SAĞLIK - 15 Eylül 2020 Salı 10:14

Pandemi döneminde antioksidan içeriği yüksek besinlerin önemi

A
A
A
Pandemi döneminde antioksidan içeriği yüksek besinlerin önemi

Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönem için en önemli kalkanımız.

Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönem için en önemli kalkanımız. Eğer vücudumuzun savunma sistemi güçlü ise viral enfeksiyonlara yakalanma ihtimalimiz de bir o kadar düşük. Bunun için de, antioksidan içeriği yüksek besinlerin beslenme planına dahil edilmesi kendimiz ve sevdiklerimiz için yapacağımız en büyük iyilik. Antioksidan açısından en zengin doğal gıdaların başında propolis geliyor. Bunun yanı sıra; arı sütü, ham bal, arı ekmeği, polen, kırmızı ginseng, soğan, sarımsak, zencefil, zerdeçal da bağışıklığı destekleyen önemli besinler"" dedi.


Ofislerde temizlik protokolleri oluşturulması gerektiğini ifade eden Samancı, bu protokollerin uygulanıp, uygulanmadığına dair kontrollerin yapılmasının çok büyük önem taşıdığını belirtti. Belirlenen kuralların yeni normale uygun olması gerektiğini dile getiren Samancı, "Gıda sektöründe zaten hali hazırda uygulanan hijyen tedbirlerimiz uzun yıllardır var. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte ekstra tedbirlere ihtiyacımız var. Bunların başında sosyal mesafe ve sürekli maske uygulaması geliyor. Bu iki çok önemli kuralı hayatımızın temel prensibi haline getirmek zorundayız. Ayrıca el hijyenimize ekstra önem göstermemiz gerektiği de aşikar. İş yerlerinde bu kuralları sürekli hatırlatan uyarılar bulunmalı ve çalışanlarında birbirlerini bu kurallar konusunda uyarması gerekiyor" dedi.



"Alanların havalandırılması çok önemli"


Bir odada aynı anda sınırlı sayıda kişinin bulunması gerektiğini anlatan Samancı, "Ofis düzeninin bu kişilerin arasında da en az 2 metre mesafe olacak şekilde ayarlanması gerekiyor. Ek olarak, sosyal mesafe ve az kişi kuralını korumak adına vardiyalı çalışma sistemi de çözüm olabiliyor. Girişlerde çalışanların ateşlerinin ölçülerek maske takılması zorunluluğu getirilmesi, ofisteki herkesi korumak adına önem arz ediyor. Kendini hasta hisseden ya da hastalık belirtisi gösteren çalışanların ise ofise kesinlikle gelmemesi gerekiyor. Bu gibi durumlarda ise şirketin çalışana izin vermek konusunda esnek olması en önemli önceliklerden. Ofislerin ve şirket araç ve servislerinin her gün mutlaka dezenfekte edilmesi, hijyenin sürekliliği açısından gerekli hale geldi. Ofisin her köşesine el dezenfektanları yerleştirilmesi ve çalışanların sık sık kullanıma teşvik edilmesi önemli. Ofislerde ortak alanlarda devamlı temas edilen kahve makinesi, asansör düğmeleri, kapı kolları gibi noktalara temas sonrası el hijyeni mutlaka sağlanması gerekiyor. Ofis alanlarının düzenli olarak havalandırılması da ayrıca çok önemli" diye konuştu.



"Antioksidan içeriği yüksek besinler tüketilmeli"


Pandemi sürecinde teması arttıran faaliyetlerin yapılmaması gerektiğine dikkat çeken Samancı, sözlerine şöyle devam etti: "Yeni normalde, artık hepimizin bireysel olarak birtakım kurallara uygun olarak yaşamamız zorunlu. Tokalaşmayı ve sarılmayı çok seven bir toplum olmamıza rağmen şu süreçte teması arttıran bu faaliyetleri yapmamak gerekiyor. Kalabalık ortamlara mümkün olduğu kadar girmemek ve her daim maske kullanmakta dikkat etmemiz gereken diğer önemli hususlar. Kolonya gibi bir el dezenfektanını sürekli çantamızda bulundurmamız da yarar var. Hapşırık ya da öksürük sırasında, maskeli ya da maskesiz fark etmeksizin, ağzı bir kağıt mendil ile kapatmak ve o mendili hemen çöpe atmak gerekiyor. Eğer mendile ulaşılamıyorsa ise ağzı dirsek içi ile kapatmak alternatif çözüm olarak kullanılabilir. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönem için en önemli kalkanımız. Eğer vücudumuzun savunma sistemi güçlü ise viral enfeksiyonlara yakalanma ihtimalimiz de bir o kadar düşük. Bunun için de, antioksidan içeriği yüksek besinlerin beslenme planına dahil edilmesi kendimiz ve sevdiklerimiz için yapacağımız en büyük iyilik. Antioksidan açısından en zengin doğal gıdaların başında propolis geliyor. Bunun yanı sıra; arı sütü, ham bal, arı ekmeği, polen, kırmızı ginseng, soğan, sarımsak, zencefil, zerdeçal da bağışıklığı destekleyen önemli besinler"


Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, güçlü bir bağışıklık sistemi için en az 10 oranında saf anadolu propolisi içeren propolis damladan tüketilmesi gerektiğini belirterek, "Yetişkinlerin günde en az 20 damla, çocukların ise günde en az 10 damla tüketmeleri tavsiye ediliyor. Hastalık ya da halsizlik durumunda bu miktarın 4 katına çıkarılması gerekiyor. Bunun yanı sıra, ham bal, arı sütü, ginseng, zencefil, zerdeçal içeren karışımlardan da her gün 1-2 tatlı kaşığı tüketilebilir. Ayrıca, yeterli su tüketimini de atlamamak gerekiyor. Yetişkin bir bireyin günde yaklaşık 2-2,5 litre su tüketmesi gerekiyor. Bu miktar, bireysel farklılıklar gösterdiği için kgx30 ml şeklinde hesaplanarak gün içerisinde ne kadar su tüketmemiz gerektiğini belirleyebiliyoruz" diye konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü E-5 yan yoldaki feci kazada faciadan dönüldü: Taksi refüje savruldu, diğeri simit tezgahına çarpmadan durabildi Beylikdüzü’nde E-5 yan yol Avcılar istikametinde bekleyen ticari taksi, arkadan başka bir aracın çarpması sonucu refüje savruldu. Kazaya karışan araçlardan biri üst geçidin altındaki simit tezgahına çarpmaya ramak kala durabildi. Kazada 2 kişi hafif yaralandı. Yaralılar sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Olay, sabah saat 06.30 sıralarında Beylikdüzü Yakuplu Mahallesi Haramidere mevkii E-5 yan yol Avcılar istikametinde meydana geldi. İddiaya göre, yol kenarında bekleyen Fatih S. kontrolündeki 34 TKH 23 plakalı ticari taksiye, Sezer G. kontrolündeki 34 RB 6959 plakalı araç arkadan çarptı. Ticari taksi çarpmanın etkisiyle savrularak yolun karşısındaki refüje çıktı. Sezer G. kontrolündeki otomobil yan yol üzerindeki üst geçidin altında bulunan simit tezgahına çarpmaya ramak kala durabildi. Yaşanan kazada her iki sürücüde hafif yaralandı. İhbar üzerine kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralanan sürücüler sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle Beylikdüzü E-5 yan yol üzerinde yoğun trafik oluştu. Polisin kontrolüyle trafik akışı sağlanırken kazaya karışan araçlar çekici ile kaldırıldı. Yaşanan kazaya şahit olan bölgedeki esnaflardan biri olayla ilgili olarak, “ Burada devamlı kaza oluyor. Bir değil iki değil. Yol kaygan zemin kaygan. Artı olarak durağın girişine bakın hiçbir önlem yok. Burası yokuş aşağı, araçlar kayıyor. Haberlere bakarsanız birçok kaza yaşandı burada ama Allah’tan kimseye bir şey olmadı. Aniden bir gürültü oldu. Arkama bile bakmadan kaçtım. Taksi duruyordu burada. Arkadan çarptılar” dedi
Mersin Mersin’de açık alanda kayısı hasadı başladı Mersin’in Mut ilçesinde sofralık kayısı hasadı başlarken, bu yıl 150 bin ton kayısı rekoltesi ve 80 bin ton ihracat bekleniyor. Türkiye’de sofralık kayısı üretiminin yüzde 90 ile 95’inin üretildiği, coğrafi işaretli sofralık Mut kayısısının açık alanda hasadı başladı. Mikro klima özelliğine sahip, dünya üzerinde tartışılmaz rengiyle, kokusuyla, görüntüsüyle rakip tanımayan Mut sofralık turfanda kayısısı Rusya, Orta Doğu, Hindistan ve Avrupa’ya ihraç ediliyor. 712 bin dekar tarım arazisi olan Mut ilçesinde, 77 bin 800 dekar alanda üretim yapılan kayısıda bu yıl rekoltenin 150 bin ton ve ihracatın ise 80 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Kilosu 80 ile 120 liradan alıcı bulan kayısının fiyatlarından memnun olan üreticiler, eriğin altın yılını yaşadığını, kayısıdan da umutlu olduklarını söylediler. Kayısı hasadı dolaysıyla İlçe Kaymakamı İhsan Ayrancı, beraberinde Ziraat Odası Başkanı Muharrem Yılmaz ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Mut Toptancı Hali Sebze Meyve Komisyoncular Derneği Başkanı Zeki Cüce ile birlikte hasat toplanan kayısı bahçelerini yerinde inceledi. Kaymakam Ayrancı, işçilerle birlikte kayısı topladı, kayısı toplamın zevkli olduğunu söyledi. Ayrancı, Mut’ta bu hafta itibarıyla kayısı hasadının başladığı bilgisini vererek, "Biz de bugün hasat yapan emekçi kardeşlerimizle, arazi sahiplerimizle beraber bahçeleri geziyoruz. Kayısı, ilçemizde gerçekten çok stratejik bir ürün. İlçemizdeki çiftçilerimizin elde ettiği tarımsal gelirde de önemli bir paya sahip. 150 bin ton civarında bir rekolte beklentimiz var bu sene. İnşallah bereketli bir sezon olur. Çiftçimizin iyi gelir ettiği bir sezon olur. Ben bütün ilçemize, bütün çiftçilerimize hayırlı bereketli bir hasat dönemi diliyorum" dedi. Mut Ziraat Odası Başkanı Muharrem Yılmaz ise, "Mut ilçemizde 77 bin 800 dekar alanda kayısı üretimi yapmaktayız. Ürettiğimiz kayısıların hemen hemen yüzde 90-95’i sofralıktır. Türkiye’de Mut tekdir. İlçemizin bulunduğu coğrafi konumundan dolayı erkenci kayısı, Mut’ta başlamaktadır. Mut ilçemizde kayısı nisan sonu başlar haziran sonu sona erer" diye konuştu. Kayısı hasadına başlayan üreticilerden Selami Bulut, yaklaşık 10 yıldır kayısı üreticiliği yaptığını dile getirerek, "Ortalama 250 dönüm kayısı bahçem var. Tabi farklı çeşitlerimiz var. Erkenci kayısılarımız matador, kolarodo, medisin. Şu an itibarıyla 80 ile 120 lira arasında gitmekte. Tabi bu da bizim için mutluluk verici. İnşallah bu şekilde devam eder. Bütün çiftçilerimize bereketli hasatlar diliyorum. 300 tonun üzerinde bu bahçede meyvemiz oluyor. Tabi giderek de üretimimiz artıyor" ifadelerini kullandı.
Amasya Amasya’nın tescilli tatlısı ‘Unutma beni’ Amasya’nın coğrafi işaretle tescil edilen lezzetlerinden ‘unutma beni tatlısı’ meslek lisesi öğrencisi kızların elinde yeniden hayat buldu. Yapımında kullanılan malzemelerin çok ekonomik olduğu bu tatlı, damaklarda unutulmayacak izler bırakıyor. Coğrafi işaretle tescillendi Amasya Valiliği ve Ziyaret Belediyesi’nin girişimiyle coğrafi işaret alan ‘unutma beni tatlısı’ İlduş Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki öğretmen ile öğrencilerin elinde yeniden şekillendi. Tatlının yapımın köy ekmeği, üzüm pekmezi ve ceviz kullanıldığını belirten Yiyecek İçecek Hizmetleri Öğretmeni Bilsen Bodur, “Tatlımızın tadı çok güzel. Yiyen kişi tadını bir daha tadını unutmuyor” dedi. Tatlıyı çocukluk döneminde annesinin de yaptığını hatırlatan Bodur, “Köylerde yapılıyordu. Şehir merkezlerinde çok yapılmıyordu. Şimdi biz bu tatlımızı öğrencilerimize de öğreterek sofraları tatlandırmasını sağlayacağız” diye konuştu. “Ekonomik, besleyici ve kültürel değeri olan bir tatlı” Tescilli tatlı türüyle yarışmalara da katılmaya başladıklarına değinen İlduş Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Zübeyde Komaç da “Gayet ekonomik, besleyici ve kültürel değeri olan bir tatlıyı yapıp sunmak bizim için gurur verici oldu” şeklinde konuştu. Öğrencilerden Seda Koçak ise “Unutma beni tatlısını unutturmayacağız. Bu lezzeti herkese tattıracağız” ifadelerini kullandı.