SAĞLIK - 10 Eylül 2025 Çarşamba 14:23

İntihar önlenebilir bir halk sağlığı sorunu

A
A
A
İntihar önlenebilir bir halk sağlığı sorunu

Dr. Onur Yılmaz, intiharın her yıl yüz binlerce can aldığını belirterek erken tanı ve psikiyatrik destekle önlenebileceğini vurguladı. Her yıl 720 bin kişinin intihar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Dr. Yılmaz, toplumda farkındalık çalışmalarının hayat kurtarıcı olduğunun altını çizdi.


Medipol Sağlık Grubu’nda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Onur Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2003’ten itibaren ilan edilen "İntihar Önleme Günü" dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada her yıl yaklaşık 720 bin insanın intihar nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Dr. Yılmaz, intiharın tüm ölümler arasında 10’uncu sırada yer aldığını, özellikle 15-29 yaş arasındaki gençlerde ise trafik kazalarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu vurguladı.



Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunuyor


Tedavi edilmeyen ruhsal sorunların intihar riskini artırdığını dile getiren Dr. Yılmaz, "Her yıl yaklaşık 720 bin insan intihar nedeniyle hayatına son vermektedir. Tüm toplumda, ölümler arasında en sık görülen 10’uncu ölüm nedenidir. Bu kadar yaygın görülmesi ve aslında önlenebilir bir ölüm nedeni olması sebebiyle oldukça önemli bir gündür. Farkındalığı artırmak için ülkeler, organizasyonlar ve sağlık kurumları yoğun çaba sarf etmektedir. Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunduğu, özellikle tedavi edilmeyen psikiyatrik durumların intihar riskini artırdığı bilinmektedir. Öte yandan ailevi problemler, ekonomik zorluklar, iş kaybı, sosyal destek azlığı gibi yaşamsal krizler de intihara yol açabilmektedir" diye konuştu.



"Dile getirilen tüm intihar fikirleri ciddiye alınmalı"


Kişinin sıkışmış hissettiği ve yoğun acıdan kurtulmanın tek yolu olarak gördüğü bir durum olduğunu belirten Dr. Yılmaz, "İntihara cesaret ya da zayıflık gibi anlamlar yüklemek, bu kişileri etiketleyerek onlara yardım etme şansını kaybetmemize neden olur. Kişiler bazen bu durumu doğrudan dile getirebilir ya da dolaylı yollardan ima edebilirler. Araştırmalarda, intihar edenlerin yaklaşık yüzde 80’inin daha önce doktorlarına veya yakınlarına intihar düşüncelerinden bahsettiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle dile getirilen tüm intihar fikirlerini ciddiye almak önemlidir. Ruh hali bozuklukları, duygu değişimleri ve uyku/iştah düzensizlikleri de riskin göstergeleridir. Bu işaretlere karşı duyarlı olmak ve yardım etmek önemlidir" şeklinde konuştu.



"İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir"


İntihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklemenin kişilere yardım etme şansını kaybettirdiğini söyleyen Yılmaz, "Bazen kişi, artık diğerlerine yük olduğunu, ölümün bir seçenek olabileceğini ifade edebilir veya miras bırakmak, borçlarını ödemek, geride kalanlara veda mesajı yazmak gibi davranışlar sergileyebilir. Bunlar da intihar hazırlığı işareti olabilir. Ruhsal olarak uzun zamandır moralsiz ve keyifsiz görünen, giderek içe kapanan, çevresiyle bağlarını koparan, hızlı duygu değişimleri yaşayan, öfke ve çökkünlük atakları sıklaşan, uyku ve iştah düzensizlikleri artan bir kişinin intihar riski taşıdığını göz önünde bulundurmalıyız. İntihar ne bir cesaret göstergesidir ne de bir zayıflık. İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir. Kişi, yoğun acıdan, ıstıraptan ve olumsuz duygulardan kurtulmanın tek yolu olarak intiharı görebilir. Eğer intihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklersek bu kişileri etiketlemiş ve yardım etme şansımızı kaybetmiş oluruz" dedi.



Destek almaktan çekinmeyin


Dr. Yılmaz’a göre intihar, kişinin kendini çaresiz, yetersiz ve çözümsüz hissettiği zorlu bir süreçtir. Bu durumda olan kişileri yargılamadan, destek olmak ve bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirmek hayati önem taşıyor. Yardım almanın bir zayıflık belirtisi olmadığını belirten Dr. Yılmaz, "İntiharın önlenebilir bir durumdur ve zorlukların aşılabileceğini anlamak önemlidir. Eğer çevrenizde risk altında olduğunu düşündüğünüz biri varsa, empatiyle yaklaşın ve profesyonel yardım alması için destek olun" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Evcil hayvan sahiplerine "mikroçip" uyarısı: Son gün 31 Aralık, taktırmayana ceza Kedi ve köpeklerine mikroçip taktırmayan evcil hayvan sahipleri için son günün 31 Aralık olduğu bildirildi. Uzman Veteriner Hekim Coşkun Tuna Çoban, cezai yaptırımlarla karşılaşılmaması için evcil hayvan sahiplerini yasal yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirmeleri konusunda hatırlatma yaptı. Kırıkkale’de faaliyet gösteren bir klinikte görev yapan Uzman Veteriner Hekim Coşkun Tuna Çoban, mikroçip uygulamasının yalnızca bir prosedür olmadığını belirterek, uygulamanın hayvanların güvenliğinin sağlanması ve sahip sorumluluğunun netleşmesi açısından hayati önem taşıdığını vurguladı. Çoban, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında 6 aylık ve üzeri tüm kedilerin mikroçip takılarak PETVET sistemine kaydedilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu hatırlattı. Mikroçip sayesinde kaybolan hayvanların kısa sürede sahiplerine ulaştırılabildiğini ifade eden Çoban, aynı zamanda hayvanların aşı, tedavi ve sağlık geçmişlerinin de sistem üzerinden takip edilebildiğini, bunun hem hayvan sağlığı hem de toplum sağlığı açısından önemli bir avantaj sağladığını söyledi. 8 bin 306 liraya kadar idari para cezası uygulanıyor Mikroçip uygulamasının veteriner hekimler tarafından birkaç dakika içerisinde gerçekleştirildiğini aktaran Çoban, güncel çip ücretinin ortalama 600 lira civarında olduğunu belirtti. Belirlenen süre içinde mikroçip taktırmayan hayvan sahiplerinin ise idari para cezasıyla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti. Açıklamasında cezai yaptırımlara da değinen Çoban, 31 Aralık 2025 tarihine kadar 6 aydan büyük kedi, köpek ve gelinciğine mikroçip taktırmayan ve PETVET kaydını yaptırmayan hayvan sahiplerine yaklaşık 8 bin 306 liraya kadar idari para cezası uygulanabileceğini kaydetti. Vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için süreyi beklemeden veteriner hekimlere başvurmaları çağrısında bulundu. Hayvanı sokağa bırakana 86 bin 350 lira ceza Hayvan terk etmenin de ağır yaptırımları olduğunun altını çizen Çoban, mikroçip sayesinde sokağa bırakılan veya terk edilen hayvanların sahiplerinin PETVET sistemi üzerinden kısa sürede tespit edilebildiğini ifade etti. Yapılan incelemelerde sahipli bir hayvanın terk edildiğinin belirlenmesi halinde, Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü tarafından hayvan sahibine 86 bin 350 lira idari para cezası uygulandığını söyledi. Mikroçip uygulamasının hayvanları korumak, terk edilmenin önüne geçmek ve sorumlu hayvan sahipliğini yaygınlaştırmak için büyük önem taşıdığını vurgulayan Çoban, tüm kedi sahiplerini yasal sorumluluklarını yerine getirmeye davet etti.
Sakarya Dolu yağışı horona engel olmadı Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde düzenlenen festivale katılan vatandaşlar, dolu yağışına aldırış etmeden horon oynadı. Festivalde soğuk havayı tulum ve kemençe eşliğinde tepilen horon ısıttı. Sakarya Rizeliler Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği tarafından düzenlenen şehir merkezinde ilk kez hamsi festivali düzenlendi. Gar Meydanı’nda kurulan stantlarda vatandaşa kemençe ve tulum eşliğinde 2 tona yakın hamsi ikram edildi. Festivalde vatandaşlar, dolu yağışına aldırış etmeden horon oynamaya devam etti. Vatandaşların engel tanımadığı horon sevgisinde onlarca kişi el ele tutuşarak müzik eşliğinde oynadı. Dolu yağışı altında horon oynanması ise renkli görüntülere sahne oldu. Etkinlikte 2 ton hamsi dağıtıldığını belirten dernek üyesi Serhan Nizam, "Soğuk kış gününde içleri ısıtacak hamsi festivali düzenledik. Vatandaşlarında katılımı yoğun oldu ve iki ton hamsiyi de hemşerilerimize ikram etti" dedi. "Rize ile Sakarya arasında kültür köprüsü kurmaya çalıştık" Rize ile Sakarya arasında kültür köprüsü kurduklarını belirten dernek üyesi Alptekin Ekşi, "Halkımıza soğuk kış gününde hamsi, tulum ve kemençe ile kültür birleşmesi yaşatıyoruz. Şuan dolu da yağsa hamsinin, kemençe ve tulumun sıcaklığı insanları ısıtıyor. Böyle bir etkinliği Sakarya’nın merkezinde ilk defa yapıyoruz. Bunun devamı gelecek çünkü insanların ilgisi ve neşesi gerçekten güzel" diye konuştu.
Eskişehir Tedaviyi reddeden alkollü adam, "Ben suç mu işledim" diyerek gözyaşı döktü Eskişehir’de yere düşerek yaralanan alkollü adam, ambulansa binmeyi reddedip ekiplere zorluk çıkardı. "Ben uyuşturucu mu sattım, suç mu işledim?" diyerek gözyaşı döken şahıs, güçlükle ikna edilerek polis ile birlikte ambulansa bindi. Olay, saat 13.30 sıralarında Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sivrihisar-1 Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; alkollü olan C.Ş. isimli erkek şahıs, cadde üzerindeki otelin içerisinde yere düşüp yaralandı. Şahsı fark eden vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. "Ben gitmem diyorsam gitmem" diye bağırdı Adam, sağlık ekiplerinin tedavisini kabul etmedi. Polis ekipleri, ambulanstan inerek uzaklaşmaya çalışan şahsı ikna edebilmek için yoğun bir çaba gösterdi. Hastaneye gitmeyi hiçbir şekilde kabul etmeyen C.Ş., zaman zaman sesini yükselterek ekiplere zor anlar yaşattı. Ekiplerin bu duruma karşı gösterdiği soğukkanlı ve özverili tutumu ise görenlerin takdirini topladı. Polis memurunu öptü, sigara uzatmaya çalıştı Güçlükle sakinleştirilen şahıs ile polis ekipleri arasında ilginç bir olay yaşandı. Şahıs, bir polis memuruna sarılıp onu öptü ve sigara uzatmaya çalıştı. Ankara’ya treni olduğunu belirterek ambulansa binemeyeceğini söyleyen adam, ekipleri misafir olarak davet etti. "Ben uyuşturucu mu sattım, suç mu işledim?" diyerek gözyaşı döktü Sağlık ekipleri, şahsa hastaneye gitmesinin zaruri olduğunu belirtti. Bunu duyunca tekrardan zorluk çıkarmaya başlayan C.Ş., "Ben uyuşturucu mu sattım, suç mu işledim?" diyerek gözyaşı döktü. Tedavi için hastaneye götürüleceği ve daha sonrasında istediği yere bırakılacağı anlatılarak zor ikna edilen şahıs, bir polis memuru ile birlikte ambulansa binerek Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.