EKONOMİ - 03 Aralık 2024 Salı 10:08

Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 47,09 oldu

A
A
A
Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 47,09 oldu

Kasım ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 47,09, aylık yüzde 2,24 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. Buna göre, TÜFE’deki değişim 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,91, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,09 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,45 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 26,24 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,49 ile eğitim oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre en çok azalan ana grup yüzde -0,25 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 5,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla, 27 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 10 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 106 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi yıllık yüzde 45,68, aylık yüzde 1,54 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,54, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,28, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 45,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,56 olarak gerçekleşti.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 29,47 arttı, aylık yüzde 0,66 arttı

Yİ-ÜFE 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 0,66 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 28,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 29,47 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,60 artış gösterdi. Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 31,31 arttı.  Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 38,01 artış, imalatta yüzde 31,31 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,65 artış ve su temininde yüzde 42,11 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 29,40 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 37,15 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 40,30 artış, enerjide yüzde 8,15 artış ve sermaye mallarında yüzde 30,94 artış olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,07 arttı

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,15 artış, imalatta yüzde 1,07 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 3,58 azalış ve su temininde yüzde 1,14 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 0,64 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 1,0 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 2,21 artış, enerjide yüzde 2,32 azalış ve sermaye mallarında yüzde 0,62 artış olarak gerçekleşti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Milletvekili Alkayış, muhtarlar ve köylülerle bir araya geldi AK Parti Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, Külafhöyük Köyü’nde bölge muhtarları ve vatandaşlarla bir araya geldi. Vatandaşlar ve muhtarlarla bir araya gelen Milletvekili Mustafa Alkayış, şu ana kadar yapılan ve bundan sonraki süreçte yapılacak olan icraatlar ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Adıyaman’ın Külafhöyük Köyü’nde muhtarlar ve vatandaşlarla bir araya gelerek 6 Şubat depremi sonrasında ortaya konulan icraatlar hakkında önemli bilgiler veren AK Parti Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, talepleri de dinledi. 6 Şubat depreminin Adıyaman genelinde can ve mal kaybına yola açtığını ve il merkezi ve köylerde deprem yaralarının sarılmaya devam ettiğini belirten Alkayış, bölgede köy konutlarının bir kısmının inşa faaliyetlerinin hızla sürdüğünü, bir kısmının tamamlanmaya yakın olduğunu ve bir kısmının ise bitirilerek vatandaşların aileleriyle beraber konutlarında oturmaya başladıklarını vurguladı. Alkayış, "6 Şubat depreminde her ne kadar köylerimizde daha önceden yapılmış olan altyapı, kilitli parke, üstyapı, içme suyu, çöplerin toplanması gibi çalışmalar sekteye uğrasa da gerek il genel meclisimizin üstün gayretleri gerekse muhtarlarımızın yoğun mesaileri sonucunda köylerimiz eski güzelliğini yeniden yakaladı, inşa ve ihya açısından önemli bir ivme kazandı” dedi.
Ankara Bolu’daki yangın faciası yangın tüpleri fiyatlarını alevlendirdi Bolu Kartalkaya’da yaşanan Grand Otel yangının ardından fahiş fiyatlarla satılan yangın tüplerine ilişkin angın söndürme sistemleri üreticisi Ahmet Kılavuz açıklamalarda bulundu. Bolu Kartalkaya’da yaşanan Grand Otel yangının ardından yangın söndürme teçhizatlarına talep arttı. Durumu fırsata çeviren bazı satıcılar ise yangın tüpü, yangın battaniyesi ve duman detektörü gibi ürünlerin fiyatlarını artırmaya başladı. Fırsatçı satıcılar, yangın tüplerini piyasa ortalamasının 2 katına satmaya başladı. Konu üzerine yangın söndürme tüpü ve yangın söndürme sistemleri üreticisi Ahmet Kılavuz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yangın söndürme sistemlerinin fiyatları ve kullanımıyla ilgili açıklamalarda bulundu. “Bizim gibi büyük firmalar denetleniyor” Kılavuz, yangın güvenlik sektörünün Türkiye’de çok gelişmiş bir sektör olmadığını ve belirli firmalar arasında rekabet sağlanacak kadar fiyatlar uygulandığını belirterek, “Sektörde Yani güçlü firmalar yok. Bizim gibi KOBİ’ler var. Bunlar da yüzde 10’unu filan oluşturuyor. Yüzde 96’ı merdiven altı diyeceğimiz, çantacı diyebileceğimiz küçük firmalardan oluşuyor ve bunlar denetlenemiyor. Bizim gibi büyük firmalar denetleniyor sağ olsun. İtfaiyeler, Sanayi Bakanlığı, Yangın Yönetmeliği var. Yönetmeliğe uygun olup olmadığını iş müfettişleri, iş güvenliği açısından denetleniyor. Denetlenen yerler, belli başlı kurumlar, fabrikalar, işletmeler, rekabeti oluşturuyorlar. Teklif alıyorlar, değişik firmalarla görüşüyorlar, alıyorlar. Fakat vatandaşlar, bunların dışındaki kişisel tüketiciler, apartmanlar, küçük işletmeler gelenden, pazarlamacıdan aldıkları için fahiş fiyat sorulmadığı için, dikkat edilmediği için oralarda çalışıyor herhalde. Ama bizim çalıştığımız yerlerde bir rekabet var aramızda. Fahiş fiyat da olmuyor” açıklamasında bulundu. “Yangın söndürmede ‘TSE’ standart mecburiyeti var, CE belgeli ürünler kalitesiz olabiliyor” Denetlenemeyen kurumların ürettikleri ürünlerde kalitesizlik olabileceğini de dikkati çeken Kılavuz, “1 birim söndüren yangın söndürücü de var, 5 birim söndüren yangın söndürücü de var. Bunları arasında araştırmak, incelemek lazım, piyasada hepsi var. Yangın söndürmede ‘TSE’ standart mecburiyeti var. Fakat ‘CE’ belgeli bazı ürünlerinde yurt dışından getirilip piyasaya sürülebiliyor. CE belgesi de uluslararası anlaşmalara, Avrupa Birliği uyum yasalarına uygun olarak Türkiye’de satılabilen bir şey. Bunlarda bir kalitesizlik var” diye konuştu. “Ortalama fiyatları 900 lira, bin lira, bin 100 lira, bunun üzerindeki fiyatlar abartılı” Yangın söndürme tüplerinin fiyatlarına ilişkin medyada birçok farklı rakamın konuşulduğunu ve birçoğunun gerçeği yansıtmadığı dile getiren Kılavuz, “Fiyatlar çok kabarık değil. Satılan ürünlerin yüzde 90’ı 6 kiloluk dediğimiz, yani 50 santim boyunda, 15 santim çapında, 9 buçuk 10 kilo ağırlığında gelir. Ortalama fiyatları 900 lira, bin lira, bin 100 lira. Bunun üzerindeki fiyatlar abartılı. Fiyatlardan bu tüpleri alabilirler. Bir boy büyükleri çok kullanılmıyor, yüzde 90’ı 6 kilogram kuru kimyevi, insanın rahat kaldırıp, rahatça kullanabileceği ve başlangıç yangınlarını söndürebilecek tüp budur. Bunun büyükleri 12, 25, 50 kilogramlık tüpler var. Mesela 12 kilogramlık tüpler 2 bin lira, 25 kilogramlık tüpler 4 bin lira, 50 kilogramlık tüpler 8 bin lira gibi ortalama rakamları var. Bunların üzerindeki fiyatlar abartılıdır. Yani çok altındaki fiyatlar da kalitesizdir” ifadelerine yer verdi. Yangın tüplerinin türlerine göre sınıflandığını aktaran Kılavuz, kuru kimyevi tozlu köpüklü sıvı bazlı ve gazlı söndürücülerin olduğunu kaydetti. Kılavuz, genellikle karbondioksit veya HFC halon türevi gazları içeren yangın söndürücü tüplerin tercih edildiğini de sözlerine ekledi. “Yangın Yönetmelik’inin 99’uncu maddesinde yangın söndürme tüplerinin nerede ne kadar bulundurulacağı yazıyor” Kılavuz, binaların veya işletmelerin ‘Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te yer aldığı gibi önlemler alınmasının çok önemli olduğuna işaret ederek, “Yönetmeliğin 99’uncu maddesinde yangın söndürme tüplerinin nerede ne kadar bulundurulacağı yazıyor. Artı, bağlı olduğu itfaiye müdürlükleri de ne kadar yangın cihazı kullanması, bulundurması gerektiğini işletmelere çağırıldığı zaman bilgi veriyor. Bolu Otel’de olduğu gibi çağırdıkları zaman eksik noksanları tespit ediyorlar. Bunu da işletme veya bina sahiplerine bildiriyor” bilgisini paylaştı. “Vatandaşlar düzgün firmalardan yangın söndürme tüplerini alsın” Vatandaşların yangın söndürme tüplerini araştırarak doğru yerden almasını öneren Kılavuz, “Yani internetten bakıp orada gördüğü fiyatlardan almasın vatandaş. Veya kapıya çantacı, pazarlamacı geldiği yerdekinden almasın. Yani üreticiden mümkün olduğu kadar düzgün sağlam firmalardan araştırsın. Bunu da kendi itfaiye birimlerine sorabilir. Olmadı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü bizleri denetliyor. Orada da arkadaşlar bu işleri biliyorlar. Oralara sorup, araştırıp almasında veya etrafında bulunan ciddi kurumlara bakılsın. Yani artık resmi kurumlar, okullar, yurtlar, oteller öyle ayakaltındaki çantacı firmalardan alışveriş etmiyor. Gidiyor sağlam firmaları buluyor. Vatandaşlar da öyle bir yerden eşinden dostundan referans istesin. Düzgün firmalardan biraz araştırıp alsın” şeklinde konuştu. “Yangın alarm sistemi birinci öncelik” Yangın söndürme tüplerinin yangınlarda ilk müdahale aracı olduğunu fakat sadece yangın söndürme tüpleriyle müdahalenin yeterli olmadığını bildiren Kılavuz, “Yangın tüpü yangının piyadesidir. Yani sonucu o belirler. İlk müdahale aracıdır ama bunun yanında yangın alarm sistemi birinci öncelik. Binalarda işletmenin büyüklüğüne yangın alarm sistemi, en azından kırbas buton siren haber edilecek veya otomatik algılama sistemi bulunması gerekiyor” diye konuştu.
Kocaeli Diş çekiminin ardından içilen sigara bakın nelere yol açıyor Uzman Diş Hekimi ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş çekimi sonrası sigara içmenin diş sağlığı üzerindeki oluşturduğu tehlikelere dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Diş çekiminin ardından sigaranın, iyileşme sürecini geciktirerek enfeksiyon ve diğer komplikasyon risklerini arttırdığını söyleyen Uzman Diş Hekimi ve Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş çekimini takiben ilk 1 hafta boyunca hatta özellikle ilk 72 saat sigara içilmemesi konusunda uyardı. Sigaranın bağışıklık sistemini zayıflattığını ve diş çekiminden sonra sigara içenlerde enfeksiyon riskinin 3 kat daha artabileceğini belirten Özkan, oluşabilecek diğer risklere değindi. Sigara nikotinin, diş çekim bölgesindeki yeniden kemik oluşmasını engellediğini ifade eden Prof. Dr. Özkan, “Diş Çekimi sonrası çene kemiğinde oluşan boşlukta oluşan kanama pıhtıya dönüşür ardından 1 ay içinde ana kemiğe dönüşür. Diş çekim sonrası, ardışık olarak 1 hafta içinde dişeti ve çene kemiği ile dolmaya başlar. Diş çekimini takiben, diş çekim boşluğunun yerine, 1 ay içinde yüzde 80-90, 3 ay içinde yüzde 70 ve 1 yılda yüzde 50 oranında yeni çene kemik oluşur. Sigara Nikotini, diş çekim bölgesindeki yeniden kemik oluşmasını engeller. Diş çekim sonrası, diş çekim bölgesine dolan kan ve ardından oluşan pıhtının içindeki kemik oluşturma ajanlarının gelişmesini engeller. Sonuç olarak da çene kemiği oluşamadığının ötesinde çene kemik iltihabına yol açar” dedi. “Sigara içenlerde artan enfeksiyon ve ağız kanseri riski” Sigaranın bağışıklık sistemini zayıflattığını ve diş çekiminden sonra sigara içenlerde enfeksiyon riskini 3 kat artırdığını belirten Prof. Dr. Birkan Özkan, “2024 Nisan tarihinde yapılan son güncel bilimsel araştırmalar, sigara içmenin diş çekim sonrası “alveolit” yani çene kemik iltihabı (enfeksiyon) ve ani başlayan keskin ağrı komplikasyonunu tetiklediğini ortaya koyuyor. Nikotinin vazokonstriktif (damar daraltıcı) etkileri, diş çekim bölgesindeki ideal kan akışını ve ardından pıhtı oluşmasını engeller. Sigara içilmesi, diş çekimi yapılan açık yara iyileşmesini bozar, çene kemik iltihabı oluşturur, yan etki olarak ağız kanserine de sebep olabilir. Kötü ağız hijyeni ile birleşen sigara kullanımı, enfeksiyonun hızla yayılmasına ve yara yeri apseye dönüşebilir, hastanın yoğun ağrılar çekmesine neden olabilir” diye konuştu. “Diş çekim sonrası sigarayla gelen riskler” Diş çekimi sonrası sigara kullanımının oluşturabileceği riskleri sıralayan Özkan, “Sigara, diş çekim alanında kan pıhtısı oluşumu engelleyerek yara yerinin bakterilere açık hale gelmesine neden olur, bu sebeple enfeksiyon riski belirgin şekilde daha fazladır. Bu enfeksiyon, yara yerinde apseye yol açabilir. Nikotin ve diğer kimyasallar, yaranın iyileşmesini geciktirerek ağrı seviyesini artırır. Diş çekiminden sonraki 4’üncü gün başlayan keskin zonklar tarzda keskin bir ağrı oluşturur. Diş çekimi sonrası sigara niktoninin diş çekim bölgesindeki yara yerini enfeksiyona sürüklemesi neticesinde kötü ağız kokusu başlar. Diş çekimini takiben 4’üncü gün başlayan kötü ağız kokusuna zonklar tarzda geçmeyen ağrı eşlik eder. Uzun vadede diş çekim bölgesinde diş eti çekilmesine ve komşu diş kaybına neden olabilir. Diş çekim bölgesindeki çene kemik erimesi oluştuğu için, çevre komşu dişlerin dişeti çekilmesine ve komşu dişi tutan çene kemiklerinde de erimeye yol açarak komşu diş kaybına sebep olabilir. Diş çekilen bölgedeki çene kemiği yetersizliğinden dolayı implant yapılması ancak çene kemik büyütme veya çene kemik ilavesiyle mümkün olabilir. Diş çekim sonrası, diş çekim bölgesine önce pıhtı dolar ardından yeni kemik oluşumu başlar. Ancak sigara içenlerde, diş çekim bölgesinde çene kemik oluşumunu sigara nikotini engeller ve çene kemiği güçsüzleşir. Diş çekim bölgesinde sigara nikotinine bağlı çene kemik oluşması engellendiği için çene kemiğinde güçsüzleşme olur. Bu nedenle çene kemiğindeki güçsüzleşme ve incelme, çiğneme veya çeneye darbe esnasında çene kırığına yol açabilir” şeklinde konuştu. “İlk 72 saat sigara içilmemeli” İyileşme sürecini hızlandırmak ve komplikasyonları önlemek için önerilerde bulunan Prof. Dr. Özkan, “Zorlu dişlerin çekimi, basit diş çekimine göre yüksek komplikasyon riskine sahiptir. Zorlu diş çekimi sonrası sigara içilmesi ağrı ve enfeksiyon komplikasyon riskini kat be kat artırır. Bu nedenle sigara içenlerde zorlu diş çekiminde özel doğru cerrahi teknik seçimi ve hassas şekilde yapılması, sigara içilmesi sonrası enfeksiyon ve ağrı komplikasyon riskini önemli ölçüde azaltır. Diş çekimini takiben ilk 1 hafta boyunca hatta özellikle ilk 72 saat sigara içilmemeli. Bu kritik süre, yara yerindeki kan pıhtısının oluşması ve çene kemiğinin gelişmesi, enfeksiyondan uzak tutulması açısından kritik öneme sahiptir. Elektronik sigara masum gibi görünüyor ancak diş çekim sonrası kullanımı önerilmez. Çünkü elektronik sigara dumanını içine çekmesi esnasında emme gücüyle pıhtıyı yerinden çıkararak yara bölgesine zarar verebilir. Ağız hijyenine özen gösterilmeli, diş çekimini takiben diş çekim bölgesindeki dişetini ve komşu dişlerin özenli şekilde fırçalanması kritik öneme sahiptir. Ayrıca, reçete edilen antimikrobiyal veya tuzlu su ağız gargarası düzenli olarak kullanılabilir. Diş çekimi sonrası komplikasyonları önlemek için sigaradan uzak durmak şarttır. Diş çekimi cerrahi işlemi, sigarayı bırakmak için önemli bir gerekçe haline gelebilir. Alışkanlıklarınızı gözden geçirmenin tam zamanı. Sağlıklı bir ağız, sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır” ifadelerini kullandı.