GENEL - 03 Mayıs 2021 Pazartesi 10:11

(Özel) Kızı, ölüm yıl dönümünde Murat Dilmener’i anlattı

A
A
A
(Özel) Kızı, ölüm yıl dönümünde Murat Dilmener’i anlattı

Prof.

Prof. Dr. Murat Dilmener’in vefatının birinci yıl dönümünde kızı Fulya Dilmener Gençoğlu, babasının adının verildiği hastaneyi ziyaret etti. Gençoğlu, “ Her bir ölüm bizim için babamı hatırlatıyor. Onu kaybettikten sonra büyük bir boşluğa düştük. Çok yoğun duygular yaşıyorum zamanla acılar küllenir denilir ama pek küllenmedi. Lütfen herkes aşılarını yaptırsın bu koronadan kurtulalım” ifadelerini kullanırken Gençoğlu, babasız geçen bir yılına ilişkin bir de mektup yazdı.


İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin duayen hocalarından, korona virüse yakalanan ilk hekimlerden olan Prof. Dr. Murat Dilmener, bir ayı aşkın süren tedavisine rağmen geçtiğimiz yıl 3 Mayıs’ta 78 yaşında korona virüs nedeniyle hayatını kaybetmişti. Maddi imkanı olmayan hastaları ücretsiz tedavi ettiği için ‘Yoksul doktoru’ olarak da anılan Dilmener’in vefatının birinci yıl dönümünde kızı Fulya Dilmener Gençoğlu, babasının adının verildiği Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni ziyaret etti. Gençoğlu, uzun yıllar birçok öğrenci yetiştiren çok sayıda hastaya şifa olan Murat Dilmener için hastanede oluşturulan alanı hastanenin başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş ile inceledi. Acılarının hala taze olduğunu belirten Gençoğlu, korona virüsten kayıp vermeyen insanlarda duyarsızlık gördüğünü belirterek virüsün ciddiye alınması uyarısında bulundu. Gençoğlu, babası PTT’nin için özel olarak bastığı kişisel pulu hastanedeki köşede sergilenmesi için Başhekim Adaş’a verdi. Gençoğlu, babasının vefatı sonrası geçen bir yıldaki duygularını içeren bir mektup da yazdı.



“Babamı kaybedeli bir yıl oldu ama gerçekten acımız hafiflemedi”


Babasının vefatının yıl dönümünde adının verildiği hastaneyi ziyaret eden Fulya Dilmener Gençoğlu, “Buraya gelince gerçekten çok heyecanlandım ve babamın resmini görünce bir hüzün kapladı. Konuşurken de zorlanıyorum. Şu anda Marmara Üniversitesi Hazırlık Bölümü’nde İngilizce okutmanlığı yapıyorum. Bu babamın çok istediği bir şeydi. Babam benim öğretmen olmamı istiyordu. Babamı kaybedeli bir yıl oldu ama gerçekten acımız hafiflemedi. Çünkü pandemi süreci hala devam ediyor. Vakaların artması bizi gerçekten çok üzüyor. Her bir ölüm bizim için babamı hatırlatıyor. Yoksul doktoru bir doktordu, kendini hastalarına adamıştı. Çok güzel bir hayatı oldu, işini severek yapıyordu. Pandeminin ilk başında babamı kaybettik, başından beri hep ön safhada, son nefesine kadar hastalarına cevap verdi. Gerçekten çok mutlu oluyorum keşke o da görseydi bu günleri, adının hastaneye verilmesiyle çok onur duyduk. Bizim için çok büyük bir şeref, bize bıraktığı en güzel miras. Bu konuda devlet büyüklerimize çok teşekkür ediyoruz. Babamın ruhunun burada yaşadığını düşünüyorum. Huzur içinde yatıyordur diye düşünüyorum” dedi.



“Onu kaybettikten sonra büyük bir boşluğa düştük”


Salgının bitmediğini insanların önlemlere uyum göstermesi gerektiğini belirten Gençoğlu, “İnsanların biraz daha duyarlı olması lazım, çevrenizdeki insanları düşünmemiz lazım. Çevremizden kaybettiğimiz bir kayıp, bütün aileye ateş gibi düşüyor. Biz bunu çok yakından yaşadık, hala da bana bu travmasını atlatmış değiliz gibi geliyor. İnsanın başına gelmediği sürece bence bu hastalığın önemi anlaşılmadı. Bu hastalığı çevresinde görmeyen insanlar daha duyarsız gibi geliyor bana. Herkese sesleniyorum lütfen, herkes elinden geleni yapsın. Daha fazla canlar gitmesin. Babam hayatımın her dönemine imza atmış bir insandı. Onu kaybettikten sonra büyük bir boşluğa düştük. O bizim elimiz, kolumuz, ayağımızdı her konuda bize destek olurdu. Koskoca geçen bir senenin ardından biraz duygularımı paylaşmak için bir duygu metni hazırladım. İçimden gelen her şeyi yazmaya çalıştım. Babamı ne kadar özlediğimi, onunla ne kadar güzel günler geçirdiğimi, onları çok özlediğimden bahsettim. Çok yoğun duygular yaşıyorum zamanla acılar küllenir denilir ama pek küllenmedi. Lütfen herkes aşılarını yaptırsın bu koronadan kurtulalım” ifadelerini kullandı.



“Son derece mütevazi, yardımseverdi”


Dilmener’in kendisinin de hocası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin bağlı bulunduğu SBÜ Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş, “1980 İstanbul Tıp Fakültesi mezunuyum, Murat Hoca da bizim hocamızdı, hakikaten kendisini bütün öğrenciler çok severdi. Son derece mütevazi, yardımsever, herkese hastalarına son derece dikkatli, iyi davranan her türlü yardım ve iyiliği yapan bir kişiliğe sahipti. Vefatına çok üzüldük. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da hastanemize isminin verilmesi bizleri çok onure etti. Hocamız adına da çok sevindik, İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olarak da çok sevindik, çok mutlu olduk. Daha sonra sadece böyle yapmayalım hocamızı birkaç anıda da ya da mekanda da yaşatalım istedik. Aileyle temasa geçtim. Hocamızın eşyalarından bir takım muhafaza ettiklerinin hepsini bize verdiler. Eski resimleri, diplomaları, eski anılarla ilgili ne varsa aile bize verdi. Onları da burada sergileyerek hocamızın küçük bir köşesini yaptık. Anısını ve kendisini bu şekilde yaşatmaya çalışıyoruz” diye konuştu.



“Onun çizgisinden devam ediyoruz”


Hocası Murat Dilmener’in adının verildiği hastanede başhekim olarak görev yapmaktan gurur duyduğunu ve Dilmener’i özlemle andıklarını ifade eden Adaş, “Bu bir yerde aslında hocanın da hocalık gücünü gösteriyor. Ne mutlu bizim gibileri yetiştiriyor bizlerde onun çizgisinden devam ediyoruz. Bizden sonra gelecek nesillerde bizim çizgimizden inşallah düzgün bir şekilde devam edeceklerdir diye düşünüyorum” dedi.


Fulya Dilmener Gençoğlu, mektubunda ise, “Yaşamımdaki en güzel örneğim, başım sıkıştığında kurtarıcım ve hayatımdaki her şeyde imzası olan canım babam 3 Mayıs 2020’de aramızdan ayrıldı. Pandeminin ülkemize görüldüğü ilk günlerden itibaren korkusuzca son nefesine kadar hastalarını tedavi etti. Babamın ölümü sadece bizde boşluk oluşturmadı. Onu tanıyan bütün sevenlerini ve hastalarını yasa boğdu. Gün geçtikçe yokluğunu daha derinden hissediyorum. Onunla geçirdiğim güzel günlerin fotoğraflarıyla yetiniyorum. Babam mükemmel bir babaydı bize sevgisini en iyi şekilde gösterir ve hep bizi koruyup kollardı .Derdimiz onun derdi olurdu. Sadece bizim derdimiz onun derdi olmazdı o bütün sevdiklerinin hastalarının dertlerini bir matematik problemini çözer gibi hızlı ve pratik çözümler üreterek çözerdi. Çok zeki ve ileri görüşlü bir insandı. Az konuşur çok icraatta bulunurdu. Herkesin kendi gibi çalışkan ve atik olmasını isterdi. Hümanist ve idealist bir doktordu. Her iş onun için bir görevdi. Mesleğini büyük bir şevkle icra ederdi. Doktorluk mesleğini layıkıyla yapıp aramızdan bedenen ayrıldı. Koskoca 1 yıl geçti ölümünden ama bizim ruhumuzdaki varlığı hiç eksilmedi hep kalbimizde yaşıyor ve yaşayacak. Hocaların Hocası ve yoksul doktoru olarak da öğrencilerinin ve hastalarının hatıralarında kalacak. Bir yerde okumuştum ”Bir baba ne zaman ölür. Bir babanın hayırlı evlatları varsa, evlatları ölene kadar o baba ölmez.” Babacığımızın bize miras bıraktığı bu gururu ve onuru bir ömür boyu en iyi şekilde taşıyıp evlatlarımıza emanet bırakacağız” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.