GENEL - 15 Mart 2019 Cuma 14:03

Kadıköy Belediyesi dünyada ilk ‘Entegre Rapor Çalışması’ yapan belediye oldu

A
A
A
Kadıköy Belediyesi dünyada ilk ‘Entegre Rapor Çalışması’ yapan belediye oldu

Kadıköy Belediyesi, planlanan hizmetlerin ne kadar yerine getirildiğinin, kamu kaynaklarının doğru kullanımını ölçümleyen “Entegre Raporlama” çalışması yapan dünyada ilk belediye oldu.

Kadıköy Belediyesi, planlanan hizmetlerin ne kadar yerine getirildiğinin, kamu kaynaklarının doğru kullanımını ölçümleyen “Entegre Raporlama” çalışması yapan dünyada ilk belediye oldu. Toplantıda 5 yıllık görev sürecini anlatan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, "Kadıköy Belediyesi kamu kaynaklarının doğru kullanımını ölçen ‘Entegre Rapor’ uygulamasını devreye sokan dünyada ilk belediye oldu. Bu uygulamanın diğer kamu kurumlarına da örnek olacağına inanıyorum” dedi.


Kadıköy Belediyesi, entegre rapor çalışması yaparak dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Planlanan hizmetlerin ne kadar yerine getirildiğinin ve kamu kaynaklarının doğru kullanımını ölçümleyen “Entegre Raporlama” çalışması yapan Kadıköy Belediyesi bu çalışmayı yapan ilk belediye oldu. Entegre Raporu’nun sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu aynı zamanda Kadıköy’deki 5 yıllık hizmet sürecini de anlattı. Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Başkan Nuhoğlu’nun yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, CHP Kadıköy Belediye Başkan adayı Şerdil Dara Odabaşı, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin, ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden’in yanı sıra gazeteciler, meclis üyeleri ve belediye çalışanları katıldı. Toplantıda Entegre Raporu’n sonuçlarını değerlendiren Nuhoğlu, bu uygulamanın diğer kamu kurumlarına da örnek olacağına inandığını söyledi.


Toplantıda konuşan Başkan Nuhoğlu, "Bulunduğumuz noktadan baktığımızda ben kendimi çok mutlu, gururlu ve huzurlu hissediyorum. İyi bir 5 yıl geçirdik. Bütün bu 5 yıllık süreçte biz Kadıköy’de bir yönetim modeli üzerinde çok ısrar ettik. Aslında projelerden çok, modelimizin ne olduğu konusunda tartışılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Model neye dayanıyordu? Aslında eşitler arasında bir ilişki içerisinde önce muhtarlarımız, sonra sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, dernekler, sendikalar, tamamının katıldığı ve tartışıldığı bir model oluşturduk. Bu modelin Kadıköy’deki yansıması ciddi şekilde artı oldu. Yaşlılar, gençler, kadınlar, çocuklar, dezavantajlı gruplar, bütün bunların ihtiyaçlarıyla ilişkili çok farklı projeler hayata geçirdik ve uyguladık. Aslında bu ilçenin bir duruşu var. Demokrasiden, insan haklarından, yaşam alışkanlıklarından, Cumhuriyet değerlerinden, kamu arazilerinin korunmasından yana bir duruşu var. Haydarpaşa Garı’nın özelleştirilmesine sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte karşı çıktık. Gördük ki, aslında örgütlü yapılanmalarla beraber bir yerel yönetim hareket ettiği zaman, sizin ilçenizde Haydarpaşa gar olarak kalıyor. Kalamış Yat Limanı mevcut haliyle kalıyor. Biz Kalamış Yat Limanı’nın mevcut haline karşı değildik. İki kat büyütülmesine karşıydık. Oradaki yeşil alanların vatandaşlar tarafından kullanılmasını istiyorduk. Oradan vatandaşların özel firmadan izin alarak bisikletle ve yürüyerek geçmelerine karşıydık. Gördük ki hepimiz bir arada, birlik olduğumuz zaman Kadıköy’de 1 santimetrekare yoğunluk artışı olmadı. Hiçbir kamu arazisi satılmadı. Bu bir duruştur. Yerel yönetimin siyasal anlamda vatandaşı temsil ederken, onun düşüncelerini ve iradelerini gözetmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.


Başkan Nuhoğlu buradaki konuşmasının ardından uzun süre alkışlandı.


Rapor çalışmasında Kadıköy nüfusu detaylı bir şekilde incelendi, nüfus ortak paydaları olan kümelere bölündü. Raporda Kadıköy Belediyesinin geçmiş dönem planlamaları, planların hayata geçirilmesi için yaptığı çalışmalar, çalışmalar sonucunda oluşturduğu değerler OECD’nin uluslararası iyi yaşam ölçüm metodu ile Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine göre değerlendirildi. Rapor, Kadıköy Belediyesinin sağlıklı yaşam, kültürel, sanatsal, bireysel ve sosyal alanlarda gelişim, karar alma süreçlerine katılım, çalışma fırsatları gelişimi gibi konularda yurttaşlara değer oluşturduğunu ortaya koydu.


Raporda Kadıköy Belediyesinin kaynak yapısı hakkında da veriler yer alıyor. Kadıköy Belediyesinin etkin ve güçlü bir kaynak yönetimi yaklaşımına sahip olduğu vurgulanan raporda çok fazla yatırım yapmasına ve geniş bir hizmet yelpazesinde sahip olmasına rağmen belediye faaliyetlerinin borçlanmadan yürütüldüğü belirtildi. Aynı zamanda raporda Kadıköy’ün İstanbul’da yaşlı nüfusun en yoğun yaşadığı ilçelerden biri olduğu vurgulandı. Şehir planlarının, yolların, sosyal alanların ve imar düzenlemelerinin bu durumu dikkate alarak yapılması gereğine dikkat çeken raporda, yaşlılık ile birlikte artan sağlık sorunlarına yönelik Alzheimer Merkezi gibi tesislere daha fazla ihtiyaç duyulacağı belirtildi.


Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, toplantıdan sonra İhlas Haber Ajansı’na (İHA) konuştu. Nuhoğlu, "Aslında, 5 yıl içerisinde bütün yaptıklarımızı da gözden geçirmiş olduk bugün. Benim için mutlu ve huzurlu bir gün. Bütün bu zaman içerisinde Kadıköylülerin faydalanabilecekleri çok farklı projeler hayata geçirdik ve bunların uluslararası ölçütlerde değerlendirmesinin yapıldığı bir toplantı oldu bu. Hayatın gelecekte iyi tasarlanması aslında bizlerin elinde. Siyasetin bunun önderliğini yapması gerekiyor. İyiye doğru yüründüğü zaman, 5 yıl içinde ne kadar çok proje yapılabildiğini Kadıköylülerle beraber paylaştık. Yapabiliriz, aslında bu ülkeyi çok daha iyi noktalara getirebiliriz. Bütçesiyle, projeleriyle, yeşiliyle, çevresiyle, hayatın her alanıyla ilgili iyi şeyler yapmak mümkün. Kadıköy şu anda sahip olduğu imkanlar açısından çok gelişmiş bir kent. Şu anda Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kent Kriterleri, Avrupa Birliği ve OECD’nin kriterleri hedeflediğinden daha iyi ölçülere sahip olan bir kent. Diliyorum bizden sonra gelecek olanlar da aynı şekilde bu yolda yürüyecekler ve Kadıköy her zaman, sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin geleceğinin düşlendiği bir kent olacak. Hep söylüyorum, Kadıköy yaşam tarzı ve gelişmişlik ölçüsünde Türkiye’nin geleceğidir. Bütün diğer ilçelere de aynı şartlar ve imkanların sağlanmasını diliyorum. 5 yıl çok dolu dolu geçti. Bu 5 yıl içinde zaman kavramını tamamen projelere ve yönetim modeline harcadık. Gördük ki 5 yıl içinde çok şey yapmak mümkün. Hiçbir şey yapmadığınız zaman belki çok kısa bir zaman dilimi gibi görünüyor ama bütün bu yapılan projelerin tamamı bu 5 yıl içinde yapılabildi. Başladığımız dönemdeki bütçemiz ucu ucuna bir bütçeydi. O ucu ucuna bütçeyle beraber kamu kaynakları verimli kullanıldığı zaman ne kadar çok şey yapılabileceğini gösterdik ve yaptık. 1 lira dahi banka kredisi kullanmadık ve gelecekte de kamu kaynaklarına bu şekilde bakıldığı zaman 10 yıl, 20 yıl sonra ülkenin bütünü açısından çok ciddi şekilde gelişme sağlanabilir. Bunu sağlamak mümkün. Bir başka açıdan bakalım. Bütün bunları yaparken insanı öne alırsanız ve insanın bu sürece katılmasını sağlarsanız, emin olun insanlarda o kadar çok birikim var ki. İnsan dediğin meslek örgütüdür, sendikadır, dernektir, üniversitelerdir. Biz bunların hepsiyle beraber ortak çalışmalar yaptık. Özellikle üniversiteleri çok ön plana çıkardık. İşte esas zenginlik insanlarınız. İnsanlarınızın birikimini yansıtmalısınız. Onlarla konuşmalısınız. Yatay ilişkide eşit olmalısınız. İşte o zaman, emin olun bütün bunlar hayata geçebiliyor. Ben Kadıköy’de yaşıyorum. Kadıköy’ü bırakmıyorum. Elbette sonuç olarak görev bitiyor ama yurttaş olarak yaşamak da çok güzeldir Kadıköy’de. Emin olun çok güzeldir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Şimşek: "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye’nin çok ciddi avantajları var. Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibarıyla ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada, geçtiğimiz sene mayıs ayında 12 aylık cari açığın 60 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatarak, bu yıl 25 milyar dolar civarına düşebileceğine işaret etti. Şimşek, "Milli gelire oran olarak yüzde 2.5’in altına düşecek. Zaten şubat ayı itibarıyla 32 milyar doların altına inmişti. Dolayısıyla Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor, bu önemli. Bunu seçim öncesi de söyledik. Vatandaşımızın portföy tercihlerine her zaman saygılıyız. Fakat belli çevreler belli portföy tercihlerini övdüler. Vatandaşımızın tercihlerine saygılıyız ama ülkenin dış kaynak ihtiyacı azalırken, ülkenin dış erişimi dramatik bir şekilde artıyorken, Türk lirası para politikasıyla çok güçlü şekilde destekleniyorken o portföy tercihlerini övmek tabii ki onların takdirinde olan bir konu. Bakın şu resim çok basit; ocak-mayıs dönemine göre Türkiye’de bankaların ve reel sektörün dış finansmana erişimi dramatik şekilde artmış durumda. Bankalar geçen sene ocak-mayıs döneminde 100 dolar borç ödediklerinde 96 dolar bulabiliyorlardı. Reel sektör firmaları 100 dolar borç ödediklerinde 73 dolar bulabiliyorlardı ama bugün rollover rasyosu yani dış borç çevirme rasyosu bankalar için yüzde 150 civarına çıkmış, reel sektör için de yüzde 120 civarına çıkmış. Bunlar aslında hepsi programın çalıştığını, programa olan güveni gösteriyor" dedi. "Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var" Net portföy girişinde ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, "Haziran 2023-Şubat 2024 dönemi rakamları var. Türkiye’ye yaklaşık 17 milyar dolar net portföy girişi var. Halbuki ocak-mayıs döneminde geçen sene net 3 milyar dolar civarında portföy çıkışı vardı. Dolayısıyla Türkiye’ye kaynak girişi bol. Türkiye’nin şu anda kaynak ve kaynağa erişim sorunu da yok. Hazinenin de yok. Hem de çok daha ucuza borçlanıyoruz. Reel sektörü de aynı şekilde, bankalar da aynı şekilde. Ayrıca çok taraflı uluslararası bankalardan kaynak da net bazda artıda. Uzun aradan sonra ilk defa bankalarımız sermaye benzeri uzun vadeli kaynağı küresel piyasalardan değiştirmeye başladılar. Bakın yılın ilk 2-3 ayında bankalarımız toplamda 3.5 milyar dolarlık sermaye benzeri dışarıdan kaynak buldular. Demek ki fiyatlama uygun, vade uygun. Türkiye’nin programına, Türkiye’de bankacılık sektörüne, Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var, çok güçlü bir inanç var. Rezervlerde bir toparlanma var. Brüt rezervler 98,5 milyar dolardan 126 milyar dolar civarına çıkmış durumda. Arzuladığımız yerde değiliz. Bu bir süreç işi ve devam ettireceğiz" diye konuştu. "Enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35" Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Ekim ayında ve 12 ay sonrası için enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35. Yıllık enflasyon oranları, haziran sonrasında düşmesinin ardından yaz aylarında çok hızlı düşecek. Göreceksiniz, piyasa-enflasyon beklentileriyle bizim hedeflerimiz arasındaki fark kapanacak. Şu an itibarıyla bile piyasa ’Siz 3-4 ay gecikmeyle hedeflerinizi yakalayacaksınız’ diyor. Biz piyasa beklentilerinin zaman içerisinde güçlü uygulamayla, kararlı uygulamayla birlikte hedeflerimize yakışacağına inanıyoruz. Türk lirasının toplam mevduattaki payı yaklaşık 11 puan artmış durumda. Bu ciddi bir artıştır. Çok güçlü bir bankacılık sektörüne sahibiz ve dolayısıyla Türkiye’nin büyümesinin önünde bankacılık sektörü kaynaklı bir sorun görmüyoruz. Kredi not artışının programı destekleyici bir patikaya da girdiğini görüyoruz" "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin çok ciddi avantajları olduğunun altını çizerek, "Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibariyle ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz. Dünya Bankası tanımına göre, kişi başı milli gelirin sadece 736 dolar daha artması lazım. 1950’ler de Türkiye orta gelirli ülkeler grubuna girmiş. Bu sene Dünya Bankası’nın tanımına göre yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var. Olmazsa da orta vadeli program döneminde gireceğiz. Üst-orta gelirli ülkeler grubuyla karşılaştırırsak Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda nüfus yaşlanmasına rağmen çalışma çağındaki nüfustaki büyüme yüksek seyredecek, ciddi bir avantajımız var. Ayrıca önümüzdeki dönemde yapısal reform gündemimizin en önemli bileşenlerinden bir tanesi kadınların iş gücüne katılım oranını artırmaktır. Dolayısıyla her halükarda Türkiye’de nüfus yaşlanmaya başladı. Nüfustaki yaşlanmaya rağmen bizim hala önümüzde 15-20 yıllık bir fırsat dönemi var. Türkiye bu dönemi iyi kullanacak ve Türkiye bunun sayesinde yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girip, orada daha iyi noktalara, daha müreffeh bir ülke olma noktasında ilerleyecek" şeklinde konuştu. "Gelişmekte olan birçok ülkenin önündeyiz" Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelerin önünde olduğunu aktaran Bakan Şimşek, "Bunun için altyapıya geçmişte çok önem verdik. Dünya Bankası’na göre lojistikte Türkiye 38’inci sırada, birçok gelişmekte olan ve gelişmiş ülkenin de önünde. Çünkü biz çok yatırım yaptık. Türkiye’nin bölünmüş otoyol haritasına baktığınız zaman arada ufak tefek farklılıklar var. Son 20 yılda altyapıya 270 dolardan fazla kaynak aktardık. Türkiye bu konuda sorununu çözdü. Önümüzdeki 30 yılda çok az yatırım ihtiyacımız var. Sadece 30 milyar dolarlık, dolayısıyla altyapıda, karayollarında büyük oranda yapmamız gerekeni yaptık. Demiryolları önümüzdeki dönemde en büyük önceliğimiz. Neden? Çünkü karbon ayak izini düşürmek istiyoruz. Bütün demiryolu hatlarının elektrikasyonu, sinyalizasyonu mevcutların. Bir de yüksek hızlı tren hatlarını inşa ama en önemlisi, sanayi üslerinin limana bağlanması. Bu bizim en büyük önceliğimiz olacak. Ve bunun için de önümüzdeki 30 yıl içerisinde 70 dolar civarında para harcayacağız. Diğer bir alan Türkiye’nin altyapı anlamında söylüyorum; havaalanlarına yatırım da tamamlandı. 26 havaalanımız vardı 20 yıl önce, bugün 3’ü inşa halinde 70 havaalanına ulaşmış olacağız. Türkiye bu konuda da ihtiyaçlarını büyük oranda gidermiş olacak. Bu alanda da artık yatırıma ihtiyaç kalmamış olacak. Şimdi daha çok yeşil sanayide dönüşüme -yapısal dönüşüm önemli bir başlıktı- kaynakları oraya aktaracağız. Bankacılık sisteminin de kaynakları oraya aktarması için gerekli çerçeveyi oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi Samsun’da narkotik polisi tarafından düzenlenen ve özel harekat polislerinin de destek verdiği eş zamanlı uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında çalışma yapan Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polislerinin de desteğiyle önceki sabah saat 06.00 sıralarında projeli ve adli çalışma neticesinde önceden tespit edilen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. "Uyuşturucu madde ticareti" yaptıkları tespit edilen 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların ikametinde yapılan aramalarda 477,43 gram eroin, 402,40 gram metamfetamin, 402 adet sentetik ecza, 25,99 gram sentetik kannabinoid, 12,55 gram esrar, 1 adet esrarlı sigara, 1 adet hassas terazi, 15 adet uyuşturucu kullanma aparatı, suçtan elde edildiği değerlendirilen 228 bin 300 TL para, 3 adet tüfek, 59 adet tüfek kartuşu ve 111 adet tabanca mermisi ele geçirildi. Polisteki sorgusu tamamlanan 1 kişi serbest bırakılırken, S.Ç. ve H.Ç. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. S.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, H.Ç. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Narkotik Şube Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan H.K., E.K., E.Ö., E.K., H.S., A.C.K. ve E.C.K. bugün Samsun Adliyesi’ne sevk edildi.
Kayseri 15 yaşındaki gence çarparak ölümüne sebep olan sanık hakim karşısında Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 15 yaşındaki çocuğun otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya katılan acılı anne duruşmada gözyaşlarına boğuldu. Melikgazi’de 15 yaşındaki çocuğun otomobil çarpması sebebiyle hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Kayseri Adalet Sarayı 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık F.B., müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada ifade veren Sanık F.B., "Olay esnasında hızım 55-60 civarındaydı. Çok hızlı değildim. Çocuğu görmemle çarpmam bir oldu. Olay saniyelik gelişti. Frene bastım, manevra yaptım ama kazayı önleyemedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben böyle olmasını istemezdim” şeklinde konuştu. Müşteki baba M.S. ise, “İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Ben sanığın cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Acılı anne salonda fenalık geçirdi Öte yandan duruşmayı takip eden gencin annesi H.S. ise, sanık F.B.’nin ifade verdiği sırada fenalaştı. Mahkeme heyeti duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi. Olay 26 Nisan’da Melikgazi ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi Seher Bulvarı üzerinde meydana gelen trafik kazasında, 38 AHL 353 plakalı otomobiliyle seyir halinde olan sürücü F.B., yolun karşısına geçmek isteyen Mehmet S.’ye çarptı. Hastaneye kaldırılan M.S., yapılan tüm müdahalelere rağmen olaydan bir gün sonra hayatını kaybetti.
İstanbul Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında imzalanan Futbol Gelişim Projesi’nin bilgilendirme toplantısı yapıldı. Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı, Riva’da bulunan T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri, A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, Futbol Gelişim Projesi 16 İl Spor Koordinatörü, Dersimiz Futbol Projesi’ne katılan kız ve erkek çocuklar ile rektörler katıldı. Mehmet Büyükekşi: "Projemizi 41 ilimize çıkartarak, 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" Sözlerine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başlayan Mehmet Büyükekşi, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’Küçük hanımlar, küçük beyler, sizler hepiniz geleceğin birer gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz’. Kendinizin ne kadar önemli değerli olduğunu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz. Her futbolseverin kalbinde tutku, sadakat ve sarsılmaz bir bağlılıkla örülmüş bir hikaye yatıyor. Yalnız bu sebeple bile futbol sadece futbol değil. Çünkü futbol sadece bir oyun değil bir duygu yolculuğu. İnişler, çıkışlar, yenilgiler ve zaferlerle dolu. Gözyaşları, sevinç tezahüratları, öfkelenmeler, şefkatle birbirimize sarılmalar. Estetik bir çalımla yükselen uğultular, bir son dakika golü ile yeşeren umutlar. Futbol hayata benzediği kadar tam da oradan fethetmiş bir kez kalbimizi. Bizim için futbol bundan biraz daha fazlası. Biz ilk günden beri futbola değer katmak için buradayız. Yan yana, omuz omuza yürüdüğümüz bu ülkenin futbol markalarını büyütmek için bir aradayız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da, önce kendimize olan inancımızla, birbirimize duyduğumuz güvenle, oyunu öğrenmenin, oyunu paylaşmanın, oyunu yaşamanın coşkusuyla, mücadele ruhuyla ve kararlılıkla, futbola gönül veren çocukların hayalleriyle, ilk maçına çıkan bir gencin dualarıyla bir aradayız. Evladı milli takım forması giydiği gün gözleri sevinçle dolan annenin gururuyla, biz, memleketin futbolunu omuzlarımızda taşımanın heyecanlıyla yarınları birlikte büyütmek için yola çıktık. Eylül 2023’de iki bakanlığımız ile protokol imzaladık. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu olarak 22 Eylül 2023 tarihinde futbol gelişim projesi iş birliği protokolü imzaladık. 500 bin çocuğumuza ulaştık. İmzaladığımız protokolün kağıtta kalmaması için hemen harekete geçtik. 6 ay gibi kısa bir sürede 16 pilot ilimizde 500 bin’e yakın çocuğumuzu futbol ile tanıştırdık. Yeni hedef 1 milyon çocuk 16 pilot ilimizde başlattığımız projemizi 41 ilimize çıkartarak 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" diye konuştu. Avrupa’nın en genç A Milli Takımı ile Euro 2024 Avrupa futbol Şampiyonası’na hazırlandıklarını belirten Başkan Büyükekşi, "Milli takımımız tarihinde ilk kez eleme gruplarını lider tamamlayarak Avrupa Futbol Şampiyonası’na grup lideri olarak katılma hakkı kazandı. Hedef 2032’de Avrupa şampiyonu olmak, İtalya ile birlikte ev sahipliği yapma hakkı kazandığımız 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa şampiyonu olma hedefiyle çalışıyoruz. Atatürk’ün ’Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözü doğrultusunda ’İyi birey, iyi vatandaş, iyi sporcu’ prensipleriyle futbolcularımızı Fair-Play ruhuyla yetiştireceğiz" şeklinde konuştu. Projenin FIFA ve UEFA tarafından önemsenmekte ve desteklenmekte olduğunu belirten TFF Futbol Gelişim Direktörü Oğuz Çetin, "Ülkemizde futbola ilgi çok büyük. Herkesi oyunun içine çekiyor. 85 milyon nüfusa dahil ülkemizde 20 milyon çocuk ve gence sahibiz. Projemizin temel amacı Fair-Play’a, sevgi ve saygıya dayalı futbol kültürü oluşturmak" dedi. Osman Aşkın Bak: "Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" Projeyi 22 Eylül 2023 tarihinde imzaladıkları protokolle hayata geçirdiklerini söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Futbol Gelişim Projesi kapsamında konulan hedeflere adım adım ilerliyoruz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Güzel işler oluyor. Güzel bir proje. Bu projeyi 22 Eylül 2023’te beraber imzaladık. Bu güzel işi yürüteceğiz. Bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Yetenek Taraması Projesi sayesinde yaklaşık 4.5 milyon çocuğa ulaştık. Onları yetenekli oldukları branşlara yönlendirdik. Okul spor kulüpleri kuruyoruz. İstanbul’da 3 bin okul kulübü kurduk. ’Daha çok spor’ diyoruz. ’Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ projesiyle 10 milyon çocuğumuza yüzmeyi öğrettik. Obeziteyi engellemek için herkesi spor yapmaya, havuzlara ve sahalara davet ediyoruz. Spor bize arkadaşlığı ve öz güveni kazandırıyor. Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e çağrıda bulunan Bakan Bak, "Okullarda lütfen Beden Eğitimi derslerini arttıralım. Gençlerin enerjisi için bu önemli. Dikkate almanızı rica ediyorum" dedi. Yusuf Tekin: "Her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz" Bu projeye katkı vermelerinin birkaç sebebi olduğunu açıklayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bunlarından biri, biz Türkiye’de başta dijital bağımlılık olmak her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz. Biz dijital bağımlılığını da madde bağımlılığı kadar tehlikeli görüyoruz. Aldığımız kararla yaz aylarında okul bahçelerini yeniden oyun alanları oluşturmaya karar verdik. İkincisi spor kültürünün, sporun ahlakının gelişmesi ancak eğitim, öğretim ortamlarında olur diye düşünüyoruz. Biz bu açıdan projeyi önemsiyoruz. Obezite asrın hastalıklarından biri. Hepsinden önemlisi akademik araştırmaların tamamı şunu gösteriyor; akademik başarı için çocukların fiziksel aktivite yapması elzem. Bir diğer önemli husus Türkiye’de sportif altyapının küçük yaşlarından itibaren geliştirmesine inanıyorum. Biz 2013 yılından itibaren tematik spor liseleri kurmaya başlamıştık. Geldiğimiz noktada aslında bu iş için lise geç olmuş bir dönem. Biz ekim ayında sanatla ilgili olarak müzik liselerinin sanat eğitimi için geç olduğunu düşünüp müzik ilkokul ve ortaokul projesini başlattık. Federasyon ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bizimle birlikte çalışmaya varsa belli spor dallarında ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde sportif eğitimin birlikte verildiği okulları hayata geçirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tekin, ayrıca projedeki yer alan okullardan birer öğrencinin A Milli Futbol Takımı desteklemek için Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmesiyle ilgili çağrıda bulundu. Toplantının ardından TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde projede yer alan öğrenciler 15’er dakikalık iki devreden oluşan maç yaptı.