GENEL - 19 Temmuz 2021 Pazartesi 10:59

Genç kaptan gemide geçirdiği kaza sonrası hayatını kaybetti

A
A
A
Genç kaptan gemide geçirdiği kaza sonrası hayatını kaybetti

Kuru yük gemisinde üçüncü kaptan olarak çalışan Uğur Kır, gemide geçirdiği bir kazadan 15 gün sonra Güney Afrika’da hayatını kaybetti.

Kuru yük gemisinde üçüncü kaptan olarak çalışan Uğur Kır, gemide geçirdiği bir kazadan 15 gün sonra Güney Afrika’da hayatını kaybetti. İstanbul’da çocuğunun cenazesini bekleyen acılı anne Nurgül Kır, olayda ihmalkârlık olduğunu düşünüyor.


23 yaşındaki Kaptan Uğur Kır, Vanuatu bayraklı ERKUL- S adlı gemide üçüncü kaptan olarak işe başladı. İddiaya göre, Kaptan Uğur Kır, 2 Temmuz günü gemi güvertesinde bir kaza geçirerek sıkıştı. Sıkışmadan dolayı göğüs kafesi ezilen Kır, en yakın limanda bulunan bir hastaneye sevk edildi. Hastanede doktora muayene olan genç kaptan gemiye geri getirildi. Doktordan aldığı 1 haftalık istirahati gemideki kamarasında geçirdi. İstirahatin ardından gemideki görevine dönen Uğur Kır’ın ağrıları geçmedi ve durumu ağırlaştı. Bunun üzerine Kır, yetkililere gemiden ayrılmak istediğini söyledi. Ancak genç kaptan, ilk limana gelemeden hayatını kaybetti.


Geminin bağlı olduğu şirket, acılı haberi Uğur Kır’ın annesi Nurgül Kır’a verdi. Oğlundan günlerden beri haber alamayan Nurgül Kır, haberi büyük bir üzüntüyle öğrendi. Yaşanan olayda ihmalkârlık olduğundan şüphelenen anne Kır, oğlunun cenazesinin en kısa zamanda ülkeye getirilerek otopsi yapılmasını istiyor.



“Kaburgasının zedelendiğini söylediler”


Gözyaşları içinde yaşananları anlatan Nurgül Kır, “Şirketten bir kadın beni aradı. Uğur vefat etti’ dedi. ‘Nasıl olur, ben onu sağlam yolladım’ dedim. ‘Onun hiçbir şeyi yoktu’ dedim. Kaburgasının zedelendiğini söylediler. Sonra güverteye çıktığını söylediler. ‘Kafasına tank vurdu’ dediler. ‘Güney Afrika’ya götürdük. Doku zedelenmesi olmuş. Doktor rapor verdi. 7 gün istirahatte yattı. Ondan sonra tekrar işe başladı ve tekrar kötüleşti’ dediler." ifadelerini kullandı.



“Uğur’u istiyorum”


Oğlunun ihmalkarlık nedeniyle öldüğünü dile getiren anne Kır, “Bu işin içinde iş var. Ne olduğunu bilmiyoruz. Büyüklerime sesleniyorum. Ayaklarının altlarını öperim. Benim oğlumu bana getirsinler. Benim organlarımı söksünler, ona nakil etsinler. Beni gömsünler. Ben başka bir şey istemiyorum. Uğur’u istiyorum” dedi.


“Buzdolabına koymuşlar”


Oğlunun söylenen tarihten daha önce öldüğünden şüphelenen Kır, “Zaten belki 2 hafta önce öldü. Kimse doğruyu söylemiyor. Buzdolabında yaşıyormuş. Yemek yediğimiz buzdolabına koymuşlar. Neyin ne olduğunu bilmiyorum. İhmal var bu işin içinde. Ben bittim. Benim oğlumu bana getirin. O daha 23 yaşındaydı. Onun halleri vardı. Ona araba aldım. Daha sürecekti. Onun uçak paralarını ben kredi çekip ödeseydim. Gelseydi. Ben devlete öderdim” şeklinde konuştu.



“Oğlum gelene kadar sokakta bekleyeceğim”


Cenaze gelene kadar sokakta bekleyeceğini dile getiren Kır, “Otopsi istiyorum. Savcılar, hakimler duysun. Oğlumun neden öldüğünü öğrenmek istiyorum. Ondan sonra oğlumu köye, dedesine götüreceğim. Giresun’a memlekete götüreceğim. Ben yalvarıyorum. Oğlum gelene kadar sokakta bekleyeceğim. Beni kimse eve sokamaz. Kapılarda yatacağım” dedi.



“Otopsi raporu istiyoruz”


Ağabeyinin 6 ay önce İzmir’den bir gemiye katıldığını söyleyen Uğur Kır’ın kardeşi Umutcan ise, “Batı Afrika’ya doğru gidiyorlardı. Kuru yük gemisiydi. 6 ay boyunca hiçbir sorun olmadı. Olduysa da bize bildirilmedi. 2 Temmuz’da bir kaza ya da olay oluyor. İş kazası geçiriyor. Her kafadan farklı bir ses geliyor. Ne olduğunu bilmiyoruz. Otopsi raporu istiyoruz. Bize denilen güvertede göğüs kafesi sıkışıyor. Afrika’da hastaneye götürüyorlar. Götürdükleri hastanedeki doktorlar doku zedelenmesi teşhisi koyuyor. Emar gibi şeyler çekilmiyor” diye konuştu.



“Bize olaylar olduktan 14 gün sonra haber verildi”


1 haftalık istirahatin ardından abisinin gemiye tekrar katıldığını söyleyen Umutcan Kır, “Gemi seyir halindeyken abimin durumu ağırlaşıyor. Biraz bilincini kaybediyor. Kendi kendine konuşmaya başlıyor. Biz ve şirket iç kanamadan şüpheleniyoruz. İhmal var. Gerekli tedbirler alınmadı. Gerekli önlemler alınmadı. Bize olaylar olduktan 14 gün sonra haber verildi. Neden olay olunca bize haber veriyorlar? GPS’i kapatıyorlar. Neden gemiyi takip edemiyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.