Pandemi döneminden itibaren sayılarında büyük artış olan motorlu kuryeler, bir yandan kent koşuşturmacasının vazgeçilmez parçası olurken diğer yandan ölümle hayat arasında gidip gelen çalışma düzeninin içine sıkışmış durumda. Trafikte sık sık şikâyet konusu olan, ‘hız yapıyorlar’, ‘kural tanımıyorlar’ denilerek eleştirilen motorlu kuryelerin hikâyesinin arka planında ise görünmeyen, konuşulmayan bir sistem yatıyor. Bu sistemin merkezinde, puanlama ve performans baskısı bulunuyor. Her teslimat sonrası verilen puanlar, kuryenin günlük kazancından sistemde kalıp kalamayacağına kadar pek çok kritik başlığı belirliyor. Kuryeler, kurallara uyduklarında siparişi geç götürmekle, hız yaptıklarında ise canlarını tehlikeye atmakla karşı karşıya kalıyor. Öte yandan teslimat puanları, platformlar arasında dolaşan referans sistemine dönüşmüş durumda. Bir uygulamada düşük puan alan kurye, başka bir şirkete başvurduğunda aynı gerekçeyle reddedilebiliyor. Bu durum, bütün geçimini bu işten sağlayan kuryeleri bir anda işsiz ve borçlu bırakabiliyor. 2021-2025 yılları arasında Türkiye genelinde 224 motokurye trafik kazalarında hayatını kaybetti.








