GENEL - 12 Temmuz 2019 Cuma 09:14

(Özel) Ölmek üzere olan kirpiyi kurtarmak için kilometrelerce yol geldi

A
A
A
(Özel) Ölmek üzere olan kirpiyi kurtarmak için kilometrelerce yol geldi

Kocaeli’de bulunan Çağırgan köyünde yaşayan vatandaş, arazisinde bulduğu kirpinin ölmek üzere olduğunu fark edince seferber oldu.

Kocaeli’de bulunan Çağırgan köyünde yaşayan vatandaş, arazisinde bulduğu kirpinin ölmek üzere olduğunu fark edince seferber oldu. Kirpiyle birlikte minibüse atlayıp kilometrelerce yol kat eden ve İstanbul’a kadar gelen vatandaş, yaşam savaşı veren talihsiz kirpiyi önceden tanıdığı veteriner hekime teslim etti. Veteriner Hekim Nilay Tezsay tarafından ilk müdahalesi yapılan kirpinin sağlık durumu önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.


Kocaeli’ne bağlı Çağırgan köyünde yaşayan Ömer Faruk Kırçın isimli vatandaş, gündüz vakti yerde hareketsiz şekilde gördüğü kirpiyi görünce hayvan için seferber oldu. Kirpilerin normal şartlarda gündüz saatlerinde dışarıda görülmediğini bildiği için bir terslik olduğunu fark eden vatandaş, hemen kirpiye çay tabağıyla su verdi. Sevimli kirpinin yiyecek yemesi için de büyük çaba sarf eden Kırçın, durumun ciddi olduğunu fark edince önceden tanıdığı Veteriner Hekim Nilay Tezsay ile temasa geçti. Kirpiyi güvenli bir sepete koyarak minibüse atlayan Kırçın, Tezsay’ın İstanbul Kadıköy’deki veteriner kliniğine geldi. Talihsiz kirpiyi kurtarmak için bir şehirden diğerine yolculuk etmekten çekinmeyen Ömer Faruk Kırçın, kirpiyi büyük bir özenle uzman ellere teslim etti.


Sevimli kirpinin durumu hakkında Kırçın’dan bilgi alan Veteriner Hekim Nilay Tezsay, ciddi derecede susuzluk ve yüksek oranda enfeksiyon nedeniyle hayati tehlike yaşayan hayvana ilk etapta serum ve antibiyotik verdi. Hastalanan hayvanlar için kullanılan güçlü bir mamayı da kirpinin yiyebilmesi için önüne koyan Tezsay, enjeksiyonların devam edebilmesi ve güçlü şekilde beslenebilmesi için kirpinin en az 1 hafta süreyle gözetim altında kalması gerektiğini belirtti. Tedavisinin ilk anlarından itibaren yiyecek kokusuna reaksiyon göstermeye başlayan kirpinin sağlık durumu ilerleyen günlerde netlik kazanacak.



"Hasta olmasa gündüz dolaşmazdı"


Yaşam savaşı veren kirpiyi uzman ellere yetiştirerek büyük duyarlılık gösteren Ömer Faruk Kırçın, “Ben İzmit’in bir köyündeyim, 4-5 dönüm bir yerim var. Orada kedilerim, köpeklerim var. Dün ikindi vakti bir baktım, kirpi kenarda yanlama yatıyor. Bildiğim kadarıyla kirpiler gündüz dolaşmaz. Eğer dolaşıyorsa veya bir kenarda yatmışsa kesin hastadır dedim. Aldım, büyük bir yoğurt kovasının içine koydum. Su verdim, suyunu şıpır şıpır içti. Biraz taze açma, poğaça vardı; ondan verdim. Onu da kıpır kıpır kemirdi. Tabi veterinere de getirmemiz lazım. Bunlardan da anlayan benim tek tanıdığım Nilay Hanım var. Ben hasta olduğunu anladım. Çünkü hasta olmasa gündüz dolaşmaz kirpiler, mutlaka saklanır. Sadece kedilere köpeklere değil, bu tür değişik bir hayvan denk gelince de elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.



"Kirpiler artık şehir hayvanı"


Kirpiye ilk müdahaleyi yapan Veteriner Hekim Nilay Tezsay ise “Derisinde su azalmış. Uzun süre su bulamamış. Çok sıcaktı biliyorsunuz. Çok sıcak bir yaz geçirmeye devam edeceğiz. Gözleri de kapalı. Genel enfeksiyon olunca gözleri de kapanıyor. Genel enfeksiyondan dolayı idrar dışkı karışıklığı var. Antibiyotiğini uyguladık ve ona çok lezzetli bir mama vereceğiz. Özellikle yaz aylarında bu hayvanlar yiyecek bulamayabiliyorlar. Kış uykusundan uyanan bir birey için yiyecek bulmak çok zor. Kirpiler artık şehir hayvanı diyebiliriz. Karga, martı, güvercin gibi kirpiler de artık sitelerimizde çok sık varlar. O yüzden hastalanabiliyorlar. Bunun en belirgin durumu şu, gün ışığında kirpi görmeyiz. Genelde hava kararırken ya da sabah erken saatlerde görürüz normal şartlarda. Ama o kadar hastalanmış ki artık dün saat 4 - 5 sıralarında görülmüş” dedi.



"Yaban hayvanı diye ölüme terk edilemezler"


Uyguladığı tedaviyle ilgili de bilgi veren Veteriner Hekim Tezsay, “Antibiyotikle genel enfeksiyonunu gidermeye çalışacağız. Bir kurtulma şansı var. Gözleri de kapanmış enfeksiyondan dolayı. Vücutta o kadar çok enfeksiyon var ki gözleri kapanıyor, daha sonra böbrekleri iflas edebiliyor. Bunu tamamlamamız gerekiyor ve iyi şekilde besleyeceğiz. Bunun prosedürü de, ilk yardım sürecinde 1 hafta kadar tutmamız gerekiyor. Bütün hayvanlar şehir içinde su bulamıyorlar. O yüzden ilk hastalandıran şey susuzluk. Su kabı mutlaka sığ olmalı. Derin su kaplarına bu hayvanlar burunlarını sokamıyorlar. İnsan olarak yapabileceğimiz en güzel şey bu. İstiyoruz ki bakanlık ve belediyeler bu tarz ilkyardım merkezleri yapsınlar, gönüllüler beslesin. Beslemeyi herkes yapabilir, eğer doğru besin varsa ellerinde yapabilirler. Ekmek asla vermiyoruz. Bunun altını çizmek istiyorum. Kirpilere süt verilmez. Çünkü laktozu sindiremezler ve ishal yapar. Bu ufaklık kendini daha iyi hissediyor ve kokulara gidiyor. Özellikle bu mama çok lezzetli ve biraz yemesini bekliyorum. Daha da iyiye gidecek. Bence düzelme şansı gayet yüksek. İnşallah düzelir. Gözleri açıldığı zaman muhtemelen un kurtlarını da kıtır kıtır yiyecek. Vatandaşlara sesleniyoruz, lütfen duyarlı olalım, en yakın kliniklerle birlikte çözmeye çalışın. Her vakayı biz çözemeyiz. Onların sağlığı da değerli. Yaban hayvanı diye ölüme terk edilemezler” dedi.


Öte yandan kurtardığı yavru bir ebabili de gösteren Tezsay, “Bu çatıdan düşen bir yavru. Bunlar da böcekçiller. Anne babaları gökyüzündeki sinekleri yiyorlar. Hatta bu sayede sinekler bizi yemiyor. Peki biz neler yapabiliriz, mesela ben Antalya’dan un kurtları getirtiyorum. Tabii ki bunlar pahalı şeyler, kilosu 50 TL ile 120 TL arasında değişiyor. O yüzden birisi bir hayvan getirdiği en azından gıda desteği vermelerini istiyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.