GÜNDEM - 21 Ağustos 2025 Perşembe 11:10

Sarıyer’de av sezonu öncesinde balıkçılar hazırlıklarını yapıyor

A
A
A
Sarıyer’de av sezonu öncesinde balıkçılar hazırlıklarını yapıyor

Sarıyer’de balıkçılar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonu için hazırlıklarına hız kesmeden devam ediyor. Balık sezonuna hazırlanan limana bağlı tekneler böyle görüntülendi.



Denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağının 1 Eylül’de sona erecek olması nedeniyle teknelerini Sarıyer’deki Rumeli Feneri Liman’da çeken balıkçılar hazırlıklarına devam ediyor. Yeni sezon hazırlıklarının hızla devam ettiği limanda balıkçılar, bir önceki avlarda hasar gören teknelerini onarırken, ağlarını ise ilmek ilmek örerek yeniliyor. Bazı gemilerin ise, bakım ve onarımı için karaya çıkartılarak boya işlemleri yapılıyor. Yasağın kalkmasıyla ’Vira Bismillah’ diyerek avlanmaya çıkacak olan balıkçılar, yeni sezonda palamut balığının az olacağını ifade ederken, vatandaşların hamsiye, istavrite, lüfere doyacaklarını belirtti. Öte yandan, balık sezonuna hazırlanan tekneler havadan görüntülendi.


"Bu sene palamut balığı gözükmüyor"


13 yaşından bu yana balıkçılık yaptığını dile getiren Şaban Şengül, "1 Eylül’de denize çıkacağız şuan da ağlarımızı hazırlıyoruz. Gemiciler ayın 28’inde Ordu’dan gelecekler. Hazırlanmaya uğraşıyoruz son günlerde. İstanbul’da en büyük balıkçı barınağı Rumeli Feneri’ndekidir. Makinaya bakım için servisten geliyorlar. Sürekli bir hazırlığımız var, devamlı ustalar geliyor. Bu sene palamut balığı gözükmüyor. Örnekleri palamudun olmayacağını gösteriyor. Hamsi olur bu sene, lüfer, sarıkanat olma ihtimali var. Palamut balığın yavrusu görünürse, o yıl balık çok olur. Bu sene çok az göründü. Vatandaşlar hamsiye, istavrite, lüfere doyar. Palamut olursa da çok az olur" dedi.


"Bizden alanlar biraz insaflı olursa halkımız ucuz yer"


İlkokulu bitirdiği gibi balıkçılığa başladığını ifade eden Eyüp Şengül, ""Yasak bitecek 1 Eylül’de denize açılmamız lazım. Bu nedenle ağlarımızı bir an önce yetiştirmeye çalışıyoruz. Ağlarımızın bakımlarını yapıyoruz, yırtıklarını onarıyoruz. Bu sene hamsi bol gibi gözüküyor. Palamut balığı umduğumuz gibi çıkmadı. Palamut balığı olursa da biraz pahalı olur. Hamsi ve istavrit ucuz olabilir. Bizden alanlar biraz insaflı olursa halkımız ucuz yer. Bizden 1’e alıp 10’ a sattıkları için halk biraz pahalı yiyor" şeklinde konuştu.


"Bir araba balığın yarısı neredeyse mazot masrafına gidiyor"


Yarım asırdan uzun bir süredir balıkçılık yapan Fuat Sert, "Elimizde olan bir meziyetimiz var, od a bu ağları yırtıldığı zaman tamir etmek. 4 ay yasak, 8 ay çalışmaya bedel bizim için. ÖTV’siz mazot alsak da bizim fiyatlarımızı mazot etkiliyor. Bir araba balığın yarısı neredeyse mazot masrafına gidiyor. Devletin başındakilerin balıkçıların ana sorunu olan mazotu çözmeleri gerekiyor. Bugün en pahalı Türkiye kullanıyor. Diğer İskandinav ülkelerine gittiğin zaman bakıyorsun mazot bedava gibi bir fiyatla satılıyor" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.