ASAYİŞ - 11 Nisan 2025 Cuma 15:03

İzinsiz yürüyüşlere katıldıkları iddia edilen tutuklu 59 sanığa tahliye

A
A
A
İzinsiz yürüyüşlere katıldıkları iddia edilen tutuklu 59 sanığa tahliye

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmaları izinsiz gerçekleştirdikleri eylemlerle protesto ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 59’u tutuklu sanığın tamamı tahliye edildi.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmaları yasak kararına uymayarak izinsiz gerçekleştirdikleri eylemlerle protesto ettikleri iddia edilen 59’u tutuklu 74 sanık hakkında 6’şar aydan 3’er yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame hazırlanmıştı. İddianame, İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.



Avukatlardan tutukluluğa ilişkin itiraz


Öte yandan sanıkların avukatları, müvekkillerinin tutukluluğuna ilişkin İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren mahkeme, sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kanunda belirlenen cezanın altı ve üst sınırı, suçun katalog suçlardan olmadığını belirtti.


Tutuklu bulunan 59 sanığa tahliye


Tutuklu bulunan 59 sanığın üzerlerine atılı suçtan mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdikleri süre, bir kısım sanığın öğrenci olduğu, öğrenim süreçlerinin sekteye uğrama ihtimali bulunduğu, sanıkların sabit ikametgah sahibi oluşu ve kaçma şüphelerinin olmadığı, aynı suça yönelik başka mahkemelerce aynı hukuki durumda olan sanıklar yönünden tahliye kararı verildiği gerekçesiyle bu hususlar doğrultusunda sanıkların üzerlerine atılı suçtan ayrı ayrı tahliyelerine karar verildi.


İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul Valiliği’nin kararıyla 19-23 Mart tarihlerinde toplanma, yürüyüş ve protesto gibi eylemlerin yasaklandığı ardından bu kararın 4 gün daha uzatıldığı belirtildi.


İddianamede, İstanbul’da farklı noktalarda söz konusu yasaklama kararlarına uymayarak çeşitli toplantı, gösteri ve yürüyüşler düzenlendiğinin tespit edildiği anlatılan iddianamede bu kapsamda şüphelilerin kimliğinin tespit edildiği kaydedildi.


İfade tutanakları ve sorgu zaptları, kollukça düzenlenen araştırma tutanakları, Valilik tarafından verilen yasaklama kararı ve dosya kapsamına göre şüphelilerin İstanbul Valiliği’nce alınan yasaklama kararına ve dağılmaları yönünde ikaz edildiğinin belirtildiği iddianamede, buna rağmen ‘kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde bulunmaya devam ettikleri ve uyarılara rağmen dağılmamakta ısrar ettikleri bilgisi yer aldı.


İddianamede 74 şüpheli hakkında, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’ suçundan ayrı ayrı 6’şar aydan 3’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mudanya Belediyesi’nin taşınmaz satış ilanına AK Parti’den tepki AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Arif Bayrak, Mudanya Belediyesi’nin bazı taşınmazları satışa çıkarmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bayrak, belediyenin daha önce yaptığı açıklamalarda taşınmaz satışına yönelik iddiaları yalanladığını hatırlatarak, bugün gelinen noktada satış ihalesinin resmen ilan edildiğini söyledi. Arif Bayrak, Mudanya Belediyesi’nin resmî sosyal medya hesapları üzerinden 9 Ekim 2025 tarihinde yapılan açıklamada, taşınmaz satışlarına yönelik iddiaların ’yalan ve asılsız’ olarak nitelendirildiğini ifade etti. Ancak Mudanya Belediyesi’nin resmî internet sitesinde yayımlanan ilana göre Çayönü, Yörükyenicesi, Balabancık, Dereköy ve Tirilye mahallelerinde bulunan toplam 8 adet taşınmazın, 5 Ocak 2026 tarihinde satış ihalesine çıkarılacağının duyurulduğunu belirtti. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında kapalı teklif usulüyle yapılacağı açıklanan ihalede, toplam 328 bin 588 metrekare büyüklüğündeki taşınmazların satışa sunulacağının bildirildiğini, ilan edilen muhammen bedellerin milyonlarca lirayı bulduğunu kaydeden Bayrak, söz konusu satışların kamuoyundan gizlenemeyecek bir noktaya geldiğini söyledi. Bayrak açıklamasında, "Daha düne kadar yalan denilen iddialar, bugün belediyenin kendi ilanlarıyla doğrulanmıştır. Mudanya’nın değerli arazileri, bütçe açıklarını kapatmak amacıyla satışa çıkarılmaktadır. Ancak bu satışların karşılığında vatandaşın yaşamına doğrudan dokunan somut bir hizmet ortaya konmamıştır" ifadelerini kullandı. Satış kararlarının şeffaflıktan uzak alındığını savunan Bayrak, vatandaşların görüşlerinin dikkate alınmadığını öne sürdü. Söz konusu satışların yalnızca bir taşınmaz devri olmadığını belirten Bayrak, "Bu süreç Mudanya’nın geleceğinin ipotek altına alınması anlamına gelmektedir" dedi. AK Parti olarak sürecin takipçisi olacaklarını dile getiren Bayrak, taşınmaz satış ihalelerinin iptal edilmesi çağrısında bulundu.
Erzincan Terzibaba Camii’nde miniklerin "üç aylar" coşkusu Erzincan’ın sembol ibadethanelerinden Terzibaba Camii, anlamlı bir şenliğe ev sahipliği yaptı. 4-6 yaş arası çocuklar için düzenlenen "Üç Aylar Çocuk Şenliği" ile minikler, mübarek günleri neşe içerisinde karşıladı. Erzincan İl Müftülüğü tarafından organize edilen ve Terzibaba Camii’nde gerçekleştirilen "Üç Aylar Çocuk Şenliği", renkli görüntülere sahne oldu. Programa İl Müftü Vekili Medet Şahin, İl Müftü Yardımcısı Semiha Keleş, din hizmetleri uzmanları, Kur’an kursu öğreticileri ve çok sayıda veli katıldı. Kur’an tilaveti ve manevi mesajlar Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, çocukların manevi dünyasına yönelik önemli mesajlar verildi. İl Müftü Yardımcısı Semiha Keleş, çocukluk dönemindeki manevi gelişimin önemine dikkat çekerek, ailelere bu değerleri çocuklarıyla birlikte yaşama ve paylaşma çağrısında bulundu. "Sevgi ve kardeşlik duyguları aşılanıyor" İl Müftü Vekili Medet Şahin ise çocuklara ve ailelerine hitap ederek mübarek üç ayların ve kandillerin önemini anlattı. Şahin, "Çocuklarımıza bu yaşlarda sevgi ve kardeşlik duygularını aşılamak en büyük görevimiz. Bu tür etkinlikler, yavrularımızın cami ve ibadet bilincini sevgiyle pekiştirmelerine vesile oluyor" diyerek emeği geçen hocalara teşekkür etti. Hediyeler ve balonlarla renkli final Şenlik kapsamında; Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Kolları, Aile ve Dini Rehberlik Bürosu ile Kur’an kursu hocaları tarafından özenle hazırlanan hediyeler çocuklara takdim edildi. Programın sonunda dağıtılan renkli balonlarla cami avlusu adeta bir bayram yerine döndü. Miniklerin neşesiyle son bulan etkinlik, velilerden de takdir topladı.
Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde akademik tören gururu Akdeniz Üniversitesi öğretim üyelerinin gurur günü olan akademik tören, yoğun katılım ve büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Törende konuşan Rektör Özkan, kongre merkezinden yeni otoparka 2026 yılında hayata geçirilecek yeni projelerin müjdesini verdi. Akdeniz Üniversitesi’nde 2025 yılında akademik ünvan alan, ünvanı yükseltilen ve kadroya atanan öğretim üyeleri için "Akdeniz Üniversitesi Akademik Töreni" gerçekleştirildi. Müzik dinletisiyle başlayan törende Akdeniz Üniversitesinde bir yılda gerçekleştirilen çalışmaların yer aldığı video izlenildi. Rektör Özkan’ın açılış konuşmasını yaptığı törende 111 akademisyen binişini giydi. "Önemli bir vasiyeti yerine getiriyoruz" Akademik ünvan alarak biniş giyen tüm öğretim üyelerini tebrik eden Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "111 akademisyenimiz bugün emeğin, sabrın, nitelikli üretimin ve akademik sorumluluğun bir nişanesi olarak cübbelerini giyecek. Ancak bu cübbeler, omuzlarımıza bir ünvanın ağırlığı kadar, aynı zamanda tarihi bir mirası da yüklemektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, uygar düşüncelerin yayılmasını ve çağdaş ilerlemeyi bilim insanları için ‘namus ödevi’ olarak tanımlamıştı. İşte bu yüzden bizler için bu görev, bir meslek olmanın ötesinde bu topraklara, bu halka ve geleceğe karşı ödenmesi gereken en temel borcun adıdır. Ve bugün sınıflarımızda yankılanan her fikir, laboratuvarlarımızda dökülen her damla alın teri, aslında bu kutsal vasiyeti yerine getirme kararlılığımızın birer yansımasıdır" dedi. "İkinci otopark hayata geçirilecek" 2025 yılında hayata geçirilen 900 yataklı Yeni Hastane Binası, Nöroloji Polikliniği, üniversiteler arasındaki en büyük kapasiteli Güneş Enerji Santrali, Antalya’yı tarımın ve inovasyonun üssü hale getirecek Tarım Teknokentinden bahseden Rektör Özkan, 2026 yılında yeni hayata geçirilecek projelerin de müjdesini verdi. Halkın hizmetine açılan yeni otoparka ilave olarak ikinci bir otoparkı daha üniversiteye kazandıracaklarının müjdesini veren Rektör Özkan, yaklaşık 600 araçlık ikinci otoparkı da çok kısa bir süre içinde 2026 yılında bağış sayesinde hayata geçireceklerini söyledi. Kongre merkezi müjdesi Üniversitenin büyük ihtiyaçlarından olan yeni bir kongre merkezinin de müjdesini veren Rektör Özkan, "Çok uzun zamandan beri Akdeniz Üniversitesi’nin bir kongre merkezine ihtiyacı vardı. Bu salonlara sığmıyoruz. Hatta bazen törenlerimizi başka yerlerde yapıyorduk. Bu anlamda 2026 yılı içinde de 3 bin kişilik şahane bir kongre merkezimizi inşallah hayata geçireceğiz. Çok estetik, belki Antalya’nın simgesi olacak kadar estetik bir kongre merkezini bir hayırseverimizle beraber hayata geçireceğiz. Hakikaten üniversitemiz için çok önemli bir kazanım olacak" diye konuştu. "Lazerle göz tedavisi başlıyor" Sağlık yatırımlarını ve alt yapısını sürekli olarak geliştirdiklerini ifade eden Rektör Özkan, "Gelecek hafta itibarıyla da göz polikliniğimizde lazerle göz tedavisi yapmaya başlayacağız. Sağlık altyapımızı daha da güçlendirerek yatırımlarınızı kararlılıkla sürdürüyoruz" dediğ. "Büyük hayaller Türkiye’yi kurtaracak" Bazı buluşların insanlık tarihinde dönüm noktası olduğunu ifade eden Rektör Özkan,"Johannes Gutenberg’in matbaası sadece bir baskı makinesi değil, bilginin demokratikleşmesi oldu. Alexander Fleming’in penisilini milyonlarca insanın hayatını kurtardı. Tim Berners-Lee’nin World Wide Web’i insanlığı dijital bir köye dönüştürdü. Bu buluşlar sadece icat eden bireyleri değil, onları destekleyen ekosistemleri, üniversiteleri ve ait oldukları milletleri tarihin öncü sahnesine taşıdı. Peki biz, bu coğrafyada, insanlığın ortak iyiliği için hangi dönüm noktası buluşlara imza atmayı hayal ediyoruz? Kendi adıma Ömer Özkan hocayla uzun zamandır nakillerle uğraşıyoruz. Dünyanın ilk rahim naklini gerçekleştirdik. 15 yıldır bu alanda hizmet veriyoruz. Hâlâ çok büyük hayalimiz var umuyorum gerçekleşir. Gerçekleşirse çok büyük bir çığır açacak o proje de. Büyük hayaller Türkiye’yi, insanlığı kurtaracak. Lütfen büyük hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Yaptığımız bilim çok güçlü bir enstrüman. Bunun farkında olalım" ifadelerini kullandı. "Dönüşüm, insan ve doğa merkezli olmak zorunda" Teknolojiyi geliştirmek kadar ahlak, etik ve çevresel sorumluluğun da bu sürecin ayrılmaz parçası olması gerektiğinin altını çizen Rektör Özkan, "Her devrim bir öncekinden daha hızlı geliyor. Sanayi devrimine toplum uyum sağladı, bilgisayar devrimi geldi, ardından dijital çağ. Şimdi ise yapay zekâ çağındayız. Teknolojinin hızına eğitim yetişemezse, geride kalırız. Ama şunu da unutmamalıyız. Bu dönüşüm yalnızca teknoloji merkezli olamaz. İnsan ve doğa merkezli olmak zorunda. Ahlak, etik ve çevresel sorumluluk bu sürecin ayrılmaz parçası olmalı. Şuan su krizi kapımızda. Su olmadan tarım olmaz, su olmadan sağlık olmaz, su olmadan teknoloji de olmaz. Medeniyetin temelinde su vardır. Biz bu bilinçle, öğrencilerimizi yetkin bir meslek sahibi olmanın yanı sıra toplumsal sorumluluk bilinciyle donatmak zorundayız" dedi. "Geleceği inşa etme sorumluluğumuz var" Giyilen cübbelerin büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirdiğini vurgulayan Rektör Özkan "Tarih bize şu gerçeği tüm açıklığıyla gösteriyor. Bilimde ön almayan, teknolojide bağımsız üretemeyen, inovasyonda söz sahibi olmayan milletler, siyasi bağımsızlıklarını korusalar dahi, ekonomik ve stratejik bağımlılık girdabından kurtulamazlar. Bugün giydiğimiz bu cübbeler, bize sadece akademik bir statü değil, aynı zamanda milletimizin geleceğini inşa etme sorumluluğu yüklemektedir. Bizim görevimiz, ulusal sınırlar içinde başarılı olmak kadar, insanlığın ortak sorunlarına evrensel ölçekte çözüm üretmektir. İklim krizi, salgın hastalıklar, enerji darboğazı, yapay zeka etiği, su ve gıda güvenliği gibi küresel meydan okumalar, bizim neslimizin ödevidir" diye konuştu. "Üniversitelerin değişen evrensel rolünü iyi okumamız gerekiyor" Rektör Özkan sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüzyıllar boyunca üniversiteler, yüksek duvarlar ardında bilginin üretildiği kapalı kalelerdi. Ancak devir değişti. Bilgi artık sadece kampüslerde üretilmiyor; dijital platformlarda, teknoparklarda ve hayatın her alanında yeniden var ediliyor. Bu nedenle Akdeniz Üniversitesi olarak biz, kapalı bir bilgi kalesi olmayı reddediyoruz. Bizim vizyonumuz sanayiyle, kamuyla ve şehirle iç içe geçen, duvarları olmayan bir açık inovasyon merkezi olmaktır." Konuşmaların ardından 111 akademisyene binişleri giydirildi. Tören, Gastronomi Topluluğu tarafından yapılan pastanın kesimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen törene Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Orhan Özdemir, Eski Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Cengiz Toker, Prof. Dr. Şükrü Özen, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Genel Sekreter Dr. Ali Evren İmre, dekanlar, müdürler, akademisyenler ve aileleri katıldı.
Malatya Malatya’da 78 kişinin öldüğü Hakimbey Apartmanı davasında 4 sanığa hapis cezası Malatya’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Hakimbey Apartmanı davasında karar çıktı. 2 sanık 17 yıl 6 ay, 2 sanık ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılrken, 2 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, Malatya’nın Battalgazi ilçesi Zafer Mahallesi’nde bulunan ve 2. Ordu Karargahı karşısındaki Hakimbey Apartmanı yıkılmış, enkaz altında kalan 78 kişi hayatını kaybetmişti. Apartmanın yıkılmasına ilişkin açılan davada, projede ve yapım sürecinde görev aldıkları belirtilen teknik sorumlular ile belediye personelleri "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla yargılandı. Davanın karar duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada bazı sanıklar SEGBİS aracılığıyla hazır bulunurken, depremde hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları salonda yer aldı. Mağdur yakınları, binanın Elazığ depremi sonrası hasarlı olduğuna dair dilekçelerin dikkate alınmadığını, ilgili kurum yetkilileri hakkında soruşturma yapılmamasının eksik yargılama olduğunu ileri sürdü. Sanık avukatları ise binanın Elazığ depreminde hasar gördüğünü, buna rağmen gerekli incelemelerin yapılmadığını ve ilgili kurumların mahkemeye yeterli belge sunmadığını savundu. Mahkeme heyeti, yapılan yargılama sonunda sanıklardan B.Y. ve A.Y.’ye 17 yıl 6 ay, M.B. ve A.Ö.’ye ise 10 yıl hapis cezası verdi. Diğer iki sanık hakkında ise beraat kararı verildi. Mahkeme, ceza alan sanıklar hakkında tutuksuz yargılama şartlarının devamına adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı uygulanmasına da hükmetti.