KÜLTÜR SANAT - 11 Eylül 2019 Çarşamba 10:03

Kitapseverler Maltepe Kitap Fuarı’nda buluştu

A
A
A
Kitapseverler Maltepe Kitap Fuarı’nda buluştu

Maltepe’de kapılarını açan kitap fuarı, kitapseverlerden büyük ilgi görüyor.

Maltepe’de kapılarını açan kitap fuarı, kitapseverlerden büyük ilgi görüyor. Fuar kapsamında düzenlenen söyleşi ve imza günlerinde, okuyucular sevdikleri yazar ve sanatçılarla buluşmanın keyfini çıkartıyor.


Maltepe Belediyesi “Edebiyatın Eylül Durağı” sloganıyla, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlediği kitap fuarı, ikinci gününde de birbirinden renkli söyleşiler ve imza günleriyle devam etti. Etkinliğin bu özel gününde yayınevleri ve sahaflar fuardaki yerlerini aldı. Fuar kapsamında Nasuh Mahruki, aynı zamanda bir kitabının da adı olan, “Kendi Everest’inize Tırmanın” konulu bir söyleşi düzenledi. Söyleşide deneyimlerini paylaşan Mahruki, “Mesele potansiyelini keşfetmek ve kendini aşmak. Bu noktada denemek çok önemli. Yapar mıyım, yapamaz mıyım sorusunu anlamlandırabilmek yani. Hedefinize odaklanırsanız, hayat, hedefe doğru fırsatları çıkarıyor. Benim yaşadığım dönemde aile desteği haricinde bana ilham veren birileri yoktu. Kendi bireysel çabalarım ile deneyerek sınırlarımı keşfettim. 8 bin metreye tırmanan ilk dağcıyım. Herkes kendiyle yarışmalı ve kendi Everest’ine tırmanmalı. Hayatınız en büyük maceranız olsun” dedi. Mahruki daha sonra kitaplarını imzaladı.



Kerim Korcan unutulmadı


40 seneye yakın bir süre Maltepe’de yaşayan Linç ve Tatar Ramazan’ın yazarı Kerim Korcan da, kızı Sema Korcan, şair-yazar Celal Çalık ve Rıfat Ilgaz’ın oğlu yazar Aydın Ilgaz’ın katılımıyla anıldı. “Kerim Korcan’ın anısına adıyla düzenlenen söyleşide Aydın Ilgaz, babası Rıfat Ilgaz ile Kerim Korcan’ın dostluklarını, o dönemde yaşayan aydınların nasıl bedeller ödediklerini anlatarak, “Umuyorum artık şairler, yazarlar ve sanatçılar böyle bedeller ödemek zorunda kalmaz. Umuyorum kimse Ilgaz ve Korcanlar gibi kafası ve ciğeri mikroplu adam diye nitelendirilmez” şeklinde konuştu.


Korcan’ın kızı Sema Korcan ise babasının dik başlı ve onurlu tavrından dolayı unutturulmak istendiğini belirterek şunları söyledi:


“Babam ölmeden önce ‘Benim ölümden bile korkacaklar’ demişti ve dediği gibi de oldu. Kerim Korcan’dan hala korkuyorlar.”


Fuar programı kapsamında şair-yazar Halil İbrahim Özcan, şair ve gazeteci İbrahim Tığ, yazar, şair ve araştırmacı Güney Özkılınç, “Yerel Yönetimlerde Kültür Politikaları” adlı söyleşide yerel yönetimlerde uygulanan başarılı kültür ve sanat politikalarından bahsederek, Bursa’nın Nilüfer ve Zonguldak’ın Devrek ilçelerinde yapılan çalışmalardan bahsetti. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Özden Toprak moderatörlüğünde, aynı üniversiteden Prof. Dr. Sedat Cereci ve Beykent Üniversitesi Sinema-Tv Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengis Asiltürk ise “Edebiyatta ve Sinemada Hoşgörü” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.



Buket Uzuner’den tarihi örnekler


Söyleşi programlarının son bölümünde şair-sanatçı Mehtap Meral ve yazar Buket Uzuner, “Kadınsız Edebiyat Kadınsız Hayatın Aynasıdır” adlı söyleşide buluştu. Mehtap Meral’in moderatörlüğünde edebiyatta kadınların yeri ve Uzuner’in roman kahramanlarının masaya yatırıldığı söyleşide konuşan Uzuner, “Bizde edebiyat yapma, olumsuz manada kullanıla gelmiştir hep. Bir olayı hikayeleştirerek anlatmak, zaten onun bilinilirliğini de arttırır. Mesela tüm kutsal kitaplar bu metodu uygular. Örneğin Yunus Peygamber’in hikâyesi gibi. Bununla birlikte kadın roman kahramanları yok denecek kadar azdır ya da romanda olan kadınların başına her türlü felaket, tecavüz ve ölüm gelir. Bunu oluşturan da erkek egemen edebiyattır. Mesela mitolojide Daphne ve Apollon hikayesi vardır. Burada kadın, erkekten rahatsızken, yine erkek egemen anlayış hâkim olduğu için hikaye başka türlü anlatılır. Ben romanlarımda kadınları hep baş köşeye oturttum ve onları anlattım. Romanımdaki Defne Kaman karakteri de, tüm bunlar üzerine şekillendi” dedi.


Söyleşiler sonrası tüm konuklara plaket takdim edildi ve imza günü düzenlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.