ÇEVRE - 07 Temmuz 2025 Pazartesi 10:54

’’İklim değişikliği yangın riskini ve zararını artırdı’’

A
A
A
’’İklim değişikliği yangın riskini ve zararını artırdı’’

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Merih Göltaş, ’’İklim değişikliği nedeniyle ekstrem hava koşullarının yoğunluğu ve süresinin artması, yangınların hem sayısını hem de zararını arttırıyor. 2021 yılında 140 bin hektarlık orman alanı yandı, neredeyse 14 yılda yanacak alan bir yılda yok oldu. Bu tarihten sonra ‘mega yangın’ kavramını biz de kullanmaya başladık’’ dedi.



Bilim insanlarının yıllardır uyardığı iklim değişikliği etkisi, artan sıcaklık, uzayan kuraklık gibi olağandışı hava olayları, orman yangınlarını tetikliyor. Türkiye’deki yangın sayısı bir haftada 720’yi aştı. Ege’nin iki yakası da orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangınlar, hızı 50 ila 85 kilometre arasında değişen rüzgârlar nedeniyle güçlükle kontrol altına alınabiliyor. Uzmanlara göre, yangınlar yalnızca ‘yaz mevsiminin sorunu’ değil. İklim krizinin derinleşen etkisiyle, yılın 8 ayına yayılan yeni bir gerçeklik.


Türkiye’nin, IPCC raporlarına göre küresel ölçekte iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden Akdeniz havzasında yer aldığının altını çizen İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Merih Göltaş, küresel ısınmanın yangın riski ve zararını artırdığını söyledi.


Türkiye’nin batı illerini saran alevler, insan hatası veya teknik arızalarla açıklanamayacak kadar sistematik ve büyük çaplı olaylar. Küresel ısınmanın, 2021’deki ‘Mega Yangınlar’ gibi büyük çaplı felaketleri artırabileceğine dikkati çeken Göltaş, "Gelecek iyimser senaryoya göre Türkiye’nin ortalama sıcaklığında 2100 yılına kadar 1,5 derece ila 2,5 derece, kötümser senaryoya göre ise 5 derece ila 6,5 derece artış, güney ve batı bölgelerdeki yağışlarda da azalma öngörülüyor. Küresel ısınma için önlem alınmazsa kuraklık şiddetlenecek, daha sık, uzun ve yoğun sıcak hava dalgalarıyla karşılaşacağız" açıklamasında bulundu.


’’Küresel ısınma, ‘Mega Yangınlar’ı artırabilir’’


Özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da sıcaklıkların yeni rekorlar kırarak yangın risk ve tehlikesi, yoğunluğu, sayısı ve yanan alanda artışlara sebep olabileceğini aktaran Göltaş, "Küresel ısınma, 2021’deki ‘Mega Yangınlar’ gibi büyük çaplı felaketlerin sıklığını da artırabilir. Akdeniz ve Ege’de yangınlara aşinayız, ancak artan sıcaklık ve kurak hava dalgaları nedeniyle, gelecekte Marmara ve hatta Karadeniz’in bazı kesimleri de risk altına girebilir. Halihazırda Ege’de yaşadığımız yangınlarda da küresel ısınma kaynaklı aşırı kuraklık, hızı 110 kilometreyi aşan rüzgarlar ve bireysel faktörler yangınların kontrol altına alınmasını zorlaştırdı" dedi.


"Yangın sezonu 8 aya kadar uzadı"


Yaz sıcaklıklarının erken başlayıp, kurak dönemin uzamasıyla yangın sezonunun Nisan-Kasım arası sekiz aya kadar çıktığını belirten Göltaş, yangına elverişli hava koşullarının görüldüğü günlerin artmasının, kontrol altına alınmasını zorlaştırdığını ve daha fazla ormanın zarar görmesine neden olduğunu aktardı.


Türkiye’de her yıl ortalama 2 bin yangın çıkıyor. Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, 1988-2000 yılları arasında bu sayı ortalama 1900’lerdeyken, 2000-2011 yılları arasında yaklaşık 2 bin 100’e yükseldi. 2011’den günümüze ise 2 bin 700’lere yaklaştı. Bu yangınlar ile her yıl yaklaşık 10 bin hektarlık orman alanının yandığını kaydeden Göltaş, "İklim değişikliği nedeniyle ekstrem hava koşullarının yoğunluğu ve süresinin artması, yangınların hem sayısını hem de zararını arttırıyor. 2021 yılında 140 bin hektarlık orman alanı yandı, neredeyse 14 yılda yanacak alan bir yılda yok oldu. Bu tarihten sonra ‘mega yangın’ kavramını biz de kullanmaya başladık" şeklinde konuştu.


"Teorik olarak her 10 yangından dokuzu engellenebilir"


Göltaş, "Akdeniz havzasında yer alan diğer ülkeler gibi, ülkemizde orman yangınları geçmişte de vardı, bugün de var ve maalesef gelecekte de olacak. Yangınların ana sebeplerine baktığımızda yüzde 10’u doğal, yüzde 90’ı ise insan kaynaklı. Bu da demek oluyor ki eğitim ve farkındalıkla her 10 yangından dokuzu engellenebilir" dedi. Vatandaş olarak bireysel sorumluluklarımız olduğunu hatırlatan Göltaş, "Özellikle sıcak ve kurak havalarda ateşle aramıza mesafe koymalı, ateşli piknik, sigara izmariti atma ya da anız yakma gibi tüm riskli davranışlardan kaçınmalıyız" dedi.


’’Küresel ısınmanın hem sonucu hem sebebi olabilir’’


Orman yangınlarının ters etkisine dikkati çeken Göltaş, "Yangınlar, ağaçlarda depolanan karbonun karbondioksit olarak atmosfere salınmasına neden olur. Bu da küresel ısınmayı daha da şiddetlendiren bir döngü oluşturur. Yani orman yangınları hem küresel ısınmanın sonucu hem de nedeni olabilir" ifadelerini kullandı.


Aşırı orman yangınları dünya çapında iki kattan fazla arttı


Göltaş, sözlerini şöyle sonlandırdı: ’’NASA’nın Terra ve Aqua uyduları her gün iki kez aktif orman yangını tespit ediyor. Bilim insanlarının 20 yıldan fazla süre boyunca incelediği veriler, aşırı orman yangınlarının daha sık, yoğun ve büyük hale geldiğini ortaya koyuyor. Aşırı yangınlarda en büyük artış Batı ABD’nin ılıman kozalaklı ormanları ile Kuzey Amerika ve Rusya’nın kuzeyindeki boreal ormanlarında yaşandı. Araştırmalar, aşırı yangın olaylarının 2030’da yüzde 14, 2050’de yüzde 30, yüzyıl sonuna kadar ise yüzde 50 artabileceğinin sinyallerini veriyor.’’



’’İklim değişikliği yangın riskini ve zararını artırdı’’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Patnos’ta trafik ışıkları yeniden faaliyete geçti Patnos ilçe merkezinde birkaç gündür devre dışı olan trafik ışıklarının yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte hem sürücüler hem de yayalar rahat bir nefes aldı. Özellikle yoğun araç ve yaya trafiğinin yaşandığı kavşaklarda ışıkların çalışmaması zaman zaman aksamalara ve tehlikeli anlara neden olurken, sorunun çözümü için İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri yoğun bir çalışma yürüttü. Patnos İlçe Emniyet Müdürü’nün koordinesinde Trafik Şube Birimi tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında, arızanın kaynağı kısa sürede tespit edildi. Trafik güvenliğini önceleyen ekipler, gerekli teknik incelemeleri yaparak sorunun giderilmesi için Karayolları ekipleriyle koordinasyon sağladı. Karayolları yetkililerinin de destek verdiği çalışmalar kapsamında trafik ışıklarının altyapısı kontrol edildi, gerekli bakım ve onarımlar titizlikle gerçekleştirildi. Yapılan teknik müdahalelerin ardından trafik sinyalizasyon sistemi yeniden devreye alınarak sağlıklı şekilde çalışır hale getirildi. Yetkililer, trafik ışıklarının yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte ilçe merkezinde trafik akışının normale döndüğünü, olası kazaların önüne geçildiğini belirtti. Vatandaşlardan gelen geri bildirimlerin dikkate alındığını ifade eden Trafik Şube yetkilileri, benzer durumlarda hızlı müdahale için ekiplerin 7/24 görev başında olduğunu vurguladı. Sürücü ve yayaların trafik kurallarına uyması çağrısında bulunan yetkililer, yapılan çalışmaların temel amacının can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu ifade etti. Patnos İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ile Karayolları ekiplerinin iş birliği içerisinde yürüttüğü bu çalışma, ilçe genelinde memnuniyetle karşılandı.
Ağrı Denetimli serbestliğin toplumdaki rolü Patnos’ta ele alındı Patnos Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Patnos Meslek Yüksekokulu arasında yapılan iş birliği protokolü kapsamında, Türk Denetimli Serbestlik Sisteminin 20. yılı dolayısıyla kapsamlı bir konferans programı düzenlendi. "Denetimli Serbestliğin Toplumdaki Rolü ve Önemi" konulu konferans, 22 Aralık 2025 tarihinde Patnos Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa yargı mensupları, akademisyenler, emniyet personeli, kamu kurum temsilcileri ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Programın açılış konuşmasını Patnos Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Emin Çıplak yaptı. Çıplak konuşmasında, denetimli serbestlik sisteminin sadece bir denetim mekanizması olmadığını, aynı zamanda bireyin topluma kazandırılmasını amaçlayan önemli bir sosyal adalet uygulaması olduğunu vurguladı. İş birliği protokollerinin bu anlayışın sahaya yansıması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Konferans kapsamında Cumhuriyet Savcısı Emin Burak Sürezli, Türk Ceza Hukukunun temel amacı hakkında katılımcılara bilgi verdi. Patnos Denetimli Serbestlik Müdürü Volkan Fırat Çoban, denetimli serbestlik sisteminin yapısı, işleyişi ve uygulamada yürütülen çalışmalar hakkında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Programda ayrıca Psikiyatrist İrem Hacısalihoğlu Aydın bağımlılık ve ruh sağlığı konularını ele alırken, Polis Memuru Mesut Bekir Nevik "Narko Gençlik" başlığı altında özellikle gençlerin korunmasına yönelik yürütülen mücadele ve farkındalık çalışmalarını anlattı. Sosyal Hizmet Uzmanı Zafer Can ise denetimli serbestlik sürecinde eğitim, iyileştirme faaliyetleri ve gönüllülük çalışmalarının bireyin yeniden topluma kazandırılmasındaki rolüne dikkat çekti. Bilgi ve deneyim paylaşımlarının yapıldığı konferans, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi. Programın, denetimli serbestlik sistemine yönelik toplumsal farkındalığın artırılmasına önemli katkı sunduğu ifade edildi.
Sakarya Akyazı’da 5 mahallenin altyapısı baştan sona yenilendi SASKİ, Akyazı’da 5 mahalleyi içine alan altyapı projesini planlanan tarihten önce tamamladı. Toplam 9 bin metrelik hattın yenilendiği projeyle, bölge kesintisiz içme suyu ve güvenli atık su ağı ile buluştu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), ‘Sağlam altyapı, güvenli gelecek’ vizyonu doğrultusunda Akyazı’nın kronikleşen altyapı sorunlarına neşter vurdu. 6 farklı noktada eş zamanlı yürütülen çalışmalar çerçevesinde proje kısa sürede tamamlandı. Bölgeye 5 bin metresi içme suyu, 4 bin metresi ise kanalizasyon olmak üzere toplam 9 bin metrelik güçlü bir altyapı hattı kazandırıldı. Projenin içme suyu kısmında Altındere Osmanağa, Altındere Cumhuriyet, Altındere Gündoğan, Yağcılar ve Gazi Süleyman Paşa mahallelerindeki ekonomik ömrünü tamamlamış hatlar yenilendi. 5 bin metrelik yeni isale hattı ve yenilenen abone bağlantıları sayesinde, bölgede yaşanan basınç düşüklüğü ve su kesintileri tarihe karıştı. Ayrıca kayıp-kaçak oranının minimize edilmesiyle mevcut su kaynaklarının korunması sağlandı. Çevresel sürdürülebilirliği ön planda olduğu projede, Altındere Cumhuriyet, Altındere Gündoğan ve Altındere Osmanağa mahallelerine 4 bin metrelik yeni kanalizasyon hattı inşa edildi. Bu sayede atık suların doğrudan doğaya karışma riski ortadan kaldırıldı. Güçlü hatlarla toplanan atık sular, güvenli bir şekilde arıtma tesislerine iletilerek bölgenin ekolojik dengesi güvence altına alındı.