GÜNDEM - 14 Temmuz 2024 Pazar 09:34

Şehit babasından İBB’ye bayrak tepkisi: “Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor”

A
A
A

15 Temmuz darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde kalbinden tek kurşunla vurularak şehit olan 21 yaşındaki Batuhan Ergin’in acılı babası Ahmet Ergin, oğlunun kabri başındaki yıpranan Türk bayrağının değiştirilmesini istedi. Güvenlik görevlisi aracılığıyla Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğüne başvuran acılı baba, “Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtıyla yıkıldı. Baba Ahmet Ergin İBB’ye tepki göstererek, “Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor” derken; yıpranan Türk bayrağı ise Beşiktaş Kaymakamlığı tarafından değiştirildi.

Batuhan Ergin, bundan 8 yıl önce 15 Temmuz gecesi “Eve erzak almaya değil, vatana sahip çıkmaya geldik” diyerek ve tankların önünde darbeye direndi. Ergin kalbinden tek kurşunla vurularak şehit oldu. Ergin’in naaşı o kanlı gecenin ardından Ortaköy Mezarlığına defnedildi.

Acılı aile oğlunu şehit verdiği hain darbe girişiminin yıl dönümünde kendilerini yıkan bir olayla daha karşı karşıya kaldı. Batuhan Ergin’in mezarı başındaki Türk bayrağının yıprandığını gören acılı baba, Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’ne güvenlik görevlisi aracılığıyla talebini iletti. Birkaç gün sonra şehit oğlunun mezarı başına gittiğinde bayrağın değiştirilmediğini gördü. Güvenliğe isteğini bir kez daha yineledi. Ancak Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’nden gelen “Bizim sorumluluğumuzda değil onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtı acılı babayı adeta yıktı. Duruma tepki gösteren baba Ahmet Ergin, olayı Beşiktaş Kaymakamı Oğuzhan Bingöl’e anlattı. Şehidin kabri başındaki yıpranan Türk bayrağı kısa süre içinde yenisiyle değiştirildi.

“Oğlum kalbinden tek kurşunla vurularak şehit edildi”

15 Temmuz gecesi şehit olan 21 yaşındaki Batuhan Ergin’in babası Ahmet Ergin o gece ile ilgili, “Batuhan bir arkadaşının evinde televizyon seyrederken darbe olduğunu öğrendi. Ben de kendisini bu konu hakkında uyarmıştım ’eve gel’ diye. Batuhan sonra sokağa çıktı. Ardından marketlerdeki, bankamatikteki kuyruğu görüp sinirlendi ve ’Aldığınız ekmekler ve makarnalar bitmeyecek mi sanki vatan elden gidiyor siz ekmek makarna peşine düşmüşsünüz’ dedi. Batuhan, arkadaşıyla birlikte Ortaköy’den 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne tankların önünde darbeye direnmek için geçti. Askerden de yeni gelmişti zaten. Oğlum, kalbinden tek kurşunla vurularak şehit edildi” diye konuştu.

“Askerdeyken de çok şehit olmak istiyormuş”

Oğlunun çok yardımsever olduğunu söyleyen Ergin, "21 yaşındaydı ama çok olgundu. Vatan, millet aşkıyla yanıp tutuşan bir çocuktu. Askere gittiğinde de kendi isteğiyle komando oldu. Askerdeyken de çok şehit olmak istiyormuş. ’Komutanlarına çatışmaya ben de gelmek istiyorum’ diyormuş. Batuhan, şehitlik makamını askerdeyken de çok istiyormuş. 15 Temmuz gecesi şehit oldu. Allah mekanını cennet eylesin. Evlenip çocuk sahibi olmak çok istiyordu. Eğer şehit olmasaydı şimdi Batuhan’ın 3-4 tane çocuğu vardı. Üzerinden 8 sene geçti. 80 sene de geçse yüreğimizdeki acı dinmiyor. Bizimle mezara kadar da gelecek. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Ben her gün mezara geldiğim zaman daha kötü olarak ayrılıyorum. 8 senede çok yarım kaldık. Eksik kaldık, hayatımız mahvoldu. 4 kişilik mutlu bir aileyken bir bacağımız kesilmiş mutsuz bir aileyiz” dedi.

Acılı baba, “Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin” yanıtıyla yıkıldı

Şehit oğlunun kabrinin başındaki başındaki bayrak bayağı eskidiğini, renginin solduğunu yırtıldığını anlatan baba Ergin, "Bu durumu ben güvenlik görevlisi arkadaşa söyledim. 15 Temmuz geliyor bu bayrağı değiştirin diye. Aradan birkaç gün geçti ve bayrağın değişmediğini gördüm. Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğünde bu işle ilgilenen kişi, ’Bayrağı değiştirmek bizim görevimiz değil, onu da şehidin babası değiştirsin’ diye bana haber gönderdi. Ben de bu duruma çok sinirlendim. Netice bayrağı değiştirmek değil ben kendim de değiştiririm bayrağı ama burası bir mezarlık. Bu bayrak bizim şehitlerimizin kanını alan bir bayrak. O renkte benim oğlumun da kanı var ve bayrağın rengi solmuş. Nasıl o bayrak değiştirmez. Senin cebinden mi çıkıyor o para? Ben bu olaya çok sinirlendim” ifadelerini kullandı.

“Oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor”

Aldığı yanıt karşısında büyük üzüntü yaşadığını söyleyen baba Ergin, "Bu arkadaşın Türklüğünden de şüphe ediyorum. Acaba oğlum 15 Temmuz şehidi olduğu için mi bu bayrağı değiştirmek zor geliyor. Senin 15 Temmuz’la bir bağlantın mı var? Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü’ndeki biri. Her kurum içerisinde bir tane çıbanbaşı, hadsiz vardır. Ben bu olayı bütün Mezarlıklar Müdürlüğüne yıkmıyorum. Aynı gün olayı Beşiktaş Kaymakamımız Oğuzhan Bingöl’e anlattım. Sağ olsun ertesi gün bayrağı değiştirdi. O günden sonra vatandaşlardan ve resmi kurumlardan bana onlarca bayrak hediye edildi. Sorun bayrak değil sorun bu şahsın bana karşı almış olduğu tavır. Sen 15 Temmuz darbesine muhalif olan kişilerden misin de bu bayrağı değiştirmek istemiyorsun? O kadar olay oldu ama kimse beni arayıp da özür dilemedi. Hiçbir olay olmamış gibi herkes kulağının üzerine yattı” dedi.

Şüheda Kıroğlu - Enis Derdimentoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı’da "IC Mutluluk Harekatı" ile çocukların oyuncak hayalleri gerçek oldu Ağrı İbrahim Çeçen Vakfı (IC) tarafından hayata geçirilen "IC Mutluluk Harekatı" projesi kapsamında, il genelindeki anaokulu ve ilkokullarda eğitim gören ihtiyaç sahibi öğrencilerin hayallerindeki oyuncaklar temin edilerek kendilerine hediye edildi. "IC Mutluluk Harekatı" projesi çerçevesinde öğrencilerden, sahip olmak istedikleri oyuncakları bir kağıda yazarak öğretmenlerine teslim etmeleri istendi. Toplanan notlar, okul yöneticileri aracılığıyla IC Vakfı İl Temsilcisi Güven Karakaya’ya ulaştırıldı. Ardından, İbrahim Çeçen Vakfı Genel Müdürü Dr. Meral Dinçer başkanlığında oluşturulan komisyon tarafından öğrencilerin hayalini kurduğu oyuncaklar tek tek belirlenerek satın alındı. Hazırlanan hediyeler, özel paketler halinde öğrencilere ulaştırılmak üzere hazırlandı. Proje kapsamında yaklaşık 500 öğrencinin hayalindeki oyuncak temin edilerek kendilerine teslim edildi. Proje kapsamında, Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek, İbrahim Çeçen Vakfı Genel Müdürü Dr. Meral Dinçer ve beraberindeki heyet, Ozanlar Yatılı Bölge Ortaokulu’nu ziyaret ederek öğrencilere hediyelerini takdim etti. Öğrencilerle bir süre sohbet eden İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek, böyle anlamlı bir projeye katkı sunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çocukların yüzündeki tebessümün en büyük kazanç olduğunu belirten Kökrek,"Bugün burada, çocuklarımızın hayallerini gerçekleştirmek üzere bir aradayız. Onların mutluluğu, biz eğitimciler için en önemli önceliklerden biridir. Hayalindeki oyuncağa kavuşan her çocuğumuzun gözlerindeki ışıltıyı görmek, bizim için en büyük motivasyon kaynağıdır. Bu anlamlı projeyi hayata geçiren başta iş insanı Sayın İbrahim Çeçen olmak üzere, IC Vakfı yöneticilerine, gönüllülerine ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu tür projelerin devam etmesi en büyük temennimizdir. Çocuklarımızın mutlu olduğu bir dünyada yaşamak hepimizin ortak sorumluluğudur." dedi IC Vakfı Genel Müdürü Dr. Meral Dinçer de yaptığı konuşmada, çocukların hayallerini gerçekleştirmekten büyük bir mutluluk duyduklarını belirterek, bu tür projelerle sosyal sorumluluk çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı. Programa, Milli Eğitim Şube Müdürü Necmi Karaoğlan, IC Vakfı Temsilcisi Güven Karakaya, IC Vakfı gönüllüsü Hande Başbuğ, İbrahim Çeçen Üniversitesi Şube Müdürü Bülent Yontar ve Ozanlar Köyü Muhtarı İsmail Tanrıverdi de katıldı.
Muğla Muğla’da kadın ve çocuk yoksulluğuna karşı ortak mücadele Muğla Büyükşehir Belediyesi, kadın ve çocuk yoksulluğu konusunda farkındalık oluşturmak ve bu soruna çözüm yolları aramak amacıyla önemli bir etkinliğe imza attı. ‘Kadın ve Çocuk Yoksulluğu’ konulu söyleşi, alanında uzman isimlerden Hacer Foggo ve Melek Bahat’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Bulut, "Belediyelerin yapacağı çalışmalar çok değerli" Karya Kadın Derneği Başkanı Dilek Bulut, "Kadın yoksulluğunun gündeme alınması kadınlar ve çocuklar için çok önemli. Belediyenin bu noktada önemli çalışmaları var bunları desteklemek gerekiyor. Bunun yanı sıra yoksullukla bağlantılı olarak kreşlerin olmaması ve huzurevlerinin olmaması bütün bakım yükünün kadına aktarılması demek. Bugün burada bu konular üzerinde konuşulması kadınlar için çok önemli. Tam da aile yılı ilan edilmişken belediyelerin bu konularda yapacağı çalışmalar bizlerin hayatını değiştirebilir" dedi. Söyleşiye katılan Muğla Emek Benim Kadın Derneği Başkanı Nahide Uçar, "Kadın yoksulluğu ülkemizin ve dünyanın sorunu. Bununla mücadele etmek çok güzel bir şey. Bir eve girdiğin zaman çok sayıda çocukların olduğunu ve kadının o evi geçindirdiğini görüyoruz. Bu ailelerde çocukların çalıştığını bile görebiliyoruz. Bu noktada belediyemiz güzel çalışmalar yapıyor. Biz de STK’lar olarak belediyemize destek olacağız" dedi. Foggo, "Muğla’da güzel işlere imza atıyoruz" Hacer Foggo, "Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımızla Bodrum’da yoksulluk çalışmıştık. Bodrum gibi bir yerde derin yoksulluk olduğunu çözerek başkanımız sayesinde birçok güzel iş yaptık. Şimdi de Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı olarak nasıl işlere imza attığını görüyoruz. Türkiye’nin tek gündemi aslında yoksulluk. Bugün burada bunu değerlendirdik. Yalnızca söyleşi olarak kalmayacak bu çalışmamızda saha çalışmaları da gerçekleştireceğiz" Başkan Aras, "Eşit bir toplum için çalışıyoruz" Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Kadın ve çocukların toplum içindeki rollerinin güçlendirilmesi, toplumsal eşitsizliğin azaltılması, her bireyin eşit haklar ve fırsatlara sahip olması için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Özellikle ülkemizdeki ekonomik bozulma eşitsizliklerin derinleşmesine neden oluyor. Biz de kent yoksulluğuyla mücadele için önemli çalışmaları hayata geçirdik. Bu tür etkinlikler de hem toplumu bilinçlendirmek hem de çözüm önerilerini birlikte geliştirmek adına büyük bir önem taşıyor. Hep birlikte, daha adil, daha adil bir toplum için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
İstanbul Türkiye şampiyonasına "Sultangazi" damgası Sporda aldığı başarılara her geçen gün yenisini ekleyen Sultangazi Belediyesi Spor Kulübü, Yalova’da düzenlenen Wushu Kung-fu Türkiye Şampiyonası’na damga vurdu. Farklı kategorilerde yarışan sporcular, 17 madalya ile turnuvayı tamamlamayı başardı. Yalova’da düzenlenen, Wushu Kungfu Türkiye Şampiyonası’na katılan Sultangazili 27 sporcu; minikler, yıldızlar, gençler, büyükler, sanda ve taola kategorisinde kıyasıya ayrıştı. Sultangazili sporcular, turnuvadan 17 madalya elde ederek büyük bir başarıya imza attı. Farklı kategorilerde 6 altın, 4 gümüş ve 7 madalya alan sporcular hem ailelerine hem de hocalarına büyük gurur yaşattı. Turnuvanın yıldızı ise minikler oldu. Minikler kategorisinde yarışarak 2 altın madalya kazanan sporcular, yüzleri gülümsetti. Sporcularımızla gurur duyuyoruz Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "Sporcularımızın art arda aldığı başarılar bize ve tüm Sultangazi’ye büyük gurur yaşatıyor. Turnuvadan 17 madalya ile dönen sporcularımızı yürekten tebrik ediyorum. İlçemizden geleceğin sporcuları çıksın, sağlıklı nesiller yetişsin istiyoruz. Sultangazi’nin sporda da Sultan Şehir olması için dur durak bilmeden çalışıyor, gençlerimize spor yapabilecekleri alanlar kazandırıyoruz. Bizler gençlerimizin yanındayız. Yeter ki onlar sporla uğraşmak istesin, onlara her türlü imkanı sunmaya hazırız" dedi.