EKONOMİ - 18 Temmuz 2023 Salı 12:27

Kibar Holding’in 10’uncu Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı

A
A
A
Kibar Holding’in 10’uncu Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı

Kibar Holding, 10’uncu Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlandı. Yaklaşık 3 yıl önce belirlenen Kibar Holding 2025 Stratejisi kapsamındaki kararlı çalışmalarını sürdüren Grup, geçen yıl birçok verimlilik projesini hayata geçirdi. Geri dönüştürülerek yeniden kullanılan ham madde miktarı son 7 yılda yüzde 49 oranında artırılırken, geri kazanılan atık miktarı yüzde 99,3’e yükseldi.


Kibar Holding, bu yıl 10. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Raporda, Grubun “2025 Sürdürülebilirlik Stratejisi” kapsamında 92 performans göstergesiyle takip ettiği 36 hedef için 2022 yılı ilerlemesi de yer alıyor.


İhracat odaklı bir grup olan Kibar Holding, paydaşlarının sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemesi sorumluluğuyla beş bini aşkın aktif tedarikçisinin kritik sürdürülebilirlik önceliklerini garanti altına alan ve uygulamalarını takip eden “Kibar Holding Tedarikçi Sürdürülebilirlik Programı” projesini başlattı.


K-STAR olarak adlandırılan program kapsamında, Grubun dünyanın farklı bölgelerindeki beş bini aşkın paydaştan oluşan geniş ekosistemi, sürdürülebilirlikte de iş ortağı oluyor. Böylece Grubun sürdürülebilirlik stratejisiyle uyumlu, sorumlu satın alma faaliyetlerinin tek merkezden yönetilmesinin önü açılıyor.


İki yeni standart eklendi


Kibar Holding CEO’su ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Haluk Kayabaşı, küresel çatışmaların, ticaret savaşlarının, enerji krizinin ve enflasyonist baskıların sürdüğü 2022 yılında, tüm olumsuzluklara rağmen Kibar Grubu olarak uyum sağlama kabiliyetleri ve çeviklikleri sayesinde büyüme hedeflerini tutturarak yatırımlarına devam ettiklerini vurguladı. Kayabaşı, “Bu başarımızda, ekonomik büyümeyi sürdürülebilirlik ilkeleriyle tam uyumlu şekilde gerçekleştirme konusundaki kararlılığımızın etkisi büyük. Tüm faaliyetlerimize bu alandaki uluslararası standartları referans alarak devam ediyoruz. Kurumsal sürdürülebilirlikte yüksek standartlarda şeffaflığın yanı sıra hesap verebilirliğin kapsamını da genişletiyoruz” dedi.


Kayabaşı raporda son iki yıldır ‘Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ kapsamında kaydettikleri ilerlemelere yer verdiklerini belirtirken, bu yıl takip ettikleri standartlara iki yenisini daha eklediklerini söyledi. Bu standartların ‘Dünya Ekonomik Forumu Paydaş Kapitalizmi Metrikleri’ ve ‘İklim Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü’ olduğunu kaydeden Kayabaşı, “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da faaliyetlerimize ilişkin bilgilerin bağımsız denetimden geçerek doğrulanmasını sağladık” diye konuştu.


Holding, 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nda yer alan 80’in üstünde çevresel, sosyal ve yönetişim performans göstergesi için Uluslararası Güvence Denetimi Standardı ve Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri kapsamında güvence beyanı aldı.


Birçok proje hayata geçirildi


Holding, yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı yatırımlarla, enerji yoğun şirketlerinden Assan Alüminyum’un elektrik tüketimi kaynaklı emisyonlarını 2021 yılından itibaren nötrledi. Sadece son üç yılda, iklim değişikliği ile mücadele ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak 30’a yakın yeni proje hayata geçirildi. Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Atık Su Geri Kazanım Tesisi yatırımıyla bu yılda yaklaşık 500 bin metreküp suyun geri kazanımı sağlandı. Geri dönüştürülerek yeniden kullanılan ham madde miktarı son 7 yılda yüzde 49 oranında artırılırken, geri kazanılan atık miktarı yüzde 99,3’e yükseldi.


Kibar Holding’in biyoçeşitliliği koruma stratejisi çerçevesinde Assan Alüminyum ve Kocaeli Üniversitesi iş birliğiyle nesli tükenmekte olan ‘Mavi Yıldız’ bitkisinden sonra yine türü tükenme tehlikesi altında olan ‘Kum Zambağı’ bitkisi ekosisteme geri kazandırıldı.


‘Kibar Grubu Sürdürülebilirlik Platformu’ aracılığıyla çalışanlara, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirildi.


Çalışanların iş ve özel hayat dengesinin güçlendirilmesinin hedeflendiği “İş BİZim Hayat BİZim” projesiyle, yeni nesil çalışma modeli devreye alındı.


Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında kurulan ‘Kibar Gönüllüleri’ platformu beş yılda 100’e yakın projeyi hayata geçirdi.


Kadın çalışan sayısı hızla artıyor


Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olan Holding, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önüne geçilmesi için yürüttüğü kadın istihdamını destekleme uygulamaları sayesinde, şirketlerindeki kadın çalışan sayısını 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artırdı. Böylece bu oran son yedi yılda yüzde 54,1 oranında artış göstermiş oldu. Kadın üst düzey yönetici oranı ise son 7 yılda yüzde 41,7 yükseldi.


‘36 Hedef’ için çalışmalar devam ediyor


Verilen bilgiye göre, Kibar Grubu’nun sürdürülebilirlik alanında 2025 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı ‘36 Hedef’ arasında; ekonomik büyümeyi sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirmek, kadın çalışan sayısını ve kadın üst düzey yönetici oranını artırmak, mesleki gelişim ve katılımı yükseltmek, tüm şirketlerde dijital dönüşümü tamamlamak, ürün ve hizmet kalitesini en yüksek standartlarda sürdürmek, temiz ve çevreye duyarlı teknolojileri ve süreçleri uygulamak yer alıyor.


Grup, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini ve verimli kullanımını sağlamak, iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarına katkıyı yükseltmek, geri dönüşüm ve yeniden kullanımı artırmak, küresel iş birlikleri geliştirmek, paydaşların sürdürülebilir kalkınma ilke ve amaçlarını benimsemelerini sağlamak ve sosyal sorumluluk projelerine yönelik çalışmaları artırmak gibi somut hedefler ışığında da çalışmalarına devam ediyor.


Kibar Holding’in 10’uncu Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da 26 katlı binada 3 kişinin öldüğü yangınla ilgili davada 4 tahliye kararı Ankara’da 3 kişinin hayatını kaybettiği 26 katlı binadaki yangına ilişkin davada 4’ü tutuklu 13 kişi hakkında ara karar verildi. Mahkeme, ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulayarak 4 tutuklu sanığın tahliyesine karar verdi. Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar müteahhit Bedri Y., müteahhit Kadir D., inşaat mühendisi İbrahim K., yapı denetim şirketi sahibi Yavuz Selim K. ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı yargılamanın başladığını bildirerek, iddianamenin özetini okuyarak kimlik tespiti yaptı. Mahkeme başkanının söz vermesi üzerine konuşan tutuklu sanık müteahhit Bedri Y., yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda projeleri bulunduğu için 2017’de projeden fiilen çekilmek istediklerini, temsili olarak yüzde 10 payla ortaklıkta kaldıklarını ifade etti. Elektrik tesisatının en son yapıldığını ifade eden sanık, projeden çekilmelerinin ardından inşaatla ilgili bilgi, talimat veya fiili bir görevlerinin kalmadığını söyleyerek, "Bizim sahada elemanımız yoktu, sadece maddi destek sağlıyorduk. Binlerce konut yaptım, ilk defa hakim karşısındayım. İnşaat sürecinin ayrıntılı olarak incelenmesini ve gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Tutuklu sanık inşaat mühendisi İbrahim K. savunmasında, söz konusu sitenin inşaat sürecinde şantiye şefi olarak görev yaptığını anlatarak, "Bu süreçte yapılan tüm işler projeye ve standartlara uygun şekilde yürütüldü. Yaşanan olayda benim bir sorumluluğum yoktur" dedi. Diğer sanık müteahhit Kadir D. ise sanık Bedri Y. ile ortaklık üzerinden söz konusu sitenin yapımına 2016 yılında başladıklarını belirterek, "Yapı denetim firmasının maddi sorunları nedeniyle yapımı son safhada kaldı. Bu nedenle iskan süreci ilerlemedi. 2017 yılında karaciğer nakli nedeniyle bir süre inşaattan uzak kaldım. Bu dönemde de işleri ortağım takip etti" ifadelerinde bulundu. Elektrik, su ve doğalgaz için yapılan tüm başvurularda ilgili kurumların kontrolden sonra onay verdiğini anlatan Kadir D., asansörlerdeki bazı sorunlar nedeniyle iskan çıkmadığını ifade etti. "2020 yılından sonra hiçbir imzam yoktur" Yapı denetim sahibi tutuklu sanık Yavuz Selim K., "Benden sonra kimin denetlediğini, nasıl devam ettiğini bilmiyorum. Denetim faaliyetimi yapmadığım için asli kusurlu gözüküyorum. Denetim yapabilmek için belli şartların yerine getirilmesi gerekiyor. Bu şartlar yerine getirilmemişken 2018’de bu yapı mühürlendi, kaçak bir yapı haline geldi. Kaçak bir yapının tarafımca denetlenmesi beklenemez. 2020 yılından sonra hiçbir imzam yoktur. Elektrik ve su abonelikleri için yapı denetimin izni olması gerekir ama benim şirketim kapanmıştı. Binayı kullanıma açma yetkisi ve kontrol sorumluluğu tamamen yapı sahibine aittir. Bu sebeple benim bir suçum yok, tahliyemi talep ediyorum" dedi. "Bina sakinleri tedirgin olmasın diye etiket yapıştırmamam söylendi" Asansör bakım çalışanı Ali Can Ö. makine mühendisi olduğunu aktararak, "Firma çalışanı değilim. Asansörün eksiklikleri olduğu için kırmızı etiket yapıştırdım. Asansörün acil kurtarma butonu çalışmıyordu. Alet kurtarma sistemi de çalışmıyordu. Bina sakinleri tedirgin olmasın diye etiket yapıştırmamam söylendi, söktüm. Binada yanma asansörü de bulunuyordu. Prosedüre göre asansörün kullanılmaması gerekiyordu" beyanında bulundu. Tutuksuz sanıklar Esra Yaşar Ö., Mücahit Enes E., Fatma Bilgenur G. ve Muhammet Hüseyin Y. ise herhangi bir bilgilerinin olmadığını dile getirdi. Apartmanın asansörüne bakım yapan tutuksuz sanık Mustafa A., "Bahsi geçen firmaya da binaya da görevli arkadaşımızla gittik. Kontrollerimizi yaptık. Asansöre kırmızı etiket verdik. Bina yöneticisiyle de bir görüşme yapmadık. Bakım servisi olduğunda gidiyorum ancak bir eğitim almadım" dedi. Söz alan cumhuriyet savcısı mütalaasında tutuklu 4 sanık hakkında tahliye talep etti. Sanık ve avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti 4 tutuklu sanığa ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulayarak tahliyesine karar verdi. Sonraki duruşma 13 Şubat 2026’a ertelendi. Olayın geçmişi Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi’nde bulunan bir sitedeki 26 katlı binada 12 Temmuz’da çıkan yangında 1’i bebek 3 kişi hayatını kaybetmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yangına ilişkin başlatılan soruşturmada yangının çıkmasına yol açacak yapı eksikliklerinin sorumlusu olduğu belirtilen 4 kişi tutuklanmıştı. Başsavcılığın olaya ilişkin hazırladığı iddianamede, binanın şaft boşluğundan geçen elektrik iletim hattının metal gövdesinin 10. kat seviyesinde deformasyona uğradığı, yangının bu bölümdeki aşırı ısınma ve gevşek bağlantı gibi sebeplerle iletim hattındaki "şase patlaması" sonucu başladığı tespitine yer verilmişti. İddianamede, yangının çıkmasına yol açacak yapı eksikliklerinin sorumlusu olduğu belirtilen yüklenici firmanın müteahhidi, asansör bakım firmasının sahibi, site yöneticisi ve yapı denetim şirketi firmasının sahibinin de bulunduğu 13 sanığın "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.