idi. Yüzde 17,5 enflasyon hedefi açıkladılar ve yılı yüzde 30’la bitirdiler. Bunu sorduğunuzda da utanmadan, çekinmeden sanki iki-üç puanmış gibi ’enflasyon hedefimizden biraz saptık’ diyorlar. ’Biraz’ dedikleri sapma, yüzde 77. Hedef yüzde 17,5 ama gerçekleşen yüzde 30. O ’birazcık’ dediğinde fark şu: Bir mal veya hizmet geçen seneden bugüne ne kadar zamlandıysa, yarısını hedeflediler ve öbür yarısını beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden dolayı sizin sırtınıza yüklediler. Ne oldu geçen sene, geçen sene ne oldu da bu hedef tutmadı? Ne olduğunu söyleyeyim; 19 Mart sivil darbesi oldu. Buradan bütün vatandaşlarımıza hatırlatırım: Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar. Devasa bir para. Emekliye lazım paranın 70-80 katı, asgari ücretliye lazım paranın 90 katı gibi bir para" şeklinde konuştu. "Asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil" AK Parti’nin iktidara geldiğinde Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki 12 ülkeden daha yüksek olduğunu belirten Özel, "Şimdi asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil. Biz de 446 euro, Almanya’da 2 bin 100 euro, Fransa’da bin 800 euro, Yunanistan’da bin 27 euro. Geldiğinde depremden dolayı ÖTV konmuştu. Biliyorsunuz. Özel Tüketim Vergisi. Arabadan da alınıyordu. Yüzde 27 ile en düşüğü, en yükseği yüzde 50. Bugün geldiler, en düşük ÖTV yüzde 60, en yüksek ÖTV yüzde 220. Depremde geçici konan vergiyi yüzde 220 ile uygulamaya devam edip, geldikleri gün 8 çeyrek altın alan asgari ücreti 2 çeyrek altına indirmiş bir iktidardan bahsediyoruz arkadaşlar" diye konuştu. "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" CHP lideri Özel son olarak, "Hem bahis hem uyuşturucu ülkenin ana gündemi haline geldi. Aslında memleketin gündemi çoktan bu; yıkılan aileler, evlatlarını okula yollarken korkan aileler. Okulların önü çete dolu, torbacılar dolu. Çalıştığı iş yerinin kasasından parayı alıp bahis oynayıp batanlar, intihar edenler, evliliği bozulanlar, kaçanlar, korkunç bir ülke haline geldik. Sokağın gündemi nihayet başka vesilelerle ülkenin gündemi haline geldi. Hakemler, futbolcular yasağa rağmen bahis oynuyor. Bir hakem düşünün 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Hafta sonu maç oynatmış, hafta içi 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Bunu yakalayamamışlar, bunu kaydedememişler. 17 bin 999 kez ıskalamışlar. En sonunda 18 binincide ortaya çıkmış. Tam anlamıyla bir çürümüşlük var" dedi.