SAĞLIK - 29 Nisan 2024 Pazartesi 12:18

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu’ndan ‘Doğum koçluğu’ tepkisi!

A
A
A

Toplumda sezaryen oranlarının yüksekliğine dikkat çeken ve gebeyi doğuma hazırlayacak meslek grubunun ebeler olduğunu söyleyen İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Sezaryen oranlarımız toplam doğumda yüzde 60’ın, primer (ilk)sezaryen oranlarımız İstanbul’da yüzde 30’un üzerinde, sezaryen oranını hep beraber düşüreceğiz. Dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunan sağlıkçılarız, doğum koçluğu diye bir şey yok, hayatında sağlıkla alakası olmayan insanlar başka şeyler telkin ediyorlar. Bu işi ebeler yapıyor, bu konuda toplumun farkında olmasını bekliyoruz” dedi.

Doğumların neredeyse tamamını ebelerin gerçekleştirdiği, yaşanabilecek bir olumsuzluk durumunda kadın doğum uzmanlarının müdahale ettiği Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde 21-28 Nisan Ebeler Haftası dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Programa İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Yüksel Özdemir ile sağlık sektöründen yöneticiler ile hastane personeli katıldı. Programda Dünya Sağlık Örgütü’ne göre anne bebek sağlığı açısından sezaryen oranının yüzde 15’i geçmemesi gerektiği belirtilirken son yıllarda sezaryen oranlarındaki yükselişe dikkat çekildi. Anne adaylarının mümkün olduğunca normal doğumu tercih etmesi için Sağlık Bakanlığı’nın büyük çaba gösterdiği belirtilirken Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin 2023’te yüzde 9’luk primer sezaryen oranıyla İstanbul’da en düşük primer sezaryen oranına sahip hastane olduğu aktarıldı. Programda konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, doğum koçluğu konusunda açıklamalarda bulundu, gebeleri psikolojik ve bedensel olarak doğuma hazırlayacak meslek grubunun ebeler olduğunu aktardı.

“Primer sezaryen oranları yüzde 30 bandının üzerinde"

Türkiye’nin sağlık alanında çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini söyleyen İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Sağlık sektörü kıymetini bilmemiz gereken çok değerli bir sektör, Covid’de, depremlerde, afetlerde de gösterdik. Bizler dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunan sağlıkçılarız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde özellikle son 20 senede sağlıkta dünyaya örnek teşkil etmiş büyük değişimlere, başarılara imza atmış bir teşkilatız. Bugün Türk toplumunun 3 tane büyük riski var. Bunlardan bir tanesi; kilo, hareketsizlik, ikincisi bağımlılık sigara, kötü alışkanlıklar, üçüncüsü maalesef doğurganlık oranımızın düşmesi. Diyeceksiniz ki ‘Hocam nasıl bir risk bu’, bugün anlaşılamaz çünkü bugün Türkiye nüfusu genç sayılıyor. Primer sezaryen (annenin ilk sezaryen doğumu) oranı maalesef İstanbul’da da Türkiye’de de çok yüksek, neden? Sezaryen bir ameliyat tekniğidir. Maalesef ülkemizde yüzde 60’ın üzerinde doğumların büyük oranının sezaryen ameliyatıyla yapıldığını görüyoruz. Bugün primer sezaryen oranları yüzde 30 bandının üzerindeyse bunu düzeltmek hepimizin, boynumuzun borcu. Bize, sağlıkçılara düşen primer sezaryen oranını minimize etmemiz, bunu hep beraber düşüreceğiz, çok net söylüyorum” şeklinde konuştu.

“Doğum koçluğu diye bir şey yok ki ebenin işi zaten o"

Gebelik sürecinde kadınları doğuma hazırlayacak meslek grubunun ebeler olduğunu belirten İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok net söylüyorum; doğum koçluğu diye bir şey yok ki ebenin işi zaten o, hayatında sağlıkla alakası olmayan insanlar başka şeyler telkin ediyorlar. Topluma bunu net söylüyorum; bu işi ebeler yapıyor, ebeler Türkiye’de bu işi en iyi yapan meslek grubu. Gebeyi takip edecek, onu doğuma psikolojik, bedensel olarak hazırlayacak meslek grubu ebelerdir. Ebelerimiz dünyanın en iyi, yetenekli ebeleridir. Ebeler Haftası’nda bu konuda toplumun farkında olmasını bekliyoruz. Ebelerin doğumun esas mimarları olduğunu, onların eşliğinde yapılması gerektiğini ve sezaryenin bir ameliyat olduğunu bir daha belirtmek istiyorum. Her türlü alt yapı imkanımız hem kamuda hem özel sektörde var, bugün bu hastanede suyla doğum yapılabiliyor. Bugün bu hastanede her hamilenin ayrı odası gerektiği zaman lohusa odasından müdahale imkanına kadar her türlü imkan var. Sezaryen oranlarımız toplam doğumda yüzde 60’ın üzerinde, primer sezaryen oranlarımız İstanbul’da yüzde 30’un üzerinde. Maalesef farklı faktörler, etkiler de var, bu çocuk ve doğum sayısının düşmesine sebebiyet veriyor. Toplumun sağlıklı kalabilmesi için beslenme, bağımlılık veya hareket konusunda toplumu geliştirmemiz, kendimize bakmamız gerekiyor. Koruyucu hekimliğin çok önemli olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Kanser taramalarından çocuk bebek takiplerimize kadar sistemimizde hepsinin alt yapısı var. Bugün aşılanma dediğiniz zaman aşı konusunda Türkiye çok büyük yol kat etti. Hem diyetisyen hem psikoloğun olduğu hem de kanser taramaların yapıldığı aile ve sağlıklı yaşam merkezlerine gitmelerini, danışmalarını sağlıklarını kaybetmeden değerini bilmelerini bekliyoruz”

“2023 yılında İstanbul’da en düşük primer sezaryen oranına sahip hastane olduk”

Normal doğumun önemine vurgu yapan ve ebelerin bu süreçte büyük görev üstlendiğini aktaran Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Yüksel Özdemir, “Ebelik mesleği dünyanın en kutsal ve en eski mesleklerinden biridir, bir insanın dünyaya geliş anına şahitlik eden ebeler, doğum anında annelerin en büyük destekçisidirler. Kutsal ve önemli olan ebelik mesleğinin bugün olduğu gibi yarın da aynı öneme sahip olacağından hiçbir şüphemiz yoktur. Fedakar ebelerimizin haftasını tebrik ediyorum. Hastanemiz 2017 yılında anne dostu hastane unvanı almış olup o günden bugüne binlerce annemizin normal doğum kararı alamsına vesile olmuştur. 2023 yılında hastanemiz yüzde 9’luk primer sezaryen oranıyla İstanbul’da en düşük primer sezaryen oranına sahip hastanedir” dedi.

‘Suda travay’ halk arasındaki adıyla suda doğum olarak bilinen yöntemin İstanbul’da uygulandığı tek devlet hastanesi olan Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ndeki program, en çok doğum yaptıran ebelere de teşekkür belgesi takdim edilmesi ve pasta kesimiyle sona erdi.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Koltuk değnekli kira dayağında taraflar konuştu Isparta’da kiracı ve iş yeri sahibi arasında kira anlaşmazlığı nedeniyle çıktığı öne sürülen tartışma, darp olayına dönüştü. Ayağı alçıda olan iş yeri sahibi, elindeki koltuk değneğiyle kiracısını darp etti. O anlar, kiracı Faranak A. tarafından cep telefonuyla kaydedildi. Edinilen bilgiye göre, dün saat 11.00 sıralarında Pirimehmet Mahallesi’nde bulunan döner dükkanına girmek isteyen kiracı Faranak A., dükkan sahibi Necati T. tarafından engellendi. İddiaya göre Necati T., “Anahtarları teslim et ve dükkanımdan çık” diyerek kiracısının dükkana girmesine izin vermedi. Tartışmanın büyümesi üzerine Necati T., elindeki koltuk değneği ile Faranak A.’ya defalarca vurdu. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle olay son bulurken, kolundan yaralanan Faranak A., tedavi için hastaneye giderek Necati T.’den şikayetçi oldu. “Can güvenliğimden endişeliyim” Yaşadığı olayın şokunu atlatamayan Faranak A., olay anını cep telefonuyla kaydettiğini belirterek, "Ben bu işletmenin sahibiyim. Dün saat 11 sıralarında işime başlamak için dükkanıma geldim. Dükkan sahibi kapıda oturuyordu ve benim dükkanıma girmeme izin vermedi. Bana ‘muhasebeciye git, anahtarlarını teslim et ve dükkanımdan çık’ dedi. Ben her ay kiramı düzenli olarak ödüyorum. Sözleşmem var ve her şey düzgün. Ama o kendisi çıkmamı istedi. Hatta zam yapalım bile demeden ‘çık dükkanımdan’ dedi. Ben hala olayın şokundayım. Ben hala çok korkuyorum, nasıl bir kadına bu şekilde davranılır anlam veremiyorum. Dün olaydan sonra hastaneye gittim ve darbeden sonra bileğim zedelenmiş. Sizlerden de canıma bir şey gelmesinden korktuğum için destek istiyorum. Böyle bir kanun yok" dedi. “Dükkan kameraları devre dışı bırakılmış” Dükkan sahibine borcu olduğu iddialarını reddeden Faranak A., "Hiçbir borcum yok. Bizi sürekli rahatsız ediyor. Hatta olaydan bir gün önce gelip elektrikleri kesmiş ve kameralarımı devre dışı bırakmış. Bu yüzden cep telefonumla kayıt almak zorunda kaldım" dedi. “Sokakta yürürken bile korkuyorum” Yaklaşık 3 yıldır aynı yerde yaşadığını söyleyen Faranak A., "Evime giderken bile kendimi güvende hissetmiyorum. Şikayetçi oldum ve emniyette ifade vermek için çağrıldım" ifadelerini kullandı. İş yeri sahibi Necati T.’nin oğlundan iddialara yanıt İş yeri sahibi Necati T.’nin oğlu İbrahim T., yaşanan olayın gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Bir gün önce babamı merdivenlerden ittiler. Kadın kamerayla gelerek babamı tahrik etti. Babamın vuracak hali yoktu, zaten 69 yaşında ve ayağı kırık. Elektrik kesme iddiaları da asılsız, babam sinirle binanın elektriğini kesmiş olabilir. Babam şu an Kütahya’da ve uzaklaştırma kararı var. Kadın şov yapmak istiyor" dedi. Yaşanan olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Manisa AK Parti’li Hızlı: "Ortak aklı kullanabilirsek 5 yılda büyük kazanımlar elde edebiliriz" AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, “Eğer ortak aklı gerçekten kullanacaksak, bütün kurumlarla bir arada çalışma prensibini bir yapısal çabaya dönüştürebilirsek Manisa bu 5 yıllık süre içerisinde büyük kazanımlar elde edebilir” dedi. AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı başlayan kongre süreciyle ilgili gerçekleştirdiği toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti Manisa İl Başkanlığında düzenlenen toplantıya Başkan Hızlı’nın yanı sıra Kadın Kolları Başkanı Ebru Kaplan, Gençlik Kolları Başkanı Ömer Can Temizel, Tanıtım Medya Başkanı Emre Şener ve il başkan yardımcıları katıldı. Toplantıda başlayan il ve ilçe kongre süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Hızlı, “Kongrelerimizle ilgili genel olarak şunu söyleyebilirim. Kongrelerde parti teşkilatlarımızda büyük bir heyecan görüyoruz. Biz bugüne kadar 23 yıldır AK Parti iktidarı olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm zamanların en büyük hizmetlerini yaptık. Yani bu bunun altını sürekli çiziyorum. Yani bu iddialı bir söz gibi gelebilir ama 23 yıldır yapılanlara bakarsak tüm zamanların en iyisi. Tabii bu bizim milletimizin ve devletimizin birikimi üzerinden yaptığımız bir şey. Cumhurbaşkanımız idealinde bunu yaptık. Bunları yaparken büyük bir tutkuyla çalıştık. Cumhurbaşkanımız sürekli söylüyor ya ‘Aşk ile çalışan yorulmaz’. Ki bunu görüyorsunuz. AK Parti teşkilatları, Cumhurbaşkanımızdan aldığımız enerjiyle milletimizden aldığımız enerjiyle büyük bir tutkuyla çalışıyoruz” dedi. "Türkiye’nin birlikteliğini, beraberliğini engellemeye çalışan insanların çabaları beyhude" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iç siyasette birlik ve beraberlik çağrısını bölmeye çalışanların beyhude bir çaba içerisinde bulunduğunu belirten Başkan Hızlı, “Türkiye’de son zamanlarda yapılan bir vurgu var biliyorsunuz arkadaşlar. Sürekli Cumhurbaşkanımızın da iç birlikteliğin vurgusunu yapıyor. Yani içeride bir toplumsal barışın daha güçlendirilmesi gerektiğine ilişkin çalışmalar yapılmaması gerektiği ve bu yönde mesajlar veriliyor. Ve ben bütün siyasi partilerin önemli bir kısmının buna karşılık verdiğini de gördüm. Yani bu uzatılan ele el de uzatıldı. Fakat her zaman yaşadığımız bir şeyi yaşıyoruz yine ülkede. O zaman buna benzer bir barış iklimi de olsa mutlaka bu bir türlü kesilmeye çalışılıyor. Tabii bu burada ben şunu söylemek istiyorum arkadaşlar. Türkiye’nin birlikteliğini, beraberliğini engellemeye çalışan insanların çabaları beyhude. Bunlar ancak şunu bu işin maliyetini biraz yükseltebilirler. Bir de süresini uzatabilirler. Bu topraklar binlerce yıldır bütün farklılıklarıyla kardeş yaşamayı becermiş, medeniyet kurmuş topraklardır. Bizim genetik kodlarımızda bu vardır. Biz buna ulaşacağız. Ama bunu bölmeye çalışan, bunu engellemeye çalışan, işte görüyorsunuz tam bir barış iklimi oluşmaya başladığında TUSAŞ’a bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Yani bunlar böyle işte bu iklimi bu milletin içindeki birlikteliği bozmaya yönelik şeyler ama beyhude çabalar” ifadelerini kullandı. "Ortak akılla 5 yılda büyük kazanımlar elde edebiliriz" Manisa’nın kent yönetimi açısından özgün projelere ihtiyacı olduğunu belirten Hızlı, “Manisa artık Türkiye gibi. Çok kolay yönetilebilir bir şehir değil. Yani böyle bireysel, kişisel eleştiriler de yapmak istemiyorum ama çok daha üst planlarla yönetilmeli. Büyükşehir belediyesinin pozisyonunda kişisel samimi bir çaba görüyorum. Ama bu çabanın genel sistemleri içerisinde, ekosistemleri içerisinde başarıya ulaşacağı kanaatinde değilim. Manisa sanayide çok ileri gitmiş bir yer. Efendime söyleyeyim tarımda çok ileri gitmiş bir yer. Ve bizim işte sürekli ortak akıl diye söylediğimiz ama konuşurken ortak akıl ama iş yaparken ortak akıl dışında davranışlarımız 5 yılın sonunda oturacağız, göreceğiz. Bir arpa boyu yol almamışız olacağız. Eğer ortak aklı gerçekten kullanacaksak bütün kurumlarla bir arada çalışma prensibini bir yapısal çabaya dönüştürebilirsek Manisa bu 5 yıllık süre içerisinde büyük kazanımlar elde edebilir. Biz geçende yönetim kurulu arkadaşlarımızla bir hesap yaptık. Manisa’daki sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri söyleyelim. 5 yılda 100 milyar lira kaynak kullanacaklar. Bunun yarısı büyükşehire ait. 50 milyar lirası, 50 milyar lirası da ilçe belediyelerine ait. Çok ciddi bir kaynak ve bu kaynağın çarçur edilmesini istemiyoruz. Şimdi insanlar çarçur etmek niyetiyle yapmazlar tabii. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4 tane belediyesi vardı. Bir tane özgün projelerini hatırlamıyorum arkadaşlar. Bir tane özgün projeleri yok. Yani özgün proje derken hani projeksiyonu olan, şehirle bütünleşmiş, şehrin sorunlarıyla bütünleşmiş bir projeleri yoktu” dedi. Başkan Hızlı sözlerine şöyle devam etti: “Akhisar’da 15 yıl belediye başkanlığı yaptığım için Akhisar’dan bahsetmek istemiyorum belki ama bu bağlamda. Fakat kurduğumuz bir Akhisar İhtisas Zeytin OSB vardı. Bu tarım ve sanayi, tarımsal sanayi her ikisini birden kapsayan bir şeydi. Yılda 10 milyar lira kente artı para girmesini sağlıyor. Akhisar Belediyesi olarak çok büyük bir para harcamadık. Burada bir paydaşlık yaptık. Ticaret Odası, Ticaret Borsası. Bu 100 milyarlık kaynakla siz 200 yüz milyarlık iş yapabilirsiniz. Yani biz Akhisar Belediyesi olarak Ticaret Odası’yla bir ortaklık yaparak Akhisar’da İhtisas Zeytin Organize Sanayi Bölgesi’ni kurduk. Şimdi özgün projeden kastım biraz bu. Mesela Süper Lig’e bir takım çıktı. Şimdi özgün projeden kastım bu. Dünya şampiyonu güreşçiler çıktı. Özgün projeden kastım bu. Üniversite derneği kurduk. Bütün siyasi bileşenlerle Akhisar’a bir üniversite hayalini gerçekleştirmeye çalıştık. Kentsel dönüşümle ilgili çok ciddi bir projemiz vardı. Ciddi bir turizm potansiyeli var. 13 tane literatüre girmiş kazıdan bir tanesiydi bu. Roma’ya gittik sergi açtık” “Akhisar İhtisas Zeytin Organize Sanayi Bölgesi’nin arıtması 6 yıldır yapılamıyor” Akhisar İhtisas Zeytin Organize Sanayi Bölgesi’nin arıtmasının 6 yıldır yapılamadığını belirten Hızlı, “Şehirde 13 tane arıtma yapılmış. Şimdi arıtmalar yapılmamış olsaydı siz harıl harıl arıtma yapıyor olacaktınız. Gidelim Akhisar İhtisas Zeytin Organize Sanayi Bölgesi var. 6 yıldır arıtması yapılamıyor. Biz teslim ettiğimizde ve finansmanıyla birlikte teslim ettik. Şimdi buradan milletvekillerine de sesleniyorum onların. Çok çevreci böyle sürekli her ay bir manifesto yayınlayan milletvekilleri. Gördes’teki nikel madeniyle ilgili yol kesenler şimdi gitsinler Akhisar Zeytin İhtisas OSB’ye. Akhisar milletvekilimiz de var Vehbi Bakırlıoğlu. Onunla biz çalıştık. Yani rakip de olduk birbirimizle. Benim belediye başkanlığımda işe başladı. İnsan ilişkilerimiz de çok iyidir. Çevre duyarlılığı olduğunu bildiğim bir arkadaşımız, milletvekilimiz. Buradan ona sesleniyorum. Akhisar’daki İhtisas Zeytin Organize Sanayi Bölgesinin termin planını bir göstersin bize. 6 yıldır yapılamıyor, ordaki atıklar nereye geliyor?” dedi.