KÜLTÜR SANAT - 12 Şubat 2019 Salı 13:59

İranlı sanatçıdan 24 ayar minyatür sergisi

A
A
A
İranlı sanatçıdan 24 ayar minyatür sergisi

İranlı sanatçı Fatemeh Seba Jafari’nin Minyatür’ün 21’inci Yüzyıla Seyahati isimli sergisi sanatseverleri ağırlamaya başladı.

İranlı sanatçı Fatemeh Seba Jafari’nin Minyatür’ün 21’inci Yüzyıla Seyahati isimli sergisi sanatseverleri ağırlamaya başladı. 9 Şubat-28 Şubat tarihleri arasında ziyaret edilebilinecek sergi de Türk ve İran edebiyatından esinlenen eserlerin olmasının yanı sıra pek çok tabloda malzeme olarak 24 ayar altının da kullanılması dikkat çekiyor.


İranlı sanatçı Fatemeh Seba Jafari’nin İstanbul’daki ilk kişisel sergisi sanatseverleri ağırlamaya başladı. Türk ve İran edebiyatından etkilenerek hazırlanan ’Minyatür’ün 21’inci Yüzyıla Seyahati’ isimli serginin dikkat çeken bir diğer noktası ise eserlerin çoğunda malzeme olarak 24 ayar altının da kullanılması. 6 senedir Türkiye’de yaşayan ve aslen İran Azeri’si olan Jafari, eserlerinde geleneksel minyatür sanatına modern bir bakış açısı katmak istediğini kaydetti. Sergi alanına astığı narlar ile ortamın masalsı tarafını güçlendiren sanatçı eserlerinin çoğunda da Türk ve Fars edebiyatında yer alan figürleri kullandığını belirtti.


Türk edebiyatından esinlendi


İran edebiyatındaki İslami kıssalardan, Türk edebiyatındaki divan şairlerinden etkilenerek oluşturduğu pek çok tablosu bulunan sanatçı, en çok dikkat çeken eserlerinden biri olan’ Yer Çocuğu Salur için ise Dede Korkut efsanesinden yola çıktığını belirterek, "Dede Korkut efsanevi bakımdan bir totemdir(kurt’tur) ve 7 hayvan toplamı Dede Korkut kitabıdır ki onların başında at gelir. 4. Gah da ilk oluşturulan yaratık attır ve onun ismi Salur’dur, yeryüzüne dökülen tohumlardan bu at doğuyor" ifadelerini kullandı.


Dede Korkut figürünün İran’da Türkiye’de bilindiğinden farklı işlendiğini belirten Jarafi, bu figürün pek çok ülkenin sanatını etkilediğini belirtti.


24 ayar minyatür tablolar


Serginin dikkat çeken bir diğer noktası ise tabloların çoğunda malzeme olarak 24 ayar altının da kullanılmış olması. Atının malzeme olarak kullanılmasının hem teknik açıdan hem de maddi açıdan kendisini zorladığını belirten sanatçı güvenlik sebebi ile eserlerin altına fiyat bilgisini koymadığını belirtti.


Jarafi bir tablosundan yola çıkarak altını kullanma tekniğini, "Eserde gördüğünüz altın rengindeki detaylar gerçekten 24 ayar altın. Tablonun arka kısmında da altın kağıt var kağıdın üzerine dumanı kullandım ve yeni bir teknik ortaya çıkardım. Ben kendim de beğendim, hocalarım da beğendi çok şükür " dedi.


Memleketi İran’da Minyatür sanatçısı Mahmood Farshchiyan ve Kemaleddin Behzad okulundan ders alan sanatçı Zangan Ruzbeh Sanat Okulu Grafik bölümünden mezun. Mimar Sinan Üniversite’si Geleneksel Sanatlar Fakültesi’de de yüksek öğrenimini tamamlayan Jarafi’nin sergisi 28 Şubat’a kadar ziyarete açık.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.